İran, Avrupa Birliği'nin (AB) İranlı muhalif gazeteci Ruhullah Zem'in idam edilmesini kınaması nedeniyle birliğin dönem başkanı olan Almanya'nın Tahran Büyükelçisi'ni Dışişleri Bakanlığına çağırdı.
REKLAMİran, Avrupa Birliği'nin (AB) İranlı muhalif gazeteci Ruhullah Zem'in idam edilmesini kınaması nedeniyle birliğin dönem başkanı olan Almanya'nın Tahran Büyükelçisi'ni Dışişleri Bakanlığına çağırdı.
İran resmi ajansı IRNA'nın haberine göre, Alman Büyükelçi'ye AB'nin söz konusu idamı kınaması nedeniyle Tahran yönetiminin itirazı iletildi.
Fransa Temsilciliği Başkanı'nın da aynı konuyla ilgili Dışişleri Bakanlığına çağrılacağı belirtildi.
Muhalif gazeteci Zem idam edildi
İran'da rejim muhalifi Amednews haber sitesinin editörü Ruhullah Zem hakkında verilen idam cezası dün infaz edildi.
Devrim Mahkemesi, haziran ayında, Zem'i "yeryüzünde fesat çıkarmak" suçlamasıyla idama mahkum etmişti.
Açılımı, "bilinçlendirme, mücadele, demokrasi" olan Amednews, 2015'te sosyal paylaşım uygulaması Telegram üzerinden faaliyete başladı. Rejim muhalifi haberlerle öne çıkan ve kısa sürede 1 milyondan fazla takipçiye ulaşan hesap, yaklaşık 2 yıl sonra kapatıldı.
Bir dönem Paris’te sürgünde yaşayan Zem, geçen yıl “esrarengiz” bir şekilde ülkeye döndü ve daha sonra "devrim karşıtı faaliyetler yürüttüğü" gerekçesiyle Ekim 2019'da gözaltına alındı.
İran’da, kötüye giden ekonomi ve hayat pahalılığını protesto etmek için 2017 yılında düzenlenen gösterilerde yaklaşık 5 bin kişi gözaltına alınmıştı.
AB'den idama kınama
AB yaptığı açıklamayla Zem'in idamını "en sert şekilde kınadığını" belirtmişti. AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell de ölüm cezasının her koşulda reddedilmesi gerektiğini ve İran yönetiminin Zem'e yönelik yargılamanın adil olduğunu ispatlaması gerektiğini ifade etmişti.
Almanya Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, Alman hükümetinin, İran'da Zem'in idam cezasının infaz edilmesinden dehşete düştüğü belirtilerek, gazetecinin yakınlarına ve dostlarına başsağlığı dilenmişti.
Fransa Dışişleri Bakanlığı da "düşünce ve basın özgürlüğüne ağır müdahale" yapıldığını savunarak idamı kınamıştı.