Türkiye'nin Avrupa Konseyi ile olan 70 yıllık serüveninde neler yaşandı?

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu © Reuters
© Reuters
By Gülsüm Alan
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

Türkiye'nin Rusya'nın da üyesi olduğu Avrupa Konseyi'ne üyeliği "Avrupa değerlerine" bağlılığının en önemli göstergesi. Ancak Ankara, son yıllarda Avrupa Konseyi bünyesinde bulunan birçok Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarına uymamakla eleştiriliyor.

REKLAM

Türkiye, insan hakları ihlallerini denetleyen Avrupa Konseyi'ne tam 70 yıldır üye. Avrupa Konseyi'nin kuruluşunun 70. yıl dönümü Fransa'nın Strasbourg şehrinde törenle kutlandı. 2010 yılında Avrupa Konseyi'ne başkan seçilen ilk Türk parlamenter olarak tarihe geçen Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Marija Pejcinovic-Buric ve birçok yetkili yıl dönümün dolayısıyla bir araya geldi.

Türkiye'nin Rusya'nın da üyesi olduğu Avrupa Konseyi'ne üyeliği "Avrupa değerlerine" bağlılığının en önemli göstergesi. Ancak Ankara, son yıllarda Avrupa Konseyi bünyesinde bulunan birçok Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarına uymamakla eleştiriliyor. 

Türkiye Avrupa Konseyi'nin kurucu üyeleri arasında

47 üyeli Avrupa Konseyi 5 Mayıs 1949 yılında İkinci Dünya Savaşı'ndan büyük kayıplarla çıkan Avrupa'da halklar arasında uzlaşı sağlanması ve gerginliği giderme amacıyla kuruldu.

Avrupa Konseyi'ni kuran Londra Antlaşması aralarında Belçika, Hollanda, İtalya ve Fransa'nın da bulunduğu on Avrupa Birliği ülkesi tarafından imzalandı. Türkiye 13 Nisan 1950 tarihinde Avrupa Konseyi'nin 13. üyesi oldu.

AİHS 1989 yılında Türk vatandaşlarına açıldı

Avrupa Konseyi'nin bel kemiğini oluşturan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) 4 Kasım 1950 tarihinde Roma'da imzalandı.Türkiye AİHS'yi hazırlayan 12 Avrupa ülkesinden biri olarak tarihe geçti ancak bu sözleşme Türk vatandaşlarına 1989 yılında açıldı. 

Avrupa Konseyi birçok konuda üye ülkelerle siyasi işbirliği yürütüyor. Bütün taraf ülkelerin bireysel başvuru hakkını kabul ettiği yargı organı olan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) başta olmak üzere birçok denetim mekanizması bulunuyor.

Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM), 2018 yılında düşünce ve ifade özgürlüğünden en fazla mahkum olan ülkeler arasında ilk sırayı aldı.

1998'de Kürtler'in toplu göçe zorlanması raporu yayımlandı

Avrupa Birliği kurumları ile yakın işbirliği içerisinde çalışan Strasbourg merkezli Avrupa Konseyi 3 Haziran 1998 yılında “Türkiye'nin Güneydoğusunda ve Kuzey Irak'taki Kürtler ile ilgili toplu göç" konusunda bir rapor yayımlandı. Raporu kaleme alan Sosyalist grup üyesi İsviçreli parlamenter Ruth-Gaby Vermot-Mangold idi. Raporda, 3 bin 185 köyün boşaltıldığı, en az 364 bin 742 Kürt kökenli vatandaşın mağdur edildiği belirtildi. Raporda ayrıca Türkiye’ye güneydoğunun sosyal ve ekonomik anlamda geliştirilmesi tavsiye ediliyor.

Avrupa Konseyi insan hakları ve hukukun üstünlüğünü denetlemek için birçok mekanizma geliştirdi. Bu mekanizmalar arasında Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT) de bulunuyor. Ancak parlamenterlerin Türkiye'de yaptığı çalışmalar Ankara'nın onayını almadan yayımlanamıyor. Konsey'in bütçesi üye ülkelerin nüfus ve GSMH'sine göre hesaplanan katkılarından oluşuyor.

Avrupa Konseyi bünyesinde 1990'lı yılların başından bu yana kurulan bir diğer denetleme mekanizması Avrupa Irkçılık ve Yabancı Düşmanlığı ile Mücadele Komisyonu (ECRI), Venedik Komisyonu, Avrupa Konseyi Yolsuzluğa Karşı Devletler Topluluğu (Greco). 

Avrupa Konseyi'nin Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubu (GRECO) haziran ayında yayımladığı raporda, Türkiye'nin milletvekilleri, hakimler ve savcılara yönelik yolsuzluğu önleme konusunda konseyin tavsiyelerini en az yerine getiren ülkelerden biri olduğuna dikkat çekildi.

Ankara, Konseyin denetim mekanizmasından çıkmayı başardı

10-11 Aralık 1999 tarihi Türkiye için bir dönüm noktası olarak kabul ediliyor zira Helsinki Zirvesi’nde Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne adaylık başvurusu resmen onaylandı. 17 Aralık 2004 tarihli Brüksel Zirvesi'nde, Türkiye'nin siyasi kriterleri yeterli ölçüde karşıladığı belirtilerek 3 Ekim 2005'te müzakerelere başlanması kararı alındı. 

Türkiye Avrupa Birliği üyesi olma yolunda ilerleme konusunda iyi niyetini ispatlamak için reform yapmayı kabul etti. Böylelikle idam cezasını kaldırdı, Avrupa Birliği'nin talep ettiği "Kopenhag siyasi kriterlerini yeterince yerine getirdiği" gerekçesi ile 2004 yılında Avrupa Konseyi denetim mekanizmasından çıkmayı başardı.

Türkiye'nin 2000-2011 yılların demokrasi alanında iyi niyet göstergesinde bulunarak reformlara ağırlık vermesi Avrupa'da olumlu karşılandı.

Ankara, 2017'de yeniden denetime alındı

2013 yılında İstanbul'da Gezi olaylarının patlak vermesi ile birlikte ilişkiler yeniden gerildi. 15 Temmuz 2016 darbe girişiminin ardından bazı raporlar Türkiye'nin onayı olmadığı için yayımlanamadı.

Son olarak Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nde (AKPM) yaptığı konuşmada Türkiye'ye yönelik eleştirilerde bulundu. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu bu eleştirilere "Macron'un konuşmalarını ayakları pislik içinde gömülüyken, öten horoza benzetiyorum." dedi.

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Demirtaş’ın avukatları: Türkiye, AİHM kararını uygulamazsa Avrupa Konseyi’nden çıkartılabilir

Avrupa Konseyi: Türkiye yargı bağımsızlığında sorunlu 4 ülkeden biri

Avrupa Konseyi yolsuzluk raporu: Türkiye yargıdaki yolsuzluğu önlemek için tavsiyelere uymadı