Son 26 yıldır Alexander Lukaşenko tarafından yönetilen Belarus'ta 9 Ağustos'ta yapılacak seçimlerde iktidarın karşısına 37 yaşında bir öğretmen çıkıyor. Euronews'e konuşan Tikhanovskaya, adil seçim çağrısı yapıyor.
REKLAMSon 26 yıldır Alexander Lukaşenko tarafından yönetilen Belarus'taki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde iktidarın karşısında 37 yaşında bir öğretmen var.
Seçim kampanyası döneminde adından söz ettiren Svetlana Tikhanovskaya, 65 yaşındaki Lukashenko'nun karşısındaki en büyük rakip olarak görülüyor.
Eşi hapse atılan iki çocuk annesi Tikhanovskaya, mayıs ayında cumhurbaşkanlığına aday olduğunu açıklamasından sonra Belarus'un en güçlü kadınları arasında gösterilmeye başladı.
Euronews'e konuşan Tikhanovskaya, adil seçim çağrısı yapıyor.
Eşi hapse atıldıktan sonra aday oldu
Onu seçimler için harekete geçiren olay cumhurbaşkanı eski adayı popüler blog yazarı eşi Sergei Tikhanovsky'un hapse atılması oldu.
Eski İngilizce öğretmeni ve çevirmen olan, 'son 10 yıldır evde iki çocuğuna annelik yapan' Tikhanovskaya, Lukashenko iktidarına son vermeye kararlı.
Ülkede halkın şu anki yönetimin politikalarından dolayı mutsuz olduğunu söyleyen Tikhanovskaya, iktidarın ekonomiyi iyi yönetemediğini ve özgürlükleri kısıtladığının altını çiziyor. Belarus Maliye Bakanlığı verilerine göre ülkenin 2010'da 59,2 milyar dolar olan milli geliri 2019'da 45,6 milyar dolara kadar geriledi.
Son üç ayda popülaritesi artan Tikhanovskaya, seçimde aday olduklarını duyuran Maria Kolesnikova ve Veronika Çepkalo'nun desteğini aldı.
Çocuklarını ülke dışına gönderdi
Tikhanovskaya, Belaruslu yetkilierin 4 ve 10 yaşlarındaki çocuklarına zarar geleceği endişesiyle bir Avrupa Birliği ülkesine gönderdi.
Kendisinin politikacı olmadığı halde mücadeleyi bırakmayacağını kaydeden Tikhanovskaya, "Artık Lukashenko'ya destek yok. O hile yapsa bile halkın ona yeni bir dönem için yönetme yetkisi vermeceğinden eminim" diyor.
Daha önceki seçimler öncesinde de protestoların olduğunu hatırlatan Tikhanovskaya, "İnsanlarımızın istediği değişimi inkar edemezsiniz. Bu birkaç günde olmaz, belki eylül, ekim ya da kasım'da olur; ancak halkımız bu cumhurbaşkanını artık istemiyor" şeklinde konuşuyor.
Seçimden sonra mulafetin lideri olur mu?
Peki Tikhanovskaya, seçimi kaybetmesi durumunda 'muhalif lider' rolüne devam edecek mi?
Polisin şiddet kullandığı için gösterilerin devam etmesini istemediğini de kaydeden Tikhanovskaya, "Haksız seçimden sonra insanlar anayasaya göre yasal olan oylarını savunmak için sokağa çıkma hakkını kullanmak isterlerse bunu yapmaları yasaklanamaz. Polis ve ordudan barışçıl insanlara ateş etmemelerini istiyorum. Ancak insanları sokaklara gitmeye çağırmıyoruz. Yasal yolları kullanmak istiyoruz. İnsanların vurulmasını istemiyorum ama bu benim değil, insanların kararı olacak. Herkes için karar veremem, çünkü her insan liderdir ve istediklerini yapabilirler" diyor.
"Eşim çok güçlü ve cesur"
Tikhanovskaya, başlangıçta neler olabileceğinden korktuğu için eşi Sergei Tikhanovsky'nin kampanyasına karşı olduğunu hatırlatıyor.
Ancak 15 günlük hapis cezası almasıyla bayrağı ondan devralan Tikhanovskaya, "O bürokrasiye hakkında gerçekleri söylemekten kormayan çok güçlü ve cesur bir kişi" olarak tanımlıyor.
Sergei Tikhanovsky, geçtiğimiz Mayıs ayında 'kamu düzenini bozmak ve seçim kanunu ihlal' suçlamasıyla cezaevine gönderildi.
Ülkede değişimin yakında geceğini vurgulayan Tikhanovskaya, "Hükümetimizin saygısına ihtiyacımız var ve bu hükümet bize asla saygı duymayacak, çünkü 20 yıldan fazla bir süredir bunu yapmadı. Onlar halkı birlik ve halk olarak görmedi. Onlar için sadece işgücü olarak gördü"
"Belarus'ta 1995'ten beri seçimler adil değil"
Rusya ve NATO ülkeleri Polonya, Litvanya ve Letonya arasındaki yaklaşık 10 milyon nüfuslu ülke 1991'de bağımsızlığını kazanmasının ardından son 26 yıldır Aleksander Lukaşenko tarafından yönetiliyor.
REKLAMAvrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı verilerine göre, 1995'ten bu yana Belarus'taki devlet başkanlığı seçimleri adil ve özgür bir ortamda yapılmıyor.
Avrupa'nın 'son diktatörü' tarafından yönetilen ülke olarak çağrılan Belarus, Freedom House örgütüne göre "Sivil özgürlüklerin sıkı bir şekilde kısıtlandığı otoriter bir devlet."
Belarus'taki seçim sonuçları Avrupa Birliği tarafından resmi olarak tanınmıyor.