Soylu: DEAŞ'lıları vatandaşlıktan çıkarsalar da göndereceğiz
REKLAMİçişleri Bakanı Süleyman Soylu: "Biz elimizdeki DEAŞ'lıları ister vatandaşlıktan çıkarsınlar ister çıkarmasınlar kendi ülkelerine göndeririz." dedi.
Green Park Otel'de düzenlenen Polis Merkezleri Eğitici Yetiştirme Kursu 2'nci Grup açılış programı sonrası gazetecilerin sorularını yanıtlayan Soylu, şu an hapishanelerde bin 200'e yakın IŞİD'linin olduğunu söyledi.
Barış Pınarı Harekatı'ndan sonra ellerinde bir kısmı kadın ve çocuk 287 DEAŞ'lının olduğunu belirten Soylu, "Hapishanelerdekilerin hepsi yabancı terörist savaşçı. Aynı zamanda geri gönderme merkezlerimizde yabancı terörist savaşçılar var. Bunların hepsiyle ilgili çeşitli çalışmalarımızı gerçekleştiriyoruz" şeklinde konuştu.
Yakalananların adli makamlara intikal ettirildiğini söyleyen Soylu "İntikal ettirildikten sonra ya cezaevlerine girerler veyahut da geri gönderme merkezlerine gider. Biz de bunları dönem dönem ülkelerine iade ederiz." ifadelerini kullandı.
- Euronews Özel: IŞİD'in Avrupalı Çocukları
- IŞİD lideri Bağdadi'nin ardından: Türkiye'yi ve bölgeyi ne bekliyor?
Soylu: "Elimizde bulunanları elbette ki ülkelerine göndereceğiz"
Soylu, açıklamasında şunları kaydetti: "Şimdi de elimizde bulunanları elbette ki ülkelerine göndereceğiz. Ancak dünya yeni bir metot belirledi. Belirledikleri metot, 'Biz bunları vatandaşlıktan çıkaralım' diyorlar. Özellikle dünkü açıklamamızdan sonra şöyle bir tespitte bulunmaya çalışıyorlar. 'Bunlar, bulundukları yerlerde yargılansınlar.' diyorlar. Yani bu da yeni bir uluslararası hukuk herhalde. Yani 21'inci yüzyıla mülteci, sığınmacı meselesinde maalesef hiç uymayan davranışlar ortaya koyan ülkeler, şimdi terörizm konusunda yeni bir içtihadı ortaya koyuyorlar. Bu içtihadı kabul etmek mümkün değildir. Hiç üzülmesinler, biz elimizdeki DEAŞ'lıları ister vatandaşlıktan çıkarsınlar ister çıkarmasınlar kendi ülkelerine göndeririz."
Euronews'e konuşan iki ülke yetkilileri, IŞİD mensupları konusundaki tutumlarının değişmediğini; en iyi çözümün örgüt üyelerinin bulundukları yerlerde yargılanması olduğunu belirtmişti.