Galatasaray Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden Prof. Dr. Sezai Enis Tulça, Doğu Akdeniz'de yaşanan gerilimi ve olası gelişmeleri euronews Türkçe için değerlendirdi.
REKLAM
Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de Kıbrıs münhasır ekonomik bölgesinde sürdürdüğü doğal gaz arama ve sondaj çalışmaları, Yunanistan ve Güney Kıbrıs'ın baskısıyla Avrupa Birliği (AB) liderler zirvesi gündemine getirildi.
Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, AB'den Türkiye'ye karşı daha sert bir tavır koymasını istedi. AB ise Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de yürüttüğü "yasa dışı" faaliyetleri kınayarak yaptırım mesajı verdi.
Galatasaray Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden Prof. Dr. Sezai Enis Tulça, Doğu Akdeniz'de yaşanan gerilimi ve olası gelişmeleri euronews Türkçe için değerlendirdi.
Türk - Yunan ilişkileri uzmanı, diplomat ve akademisyen Enis Tulça, Doğu Akdeniz'de tarafların geri adım atmaması halinde "Burada hiçbir çatışma riski ya da hiçbir risk yok diyemeyiz." şeklinde konuşuyor.
Tulça, Kıbrıs meselesinde Türkiye'nin "İkinci Barış Harekatını" dünyaya tam olarak anlatamamasının ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) bugün dünyada hiçbir ülke tarafından tanınmamış olmasının Doğu Akdeniz'de önemli bir dinamik olduğunu söylüyor.
Tulça'ya göre, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de önemli iki eksisi "Kıbrıs'ın tanınmaması ve Türkiye'nin münhasır ekonomik sahasını zamanında dünyaya bildirememiş olması".
AB tarafından Türkiye'ye olası ekonomik yaptırımların kısa dönemde uygulanmasının güç olduğunu belirten Tulça, Türkiye'nin AB'ye karşı elinde önemli bir "göçmen" kozu olduğunu söylüyor.
Tulça ayrıca Doğu Akdeniz'in bugünkü meselesinde yalnız Güney Kıbrıs, Yunanistan, KKTC değil, Rusya da dahil olmak üzere birçok büyük gücün bu işin içinde olduğunu söylüyor ve ekliyor: "Herkesin gözü Akdeniz'de"