Türkiye gündemine ilişkin güncel gelişmeleri aktardığımız canlı blog sayfası.
Türkiye gündemine ilişkin önemli gelişmeleri aktardığımız canlı blog sayfası.
${title}
Canlı anlatım sona erdi
İstanbul'da EYT mitingi düzenlendi
Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) Federasyonu tarafından, Maltepe'de "Varız, biriz, buradayız" sloganıyla düzenlenen mitinge, İstanbul ve çevre illerden çok sayıda kişi katıldı.
Maltepe etkinlik alanında yapılan mitingde, EYT yazılı dövizler taşıyan katılımcılar, emeklilikte yaşa takılanlar için gerekli düzenlemelerin yapılmasını isteyen sloganlar attı.
Çeşitli sivil toplum kuruluşlarının da destek verdiği mitinge, Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, Zafer Partisi Genel Başkan Ümit Özdağ, Türkiye Değişim Partisi Genel Başkanı Mustafa Sarıgül de katıldı.
Katılımcılara hitap eden EYT Federasyonu Başkanı Gönül Boran Özüpak, "Bizim tek meselemiz EYT'dir. Haklı mücadelemizde bizler herhangi bir siyasi partiye değil haklarımızın gasp edilmesine muhalifiz." dedi.
Dünyanın hiçbir yerinde EYT diye bir problem olmadığını ileri süren Özüpak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yaklaşan genel seçimle birlikte en güzel tepkimiz, demokratik hakkımızı kullanırken sandıkta tercihimizi bizi anlayan, bizi dinleyen ve yanımızda olanlardan yana kullanmamız olacaktır. Yasal olmayan hiçbir şeyde ısrarcı değiliz. Biz sadece yasaların geriye dönük işlemeyeceğini söylerken ısrarcıyız ve olmaya da devam edeceğiz. İşe giriş başlangıç tarihimizde bize sunulan şartlar neyse o şartların yerine getirilmesinde ve insanca yaşanır bir emekli maaşında ısrarcıyız. Emek bizim, alın teri bizim, biz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarıyız, bizi yok sayamazlar. En güzel tepkimizi de sandıkta göstereceğiz."
Sansür suçlamalarına neden olan Bakan Nebati skeci yayınlandı
Güldür Güldür mizah programının Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati skeci 'sansür' iddialarının ardından yayınlandı. Bakan Nebati, "Keyifle izledim, güldüm ve eğlendim ama gözlerimdeki ışıltıyı göremedim" mesajı paylaşırken gösteriye de gideceğini duyurdu.
Sosyal medyada fragmanı yayınlandıktan sonra televizyondan yayınlanmayan skeç, Güldür Güldür mizah programının dün akşamki bölümünde izleyici ile buluştu. Sansür suçlamaları nedeniyle tartışılan skeç, Bakan Nebati tarafından da esprili bir dille karşılandı.
Bakan Nebati sosyal medya hesabından skecin fragmanını alıntı yaparak, "Keyifle izledim, güldüm ve eğlendim ama gözlerimdeki ışıltıyı göremedim" dedi. Güldür Güldür sosyal medya hesabı da Bakan Nebati'ye "Mizaha yaklaşımınız ve paylaşımınız için teşekkür ederiz. Bir sonraki skece bekleriz" yanıtını verdi. Nebati ise "Elbette, memnuniyetle. İlk fırsatta geleceğim inşallah" diyerek cevap verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Kılıçdaroğlu'na 500 bin liralık tazminat davası
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na, partisinin 10 Mayıs'ta TBMM Grup Toplantısı ile dün CHP İstanbul İl Başkanlığı binası önündeki açıklamaları nedeniyle 500 bin liralık manevi tazminat davası açtı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın avukatı Hüseyin Aydın, yaptığı yazılı açıklamada, Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kişilik haklarına saldırıda bulunduğunu ileri sürdü.
Ankara Asliye Hukuk Mahkemesine verilen dilekçede şu ifadeler yer aldı:
İddiaların haksız ve mesnetsiz olduğu vasat zekaya sahip bir kişinin anlayabileceği şekilde izah edilmiştir. Ancak aynı iddiaların tekrarlanmasından anlaşılacağı üzere davalı, eleştiri ile hakaret arasındaki farkı idrak edemediği gibi Sayın Cumhurbaşkanımıza hakaret etmeyi de alışkanlık haline getirmiştir. Davalının bu bağlamda dile getirdiği söylemlerin, demokratik siyasi kültürde bir yeri bulunmamaktadır.
Biden, Finlandiya ve İsveç ile NATO üyeliği konusunu ele aldı
ABD Başkanı Joe Biden'ın İsveç Başbakanı Magdalena Andersson ve Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Niiniströ ile bir saati aşan bir görüşme gerçekleştirdiği bildirildi.
Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Niiniströ, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, görüşmede Rusya'nın Ukrayna işgaline ilişkin derin kaygıları dile getirdiklerini ve Finlandiya'nın NATO üyeliğine ilişkin bundan sonraki adımlarını görüştüklerini söyledi. Niiniströ, ABD'ye verdiği destekten ötürü teşekkür etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsveç ve Finlandiya'yı "terör örgütlerinin misafirhanesi" olmakla suçlayarak, NATO üyeliklerine sıcak bakmadığını söylemişti.
Bekir Bozdağ: Yargı görevlilerinin tehdit ve hakaretlerle hedef alması kabul edilemez
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, yargı görevlilerini tehdit ve hakaretlerle hedef almasının asla kabul edilemeyeceğini bildirdi.
Bozdağ, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "Yargı kararlarını bahane ederek, Sayın Cumhurbaşkanımızı hedef alan seviyesiz, ahlak ve hukuk dışı ifadelerinden dolayı CHP Genel Başkanını ve CHP'li yetkilileri kınıyorum." ifadelerine yer verdi.
Yargı mensuplarının anayasa, kanun ve hukuka uygun vicdani kanaatlerine göre karar verdiğini kaydeden Bozdağ, kararları nedeniyle yargı mensuplarını tehdit ve hakaret edenleri kınadı.
Bakan Bozdağ, şunları kaydetti:
"Ana muhalefet partisi lideri ve yetkililerinin, bekledikleri gibi karar vermeyen yargı görevlilerini tehdit ve hakaretlerle hedef alması asla kabul edilemez. Yargı kararları, siyasi taraftarlığa uygunluğa göre değerlendirilemez. Ana muhalefetin dilinden düşürmediği hak, adalet, hukuk devleti, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı gibi temel ve ilke kavramların, kendi siyasi yararları söz konusu olduğunda içlerinin nasıl boşaltıldığı hususu, ibretlik bir manzara arz etmektedir."
Türkiye Eczacılar Birliği'nden sitem: Çözülmesi gereken sorunlar dağ gibi birikmiş, eczacılar kaderlerine terkedilmiş
Türkiye Eczacılar Birliği (TEB) bilimsel eczacılığın 183üncü.yıl dönümü için yaptığı açıklamada eczanelerin en kolay erişilebilir, halka en yakın kuruluş olarak sağlık sisteminin kilit taşı olduğunun altı çizildi. Açıklamada Covid-19 pandemisi ile eczanelerin öneminin net olarak anlaşılmasına rağmen "Çözülmesi gereken sorunlar dağ gibi birikmiş, eczacılar adeta kaderlerine terk edilmişlerdir" ifadeleri kullanıldı.
TEB eczacıların beklentilerini:
- 13 yıldır revize edilmeyen ilaç fiyat kararnamesinin güncellenmesi
- Hastaların ilaca erişim sorununun çözülmesi
- İlaç firmaları SGK’nın belirlediği kamu kurum iskontolarını uygulamaktan kısmen ya da tamamen vazgeçmesinin konunun tarafları olmamasına rağmen hastaları ve eczacıları karşı karşıya getirmesi
- Kontrolsüz bir şekilde açılan eczacılık fakültelerinin mesleğin geleceği açısından uluslararası kalite standartlarında eğitim imkanını zora sokması
- İnternetten ve denetimsiz kanallardan satılan çeşitli ilaç ve takviye edici gıdalar
- Kamuda çalışan meslektaşlarının çalışma koşulları ve özlük haklarına ilişkin sorunları olarak sıraladı.
Erdoğan: İsveç ve Finlandiya'nın üyeliği için olumlu bir düşünce içerisinde değiliz

Cuma namazı sonrası gazetecilerin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliği sürecine ilişkin, "Biz şu anda İsveç ve Finlandiya ile ilgili gelişmeleri takip ediyoruz ama olumlu bir düşünce içerisinde değiliz. Çünkü daha önce Yunanistan ile ilgili NATO konusunda bir yanlış yaptılar, bizden önceki yönetimler ve Yunanistan'ın Türkiye'ye karşı NATO'yu da arkasına alarak takındığı tavrı biliyorsunuz." dedi.
Bu konuda ikinci bir yanlışı Türkiye olarak işlemek istemediklerini belirten Erdoğan "Kaldı ki İskandinav ülkeleri ne yazık ki terör örgütlerinin adeta misafirhanesi gibi. PKK'sı, DHKPC'si İsveç'te, Hollanda'da yuvalanmış durumdalar. Ve oraların hatta daha da ileri gidiyorum parlamentolarında da yer alıyorlar. Bu noktada bizim olumlu bakmamız mümkün değil" ifadelerini kullandı.
Casuslukla suçlanan Metin Gürcan itiraz üzerine yeniden tutuklandı

Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) kurucu üyesi Metin Gürcan, "casusluk" suçundan yargılandığı davada tahliyesinin ardından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı üzerine yeniden tutuklandı.
Ankara Emniyet Müdürlüğündeki işlemleri tamamlanan Gürcan, sağlık kontrolünün ardından adliyeye getirildi. Ankara 27. Ağır Ceza Mahkemesine sevk edilen Gürcan, tahliye kararının kaldırılmasına karşı savunması alındıktan sonra tutuklanarak cezaevine gönderildi.
DEVA kurucu üyesi Metin Gürcan, Ankara 26. Ağır Ceza Mahkemesinde "casusluk" suçundan yargılandığı davanın 11 Mayıs'taki duruşmasında yurt dışı yasağı adli kontrol hükmü uygulanarak tahliye edilmişti.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, mahkemenin tahliye kararına itiraz etmiş, dosyanın gönderildiği Ankara 27. Ağır Ceza Mahkemesi itirazı kabul ederek Gürcan hakkında yakalama kararı çıkarmıştı.
Gürcan hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, para karşılığında "Türkiye'nin bazı ülkelerde konuşlu askeri birlikleri", "Afrin operasyonu öncesi yaşananlar", "Türkiye'nin Libya ve Suriye'deki etkinliği", "insansız hava araçlarını ihraç etmek isteyen ülkeler", "S-400'lerin konumlandırılması" ile "PKK elebaşlarının konumlarının belirlenmesine yönelik saha çalışmaları" gibi bilgileri yabancı diplomatlara aktardığı öne sürülmüştü.
İddianamede, Gürcan'ın, "devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken bilgileri, casusluk maksadıyla zincirleme biçimde açıklama" suçundan müebbet, "devletin gizli kalması gereken bilgilerini, siyasal veya askeri casusluk amacıyla zincirleme biçimde temin etme" suçundan ise 35 yıla kadar hapisle cezalandırılması istenmişti. (AA)
Van'da gösteri yürüyüşü ve açık hava toplantılarına 15 gün yasak
Van Valiliği, gösteri yürüyüşü ve açık hava toplantılarının 15 gün süreyle yasaklandığını duyurdu.
Valilikten yapılan açıklamada, Anayasa ve kanunlarda öngörülen sınırlandırma ve yasaklama şartlarını doğrudan ve açıkça oluşturduğu değerlendirilen eylem ve saldırıların önüne geçilmesinin planlandığı belirtildi.
'Vatandaşların can ve mal güvenliğinin sağlanması, terör örgütlerinin planlarının bertaraf edilmesi, milli güvenliğin oluşturulması, kamu düzeni ve genel sağlığın korunması, temel hak ve özgürlükler ile asayişin devamının temini, şiddet olaylarının yaygınlaşmasının engellenmesinin amaçlandığı' bildirilen açıklamada şunlar kaydedildi:
"Van sınırları içinde 14 Mayıs'tan geçerli 28 Mayıs da dahil 15 gün süreyle Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu hükümlerine göre düzenlenecek gösteri yürüyüşü ve açık hava toplantıları, 2911 sayılı kanunun ilgili hükümlerine istinaden yasaklanmıştır. İlimizde düzenlenecek basın açıklaması, oturma eylemi ve anket yapılması, çadır ve stant kurulması, imza kampanyası düzenlenmesi, bildiri, broşür ve el ilanı dağıtılması, İl idaresi Kanunu'nun 11. maddesinin A ve C fıkra hükümleri gereğince belirtilen tarihlerde mülki idare amirinin iznine bağlanmıştır".
AK Parti Grup Başkanvekili Akbaşoğlu: Üniversite öğrencileri için af çalışması başlattık

AK Parti Grup Başkanvekili Emin Akbaşoğlu Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde düzenlediği basın toplantısında üniversitesi öğrencileri için af çalışması başlattıklarını ve bu affın lisans ve doktora öğrencilerini de kapsayacğını belirtti. Akbaşoğlu temmuz ayından önce teklife dönüşeceği bilgisini verdi.
CHP Sözcüsü Öztrak: Kaftancıoğlu hakkında adalet teslim edilene kadar susmayacağız

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu hakkında adalet tesis edilene kadar susmayacaklarını belirterek, 21 Mayıs'ta İstanbul'da düzenlenecek mitingde "milletin haksızlığa, hukuksuzluğa, adalete karşı olan gür sesi, tüm gücüyle duyulacağını" söyledi.
Canan Kaftancıoğlu'nın İstanbul İl Başkanı olarak görevinin başında olduğunu belirten ve "Tüm demokratik direncimiz ve gücümüzle bu haksızlığın karşısında duracağız" diyen Öztrak "Bursa'da 21 Mayıs'ta yapacağımız Milletin Sesi mitingimizi, 21 Mayıs'ta İstanbul'da Maltepe'de yapacağız ve bu mitingde, bu milletin sesi haksızlığa, hukuksuzluğa, adalete karşı olan gür sesi, tüm gücüyle duyulacak. Ne yaparlarsa yapsınlar. Milletimizin tertemiz oylarıyla bize vermiş olduğu İstanbul'u alamayacaklar, alamazlar. Ne yaparlarsa yapsınlar. Önümüzdeki seçimde Türkiye'yi almamızın önüne geçemeyecekler" diye konuştu.
Öztrak, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında partisinin İstanbul İl Başkanlığında düzenlenen olağanüstü Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısının ardından yaptığı basın açıklamasında "Bu dava biz hukuk devletini yeniden tesis ettikten sonra yeniden görülecektir" dedi.
Öztrak, verilen kararın, hukuk ve adalet diliyle yazılmadığını ileri sürerek "Dün mağdurum diyen, bugün mağrur oldu. Vesayeti altındaki yargıçlara, kendinden olmayana gözdağı vermeye kalkıyor. Muhalefeti engellemeye uğraşıyor. Seçimleri kaybedeceğini anlayan bu kirli vesayetçi anlayış yargı sopasıyla rakiplerini saf dışı etmeye uğraşıyor. Milletin gerçek gündemini karartıyor" ifadelerini kullandı.
Karara karşı dayanışma gösteren altılı masada birlikte oldukları siyasi parti genel başkanları ve diğer tüm siyasi partilerin genel başkanlarına, demokratik kitle örgütlerine ve barolara teşekkür eden Öztrak, "Demokratik siyasete kasteden, vesayetçi tehdide karşı gösterdiğimiz bu dayanışma tarihe altın harflerle geçecektir." diye konuştu.
Yeniden görülen "Balyoz Planı" davasında 12 yıla kadar hapis istemi
"Balyoz Planı" davasında verilen beraat kararları bozulan aralarında Çetin Doğan'ın da bulunduğu 6 sanığın yeniden yargılandığı davada mütalaasını açıklayan cumhuriyet savcısı, tüm sanıkların "suç için anlaşma" suçundan 3 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmasını talep etti.
Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuklu sanık Çetin Doğan, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Duruşmada tutuksuz 4 sanık ve avukatları da hazır bulundu.
Duruşmada esas hakkındaki mütalaasını açıklayan savcılık, Yargıtay'ın bozma ilamının usul ve yasaya uygun olması nedeniyle kabul edilmesini istedi.
Sanıklar Çetin Doğan, İhsan Balabanlı, Behzat Balta, Mehmet Kaya Varol, Erdal Akyazan ve Emin Küçükkılıç'ın "suç için anlaşma" suçundan 3 yıldan 12 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını isteyen savcılık, yargılama aşamasında ölen Metin Yavuz Yalçın hakkındaki kamu davasının düşürülmesine karar verilmesi gerektiğini belirtti.
Duruşma, sanık ve avukatlarının mütalaaya karşı beyanda bulunmasıyla sürüyor.
Beraat eden 236 sanıktan 7'si hakkında itiraz edilmişti
Anayasa Mahkemesinin "hak ihlali" kararının ardından yeniden görülen "Balyoz Planı" davasında, Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi 31 Mart 2015 tarihinde 236 sanığın, yüklenen suçu işledikleri sabit olmadığından beraatine karar vermişti.
Anadolu Cumhuriyet Başsavcıvekili Mehmet Aydın ise sanıklar Çetin Doğan, İhsan Balabanlı, Behzat Balta, Mehmet Kaya Varol, Metin Yavuz Yalçın, Erdal Akyazan ve Emin Küçükkılıç'ın beraat etmelerinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle temyiz başvurusunda bulunmuştu.
Dava kapsamında 229 sanığın beraati kesinleşirken, hakkında temyiz başvurusu bulunulan 7 sanığın dosyası ise Yargıtay'a gönderilmişti.
Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 14 Haziran 2021'de oy birliğiyle aldığı kararında Çetin Doğan'ın da aralarında bulunduğu 7 sanığa verilen beraat kararının bozulmasına hükmetmişti.
Ceza Dairesi bozma gerekçesinde, seminerde, Çetin Doğan ve bir kısım sanıkların, doğrudan hükümeti cebren ıskata yönelik içerikte konuştukları, eylemlerinin, "teşebbüs aşamasına ulaşmayan hazırlık hareketleri kapsamında değerlendirileceği, bu nedenle Türk Ceza Kanunun 316. maddesinde düzenlenen "suç için anlaşma" suçunu oluşturduğu belirtilmişti.
Bozma kararının ardından dava dosyası, yeniden görülmek üzere Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmişti. (AA)
Türk Dil Bayramı'nın 745. yıl dönümü
Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Gürer Gülsevin Türk Dil Bayramı dolayısıyla bir mesaj yayınladı. Karamanoğlu Mehmet Bey’in 745 yıl önce 13 Mayıs 1277’de çıkardığı ve Türkçenin resmî dil olarak kabul edildiği fermanın yıl dönümünün bugün bayram olarak kutlandığını belirten Prof. Gülsevin "Kadim dilimiz Türkçe, derin ve köklü tarihiyle büyük bir medeniyet dilidir. Hem konuşma ve yazı dili hem resmî dil hem de eğitim ve bilim dili olarak yüzyıllar boyunca varlığını sürdürmüş, bir dünya dili hâline gelmiştir" diyerek Türk diline gönül veren herkesin bayramını kutladı.
Milli Eğitim Bakanı Özer, "matematik seferberliği"nin detaylarını açıkladı

Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, matematik dersini öğrencilere sevdirmek için başlattıkları "matematik seferberliği" kapsamında, dersin yeni eğitim materyallerine yönelik çalışmalarda son aşamaya geldiklerini, gelecek hafta eylem planını açıklayarak projeyi resmi olarak başlatacaklarını bildirdi.
Özer, AA muhabirine yaptığı açıklamada "Son Uluslararası Matematik ve Fen Eğilimleri Araştırması (TIMSS) ve Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) araştırmalarına baktığınız zaman fen okuryazarlığının da çok ciddi bir iyileşme olduğunu görebiliyoruz ama matematikteki iyileşmenin istediğimiz seviyede olmadığını gördük. Sayısal eğilimi güçlü olan veya sözel yetenekleri güçlü olan öğrenci olarak ayırarak değil tüm öğrencilerimizin matematik okuryazarlığını güçlendirmek için bir seferberlik başlattık. Bunun için Bakanlığımız, tüm yükseköğretim kurumları, üniversiteler, TÜBİTAK, akademisyenler, bilim insanlarıyla birlikte çocuklarımızın daha kolay öğrenebilmesi ve matematiğin günlük yaşam becerileriyle ilişkilendirilmesi yönünde yaklaşık 3 aydan beri yoğun bir şekilde çalışma yapıyor" dedi.
Hedeflerin çocuklar ve gençlere matematiği sevdirerek bunu günlük hayatlarında onlara yardımcı olacak, analitik düşünmeye sevk edebilecek, verileri okumada, projeksiyon yapabilmede ellerindeki en önemli enstrüman haline getirmek olduğunu söyleyen Özer eylem planındaki temel yaklaşımın, dersin öğretme pratiğinin, yaklaşımının, yönteminin iyileştirilmesi yönünde olduğuna dikkati çekti. Özer "Amacımız, soyuttan ziyade özellikle okul öncesinden itibaren eğitimin ilk kademelerinde öğrencilere çok daha somut günlük yaşamlarında karşılaştıkları, aslında matematikle ilişkili olmadığını gördükleri şeyin ne kadar ilişkili olduğunu gösterebilmek ve yaşamla bu bilginin bağını güçlendirmek" diye konuştu..
Çalışmaları son aşamaya geldiğini kaydeden milli eğitim bakanı ders saatlerinin aynı ama içeriklerinin farklı olacağını vurguladı.
Konut alımıyla Türk vatandaşlığı bedeli 150 bin dolar arttı

Türkiye vatandaşlığı için alınması gereken konut fiyatı 250 bin dolardan 400 bin dolara yükseltildi.
Vatandaşlık hakkı kazanmak için satın alınması gereken gayrimenkul bedelinin 400 bin dolara çıkarılması kararı Resmi Gazete'de yayımlandı. Karara göre vatandaşlık kanunundaki 250 bin ibaresi 400 bin ile değiştirildi.
1 ay sonra yürürlüğe girecek yönetmelikte mülk alanların taşınmazı 3 yıl boyunca satmaması şartı da bulunuyor.
Buna göre; en az 400 bin Amerikan doları veya karşılığı döviz tutarında taşınmazı tapu kayıtlarına 3 yıl satılmaması şerhi koyulmak şartıyla satın alanlar ve kat mülkiyeti ya da kat irtifakı kurulmuş, en az 400 bin Amerikan doları veya karşılığı döviz tutarı peşin olarak yatırılan ve tapu siciline 3 yıl süreyle devir ve terkini yapılmayacağı taahhüdü şerh edilmek şartıyla noterde düzenlenmiş sözleşme ile taşınmazın satışının vadedildiği Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca tespit edilenler Cumhurbaşkanı kararı ile Türk vatandaşlığı kazanabilecek.
Ayrıca en az 500 bin dolarla bireysel emeklilik sistemine giren yabancıların da vatandaşlık alabilmesine ilişkin yönetmelik değişikliği yapıldı.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'ten Kaftancıoğlu açıklaması
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, AK Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) Toplantısı devam ederken basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.
Çelik, Yargıtay'ın Canan Kaftancıoğlu ile ilgili kararının sorulması üzerine şu açıklamayı yaptı:
Bu dosyanın içini ne ben bilirim ne Cumhuriyet Halk Partili siyasetçiler bilir. Daha karar yayınlanır yayınlanmaz, sosyal medyada Cumhurbaşkanımızı, partimizi suçlamaya başladılar. Bu mesele dosyanın içini ben belmediğim gibi onların da bilmediği bir mesele. Hukukçular çıkıp söylesinler. Bazıları yargı kararını beğenir bazıları beğenmez. Ama şöyle bir adete döndü bu iş, nerde bir yargı kararı çıksa hemen bunu Cumhurbaşkanımızı hedef gösterecek, AK Partiyi hedef gösterecek şekle sokuyorlar. Bu mantıksız bir şey. Nihayetinde bazı davalarda beraat etmiş bazıları onanmış, buna bakmak lazım, yani her konuda bizi cumhurbaşkanımızı yargının verdiği kararın arkasındaki irade olalar etiketliyorlar ondan sonra bizi yargının yerine koyup bir tutum sergilememizi isityorlar
Kılıçdaroğlu, CHP İstanbul İl Başkanlığı önünde konuştu: Canan'ın arkasında koca bir halk var
"Yönetenlere, Erdoğan'a sesleniyorum. Sen iki yüzlüsün. Ser fırsatçısın. Sen bir manipülatörsün. Ama zülmün küstahslığın artık son buluyor. Erdoğan, yaklaşan gök gürültüsünü duyuyor musun? Bu gürültü, mahalleleri sığınmacılara sattığın insanların gürültüsüdür. Bu gürültü aç bırıktığın emeklinin gürültüsüdür. Geleceğini çaldığın bu kızgın insanların sesini duyuyor musun? Özgürlüğün şarkısını duyuyor musun? Yeni bir hayat başlamak üzere. Her insanın özgürce yaşayabileceği bir gelecek yaratacağız. Hep birliket sesleniyoruz, Erdoğan, biz göğe baktığımızda sana rağmen her şeyin daya iyiye gideceğini ve bu zülmün de son bulacağını hepimiz biliyoruz. Bütün acımasızlıklar, senin zayıflıklarından doğuyor. Sen zayıfsın, biz güçlüyüz. Sen sırça köşkünde yaşayacaksın biz omuz omuza bir halkız. Canan'ın arkasında koca bir halk var. Bunu bir an bile aklından çıkarma. Unutma Erdoğan, bugün Canan nezdinde vücut bulan halkın sesi senden büyüktür. Canan cesurdur, Canan bizimdir. Herkes duysun."
Toplananlar, "Hak hukuk adalet" slogonları attı.
Kılıçdaroğlu, CHP İstanbul İl Başkanlığı önünde partililere seslendi
TBMM'de CHP, HDP ve İYİ Parti'nin EYT teklifi kabul edilmedi
TBMM Genel Kurulunda, CHP, HDP ve İYİ Parti'nin gündeme ilişkin grup önerileri kabul edilmedi.
Genel Kurulda, gündem dışı konuşmalar ve grup başkanvekillerinin yerlerinden söz almasının ardından partilerin gündeme ilişkin önerilerine geçildi.
İYİ Parti Grup Başkanvekili Erhan Usta, partisinin "emeklilikte yaşa takılanlar (EYT)" ile ilgili verdiği önergesinin bugün ele alınmasına dair grup önerisi üzerinde söz aldı.
Sorunun yaklaşık 4 milyon 700 bin kişiyi doğrudan ilgilendirdiğini belirten Usta, "Bu konu dün Genel Başkanımız sayın Meral Akşener tarafından da grup toplantısında bütün hesabı kitabı yapılmış, iyi çalışılmış bir çözüm önerisiyle toplumla paylaşıldı." dedi.
İYİ Parti olarak bu çalışmayı yaparken bazı temel ilkelerle hareket ettiklerini dile getiren Usta, bu ilkelerin başında hakkaniyetin tesisinin geldiğini vurguladı.
Konuyu bir sosyal yardım olarak değil, bir hak kaybının giderilmesi şeklinde ele aldıklarını anlatan Usta, meselenin sosyal kaynaklarla karşılanmasının da kendileri için önemli olduğunu aktardı.
Hayata geçirilecek uygulamadan kaynaklı mali yükün, sosyal güvenlik üzerinden değil, bütçe tarafından oluşturulacak özel kaynaklarla karşılanmasının da önem taşıdığını anlatan Usta şöyle devam etti:
"Düzenlemenin basit ve anlaşılabilir olması lazım. Bu düzenleme için 'Sadece şu vakte kadar müracaat edenler faydalanır. Ondan sonra müracaat edenler faydalanmaz.' şeklinde insanları panik halinde hareket etmeye sürükleyecek bir düzenleme olmaması lazım. Yaş sınırı nedeniyle beklemek durumunda olan hiç kimsenin paniklemesine ihtiyaç yok. Bugüne kadar AK Parti hükûmetleri bu konuyla ilgili olarak bir tane doğru düzgün hesap ortaya koymamıştır. Varsa hesapları çıksın söylesinler. Öngörülen yıllık maliyet, hazine garantileri kapsamında ödediğimiz ama geçmediğimiz köprüler, yolların yıllık maliyetinden daha az olacaktır."
HDP İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu da EYT'nin toplumda adı en çok bilinen bir kısaltma olarak karşılarında durduğunu ileri sürdü.
EYT'lilerin güçlü bir örgütlenme ile seslerini herkese duyurduğunu ifade eden Kenanoğlu, "Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu konuya 'erken emeklilik' tanımı getirdi ancak muhtemelen seçime yakın bir zaman içerisinde EYT'lilere yönelik kademeli de olsa bir düzenleme yapılacak gibi gözüküyor." dedi.
"EYT'lilerin sesini Mısır'daki sağır sultan duydu AKP duymadı"
CHP Adana Milletvekili Ayhan Barut da 1999'da çıkarılan yasayla birlikte SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı mensubu olarak çalışanların büyük mağduriyet yaşamaya başladığını savundu.
Çıkarılan yasayla 4447 sayılı yasanın geriye doğru işletilmesinin, yaşanan mağduriyetin temelini oluşturulduğunu ileri süren Barut şöyle konuştu:
"Çalışanlar, çıkarılan bu yasayla büyük bir mağduriyet yaşadı ve kazanılan haklarının da gasbedilmesine neden oldu. Bir yasa toplum yararına olması ve insanların mağdur edilmemesi için çıkarılır ama bu yasa bu gerçeği maalesef ortadan kaldırdı. EYT'li yurttaşlarımızın bugün yaşadıkları asla ve asla kader değildir. Olsa olsa bir mahkumiyettir. EYT'lilerin istediği, yasanın geriye dönük değil çıkış tarihinden itibaren uygulanmasıdır. EYT'lilerin sesini Mısır'daki sağır sultan duydu ama AKP iktidarı duymadı. Eğer siz duymuyorsanız onlar seslerini 15 Mayıs'ta İstanbul'da milyonlarca EYT'linin katılımıyla yapacağı mitingde duyuracak."
"Sosyal güvenlik alanı üzerine de kafa yoruyoruz"
AK Parti Ankara Milletvekili Orhan Yegin ise göreve geldikleri günden beri milletin sorunları, talepleriyle ilgilendiklerini; bu sorun ve taleplerin önündeki engelleri ortadan kaldırmak üzere gayret ortaya koyduklarını söyledi.
Milletten yetki aldıktan sonra ilk yaptıkları işin, emeklilerin sorunları ile ilgilenmek ve onların standardını yükseltecek düzenlemeleri hayata geçirmek olduğunun altını çizen Yegin şunları kaydetti:
"Bu alanda çok önemli reformları hayata geçirdik. Ayrıca Türkiye'nin her meselesi, hükûmetimizin ve ittifakımızın meselesidir. Milletimizin her talebini gerçekleştirmeyi arzuladığımız ve bunun için canla başla çalıştığımız bir gerçektir. Burada sosyal güvenlik alanına dair meselelerin, taleplerin üstü örtülmeye çalışılıyor izleniminin oluşturulmaya çalışıldığını görüyoruz. Türkiye'nin imkanları ve şartlarını dikkate alarak her sorunu çözme gayretinde olduğumuz gibi sosyal güvenlik alanı üzerine de kafa yoruyor, çalışıyor ve sorumlu siyaset anlayışı ile karar aşamasındaki meseleleri, talepleri siyasete malzeme etmeden sorumluluk hassasiyetiyle kamuoyuyla paylaşıyoruz."
Görüşmeler sonrasında öneri kabul edilmedi.
CHP'nin "eczacıların yaşadığı sorunlar", HDP'nin "Türkiye'de iş sağlığı ve güvenliği" ile ilgili verdiği araştırma önergelerinin, bugün ele alınmasına dair grup önerileri de reddedildi. (AA)
Tahliye edilen Metin Gürcan hakkında yeniden yakalama kararı çıkarıldı
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının, Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi kurucu üyesi Metin Gürcan'ın "casusluk" suçundan müebbet ve 35 yıla kadar hapis cezası talebiyle yargılandığı davada tahliyesine yönelik itirazı kabul edildi.
Ankara 26. Ağır Ceza Mahkemesinde dün basın ve izleyicilere kapalı görülen duruşmada sanık Gürcan'ın, yurt dışı yasağı adli kontrol hükmü uygulanarak tahliyesine karar verildi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Gürcan'ın tahliyesine itiraz etti. İtiraz dilekçesinde, dosyadaki mevcut delil durumu ve isnat edilen suçlamalara ilişkin cezanın üst sınırına dikkati çekilerek adli kontrol şartının bu aşamada yetersiz kalacağı gerekçesiyle Gürcan'ın yeniden tutuklanması istendi.
Dosyanın gönderildiği Ankara 27. Ağır Ceza Mahkemesi, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının itirazını kabul etti.
Gürcan hakkında yakalama kararı çıkarıldı.
Merkez Bankası brüt rezervleri 107,7 milyar dolar oldu
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) toplam rezervleri 6 Mayıs haftasında bir önceki haftaya göre 794 milyon dolar artarak 107 milyar 659 milyon dolara çıktı.
TCMB tarafından Haftalık Para ve Banka İstatistikleri yayımlandı.
Buna göre, 6 Mayıs itibarıyla Merkez Bankası brüt döviz rezervleri, 621 milyon dolar artışla 66 milyar 19 milyon dolara yükseldi. Brüt döviz rezervleri, 29 Nisan'da 65 milyar 398 milyon dolar seviyesindeydi.
Söz konusu dönemde altın rezervleri, 174 milyon dolar artarak 41 milyar 467 milyon dolardan 41 milyar 641 milyon dolara çıktı.
Böylece Merkez Bankası'nın toplam rezervleri, 6 Mayıs haftasında bir önceki haftaya kıyasla 794 milyon dolar artışla 106 milyar 865 milyon dolardan 107 milyar 659 milyon dolara yükseldi.
Milli Saraylar'dan 'Kaşıkçı Elması' açıklaması geldi

Milli Saraylar İdaresi Başkanlığı, Kaşıkçı Elması'nın kaybolduğuna ilişkin haberleri yalanladı.
Milli Saraylar'ın resmi Twitter hesabından yapılan açıklamada, "Kaşıkçı Elması’nın kaybolduğu veya değiştirildiği ile ilgili gerçek dışı iddialar, Türkiye turizminin canlanmaya başladığı şu günlere hareketliliği baltalamaya yönelik maksatlı ve kamuoyunu yanıltmaya yönelik girişimlerdir." ifadeleri kullanıldı.
Kaşıkçı Elması'nın 2,5 yıldır Topkapı Sarayı’nda sergilendiğini belirten Milli Saraylar, "Tarihî elmasların en büyüğü ve en meşhuru olarak gösterilen Kaşıkçı Elması, 2,5 yıldır Topkapı Sarayı’nda silah koleksiyonunun yer aldığı Dış Hazine Bölümü’nde sergilenmektedir." açıklaması yaptı.
Basında ve sosyal mecralarda yer alan asılsız iddialara karşı hukuki yollara başvurulacağı bildirildi.
Türkiye'de en yüksek fert geliri İstanbul'da
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2021 yılı "Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması Bölgesel Sonuçları"nı açıkladı.
Buna göre, Türkiye'de ortalama yıllık eş değer hanehalkı kullanılabilir fert geliri, 2021'de 37 bin 400 lira olarak hesaplandı.
İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflaması (İBBS) 2. Düzey Bölgeleri itibarıyla söz konusu geliri en yüksek olan bölge, 51 bin 765 lirayla İstanbul oldu. Bunu 47 bin 595 lirayla İzmir bölgesi ve 46 bin 516 lirayla Ankara bölgesi izledi.
Yıllık ortalama eş değer hanehalkı kullanılabilir fert gelirinin en düşük gerçekleştiği bölge 18 bin 278 lirayla Van, Muş, Bitlis, Hakkari çıktı.
Gelire dayalı göreli yoksulluk oranının en yüksek olduğu bölgeler yüzde 14,4 ile Adana, Mersin, yüzde 13,7 ile Mardin, Batman, Şırnak, Siirt ve Ağrı, Kars, Iğdır, Ardahan şeklinde sıralandı.
Gelir eşitsizliği en az Malatya, Elazığ, Bingöl, Tunceli bölgesinde
P80/P20 oranı, en yüksek gelire sahip yüzde 20'lik grubun gelirinin, en düşük gelire sahip yüzde 20'lik grubun gelirine oranı şeklinde hesaplanıyor. Bu oran küçüldükçe gelir eşitsizliği azalıyor.
Söz konusu oran Türkiye genelinde 7,6 iken İBBS 2. Düzey bölgelerinde bu değerin en düşük olduğu bölgeler 4,1 ile Malatya, Elazığ, Bingöl, Tunceli, 4,3 ile Zonguldak, Karabük, Bartın ve Bursa, Eskişehir, Bilecik olarak belirlendi.
P80/P20 oranının en yüksek olduğu bölgeler ise 8,2 ile İstanbul, 7,7 ile Ağrı, Kars, Iğdır, Ardahan ve 7,2 ile Adana, Mersin oldu.
Söz konusu bölgelerin her biri için eş değer hanehalkı kullanılabilir fert medyan gelirinin yüzde 50'sine göre hesaplanan yoksulluk sınırına göre, gelire dayalı göreli yoksulluk oranının en yüksek olduğu bölgeler yüzde 14,4 ile Adana, Mersin, yüzde 13,7 ile Mardin, Batman, Şırnak, Siirt ve Ağrı, Kars, Iğdır, Ardahan şeklinde sıralandı.
Göreli yoksulluk oranı en düşük İBBS 2. Düzey bölgeleri ise yüzde 2,2 ile Malatya, Elazığ, Bingöl, Tunceli, yüzde 6,5 ile Bursa, Eskişehir, Bilecik ve yüzde 7,7 ile Gaziantep, Adıyaman, Kilis olarak hesaplandı.
Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması 2021 yılı sonuçlarına ilişkin gelir bilgileri, bir önceki takvim yılı 2020'yi referans alıyor. Gelir hesaplamalarında, hanehalkı gelirleri, hanehalkı büyüklüğü ve kompozisyonu dikkate alınarak eş değer hanehalkı kullanılabilir fert gelirine dönüştürülüyor.
Demirtaş: Muhalefetin bir araya gelme girişimleri henüz yeterince heyecana, kollektif umuda yol açmadı
Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, tutuklu bulunduğu Edirne Cezaevi'nde bir mektup kaleme alarak çok sayıda aydın, yazar, sanatçı ve gazeteciye gönderdi. Mektubunda, ikinci yüzyılında Türkiye Cumhuriyeti'ni demokrasi temelinde yeniden inşa etmek için aktif tutum alınmasını isteyen Demirtaş, 'Aydınlar heyeti' ile gelişmelerin takip edilmesi; 'Bir hayalimiz var' konferansları düzenleyerek toplumsal ve siyasi muhalefetin buluşturulması ve siyasi parti liderleri ile sivil toplum örgütlerinin imzasına açılmak üzere bir 'Demokrasi sözleşmesi' oluşturulması önerilerini sıraladı.
İttifak kuran muhalefet partilerinin ise bu girişimlerinin henüz yeterince heyecana ve kollektif umuda yol açmadığını savunan Demirtaş, 'Temel hedef taktiksel iş birlikleriyle seçim kazanmaya çalışmak olmamalıdır.' ifadelerini kullandı.
10 ilin valisi görevden alındı
Türkiye ile Kazakistan arasında 15 anlaşma imzalandı
Türkiye ile Kazakistan arasında ulaşım, savunma sanayii, askeri istihbarat, bilişim teknolojileri, kültür, tarım, taşımacılık, ticaret, gümrük, çevre, eğitim, gençlik, iletişim ve arşiv alanında 15 anlaşma imzalandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev başkanlığındaki baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından ortak anlaşmalar imza altına alındı.
Bu kapsamda iki ülke arasında Geliştirilmiş Stratejik Ortaklığa İlişkin Ortak Bildirisi'ne, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Kazakistan Cumhurbaşkanı Tokayev imza attı.
Türkiye Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ile Kazakistan Enformasyon ve Toplumsal Kalkınma Bakanlığı arasında Kitle İletişim Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı'nı Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ile Kazakistan Cumhuriyeti Enformasyon ve Toplumsal Kalkınma Bakanı Askar Umarov imzaladı.
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kazakistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Uluslararası Kombine Yük Taşımacılığı Anlaşması, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu ve Kazakistan Cumhuriyeti Sanayi ve Altyapı Geliştirme Bakanı Kairbek Uskenbayev tarafından imzalandı.
Türkiye ile Kazakistan Arasında Hizmet Ticareti Anlaşması'nın Müzakere Çerçeve Belgesi'ne, Ticaret Bakanı Mehmet Muş ve Kazakistan Başbakan Yardımcısı, Ticaret ve Entegrasyon Bakanı Bakhyt Sultanov imza attı.
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kazakistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Veri Değişimi ve Basitleştirilmiş Gümrük Hattı Kurulmasına Yönelik Anlaşma'ya Ticaret Bakanı Mehmet Muş ile Kazakistan Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Mukhtar Tileuberdi imza koydu.
Türkiye Cumhuriyeti Tarım ve Orman Bakanlığı Orman Genel Müdürlüğü ile Kazakistan Cumhuriyeti Ekoloji, Jeoloji ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı Ormancılık ve Yaban Hayatı Komitesi Arasında Ormancılık Alanında İşbirliği Hakkında Mutabakat Zaptı, Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi ile Kazakistan Ekoloji, Jeoloji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Serikkali Brekeshev tarafından imzalandı.
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kazakistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Bitki Koruma ve Bitki Karantinası Alanında İşbirliği Anlaşması'na, Tarım ve Orman Bakanı Kirişçi ve Kazakistan Tarım Bakanı Yerbol Karashukeev imza attı.
Türkiye Cumhuriyeti Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Kazakistan Cumhuriyeti Dijital Gelişim, İnovasyon ve Havacılık-Uzay Sanayii Bakanlığı Arasında Bilişim Teknolojileri Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı'nı, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ve Kazakistan Dijital Kalkınma, İnovasyon ve Havacılık-Uzay Sanayii Bakanı Bagdat Mussin imzaladı.
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kazakistan Cumhuriyeti Hükümeti arasında Askeri İstihbarat İşbirliği Protokolü ile Askeri Arşiv, Askeri Tarih, Askeri Müzecilik ve Askeri Yayım Alanlarında İşbirliği Protokolü Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ile Kazakistan Savunma Bakanı Ruslan Zhaxylykov tarafından imzalandı.
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kazakistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Eğitim Alanında İşbirliği Anlaşması'nı, Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer ve Kazakistan Eğitim ve Bilim Bakanı Askhat Aimagambetov imza altına aldı.
Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Kazakistan Cumhuriyeti Kültür ve Spor Bakanlığı Arasında Sinematografi Alanında Mutabakat Zaptı, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Kazakistan Kültür ve Spor Bakanı Dauren Abayev tarafından imzalandı.
Türkiye Cumhuriyeti Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Kazakistan Cumhuriyeti Enformasyon ve Sosyal Gelişim Bakanlığı Arasında Gençlik Politikası Alanında Mutabakat Zaptı'na, Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Kasapoğlu ile Kazakistan Enformasyon ve Toplumsal Kalkınma Bakanı Askar Umarov imza attı.
Türkiye Cumhuriyeti Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Kazakistan Cumhuriyeti Ekoloji, Jeoloji ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı Arasında Çevre Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı'na, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum ve Kazakistan Ekoloji, Jeoloji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Serikkali Brekeshev imza attı.
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığı ile Kazakistan Cumhuriyeti Kültür, Enformasyon ve Spor Bakanlığı Arasında Arşiv Alanında İşbirliği Protokolü'nü, Devlet Arşivleri Başkanı Uğur Ünal ve Kazakistan Kültür ve Spor Bakanı Dauren Abayev imzaladı.
Pandemi sürecinde 00.00'da sona eren müzik yayın saati 01.00'e kadar uzatıldı
Covid-19 salgını sürecinde saat 00.00'da sona erecek şekilde belirlenen müzik yayın saati 01.00'e kadar uzatıldı.

İçişleri Bakanlığı, müzik yayınına dair usul ve esasların belirlendiği yeni bir genelgeyi valiliklere gönderdi.
Pandemi sürecinde saat 00.00'da sona erecek şekilde belirlenen müzik yayın saatinin yaklaşan yaz mevsimi ve beraberindeki turizm hareketliliğine bağlı olarak uzatılmasına dair talepler, Sağlık Bakanlığı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığınca değerlendirildi.
Değerlendirmeler sonucunda müzik yayınlarına ilişkin yeni kararlar alınarak valiliklere bildirildi. Buna göre, ilgili kanun ve mevzuat hükümleri saklı kalmak kaydıyla ülke genelinde müzik yayını yapabilme süresi saat 01.00'e kadar uzatıldı.
Genelgede, kolluk birimlerince yapılacak olan denetimlerde işletmenin canlı müzik izni olup olmadığı, belirlenen saat aralığı dışında müzik yayını yapılıp yapılmadığı hususlarına dikkat edileceği belirtildi.
Kolluk birimlerinin denetimlerinde, halkın huzur ve sükununu bozacak ve çevreyi rahatsız edecek şekilde ilgili mevzuatta belirlenmiş çevresel gürültü seviye değerlerinin üzerinde müzik yayını yapan işletmeler ya da kişiler hakkında yetkili idarelere gerekli bildirimde bulunulacağı kaydedildi.
Mithat Sancar'dan sığınmacı açıklaması: Muhalefet partileri de aynı oyunun bir parçası durumundadırlar
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, "Göçmenler meselesi, saat başı karar değiştirerek araçsal ve çıkarcı yöntemlerle yönetilecek mesele değildir. Bu büyük insani ve siyasi meseleyi günlük siyaset için araçsallaştıran sadece iktidar değildir. Muhalefet partileri aynı oyunun bir parçası durumundadırlar." dedi.
Türkiye'de yaşanan 'ekonomik çöküşün', toplumun tüm kesimlerini derinden etkilediğini, bu kesimlerin başında engellilerin geldiğini savunan Sancar, "Yıllardır devam eden bu ekonomik çöküş ve sıklığı artan döviz şokları, öncelikle engellileri ve ailelerini mağdur ediyor. Türkiye'de kaç milyon engellinin yaşadığını bile resmi olarak bilmiyoruz." diye konuştu.
Sancar, ekonomik, siyasal ve toplumsal krizlere çözüm üretemeyen bir iktidarla karşı karşıya bulunduklarını, iktidarın temel gayretinin, kriz algısını yönetmek ve sürekli kriz odağını değiştirmek olduğunu öne sürdü.
Türkiye'nin, tarihinin en yüksek enflasyon oranlarından biriyle, en büyük yoksulluk ve sefaletiyle karşı karşıya olduğunu savunan Sancar, iktidarın ise yarattığı krizlerin üzerini yeni krizler üreterek kapatmaya çalıştığını söyledi.
"Verilen hükümler elbette geçersiz kalacaktır"
Provokasyonlarla topluma korku yaymaya çalışıldığını iddia eden Sancar, Gezi Parkı davasıyla ilgili şu ifadeleri kullandı:
"Herkesin gözü önünde bir kumpas sergilendi, gözlere soka soka kurmaca, yalan bir yargılama yürütüldü ve başta Osman Kavala olmak üzere diğer arkadaşlarımıza ağır cezalar verildi. Gezi yargılaması, dünya yargı ve hukuk tarihinde kirli, kumpas, kurgu yargılamaları listelerinin en başında yer alır. Bu utanç bu tezgahı kuranların alnından ebediyen silinmeyecektir. Aynı şey, Kobani Davası içinde geçerli. Gezi'deki haksız, adaletsiz yargılama ve verilen hükümler elbette geçersiz kalacaktır. Bunun için ortak demokrasi mücadelesini büyütmeye, bu iktidarı hep birlikte değiştirmeye ihtiyacımız var. Düzeni de değiştireceğiz, iktidarı da göndereceğiz. Buna gücümüz var."
Reuters: Ucuz konut kredisi, faydadan çok zarar getirir
Reuters'da Dasha Afanasieva imzalı yorumda, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dün kabine toplantısı sonrası duyurduğu konut sektörüne ilişkin destek paketinin faydadan çok zararının olabileceği belirtildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıkladığı destekler kapsamında, "İlk evim Konut Finansman Paketi" çerçevesinde, kamu bankalarınca, ilk ve tek konutunu alacak vatandaşlara yönelik olarak, birinci el konutlarda uygulanmak üzere, 2 milyon lira değerine kadar konutlar için, 10 yıla kadar vadeli, aylık yüzde 0,99 faizli konut kredisi sağlanacak.
Konut fiyatlarını düşürmeyi amaçlayan planının sektöre yardımcı olabileceğini yazan Afanasieva'nın yorumunda şu ifadelere dikkat çekildi:
"Erdoğan, bazı ev alıcılarına ucuz kredi sözü verdi. Yıllık bazda, teklif edilen yüzde 11'lik oran, merkez bankasının yüzde 14'lük gösterge faiz oranının bile oldukça altında." "Türkiye'nin mevcut parasal politikalarında ucuz kredinin oynadığı rol düşünüldüğünde, bu durum tuhaf. Enflasyon, Erdoğan'ın istediği bir dizi faiz indiriminden sonra nisan ayında %70'e ulaştı. ABD'nin başlattığı parasal sıkılaştırma, dolar karşısında şu an 15'ten işlem gören ve geçen yılın aralık ayının 18'lik seviyesine doğru yol alan lira üzerinde daha fazla baskı yarattı. Bu durum enflasyonu canlandıracak. Ucuz ev kredileri işleri daha da kötüleştirir"
DEVA Partisi Genel Başkanı Babacan: YÖK'ü kapatacağız
Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkanı Ali Babacan, yükseköğretimde aşırı merkeziyetçiliğe son vereceklerini ve bunun ilk adımı olarak Yükseköğretim Kurulu'nu (YÖK) kapatacaklarını söyledi.
"Yükseköğretim Eylem Planı"nı açıklayan Babacan, "Yükseköğretimde aşırı merkeziyetçiliğe son vereceğiz. Bunun da ilk adımı olarak YÖK'ü kapatacağız. Bu, sadece DEVA Partisi'nin iddiası değil, altılı masada hep beraber imza altına aldığımız parlamenter sistem anayasa değişikliği maddelerinin içinde yer alan bir husustur." dedi.
Ali Babacan, şu ana kadar aralarında tarım ve afet başlıklarının yer aldığı 6 eylem planı açıkladıklarını belirterek, Yükseköğretim Eylem Planı ile üniversite sistemine çok köklü yenilikler getirmeye hazırlandıklarını ifade etti.
Üniversiteleri özgürleştireceklerini, akademik özgürlükleri sonuna kadar genişleten ve eleştirel düşüncenin önünü açan bir yaklaşımla hareket edeceklerini vurgulayan Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Cumhurbaşkanının üniversitelere kafasına estiği gibi rektör atamasını engelleyeceğiz. Bu sorunu kökünden çözeceğiz. 'Bunun siyasi görüşü nedir, bu bize yakın mıdır?' Böyle bir şey yok. Rektör seçimlerini, mütevelli heyetlerine bırakacağız. Ayrıca rektörleri de performans denetimine tabi tutacağız.""Son yıllarda üniversite kapılarında kolluğun cübbeleri ezdiği, kapılara kelepçe vurulduğu çirkin görüntülerle karşılaştık. Başta Boğaziçi ve Ankara üniversiteleri olmak üzere tüm köklü eğitim kurumlarımız çok yıprandı. Boğaziçi Üniversitesi, Türkiye'nin gözbebeği kurumlarından birisi. Devletin işi üniversiteyle, öğrenciyle, akademisyenle kavga etmek değildir."Üniversite kampüslerinin kapısını halka açacağız. Ders veren öğretim üyelerinin rızası dahilinde, vatandaşlarımızın üniversitelerde derslere katılmasına izin vereceğiz.”
Yükseköğretim ile kalkınma hedefleri arasındaki kopukluğun giderilmesini, ülke açısından stratejik bir mesele olarak ele aldıklarını ifade eden Babacan, eğitim alanında yapacakları atılımın, Türkiye'yi orta gelir tuzağından çıkarmak için elzem olduğunu vurguladı.
Üniversiteye giriş sınav sistemini değiştireceklerini, esnek ve stressiz hale getireceklerini vurgulayan Babacan, bu sistemde "çoklu sınav, açık uçlu sorular, öğretmen notu, yetenek ve öğrenci başarısı" gibi kriterlerin belirleyici olacağını aktardı. Babacan, üniversite sınavlarını yılda birkaç defa yaparak, sınav stresini azaltacaklarını kaydetti.
Devlet yurtlarının sayısını artıracaklarını, bağış yolu ve yatırım bütçesiyle üniversite içinde yurt yapılmasını kolaylaştıracaklarını aktaran Babacan, yeni üniversite modelinin en temel hedefinin genç işsizliğiyle mücadele etmek olacağını dile getirdi.
Babacan, eylül ayında 3-18 yaş arası çocukları ilgilendiren kapsamlı bir eylem planı hazırlayacaklarını bildirdi.
Taşçı: Ahmet Şık ve Özgür Özel'in Gezi Parkı kararlarına ilişkin tepkilerini yayımlayan TV'lerle ilgili rapor hazırlatıldı
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) üyesi İlhan Taşçı, TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık ile CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel’in Gezi Parkı davası kararlarına verdiği tepkileri yayımlayan TV kanallarıyla ilgili rapor hazırlatıldığını söyledi.
Taşçı, RTÜK üyelerinin, TV'lere ceza isteyen raporu görüşmek üzere 17.00'de toplanacağını duyurdu.
Taşçı'ya göre söz konusu raporlarda Gezi davası kararlarını eleştirmenin ‘suçu, suç örgütlerini ve suçluyu övme’ sayıldı.
Gezi Parkı davasında, eylemleri finanse ve organize etmekle suçlanan sanıklardan Osman Kavala’ya ağırlaştırılmış müebbet, Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi’ye 18’er yıl hapis cezası verilmişti.
Soylu: Bugüne kadar vatandaşlık kazanan Suriyeli sayısı 200 bin 950'dir
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünde düzenlediği basın toplantısında Türk vatandaşlığına geçen Suriyelilerin sayısıyla ilgili bilgi verdi.
Her işlemde olduğu gibi vatandaşlığa geçme işleminin de belli aşamalarının, şartlarının ve kriterlerinin bulunduğunu aktaran Soylu, şöyle devam etti:
"Bugüne kadar kriterlerini sağlamak suretiyle vatandaşlık hakkı kazanan ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan Suriyeli sayısı 200 bin 950'dir. 113 bin 654'ü reşittir, 60 bin 930'u erkek, 52 bin 724'ü kadındır. 87 bin 296'sı çocuktur. Afganistan uyruklu sayısı da 37 bin 69'dur. Bunun 17 bini Türkmendir. Uygur Türklerinin bir kısmının ikameti yoktu, bir kısmı vatandaş değildi. Şimdi biz hepsini uzun dönemli ikamete çevirdik. Uygur Türkleri dahil olmak üzere Bulgaristan, Yunanistan ve diğer Orta Asya'daki Türk soylular dahil olmak üzere hepsine İstanbul'da Özel Türk Soylular Ofisi kurduk. Bütün hizmetlerini oradan alıyorlar. Şu anda 6 bin 787 Uygur Türkü vatandaş oldu ve yine 2 bininin de vatandaşlık işlemleri devam ediyor. 101 bin 995 Ahıska Türkü vatandaş oldu. Şimdi 2 bin Ahıska Türkünü daha Bitlis Ahlat'ta iskana tabi tutuyoruz."
Bahçeli: Hiçbir sığınmacıyı, elinde hançerle bekleyen cellatlara teslim edemeyiz
MHP lideri Devlet Bahçeli, "Sığınmacıların ülkelerinden kopuşlarına neden olan çatışma geçer geçmez, ülkelerine dönüşleri el birliğiyle, güç birliği ile hepsinin rızasıyla hayata geçirilmelidir." dedi.
Partisinin grup toplantısında konuşan Bahçeli, Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad'ın 30 Nisan'da ilan ettiği af yasasının önemli olduğunu ve bunun göçmenlerin geri dönüşünü kolaylaştırıcı nitelikte olduğunu belirtti.
Ancak Bahçeli, "Hiçbir sığınmacıyı, hiçbir masumu elinde hançerle bekleyen cellatlara teslim edemeyiz." ifadelerini kullandı.
Bahçeli isim vermeden Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ'ı da şu ifadelerle eleştirdi:
"Terörle mücadelede büyük başarısı olan bir bakanı ve onun şahsında hükümeti parmak sallayarak tehdit etmek utanç verici bir alçalma halidir"
Suriye'nin kuzeyinde terörden arındırılmış bölgelerde insani yaşam alanlarının kurulmasının mümkün olduğunu ve hükümetin iradesisin de bu yönde olduğunu belirten Bahçeli, şunları söyledi:
Türkiye'nin yarınlarında sığınmacı sorunu inşallah olmayacaktır. Şunu da unutmayalım ki, Türk milleti kapısını ve gönlünü açtığı hiçbir mazluma sırt dönmemiş. Bundan sonra da dönmeycektir. Yabancı düşmanlığı ile siyaset yaptığını zannedenler Türk milletinin asaletini bilmeyen gafillerdir. Sınırı aşan, göç konusunu bir proje olarak hazırlayan nesnel tekliflerini paylaşan, mültecilere, sığınmacılara, göçmenlere karşı politikaları sosyoljik piskolojik boyutlarıyla analiz eden tek parti MHP'dir. Gerginlik çıkararak düşmanlığına yatırım yapanlar art niyetlidir. Bunların lügatında kardeşlik diye bir şey yoktur. Gitsinler demekten başka bir şeyi olmayanlar, Türkiye'nin imajını karalayan hastalıklı zihniyetlerdir. Türk milliyetçiliği, ırkçılığı kesin bir dille reddeder."
Haiti'de kaçırılan 8 Türk'ün kurtarılması için kriz masası kuruldu
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Haiti'de kaçırılan Türk vatandaşlarının kurtarılması için bu ülkede kriz masası kurulduğunu söyledi.
Çavuşoğlu, Kabine toplantısı nedeniyle Haitili mevkidaşıyla görüşemese de mesaj gönderdiğini belirterek, Türkiye'nin Santo Domingo Büyükelçisi'nin hem Haiti İçişleri Bakanı hem de Dışişleri Bakanı ile görüştüğünü söyledi.
Türkiye'nin Port-au-Prince Fahri Konsolosu'nun da gelişmeleri takip ettiğini dile getiren Çavuşoğlu, "Biliyorsunuz Dominik Cumhuriyeti Büyükelçiliğimiz oraya (Haiti) akredite. Yani en kısa zamanda kurtarmak için gerekli tüm çalışmaları yaptıklarını bize söylediler. Takip ediyoruz." dedi.
Kaçırma nedeni olarak fidye ihtimalinin düşünüldüğünü ifade eden Çavuşoğlu, Türk vatandaşlarının sağlık durumlarıyla ilgili olumsuz bir bilginin de olmadığını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'konut alım-satımını kolaylaştıracak' üç yeni paket açıkladı
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleştirilen Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslenen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ülke gündemindeki kimi hususlarla ilgili yürüttükleri hazırlıklar sonunda ortaya çıkan müjdeleri paylaşmak istediğini belirtti.
Erdoğan, vatandaşları, özellikle konut sektöründeki arızi dalgalanmadan korumak amacıyla bir dizi tedbiri hayata geçirme kararı aldıklarını belirterek, şöyle devam etti:
"Bu çerçevede konut finansmanı konusunda 3 ayrı paketi milletimizin hizmetine sunuyoruz. Birinci paket ile ilk defa ve tek konut sahibi olacak vatandaşımıza, 2 milyon liraya kadar değere sahip birinci el satın almalar için 10 yıla kadar vadeli ve aylık yüzde 0,99 faizli konut kredisi sağlıyoruz. İkinci paket, birinci ve ikinci el konutları da kapsıyor. Konut değerinin en az yarısı 1 Nisan 2022'den önce açılmış döviz tevdiat hesaplarının bozdurulması veya fiziki altınların Merkez Bankası'na satılarak karşılanması şartı ile alınacak konutlar bu paketten yararlanabilecek. Konut değeri 2 milyon lirayla sınırlı bu paket 10 yıla kadar vadeli ve aylık yüzde 0,89 faizli konut kredisi içeriyor. Bu paketin bir amacı da döviz ve altın varlıklarının Türk lirasına dönüşümünü teşvik etmektir.
Üçüncü paketimiz inşaat sektörüne yöneliktir. Mayıs ayı başı itibarıyla asgari yüzde 40'ı tamamlanmış ve asgari yüzde 50'si satılmamış inşaat projelerinin bir an önce tamamlanabilmesi için 20 milyar liralık bir kaynak ayırdık. Bir yıl boyunca konut fiyatlarını internet sitelerinde duyurdukları fiyatta sabit tutma taahhüdü veren firmalarımız belli bir rakama kadar ve 36 ay vadeyle bu finansmandan yararlanabilecek. Böylece inşaat halindeki projelerin hızla tamamlanarak kısa vadedeki konut arzının artmasını, böylece fiyatların dengeye gelmesini hedefliyoruz."
TOKİ'ye 30 milyar liralık finans sağlanacak
Erdoğan, bunların yanı sıra TOKİ vasıtasıyla yürüttükleri vatandaşlara uygun fiyatla sunulan, düşük maliyetli ve düşük satış fiyatı sosyal konut projelerine de hız verdiklerine dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Düşük gelir grubundaki vatandaşlarımızı ev sahibi yapmaya yönelik sosyal konut projeleri için TOKİ'ye 30 milyar liralık finans sağlayacağız. Sosyal konut projelerimizin istismarını önlemek için de bu yolla edinilen konutların 5 yıl süreyle satışına izin vermeyeceğiz. Ayrıca küçük ölçekli müteahhitlere şehir içindeki küçük parsellere konut yapabilmeleri için metrekaresini belli bir fiyatın üzerinde satmamaları şartıyla uygun maliyetli kredi kullandıracağız. Bu tür alanların rezerv konut alanı ilanı yoluyla çeşitli vergilerden istisna olmasını temin ederek, maliyetlerin düşürülmesi yoluna da gideceğiz. Rezerv alanlarda yapılan ve uygun maliyetli krediyle desteklenen konutlar da 5 yıl süreyle satış tahdidine tabi olacaktır."
Sistemin sağlıklı işleyişini sağlamak için denetimde TOKİ ve Emlak Konut gibi bu alanda birikimli kuruluşları da kullanacaklarını duyuran Erdoğan, şu bilgileri paylaştı:
"Kentsel dönüşüm çalışmaları, konut arzını artırmak için destek vereceğimiz bir diğer alandır. Ada düzeyinde sadece hak sahiplerine yönelik uygun maliyetli kredilerle kentsel dönüşüm projelerini hızlandıracağız. Özellikle hak sahipleri ile müteahhitlerin bir araya gelerek yürütecekleri bu projelerin denetimini de yine ilgili kuruluşlarımız vasıtasıyla daha sıkı şekilde gerçekleştireceğiz. Vatandaşlarımızı hızlı, güvenli ve ekonomik şekilde konut sahibi yapmayı amaçlayan bu destek paketleri ve uygulamalarımızın hayırlı olmasını diliyorum."
Erdoğan: Temmuz ayında dar gelirlilerin alım gücünü biraz daha iyileştireceğiz
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Temmuz ayında yapılacak enflasyon farkı artışları ve diğer düzenlemelerle dar gelirlilerin alım gücünü biraz daha iyileştireceğiz." dedi.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslenen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "İkinci Dünya Savaşı'nın ardından kurulan küresel yönetim ve güvenlik sistemi kökünden sarsılırken biz sahip olduğumuz tarihi birikimi siyasi, ekonomik ve askeri reformlarla canlandırdık. Artık her alanda kendi ayaklarının üstünde durabilen, bununla kalmayıp tüm dostlarına ve kardeşlerine destek verebilen bir Türkiye var." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yıllardır sürekli dile getirdikleri büyük ve güçlü Türkiye'nin inşasını adım adım yürüttüklerini belirterek, hiçbir iç ve dış hadisenin, hiçbir açık ve gizli oyunun kendilerini bu hedeften uzaklaştırmasına izin vermediklerini söyledi.

Erdoğan, bugünkü ve bundan sonraki tüm sınamaları da yine 85 milyon hep birlikte aşarak sonraki nesillere hak ettikleri Türkiye'yi bırakacaklarını belirterek, "Hedeflerimize ulaşmamıza bir el uzatımı mesafe kaldığı bu kritik aşamada vatandaşlarımızın hayat pahalılığının yol açtığı sıkıntılar sebebiyle zor günler geçirdiğini biliyoruz. Bilhassa dar gelirli insanlarımızın alım güçlerindeki düşüşün farkındayız. Bir yandan enflasyonu dizginleyecek tedbirleri alırken diğer yandan da ücretlerde yaptığımız artışlarla alım gücündeki gerilemeyi telafi etmeye çalışıyoruz." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu çerçevede yıl başında asgari ücretten işçi, memur ve emekli maaşlarına kadar geniş bir alanda ciddi artışlar yaptıklarını anımsatarak, şöyle devam etti:
"Temmuz ayında yapılacak enflasyon farkı artışları ve diğer düzenlemelerle dar gelirlilerin alım gücünü biraz daha iyileştireceğiz. Haziran ayı itibarıyla başvuruları başlayacak Aile Destek Programı gibi yeni uygulamalarla da insanımızı sahipsiz bırakmıyoruz. Çeşitli başlıklar altında sadece geçtiğimiz ay milletimizin farklı kesimlerine sağladığımız sosyal desteklerin toplam tutarı 5,3 milyar liradır. Elektrik tüketim desteği için geçtiğimiz yıl yaklaşık 2,5 milyon haneye 2,5 milyar lirayı aşkın kaynak tahsis ettik. Doğal gaz tüketim desteği olarak da son 2 ayda 114 milyon lirayı aşkın bir kaynağı vatandaşlarımıza aktardık. Her iki desteğin de kapsamını genişletecek çalışmaları sürdürüyoruz."
"Bir dizi tedbiri hayata geçirme kararı aldık"
Son dönemde küresel ekonomide ham madde fiyatlarında görülen fahiş yükseliş ve tedarik sorunlarının yol açtığı sıkıntılar sebebiyle konut inşasında yavaşlama ve konut fiyatlarında çok büyük artışlar yaşandığına dikkati çeken Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Vatandaşlarımızı özellikle konut sektöründeki bu arızi dalgalanmadan korumak amacıyla bir dizi tedbiri hayat geçirme kararı aldık. Bu çerçevede, konut finansmanı konusunda 3 ayrı paketi milletimizin hizmetine sunuyoruz. Birinci paketle ilk defa ve tek konut sahibi olacak vatandaşımıza 2 milyon liraya kadar değere sahip birinci el satın almalar için 10 yıla kadar vadeli ve aylık yüzde 0,99 faizli konut kredisi sağlıyoruz. İkinci paket, birinci ve ikinci el konutları da kapsıyor. Konut değerinin en az yarısı 1 Nisan 2022 tarihinden önce açılmış döviz tevdiat hesaplarının bozdurulması veya fiziki altınların Merkez Bankasına satılarak karşılanması şartıyla alınacak konutlar bu paketten yararlanabilecek. Konut değeri 2 milyon lira ile sınırlı bu paket, 10 yıla kadar vadeli ve aylık yüzde 0,89 faizli konut kredisi içeriyor. Bu paketin bir amacı da döviz ve altın varlıklarının Türk lirasına dönüşümünü teşvik etmektir. Üçüncü paketimiz inşaat sektörüne yöneliktir. Mayıs ayı başı itibarıyla asgari yüzde 40'ı tamamlanmış ve asgari yüzde 50'si satılmamış inşaat projelerinin bir an önce tamamlanabilmesi için 20 milyar liralık bir kaynak ayırdık. 1 yıl boyunca konut fiyatlarını internet sitelerinde duyurdukları fiyatta sabit tutma taahhüdü veren firmalarımız belli bir rakama kadar ve 36 ay vade ile bu finansmandan yararlanabilecek. Böylece inşaat halindeki projelerin hızla tamamlanarak kısa vadedeki konut arzının artmasını böylece fiyatların dengeye gelmesini hedefliyoruz."
"Sosyal konut projelerine hız vereceğiz"
Bunların yanında TOKİ vasıtasıyla yürüttükleri, vatandaşlara uygun fiyatla sunulan düşük maliyetli, düşük satış fiyatlı sosyal konut projelerine hız vereceklerini dile getiren Erdoğan, "Düşük gelir grubundaki vatandaşlarımızı ev sahibi yapmaya yönelik sosyal konut projeleri için TOKİ'ye 30 milyar liralık finans sağlayacağız. Sosyal konut projelerimizin istismarını önlemek için de bu yolla edinilen konutların 5 yıl süreyle satışına izin vermeyeceğiz." diye konuştu.
"Küçük ölçekli müteahhitlere, şehir içindeki küçük parsellere konut yapabilmeleri için metrekaresini belli bir fiyatın üzerinde satmamaları şartıyla uygun maliyetli kredi kullandıracağız." diyen Erdoğan, bu tür alanların rezerv konut alanı ilanı yoluyla çeşitli vergilerden istisna olmasını temin ederek, maliyetlerin düşürülmesi yoluna da gideceklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, rezerv alanlarda yapılan ve uygun maliyetli krediyle desteklenen konutların da 5 yıl süreyle satış tahdidine tabi olacağını belirterek, sistemin sağlıklı işleyişini sağlamak için, denetimde TOKİ ve Emlak Konut gibi birikimi olan kuruluşları kullanacaklarını kaydetti.
Konut arzını artırmak için kentsel dönüşüm projelerine destek vereceklerini, ada düzeyinde sadece hak sahiplerine yönelik uygun maliyetli kredilerle bu projeleri hızlandıracaklarını ifade eden Erdoğan, özellikle hak sahipleri ile müteahhitlerin bir araya gelerek yürütecekleri bu projelerin denetimini de yine ilgili kuruluşların vasıtasıyla daha sıkı yapacaklarını vurguladı.
Erdoğan, "Vatandaşlarımızı hızlı, güvenli ve ekonomik şekilde konut sahibi yapmayı amaçlayan bu destek paketleri ve uygulamalarımızın hayırlı olmasını diliyorum." dedi.
İBB Başkanı İmamoğlu hakkında suç duyurusu
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında Rize, Artvin ve Trabzon gezilerinde kamu kaynaklarının, kişisel siyasi faaliyetler kapsamında kullanılıp kullanılmadığının tespiti amacıyla suç duyurusunda bulunuldu.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına, avukat Aydın Egemen tarafından sunulan suç duyurusu dilekçesinde, İmamoğlu'nun, İBB kaynaklarını seçilmiş olduğu il hudutları dışında, siyasi amaç ve saiklerle sarf etmiş olduğunun kamuoyuna yansıdığı anımsatılarak, bu hususların araştırılması talep edildi.
İmamoğlu'nun "2023 yılında yapılacak seçimlerde devlet başkanlığı adaylığına dair bir kararı var ise İBB Başkanlığından istifa etmesi gerektiği" belirtilen dilekçede, şunlar kaydedildi:
"Oysa, seçilmiş belediye başkanlığı unvanı ve görev süresince, çalışma gün mesaisini, uhdesinde bulunan tüm kamu kaynaklarını, bulunduğu ilde yaşayan halkın huzur ve sükunu için harcama yerine, gerek mesaisini ve gerekse seçilmekle elde ettiği kamu kaynaklarını, kişisel siyasi amaç ve saiklerine sarf etmiş olduğu kamuoyuna yansımıştır. Bu iddiaların araştırılmasını talep ediyorum. Bu ise görevi kötüye kullanmaktır."
Tespit edilmesi durumunda kamu zararının giderilmesi talep edildi
Seçilmiş kişilerin kendilerini seçenlere karşı şeffaflık içerisinde, hukuk devleti ve demokrasi normlarına uygun hareket etmesinin asıl hedef olduğu dile getirilen dilekçede, "Bu hedef, çocuklarımızın, millet olarak geleceğimizin teminat altına alınmasıdır. Sayın savcılık makamlarınızca, şüphelinin ilgili tarihte Rize, Çayeli, Pazar, Ardeşen, Fındıklı ve Artvin Arhavi, Hopa, Kemalpaşa ve Trabzon ziyareti/mitingi olarak kamuoyuna yansımış bir dizi siyasi faaliyetlerinde, İstanbul Belediyesi kamu kaynaklarının kişisel siyasi faaliyetler kapsamında bir kuruş dahi sarf edilip edilmediğinin, bir bardak su dahi olsa araştırılmasını, şayet tespit edilmesi durumunda kamu zararının giderilmesini saygıyla arz ve talep ediyorum." ifadeleri kullanıldı.
Bu sabah gözaltına alınan Alparslan Kuytul tutuklandı
Furkan Eğitim ve Hizmet Vakfının eski yöneticisi Alparslan Kuytul, iş insanı Koray Sarısaçlı'nın kaçırıldığı iddiasına yönelik soruşturma kapsamında tutuklandı.
Vakfın bir dönem yöneticiliğini de yapan Koray Sarısaçlı, Adana Cumhuriyet Başsavcılığındaki ifadesinde kaçırıldığını, 13 gün rehin tutulduğunu, işkence gördüğünü, zorla 7 milyon dolarlık senet imzalatıldığını ileri sürdü.
Yürütülen soruşturma kapsamında Adana Cumhuriyet Başsavcılığının talimatı üzerine Kuytul, sabah saatlerinde Adana Emniyet Müdürlüğü ekiplerince "kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma, gasp, adam yaralamaya azmettirme" suçlamasıyla gözaltına alındı.
Mahkeme Kuytul'un tutuklanmasına karar verdi.
Dolar 15 TL'yi geçti, Euro 16 TL sınırına dayandı
İstanbul serbest piyasada güne 14,9720 liradan başlayan dolar öğle saatlerinde 15 TL sınırını geçti. Euro da 15,8876 seviyesini gördü.
Türk Lirası, uygulanan Kur Korumalı Mevduat sistemine karşın yabancı para birimleri karşısında değer kaybetmeye devam ediyor.
Dolar 14 TL sınırını aştıktan sonra bugün öğle saatlerinde 15,0480 seviyesine çıktı.
Euro da 16 sınırına zorlayarak 15,8876 seviyesine yükseldi.
Türkiye'nin riski primi de 681 baz puanı görürken, Dolar en son kur korumalı mevduatın açıklandığı 20 Aralık 2021'de bu seviyeye çıkmıştı.
Erdoğan: (Suriyeliler) Kendileri arzu ettikleri zaman vatanlarına dönebilirler ama biz onları asla bu topraklardan kovmayız
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Kültür Merkezi'nde MÜSİAD'ın 32. Kuruluş Yıl Dönümü Programı ve Geleneksel MÜSİAD Türkiye'nin Gücü Ödülleri Töreni'ne katıldı.
Erdoğan burada yaptığı konşumada " Biz, muhacirlik ve ensar olma kabiliyetinin ne olduğunu en iyi bilen bir kültürün mensuplarıyız. (Suriyeliler) Kendileri arzu ettikleri zaman vatanlarına dönebilirler ama biz onları asla bu topraklardan kovmayız" dedi.
Zafer Partisi Genel Başkanı Özdağ: "Sessiz İstila filmi yasalar önünde suç değil"
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, "Sessiz İstila" filminin yasalar önünde suç olmadığını söyledi.
Özdağ, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında filmin finansmanıyla ilgili yabancı fonlardan para aldığı iddialarını "hezeyan" olarak değerlendirdi.
"Sessiz İstila filmi yasalar önünde suç değil" diyen Özdağ, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun bu konudaki eleştirilerini, "Benim banka hesaplarımı kontrol ediyorsunuz, kredi kartı ödemelerimi kontrol ediyorsunuz, borçla çalıştığımı biliyorsunuz. Sana söz veriyorum, yeni borç alacağım, yeni videoları çektireceğim." şeklinde yanıtladı.
Sığınmacılarla ilgili sorunlara değinen Özdağ, "Göçün temel nedeni AK Parti'nin yanlış politikasıdır. İçişleri Bakanlığının kayıtlarına göre 7 milyon 730 bin yabancı yaşamaktadır. Kayıtsızların tahmini rakamı buna dahil değildir. Şimdiye kadar 8 milyonun üzerinde olduğunu düşünüyorduk ancak şimdi görünüyor ki Türkiye'deki yabancı sayısı 10 milyonun üstüne çıkmıştır." diye konuştu.
Gazetecilerin sorusu üzerine suç gruplarıyla hiçbir ilgisinin olmadığını vurgulayan Özdağ, "Seçimlere giderken seçmeni terörize etmek, Zafer Partisi'ne karşı bir şiddet dalgası başlatarak provokatörler aracılığıyla eylemleri Zafer Partisi’ne mal etmek istiyorlar." iddiasında bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Avrupa Günü mesajı: AB'nin yeni bir hikaye yazmasının zamanı geldi
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığından yapılan açıklamaya göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan, 9 Mayıs Avrupa Günü mesajında, Avrupa bütünleşmesinin temellerini atan Schuman Deklarasyonu'nun ilanının, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne (AB) adaylık statüsünün tescil edildiği 1999'dan beri "Avrupa Günü" olarak kutlandığını belirtti.
Schuman Deklarasyonu'nun özündeki düşüncelerin, tüm dünyayı yıkan bir savaşın ardından Avrupa'da ülkelerin farklılıklarını ve düşmanlıklarını kenara bırakarak barış, güvenlik, kalkınma ve refah için bir araya gelmesini sağladığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"AB ise geçmişten günümüze geliştirdiği ortak politikalarla barış projesi olmanın çok daha ötesine geçmiştir. Son yıllarda kuruluş değerlerinden uzaklaşan ve üye ülkelerin kısa vadeli politikalarının etkisi altında kalan AB'nin, Ukrayna Savaşı'yla birlikte kendine yeni bir hikaye yazmasının zamanı gelmiştir. Bugün, Avrupa'nın ortasında, tüm dünyanın gözü önünde yaşanan bu trajedi, AB açısından uyarı mahiyetindedir. Şimdi, Avrupa bütünleşmesinin temellerinin atıldığı dönemdeki gibi bir dayanışmaya, iş birliğine ve en önemlisi de vizyoner ve cesur bir bakış açısına ihtiyaç vardır."
Erdoğan, Türkiye'nin, sadece aday ülke ve NATO müttefiki olarak değil, köklü ve güçlü AB müktesebatına sahip bir ortak olarak da mevcut meydan okumaların aşılmasında somut katkı sağladığını vurguladı.
Ukrayna'daki savaşın küresel boyutlara ulaşan menfi etkilerinin, güvenlik, göç, tedarik zincirleri ve enerji başta olmak üzere Türkiye'nin pek çok alanda AB için ne denli stratejik önemde olduğunu bir kez daha teyit ettiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şunları kaydetti:
"Giderek karmaşıklaşan dünya sahnesinde farklılıklarımızdan ziyade müşterek paydalarımıza, çıkar çatışmalarından ziyade savunduğumuz temel değerlere odaklanmak ve Türkiye-AB ilişkilerini her alanda geliştirmek, her iki tarafın da menfaatinedir. Türkiye'nin her türlü engele rağmen sabırla ve kararlılıkla sürdürdüğü AB'ye tam üyelik süreci, yapıcı bir yaklaşımla teşvik edilmelidir. Bu, AB'nin kendi gelecek tasavvuru, itibarı ve güvenilirliği bakımından da zaruridir. Bu düşüncelerle 'Avrupa Günü'nün, ortak coğrafyamızda barış, esenlik ve dayanışmaya vesile olmasını diliyor, başta vatandaşlarım olmak üzere, tüm Avrupalıların 9 Mayıs 'Avrupa Günü'nü tebrik ediyorum."
Savcılık dört kişiyi yaralayan pitbull cinsi köpeği silah saydı, bir kişi tutuklandı
Ankara'da dört kişiyi yaralayan pitbull cinsi köpeğin sahibi Umut Batuhan Y, "olaydan önce köpeğin tasmasını çıkardığı" gerekçesiyle "olası kastla silahla yaralama" suçundan tutuklandı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturmaya göre, 3 Mayıs'ta, Oran Sitesindeki ikametine aracıyla gelen şüpheli, otoparka aracını park ettikten sonra yanındaki siyah renkli pitbull cinsi köpeğiyle manyetik alandan geçiş yaptı. Asansöre geçen şüpheli, bahçe katına geldiğinde köpeğin tasmasını çıkardı ve köpeği dışarıda bırakıp apartmana girdi.
Bu esnada, eşi ve iki çocuğuyla apartmandan çıkan E.Ç, köpeğin üzerlerine geldiğini fark etti. Biri 7, diğeri 11 yaşındaki çocuklarının zarar görmemesi için köpeğe karşı siper olan kadın yere düştü. Eşi ve çevredekilerin müdahalesiyle köpekten kurtulabilen anne ve çocukları, apartman girişine sığındı.
E.Ç'nin yanı sıra, olaya müdahale ederken köpeğin saldırısına maruz kalan E.Ö, H.Ö. ve M.Ö, el, ayak bilekleri ile yüzlerinden yaralandı.
Şüpheli Umut Batuhan Y, savcılık ifadesinde, pitbull cinsi köpeğin kendisine ait olmadığını, köpeğin saldırgan ve yasaklı bir ırk olduğunu bilmediğini iddia etti. Köpeği yol üzerinde bulduğunu, başıboş gördüğü için aracına aldığını belirten şüpheli, köpeği site bahçesine bıraktığını söyledi.
Savcılık silah saydı
Şüpheli, ifadesinin ardından tutuklama istemiyle sulh ceza hakimliğine sevk edildi.
Hayvanları Koruma Kanunu'na göre, tehlike arz eden hayvanları barındırmanın yasak olduğu aktarılan yazıda, buna rağmen şüphelinin yasak cins olarak kabul edilen pitbull beslediği kaydedildi.
Tarım ve Orman Bakanlığı'nın "Tehlike Arz Eden Hayvanlar" başlıklı genelgesinde, bulundurulması yasak olan hayvanların 14 Ocak 2022'ye kadar kısırlaştırılarak kayıt altına alınmasının istendiği bildirilen yazıda, veteriner hekimi tarafından düzenlenen tutanakta köpeğin kısır olmadığının belirlendiği ifade edildi.
Ayrıca yasak cins olan pitbull cinsi köpeğin, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 6/1-f maddesinde düzenlenen 'silah' deyiminde düzenlenen fiilen saldırıda kullanılmaya elverişli olduğunu da kabul etmek gerekmektedir."
Savcılığın talebi doğrultusunda sulh ceza hakimliği, şüpheliyi "olası kastla silahla yaralama" suçundan tutukladı.
TCK'nin "tanımlar"ı içeren 6. maddesinin ilgili bendi, "Silah deyiminden saldırı ve savunma amacıyla yapılmış olmasa bile fiilen saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli diğer şeyler anlaşılır." hükmünü içeriyor.
TRT, Netflix'e alternatif platform inşa edecek

AA'nın aktardığına göre Sobacı, TRT’nin 2023 yılında Netflix'e alternatif uluslararası bir dijital platform inşa edeceğini, gençlik platformu kuracağını ve filmlerle oyunlara yatırım yapmaya devam edeceğini dile getirdi.
Alparslan Kuytul gözaltına alındı
Furkan hareketi lideri Alparslan Kuytul'un sabah saatlerinde gözaltına alındığı belirtildi.
Twitter hesabından bir mesaj paylaşan Kuytul'un eşi Semra Kuytul, "Alparslan Hocamı gözaltına aldılar. Adliyeye gidiyoruz.." dedi.
Furkan Eğitim ve Hizmet Vakfının eski yöneticisi Alparslan Kuytul'un iş insanı Koray Sarısaçlı'nın kaçırıldığı iddiasına yönelik soruşturma kapsamında gözaltına alındığı bildirildi.
Alınan bilgiye göre, vakfın bir dönem yöneticiliğini de yapan Sarısaçlı, Adana Cumhuriyet Başsavcılığındaki ifadesinde kaçırıldığını, 13 gün rehin tutulduğunu, işkence gördüğünü, zorla 7 milyon dolarlık senet imzalatıldığını ileri sürdü.
Yürütülen soruşturma kapsamında Adana Cumhuriyet Başsavcılığının talimatı üzerine Kuytul, sabah saatlerinde Adana Emniyet Müdürlüğü ekiplerince "kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma, gasp, adam yaralamaya azmettirme" suçlamasıyla gözaltına alındı.
Mart ayında Adana’da Furkan Vakfı’nın yürüyüşüne katılanlara polisin orantısız müdahalesi kamuoyunda tartışılmıştı. Tepkiler üzerine bir açıklama yapan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Furkan Vakfı üyelerinin izinsiz gösteri yaptığını söylemiş ve olayla ilgili soruşturma başlatıldığını duyurmuştu.
Alparslan Kuytul ise, müdahale görüntüleriyle ilgili "Siz milletin değil Soylu'nun emrindesiniz" diyerek tepkisini dile getirmişti.
