Rolando Villazón, bel canto repertuvarının hazinelerinden bir İtalyan kovboy filmi sahneliyor. Dünyaca ünlü çok yönlü artist, Donzietti'nin şen şakrak romantik komedisi l'Elisir Amore'sini, 1940'ların kovboy filmi setine aktarıyor.
Rolando Villazón, bel canto repertuvarının hazinelerinden bir İtalyan kovboy filmi sahneliyor.
Dünyaca ünlü çok yönlü artist, Donzietti'nin şen şakrak romantik komedisi l'Elisir Amore'sini, 1940'ların kovboy filmi setine aktarıyor.
Bu zengin ve renkli evren, Almanya'daki Opera Leipzig'de alkış topluyor.
Villazón, kovboy filmleri dünyasıyla inanılmaz bir ilişki içinde olduğumuzu söylüyor ve ekliyor: "Çok sayıda kovboy filmi var. Kurallara uymamış bir kovboy ve apaçisin ve sonra şerif gelir. Bu gerçekten bizi fantezi ve hayal gücü ile dolduran bir dünya."
Operanın sopranosu Bianca Tognocchi'ye göre yönetmen kaba komedinin ve Commedia dell'arte'nin birçok ögesini kullanıyor. Tognocchi, eserde kültürünün eski ürünlerini ve aynı zamanda çok fazla kukla tiyatrosu izleri gördüğünü söylüyor.
Aksiyonun merkezinde şu var: Güzeller güzeli Adina için yanıp tutuşan Nemorino, bir şarlatandan aldığı aşk iksirinin etkili olduğunu düşünüyor. Yönetmen eseri şu şekilde anlatıyor: "Bu yapımda Adina filmin yıldızı, filmin bir adı var: 'The Wild Wild Girl'. Nemorino, divanın gerçekten iyi bir dostu ve bir figüran olarak çalışıyor. Sorun şu ki Nemorino neyin gerçek neyin olmadığını ayırt edemiyor. Her şey Adina'nın ağladığı korkunç bir sahneyle başlıyor ve o geliyor: 'Ah hayır, ağlama, ağlama, burada, bir mendile ihtiyacın var lütfen ağlama.' diyor. Ve adam sahneyi mahvediyor."
Villazón'a göre Adina bunu itiraf etmiyor ama aslında o da Nemorino'ya aşık.