Türkiye gündemine ilişkin önemli gelişmeleri aktardığımız canlı blog sayfası
Türkiye gündemine ilişkin önemli gelişmeleri aktardığımız canlı blog sayfası
${title}
Canlı anlatım sona erdi
Mardin'deki kazayla ilgili gözaltına alınan 2 tır şoförü tutuklandı
Üçyol mevkisinde dün bir tırın da karıştığı ölümlü kazaya müdahale edenlere, freni patlayan tırın çarptığı kazayla ilgili başlatılan soruşturma sürüyor.
Kazanın ardından yaralanan ve gözaltına alınan tır şoförlerinin emniyetteki işlemleri tamamlandı.
İki sürücü, SEGBİS ile bağlandıkları Derik Sulh Ceza Hakimliğince "Taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan tutuklandı.
Altı muhalif lider toplandı, sosyal medyadan 'Hep birlikte güzel yarınlara' videosu
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ev sahipliğinde ilk toplantılarını 12 Şubat’ta yapan 6 muhalefet partisinin liderleri, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun ev sahipliğinde yapılan ilk turun son görüşmesi öncesi sosyal medya hesaplarından aynı videoyu paylaştı.
Daha önce 5 kez toplanan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ve Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal ve Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu 6. kez bir araya geldi.
Toplantı öncesi 6 partinin sosyal medya hesaplarından 'Hep birlikte güzel yarınlara' etiketiyle liderlerin daha önce yaptığı görüşmelere dair aynı görüntüleri içeren videolar yayınlandı.
İyi partinin video paylaşımında ise "Türkiye’ye yakışacak, Büyük Türk Milleti’ne yaraşacak; Hak ettiğimiz güçlü, zengin ve mutlu Türkiye’ye kavuşacağız. Hiç merak etmeyin, çok az kaldı!" ifadeleri kullanıldı.
CHP'nin paylaşımında ise 'Yarının Türkiyesi için' ifadeleri yer aldı.
Derik'teki kazada ölenlerin sayısı 20'ye yükseldi
İçişleri Bakanı Soylu, yaptığı açıklamada, Gaziantep'teki elim kazanın ardından akşam saatlerinde Derik'ten üzücü bir haber aldıklarını anlattı.
İki tırın sebebiyet verdiği kazada şu ana kadar 20 vatandaşın hayatını kaybettiğini belirten Soylu, "26 yaralımız var. Olay bütün yönleriyle savcılığımızca soruşturulmaktadır. İhmal, kasıt, her neyse bütün süreçler tetkik edilecektir. Kolluk güçlerimiz de bu konudaki çabanın içerisindedir." dedi.
"İnsanın boğazı düğümleniyor. Bir trafik kazasında 20 kişinin hayatını kaybetmesi üzerine aslında insanın söyleyecek sözü kalmıyor." diyen Bakan Soylu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bütün devletimizin imkan ve kabiliyetiyle kazazedelerimizin ve ailelerimizin yanındayız. Bunun bilinmesini arzu ederiz. Öncelikle sabır diliyorum ve başsağlığı dileklerimi iletiyorum. Geçmiş olsun, Allah rahmet eylesin. Biz de burada sabaha kadar hem kazaya sebebiyet veren sürecin nasıl olduğunu hem de bu konuda kimin ihmali varsa ihmalle ilgili de tüm tespitleri, arkadaşlarımızla, Emniyet Genel Müdürümüz burada hem Valimiz hem buradaki arkadaşlarımızla bu değerlendirmeleri yapmış olacağız. Allah böyle bir sonuçla bizi bir daha imtihan etmesin."
Kazada bir polisin de şehit olduğunu kaydeden Soylu, "Bir önceki kazayla ilgili nasıl Gaziantep'te sağlık görevlilerimiz o kazaya müdahale esnasında hayatlarını kaybetmişlerse, şehit olmuşlarsa burada da yine ilk kazaya müdahale esnasında bulunan bir polisimiz hayatını kaybetti ve şehit oldu. Böylelikle 20 vatandaşımız hayatını kaybetti. Gözaltı konusunda 2'si de yaralı, onlar hastanedeler ve tedavi altındalar, 2 gözaltımız var, 2 şoför." diye konuştu.
Mardin'de TIR kalabalığa daldı: En az 8 kişi hayatını kaybetti

Mardin'in Derik ilçesinde freni boşalan TIR önündeki 2 araca çarptıktan sonra takla attı. Kazazedelere yardım eden görevliler ile çevrede toplanan yurttaşlara da arkadan gelen başka bir TIR çarptı. Hızını alamayan TIR kalabalığı yararak yol kenarındaki kahvehaneye daldı.
Kazada ilk belirlemelere göre aralarında çocukların da bulunduğu 8 kişi hayatını kaybetti, çok sayıda kişi de yaralandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: İki gün önce neredeydim? Ukrayna'da. Bir hafta önce neredeydim? Soçi'de. Biz, bu yolda dünya barışı için varız
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "İki gün önce neredeydim? Ukrayna'da. Bir hafta önce neredeydim? Soçi'de. Ne için? Dünya barışını tesis edelim diye. Biz bu yolda dünya barışı için varız." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen "Manisa Toplu Açılış Töreni"ne katılarak vatandaşlara hitap etti.
Türkiye'nin geçmişte toplu iğneyi bile üretemediğini belirten Erdoğan, "Şimdi tüfeklerimiz, elhamdülillah İHA'larımız, SİHA'larımız, Akıncı uçaklarımızı üretiyoruz." ifadesini kullandı.
Deprem ülkesi olan Türkiye'deki yapıların yüzde 60'ını dönüştürerek, insanları daha güvenli evlere kavuşturan bir Türkiye inşa ettiklerini belirten Erdoğan, depremde yıkılan İzmir, Bergama, Bornova'yı aylar içerisinde yeniden inşa ettiklerini anlattı.
Konuşmasında muhalefeti de eleştiren ve hangi alana bakılırsa bakılsın kendi inşa ettikleri Türkiye ile "onların" özlemini duyduğu Türkiye arasındaki devasa farkın görülebileceğini vurgulan Erdoğan, "Merhum Özal'ın deyimiyle, çağ atlamış Türkiye ile çağın gerisinde kalmış Türkiye'yi mukayese etmekten dahi aciz olanların bu ülke verecekleri hiçbir şey olamaz. Bizim milletimize sözümüz ve taahhüdümüz var, ülkemizi 2053 vizyonuyla küresel yönetim ve ekonomi sisteminin en üst ligine çıkarmaktır." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yapımı devam eden Ankara-İzmir yüksek hızlı tren projesiyle de Manisa'yı, İstanbul ve Ankara başta olmak üzere tüm hızlı tren hatlarına bağlayacaklarını sözlerine ekledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, " Türkiye'de bizden başka çeyrek, yarım asır sonrasına ışık tutan, vizyon inşası peşinde koşan, bunun hedeflerini, programlarını, projelerini çalışan kimse göremezsiniz. Ne için? Çünkü biz bu millete aşığız, çünkü biz bu ülkeyi seviyoruz, çünkü biz bu millete ve ülkeye hizmet etmeyi en büyük beşeri rütbe olarak görüyoruz. Bunun için de gece gündüz çalışıyoruz, mücadele ediyoruz." dedi.
Emeklerin ve fedakarlıkların karşılığının hep birlikte alınacağı bir döneme girildiğini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
Eğitimde eğer bugün 81 vilayetimizin tamamında üniversitemiz varsa boşuna değil. Göreve geldik 76 üniversite vardı ama şimdi 208 üniversitemiz var. Üniversitemizin olmadığı il yok. Sağlıkta 19 şehir hastanemiz var. Eğitim araştırma hastanemizin olmadığı il, ilçe yok. Bu bir şeyi gösteriyor. Bu kadro milletine aşık. Biz, 'Aşk ile koşan yorulmaz' diyerek bu yolda yürüdük. Dünyanın kriz üstüne kriz yaşadığı bir dönemde, ülkemiz hedeflerine kararlılıkla yürüyorsa işte bu sayededir. Aşkımızdan. Dertliyiz biz dertli. Bu milletin dertlisiyiz."
Bakan Akar: Ukrayna'dan 27 gemiyle 656 bin 349 ton tahıl taşındı, 24 gemi yolda
BM Genel Sekreteri Guterres: Anlaşmanın ikinci aşamasında Rus gıda ve gübresinin taşınması var

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, İstanbul'da imzalanan tahıl anlaşmasındaki rolü için Türkiye'ye teşekkür ederek, "Bu paket anlaşmanın diğer kısmı, yaptırımlara tabi olmayan Rus gıda ve gübresinin küresel pazarlara engelsiz erişimidir." dedi.
Guterres, Karadeniz'den tahıl ürünlerinin güvenli sevki için İstanbul'da oluşturulan Müşterek Koordinasyon Merkezine geldi.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve Milli Savunma Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Afyoncu tarafından karşılanan Guterres, daha sonra burada incelemelerde bulundu.
Ardından Bakan Akar ile ortak basın toplantısında konuşan Guterres, sıcak karşılama için Akar ve Türk hükümetine teşekkür etti.
Türkiye'ye Karadeniz Tahıl Girişimi'ndeki önemli rolü için teşekkür eden Guterres, tahıl anlaşmasının bir diğer kısmına dikkati çekerek, "Bu paket anlaşmanın diğer kısmı, yaptırımlara tabi olmayan Rus gıda ve gübresinin küresel pazarlara engelsiz erişimidir." ifadesini kullandı.
Tüm hükümetlerin ve özel sektörün bunları piyasaya sürmek için iş birliği yapmasının önemine işaret eden Guterres, "2022'de gübre olmadan, 2023'te yeterli gıda olmayabilir." değerlendirmesini yaptı.
Antonio Guterres, Ukrayna ve Rusya'dan daha fazla gıda ve gübreyi çıkarmanın, emtia piyasalarını daha da sakinleştirmek ve tüketiciler için fiyatları düşürmek açısından çok önemli olduğunu vurgulayarak, "Çok daha uzun bir sürecin başındayız ama siz bu kritik anlaşmanın dünya için potansiyelini zaten gösterdiniz." dedi.
Bakan Akar:. Şu ana kadar Ukrayna limanlarından 656 bin 349 ton tahıl sevkiyatı gerçekleştirilmiştir
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar da, 1 Ağustos'tan bu yana Ukrayna limanlarından 656 bin 349 ton tahıl sevkiyatı gerçekleştirildiğini belirtti.
Merkezde yapılan çalışmalara ilişkin bilgi veren Bakan Akar, şunları söyledi:
"Birleşmiş Milletlerin himayesinde ve Türkiye'nin ev sahipliğinde çalışan bu merkez, başlangıçta mevcut sayıları da personel sayısını da giderek arttırmış ve halihazırda şu anda Türkiye'den 14, Rusya'dan 22, Ukrayna'dan 12 ve Birleşmiş Milletlerden 23 temsilci olmak üzere, toplam 71 kişi görev yapmaktadır. Önemli bir husus da sahada herhangi bir askeri unsur bulunmamaktadır.
Müşterek Koordinasyon Merkezi, tüm faaliyetlerini taraf ülkeler ve BM ile yakın koordinasyon içinde yürütmektedir. 1 Ağustos'tan bu yana toplam 51 gemi tahıl sevkiyatı için seyre çıkarken bunların 27'si Ukrayna limanlarından çıkış yapmıştır. 24 gemi ise tahıl sevkiyatı için Ukrayna limanlarına girmiştir. Şu ana kadar Ukrayna limanlarından 656 bin 349 ton tahıl sevkiyatı gerçekleştirilmiştir. Bu rakamın giderek artacağını değerlendiriyoruz."
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Müşterek Koordinasyon Merkezi vasıtasıyla yapılan çalışmaların tüm dünyayı etkileyen gıda krizinin aşılmasına, özellikle fiyatların aşağı çekilmesine önemli katkı sağlayacağına inandıklarını ve önlerindeki verilerle bunu
BM Genel Sekreteri Guterres, Zeyport'ta denetimlerde bulundu
Guterres, denetim ekibi ile Zeytinburnu Kazlıçeşme Limanı'na geldi. Guterres ve beraberindeki ekip, servis botu ile SSI INVINCIBLE II gemisine doğru yola çıktı.
Gemideki denetimlere Guterres katılmadı.
Zeyport'ta denetimi yapılan gemi, Ukrayna'nın Çornomorsk Limanı'na gidecek.
Guterres, denetim ekibinin incelemelerinden sonra Milli Savunma Üniversitesindeki Müşterek Koordinasyon Merkezi'ne geçti.
Gaziantep'te kaza yapan araca müdahale eden ekiplere yolcu otobüsü çarptı, 15 kişi hayatını kaybetti
Gaziantep'te meydana gelen trafik kazasında ilk belirlemelere göre 15 kişi hayatını kaybetti, 22 kişi yaralandı.
Tarsus-Adana-Gaziantep (TAG) Otoyolu'nun Nizip bölümünde kaza yapan bir araca müdahale eden ekiplere ve İhlas Haber Ajansının (İHA) canlı yayın aracına, kaza yerinden yaklaşık 200 metre geride devrilen ve kayan yolcu otobüsü çarptı.
Kaza bölgesine çok sayıda polis ve sağlık ekibi yönlendirildi.
Kazada ilk belirlemelere göre aralarında 3 itfaiye, 2 sağlık personeli ile İHA çalışanı Muhammed Abdulkadir Esen ile Umut Yakup Tanrıöver'in de bulunduğu 16 kişi hayatını kaybetti, 21 kişi yaralandı.
Vali Gül, kaza yerinde inceleme yaptı
Gaziantep Valisi Davut Gül, kaza yerine gelerek incelemede bulundu.
Gül, gazetecilere, saat 10.45 sıralarında bir binek aracın kaza yaptığını, ekiplerin müdahale ettiği kazadan 200 metre geride otobüsün devrildiğini, bu aracın kayarak kurtarma ekiplerine çarptığını söyledi.
Vali Gül, "İlk belirlemelere göre 15 vefat eden vatandaşımız var, aralarında 3 itfaiye personeli, 2 sağlık personeli, 2 gazeteci var. Şu an itibarıyla yaralılar hastanelere sevk edildi. Milletimizin başı sağ olsun. Vefat eden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yaralılara şifa diliyorum. Allah bir daha böyle kazalar göstermesin." dedi.
Gül, kaza nedeniyle kapanan TAG Otoyolu'nun Nizip istikametine doğru kısmının kontrollü olarak ulaşıma açıldığını söyledi.
Finlandiya, İsveç ve Türkiye arasındaki ilk toplantı, 26 Ağustos'ta Finlandiya'da yapılacak
Finlandiya Dışişleri Bakanı Pekka Haavisto, İsveç devlet televizyonu SVT'ye yaptığı açıklamada, İsveç ve Finlandiya'nın, Türkiye ile ortak mutabakat görüşmelerinin ilk toplantısının Finlandiya'da yapılacağını belirtti.
Bakan Haavisto'nun danışmanı Tomi Nyström ise ülkelerin ilk toplantının en kısa zamanda yapılmasını istediğini belirterek, "Toplantı, ağustos ayında Finlandiya'da yapılacak." ifadelerini kullandı.
İsveç Dışişleri Bakanlığının yaptığı açıklamada ise 26 Ağustos’ta bu mekanizmanın ilk toplantısının gerçekleştirileceği kaydedildi.
NATO'ya üyelik başvurusunda bulunan İsveç ve Finlandiya ile Türkiye arasında, 28 Haziran'da İspanya'nın başkenti Madrid'de düzenlenen NATO Zirvesi'nde Türkiye'nin endişelerini gidermeye yönelik üçlü muhtıra imzalanmıştı.
Fenerbahçe'den İçişleri Bakanlığı'na tazminat davası
Fenerbahçe'den yapılan açıklamada "Kulübümüz, 3 Temmuz 2011 tarihinde başlayan ve devam eden kumpas soruşturması sırasında, savcılık ve emniyet mensuplarının ‘ağır hizmet kusuru’ niteliğindeki idari işlem ve eylemleri dolayısıyla uğramış olduğu zararlar sebebiyle, Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı’na karşı 19 Ağustos 2022 tarihinde, İstanbul 6. İdare Mahkemesi’nin 2022/1797 esas dosyası ile maddi ve manevi tazminat ile Fenerbahçe’ye itibarının iadesi talepli tam yargı davası açmıştır" denildi.
Futbolda şike soruşturması 3 Temmuz 2011'de başlamış, Fenerbahçe Spor Kulübü eski Başkanı Aziz Yıldırım ile spor dünyasında tanımış birçok kişi hapis cezası almıştı.
Yeniden yargılama sonrası İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, 36 sanıklı davaya ilişkin 9 Ekim 2015 tarihli duruşmada verdiği kararla Yıldırım'ın, "örgüt kurmak ve şike yapmak" suçlarından, diğer tüm sanıkların da "şike" ve "örgüt" suçlarından beraatini kararlaştırmıştı.
Bakan Nebati: "Borsa İstanbul'daki şirketlere 1-18 Ağustos'ta 13,6 milyar lira yabancı yatırım girişi oldu"
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Borsa İstanbul'da işlem gören şirketlere 1-18 Ağustos arasında 13,6 milyar lira yabancı yatırım girişi gerçekleştiğini, TCMB brüt rezervinde de 3 haftalık süreçte 15,4 milyar dolar artış kaydedildiğini bildirdi.
Nebati, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, Borsa İstanbul'un öncülüğünde sermaye piyasalarının derinleşmeyi sürdürdüğüne dikkati çekti.
Borsa İstanbul'da işlem gören ve rekor seviyeleri test eden şirketlere 1-18 Ağustos 2022 tarihleri arasında 13,6 milyar lira yabancı yatırım girişi gerçekleştiğini belirten Nebati, eş zamanlı olarak, TCMB brüt rezervinde de 3 haftalık süreçte 15,4 milyar dolar artış kaydedildiğini aktardı. Nebati, "Sermaye ve para piyasalarımızda güven ortamının sürdürülmesi açısından yabancı yatırımcının yüksek ilgisi bizleri sevindirmektedir. Türkiye Ekonomi Modeli'miz ile yürütülen politikalarımız çok yönlü ve hedef odaklı. Finans ve sermaye piyasalarını destekleyici adımlarımızı sürdürecek, üreterek büyüyen Türkiye olma yolunda kararlılıkla ilerlemeye devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.
e-Devlet'te "kotasız" dönem: "Mobil abonelerin e-Devlet Kapısı kullanımı internet kotalarından harcamayacak"

Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Ali Taha Koç, e-Devlet Kapısı kullanımının mobil abonelerin internet kotasından harcamayacağını belirterek, "Vatandaşlarımızın işlemlerini her koşulda yapabilmeleri için çalışıyoruz" dedi.
Koç, vatandaşların dijital hizmete her yerden ulaşabilmesi için aralıksız çalışmalarını sürdürdüklerine dikkati çekerek, şöyle konuştu:
"e-Devlet Kapısı'nda amacımız tüm vatandaşlarımızın 7/24 işlerini en kısa sürede ve en güvenli şekilde gerçekleştirmelerini sağlamak. Bu amaç doğrultusunda vatandaşlarımızın işlemlerini her koşulda yapabilmeleri için çalışıyoruz. Tüm vatandaşlarımıza güzel bir haber vermek isterim. Bundan sonra, mobil abonelerin e-Devlet Kapısı kullanımı internet kotalarından harcamayacak."
Eski milli yüzücü Büyükuncu hakkında "Cumhurbaşkanı'na hakaretten" 8 yıl 2 aya kadar hapsi istemi

Covid-19 testi pozitif çıktığı dönemde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan'a sosyal medya hesabından hakaret içerikli paylaşım yaptığı ileri sürülen eski milli yüzücü Derya Büyükuncu hakkında yürütülen soruşturma tamamlandı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın rahatsızlığıyla ilgili suç teşkil eden paylaşımlara yönelik resen başlatılan soruşturma kapsamında, sosyal medya hesabından hakaret içerikli paylaşım yaptığı gerekçesiyle yakalama kararı çıkarılan Büyükuncu hakkında iddianame hazırlandı.
İddianamede, @deryabuyukuncu rumuzlu Twitter hesabından, Cumhurbaşkanı'nın Covid olması sonrasında yapılan paylaşım nedeniyle "Cumhurbaşkanı'na hakaret" suçu kapsamında soruşturmaya başlandığı, hesabın sahibinin şüpheli Derya Büyükuncu olduğu belirtildi.
Büyükuncu'nun, Twitter hesabından yaptığı 4 Şubat'ta 3, 5 Şubat'ta da 2 paylaşımındaki ifadeleri nedeniyle "Cumhurbaşkanı'na hakaret" suçundan soruşturma yapılabilmesi için Adalet Bakanlığından izin alındığı kaydedildi.
İddianamede, şüphelinin sosyal medya hesabından farklı tarihlerde yaptığı paylaşımların eleştiri hakkı ve ifade özgürlüğü kapsamını aşan, Cumhurbaşkanı'nın onur, şeref ve saygınlığını zedeleyen nitelikte olduğu, ayrıca paylaşımların sosyal medya hesabından yapılması nedeniyle somut olayda aleniyet unsurunun gerçekleştiği vurgulandı.
Büyükuncu'nun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik "zincirleme biçimde alenen hakaret" suçundan 1 yıl 5 ay 15 günden 8 yıl 2 aya kadar hapisle cezalandırılması istenen iddianame, Başsavcılık tarafından onaylanmasının ardından İstanbul Asliye Ceza Mahkemesinde gönderildi.
İddianamenin kabul edilmesi halinde Büyükuncu'nun yargılanmasına önümüzdeki günlerde başlanacak.
Hakkında 7 Şubat'ta yakalama kararı çıkarılan Derya Büyükuncu, firari olarak aranıyor.
Erdoğan'dan Suriye açılımı mesajı: Suriye ile ileri seviyede adımları temin etmemiz gerek

- "Her zaman çözümün parçası olduk. Suriye sorununda elimizi taşın altına koyduk. Hedefimiz bölgesel barış ve ülkemizi krizin ağır tehditlerinden korumak oldu"
- "Bir tarafta Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımız ve TPAO, öbür tarafta Petronas ve diğer tarafta Çinliler, üç ayaklı olarak bir adımı beraberce atacağız"
- "Market sayısını 2 bin 500'e çıkaralım ve piyasayı Tarım Kredi olarak biz balanse edelim. Bizim derdimiz para kazanmak değil, vatandaşa kaliteli, ucuz ürün sunmak"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ukrayna ziyareti dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı, değerlendirmelerde bulundu.
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy'nin davetine icabetle Lviv'e yaptığı çalışma ziyaretinin, savaşın başlamasının ardından Ukrayna'ya gerçekleştirdiği ilk seyahat olduğunu anımsatan Erdoğan, Zelenskiy'le yaptığı görüşmelerde ikili ilişkileri tüm veçheleriyle ele aldıklarını söyledi.
Yaklaşık altı aydır devam eden savaşın, görüşmelerin ana konusunu teşkil ettiğini dile getiren Erdoğan, "Dayanışmamızın, Ukrayna'nın toprak bütünlüğüne ve egemenliğine desteğimizin süreceğini kendisiyle bir kez daha paylaştım. Savaşın diplomasi ve müzakereler yoluyla çözümü için elimizden gelen katkıyı sağlamaya devam edeceğimizi de ifade ettim. Aynen Soçi ziyaretimde Sayın Putin'e söylediğim gibi, Sayın Zelenskiy'e de aralarındaki görüşmeye ev sahipliği yapabileceğimizi hatırlattım." diye konuştu.
Ayrıca ziyaret sırasında Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres'in de katılımıyla üçlü bir toplantı yaptıklarını anımsatan Erdoğan, üçlü görüşmede, Ukrayna tahılının ihracı amacıyla kurulan mekanizmanın faaliyetlerinin artırılarak sürdürülmesi için atılabilecek adımlar üzerinde durduklarını belirtti.
Erdoğan, bu görüşmede, diplomatik sürecin canlandırılması için uluslararası toplumun daha fazla sorumluluk üstlenmesi gerektiğine işaret ettiğini aktardı.
Ziyareti vesilesiyle savaşın Ukrayna'da neden olduğu fiziki yıkımın boyutlarını ve Ukrayna'ya yardımları da masaya yatırdıklarını ifade eden Erdoğan, "Bugüne kadar olduğu gibi Ukrayna'nın yeniden imarı sürecinde de Türkiye'nin yanlarında olacağını ifade ettim. Sayın Zelenskiy de gerek ülkemizin güçlü desteği gerekse diplomatik çabaları karşısında memnuniyetini dile getirdi." ifadelerini kullandı.
Ziyaret vesilesiyle Ticaret Bakanlığı ile Ukrayna Altyapı Bakanlığı arasında bir iş birliği muhtırası imzalandığını belirten Erdoğan, "Muhtıra, Ukrayna'nın yeniden imarı çalışmalarında bizlere rehberlik edecektir." dedi.
Stratejik ortak Ukrayna ile iş birliğinin daha da güçlendirilmesi için her düzeyde temasları sürdürmek konusunda mutabık kaldıklarını aktaran Erdoğan, görüşmelerin, bölge için, küresel barış ve istikrar için hayırlara vesile olmasını diledi.
"Bu seneki BM Genel Kurulu biraz farklı olacak"
Savaşın başından beri inisiyatif aldığı Putin, Zelenskiy ve Guterres ile görüşmeler yaptığını hatırlatılan ve "Önümüzde BM Genel Kurulu var. Siz açıklamanızda atıfta bulundunuz. Ukrayna'daki üçlü görüşmenin odak noktasında savaşın nasıl nihayete erdirilebileceğinin olduğunu söylediniz. BM Toplantısı'na kadar bu yönde bir sonuç bekliyor musunuz? Zelenskiy'den aldığımız izlenim nedir?" soruları üzerine Erdoğan, şöyle konuştu:
"Şu anda tabii bir savaş süreciyle karşı karşıyayız. Bu savaş sürecinde bir matematik olayı yok. Yani iki kere iki dört diyemezsiniz, şu zaman bu bitecek diyemezsiniz çünkü süreç çok acımasız ilerliyor. Bizim bugün Lviv'e gelmemiz ve Lviv'de özellikle bu görüşmeyi yapmak isteyişimizin tabii ki bir nedeni var. Aynı görüşmeyi Soçi'de, Rusya'da Sayın Putin'le yaptık. Burada da bu şekilde gerçekleştirmiş olduk. İyi de oldu. Guterres de buraya geldi. Guterres bizden sonra Kiev'e geçti. Kiev'de ayrıca çalışmalarına devam ettiler. Tabii bu seneki BM Genel Kurulu biraz farklı olacak. Bu konuda ilgili arkadaşlardan aldığımız bilgiler katılımın daha üst düzeyde olacağı istikametinde. Tabii bunu BM Genel Kurulu'nda göreceğiz. Orada verilecek mesajlar çok çok anlamlı. Gerek Türkiye olarak bizim vereceğimiz gerek diğer ülkelerin vereceği mesajlar çok çok önemli. Onun için hazırlıklarımızı buna göre yapmak, adımlarımızı da buna göre atmak durumundayız. Tabii sahada yaşanan gelişmelere bakıldığında, birçok noktada adeta bir kesinti mekanizması olmuş durumda. Ummadığımız, beklemediğimiz kesintiler oldu. Onun için ben bu BM Genel Kurulu'nu biraz farklı yaşayacağımızı zannediyorum."
"Bir tehdit unsuru"
Avrupa'nın en büyük nükleer enerji santrali Zaporijya ile ilgili uyarılar yapıldığı anımsatılarak "Siz de 'Yeni bir Çernobil istemiyoruz.' diye vurgu yaptınız. Türkiye, tahıl koridorunda olduğu gibi nükleer enerji santraliyle ilgili de güvenliği sağlamak ve çevresindeki çatışmaları durdurmak adına devreye girer mi?" sorusuna karşılık Erdoğan, Zaporijya konusunun rastgele bir konu olmadığını söyledi.
Birinci derecede Uluslararası Atom Enerjisi Kurumunun bu işin yakın takibinde olması ve neler yapılması gerektiği hususunda belli bir yükü üstlenmesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Burada şu an itibarıyla içeride Ukrayna'nın bu alanda etkin ve yetkin elemanları bulunuyor. Zelenskiy bizden şunu özellikle istedi, Rusya'nın buradaki bütün mayın ve benzeri döşemeleri söküp alması ve bu hususun süratle ürkütücü olmaktan çıkması çünkü bir tehdit unsuru. 'Çernobil'i yaşamak istemiyoruz.' derken biraz da onu kastettim. Bu konuyu Sayın Putin'le de görüşüp, dünya barışı için önemli bir adım olarak bu konuda Rusya da üzerine düşeni yapmalıdır diye bunu kendisinden özellikle isteyeceğiz. Bu adımı atmaları gerekiyor. Zaporijya'da Ukrayna'nın hem kendi teknik elemanları hem kendi askerleri var. Bu teknik elemanlar ve askerlerle orayı koruma altına almış vaziyetteler."
"Anbean ne gerekiyorsa bunu yapacak güçteyiz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "En başından beri Suriye'nin toprak bütünlüğüne saygılı olduğunuz yönünde açıklamalar yaptınız. 'Suriye'de muhalefet ile rejimin uzlaşması lazım. Rejim askeri çözüm istiyor ama çözümün nihayeti siyasi çözümdür' diye biz bunu deklare ediyoruz. Bu sözün gereği olarak Astana ve Cenevre süreçleri örnek gösterilmesine rağmen, Sayın Dışişleri Bakanı bu konuda açıklamayı yinelediğinde, Türkiye'de 'Türkiye Esed'i yenemedi şimdi anlaşmak için zemin hazırlıyor' şeklinde özellikle muhalefetin bir algısı oluştu. Hem Suriye konusundaki son durumu öğrenmek istiyoruz hem de muhalefetin bakış açısını değerlendirmenizi istiyoruz?" sorusunu da yanıtladı.
"Bizim Esed'i yenmek, yenmemek gibi bir derdimiz yok ki. Eğer Türkiye'de muhalefet olayı böyle bir noktaya taşıyorsa bu muhalefetin hem kalitesini hem de gramını ortaya koyar." diyen Erdoğan, Suriye'de atılan bütün adımlarla, özellikle Suriye'nin kuzeyinde Fırat'ın doğusu ve batısından Akdeniz'e kadar olan bölgede Ruslarla yürütülen çalışmalarda terörle bir mücadele olduğunu hatırlattı.
Terörle olan mücadeleyi de burada birlikte sürdürdüklerine dikkati çeken Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bunların belli bölümünü Ruslarla beraber yaparken belli bölümünü de kendi askerimizle, güvenlik güçlerimizle yürütüyoruz. Hep söylüyorum, demokraside en önemli hasletlerden bir tanesi güçlü muhalefettir. Tabii bizim güçlü bir muhalefetimiz yok. Sıkıntı burada. Yani Suriye'de ne oluyor ne bitiyor haberleri yok. Biz ise ta Obama döneminden alalım, orada verdiğimiz mücadeleyi şu anda da aynı kararlılıkla devam ettiriyoruz. Bizim 'bir gece ansızın gelebiliriz.' ifademiz boşuna değil. Vakti saati geldiğinde bu yapılır. Ama şunu da söyleyeyim, bir defa Türkiye'ye kimse 'Böyle bir şeye hazır mısın?' sorusunu sormasın. Biz bütün bu işlere hazırlıklıyız. Hazırlıklı olduğumuz gibi de anbean ne gerekiyorsa bunu yapacak güçteyiz."
ABD'nin şu anda bölgeye binlerce tır silah, mühimmat, araç, gereç yığdığını ifade eden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu yığmayı da kimlere yapıyor? Tamamen terör örgütlerine. ABD şunu söyleyemez, 'Ben terörü beslemedim.' diyemez. Terörü Suriye'de birinci derecede besleyen ABD ve koalisyon güçleridir, bunu acımasız yapmışlardır ve hala da yapıyorlar. Oradan bıkmadılar, bir de Irak'ta aynı beslemeyi yaptılar. Kime? Yine terör örgütlerine. Eğer bugün Irak'ta bir huzursuzluk varsa altında maalesef yine Amerika yatıyor. Ve bu terör örgütlerinin ileri gelenleriyle Beyaz Saray'da görüşme yapacak kadar ileri gidiyorlar. Biz bunların hepsini biliyoruz. Bunlar var. Aynı şekilde Rusya rejimle bir dayanışma içinde. Kendileriyle bu yaptığım ziyarette bu konuları da görüştük. Bunu artık bir yere oturtmamız lazım dedim. Rusya ile öyle bir dayanışma yapalım ki Suriye'de, özellikle Suriye'nin kuzeyinde, doğusu batısı fark etmez, buralarda terörle bir mücadele gerçekleştirelim. Şimdi hep soruyoruz, bu teröristler kaynağı nereden buluyor? İşte şu anda Kamışlı'daki kalitesiz petrolü çıkartan teröristler. Peki kim alıyor bunu? Rejim alıyor. Para kaynağı rejimde. Bunlar alıyor. Bütün bu gerçekler ortada. Bir diğer taraftan da sürekli olarak buralarda İran'ın hesapları var. Bu hesaplar da önümüzde. Biz istiyoruz ki buradaki süreci daha fazla uzatmayalım. Bizim Suriye'nin topraklarında gözümüz yok çünkü Suriye'nin halkı bizim kardeşlerimiz. Orada bizim öyle bir derdimiz yok. Onların topraklarının bütünlüğü bizim için önem arz ediyor. Rejim bunun idraki içinde olmalı."
Bunları da yine aynı şekilde Putin'le Soçi ziyaretinde görüştüklerini aktaran Erdoğan, "Temennim odur ki inşallah önümüzdeki dönemle ilgili Suriye'de hem anayasa bir an önce yapılır, bu iş sağlama bağlanır hem de halkın bütün bu noktadaki sıkıntılarını giderecek adımlar atılır. Şu anda oradan hicret edenler, iltica edenlerin ağırlığı bize geldi. 4 milyon insanı biz ülkemizde ağırlıyoruz. Bütün bunları ağırlarken rejimle sürekli savaş halinde olalım diye mi bunu yapıyoruz? Hayır. Suriye halkıyla özellikle inanç değerleri noktasındaki bağlarımız sebebiyle bunu yapıyoruz. Bundan sonraki süreç belki çok daha hayırlı olacaktır." dedi.
"Diplomasiyi tamamen devre dışı bırakamazsınız"
Erdoğan, "Bu tartışmalar devam ederken Sayın Devlet Bahçeli'nin bir açıklaması dikkati çekti. Suriye'nin kuzeyinde yürütülen terörle mücadeleye gönderme yaparak 'Siyasi diyalog görüşmelerinin ya da Suriye ile temasın siyasi diyalog mertebesine çıkarılması ciddiyetle ele alınmalı.' ifadesini kullandı. Bu sözleri nasıl değerlendirirsiniz?" sorusunu ise şöyle yanıtladı:
"Şunu bir defa bilmemiz, kabullenmemiz gerekir. Devletler arasında hiçbir zaman siyasi diyalog veya diplomasi kesip atılamaz. Her zaman her an bu tür diyaloglar olur, olmalıdır. Hatta bir söz var, 'İplikle de olsa bağı koparmayın, o bağ devam etsin. Gün olur lazım olur.' Şimdi biz mesela bölgede Mısır'la alt düzeyde, bakanlarımız seviyesinde temaslarımızı devam ettiriyoruz. Bu ilişkiler durup dururken olmuyor. Diplomasiyi tamamen devre dışı bırakamazsınız. Diplomasiye ne denli ihtiyacımız olduğunu bütün dünya gördü. Biz her zaman çözümün parçası olduk. Suriye sorununu çözmekle ilgili elimizi taşın altına biz koyduk. Hedefimiz, bölgesel barış oldu, ülkemizi bu krizin ağır tehditlerinden risklerinden korumak oldu."
Kılıçdaroğlu: Suriye politikasında dediğimiz noktaya geldiler

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, hükümetin Suriye politikası konusunda, "Suriye politikasında bizim dediğimiz noktaya gelmeleri doğru. Umarım başarılı olurlar. Keşke bizi daha önceden dinleselerdi, keşke bütün bu olaylar olmasaydı" dedi.
Kılıçdaroğlu, Crowne Plaza'da, partisinin üye katılım töreninde yaptığı konuşmada, Suriyeli ve Afgan sığınmacıların durumuna ilişkin açıklama yaptı.
İran sınırına giderek oradaki karakolu ziyaret ettiğini, Afganların insan kaçakçılığı yoluyla Türkiye'ye girdiğini öğrendiğini anlatan Kılıçdaroğlu, "Demek ki birileri paralarla, imkanlarla bu insanları Türkiye'ye sokuyor" dedi.
Suriyelilerin iç savaştan kaçarak Türkiye'ye geldiğini, bu insanların belli bir bölgede tutulması gerektiğini ancak bunun olmadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, "Türkiye'ye dağılmaları doğru değil. Buna izin verilmeyecekti. Tam tersini yaptılar 81 ilde Suriyeli kardeşlerimiz var. Bu Suriyeli kardeşlerimizi Allah nasip eder iktidara gelirsek 2 yıl içinde memleketlerine, Suriye'ye göndereceğiz. Nasıl göndereceğiz? Akılla, mantıkla" şeklinde konuştu.
'Afganları İran'a teslim edeceğiz'
Suriyelilerin gönderilmeden önce can ve mal güvenliğinin sağlanması gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Oturup Esad ile bir protokol yapmak lazım, gerekirse Birleşmiş Milletleri devreye koymak lazım" ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu, Afganların ise kaçak olduğunu, onları uluslararası hukuka göre İran'a teslim edeceklerini kaydetti.
'Seçimi ilk turda kazanacağız'
Kılıçdaroğlu, programdan sonra bir basın mensubunun Türkiye ile Esad rejimi arasında temas olabileceğine dair iddialarla ilgili sorusu üzerine, "Suriye politikasında da bizim dediğimiz noktaya gelmeleri doğru. Umarım başarılı olurlar. Keşke bizi daha önceden dinleselerdi, keşke bütün bu olaylar olmasaydı" yanıtını verdi.
Kılıçdaroğlu daha sonra T24 muhabiriyle yaptığı söyleşide, Cumhurbaşkanlığı seçimlerini ilk turda kazanacaklarını söyledi.
CHP'nin AKP'nin önünde gittiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Parlamentoda da çoğunluğu alacağız. Millet İttifakı olarak çoğunu alacağız. Amacımız belli bir zaman dilimi içinde güçlendirilmiş parlamenter sistemi ayağa kaldırmak ve bozulan çarkları yeniden işler hale getirmek" şeklinde konuştu.
Borsa güne yükselişle başladı; küresel piyasalar yön arayışında
Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, önceki kapanışa göre 7,85 puan ve yüzde 0,26 değer kazanarak güne 3.027,86 puana yükselerek başladı.
Dolar/TL dün yüzde 0,6 artışla 18,0504'ten kapanmasının ardından bugün bankalararası piyasanın açılışında 18,0910 seviyesinde işlem görüyor.
Bankacılık endeksi yüzde 0,06 ve holding endeksi yüzde 0,13 artış kaydetti. Sektör endeksleri arasında en fazla kazandıran yüzde 1,40'la inşaat, en çok kaybettiren yüzde 0,38'le turizm oldu.
BIST 100 endeksi, dün Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) politika faizini 100 baz puan indirerek yüzde 13'e çekmesinin ardından yükseliş eğilimini sürdürerek küresel pay piyasalarından pozitif ayrıştı. Endeks, dün gördüğü en yüksek seviye rekorunu 3.033,81 puana taşırken, günü de yüzde 1,34 artışla 3.020,01 puandan tamamlayarak kapanış rekorunu tazeledi.
Küresel piyasalar yön bulmakta zorlanıyor
Küresel piyasalar, ABD Merkez Bankası'nın (Fed) eylüldeki faiz kararına ilişkin devam eden belirsizliklerin güçlü kalmaya devam etmesiyle yön bulmakta zorlanıyor.
ABD'de enflasyon ve resesyon ikilemi sürerken, piyasalardaki fiyatlamalar da zorlaşıyor.
Dün açıklamalarda bulunan Fed yetkililerinin mesajları ve makroekonomik veriler karışık sinyaller vermeye devam ediyor.
St. Louis Fed Başkanı James Bullard, enflasyonda yukarı yönlü risklerin devam ettiğini belirterek, 75 baz puanlık faiz artışını desteklerken, Minneapolis Fed Başkanı Neel Kashkari de ekonominin hala güçlü olduğunu ve enflasyonu aşağı çekmek için acil şekilde faiz artırmaya devam etmeleri gerektiğini söyledi.
San Francisco Fed Başkanı Mary Daly de, açıklamalarında, enflasyona karşı zafer ilan etmek için henüz çok erken olduğunu yineledi. Faiz oranında yıl sonuna kadar yüzde 3'ün biraz üzerine çıkılması gerektiğini savunan Daly, eylül ayı için 50 veya 75 baz puanlık faiz artışının makul olduğunu kaydetti.
Söz konusu gelişmeler para piyasalarındaki fiyatlamalarda gözlenen kararsızlığı değiştirmezken, Fed'in eylülde yüzde 60 ihtimalle 50, yüzde 40 ihtimalle 75 baz puan faiz artırması bekleniyor.
Öte yandan Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) gelecek toplantıda 50 baz puan faiz artırmasına yönelik beklentiler devam ederken, rekor kırmaya devam eden enflasyon artışı karşısında bankanın daha da şahinleşip şahinleşmeyeceğine ilişkin soru işaretleri çoğalıyor.
Asya borsalarında bugün karışık bir seyir öne çıkarken, bölgede artan resesyon endişesi risk iştahının azalmasında etkili oluyor.
Çin'de ekonominin yavaşladığına dair işaretler, konut piyasasında süregelen kriz, ABD ile Tayvan konusundaki anlaşmazlık ve yeni tip koronavirüs (Covid-19) kaynaklı kapanmalar ülkede belirsizlikleri artırmaya devam ediyor.
Bölgede açıklanan makroekonomik verilere göre, Japonya'da Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) temmuzda yıllık bazda yüzde 2,6 artarak beklentileri geride bıraktı.
Varank: "2023'te Uluslararası Uzay İstasyonu'na bir Türk vatandaşını göndereceğiz"

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Antalya Saklıkent'te TÜBİTAK Ulusal Gözlem Evi'nde (TUG) düzenlenen Gökyüzü Gözlem Etkinliği'nde yaptığı konuşmada, "Bir Türk vatandaşını, 2023 yılında, bilimsel faaliyetler gerçekleştirmek üzere 10 günlüğüne Uluslararası Uzay İstasyonu'na göndereceğiz" dedi.
Cumhuriyetin kuruluş yıldönümünde 100 yıllık bir hayali gerçekleştirerek, insanımızın aslında inandığında neleri başarabileceğini bir kez daha dünyaya göstermiş olacaklarına dikkati çeken Varank, şunları dile getirdi:
"Hükümet olarak üzerinde titizlikle durduğumuz Milli Uzay programımız da hız kesmeden devam ediyor. Milli gözlem uydumuz İMECE'yi inşallah 2023 yılı başında yörüngesine fırlatacağız. Seçilecek bir Türk vatandaşını, 2023 yılında, bilimsel faaliyetler gerçekleştirmek üzere 10 günlüğüne Uluslararası Uzay İstasyonu'na göndereceğiz. Buradaki seçim süreçleri büyük bir titizlikle devam ediyor. Ve bu topluluk içerisinde canla başla gitmek isteyen gönüllüler var. Bakalım ülkemizi gururla Uluslararası Uzay İstasyonu'nda kim temsil edecek, ay yıldızlı, al bayrağımızı Uluslararası Uzay İstasyonu'na ilk kim taşıyacak, biz de heyecanla bu süreçleri takip ediyoruz. İnşallah bu sene bitmeden uzaya gidecek vatandaşımızı da kamuoyuyla paylaşacağız. Tabi bizim özellikle belirtmemiz lazım. Milli Teknoloji Hamlesi'nin ve kritik öneme sahip projelerin taşıyıcısı olarak gördüğümüz gençlerimizi de biz hiçbir zaman yalnız bırakmıyoruz. Bir taraftan bilim ve teknoloji merkezlerinde gençlerimize farklı yetenekler kazandırırken diğer taraftan bilim festivalleri ve yarışmalarla onlara araştırma kültürünü aşılıyoruz. Gençlerimiz geliştirdikleri roketleri, insansız hava araçlarını, denizaltıları TEKNOFEST'te sergileme fırsatı bulurken takım halinde çalışmayı öğreniyorlar. Bizler de gençlerimize bu yolda rehberlik etmenin keyfini yaşıyoruz."
Erdoğan imzaladı; 126 general ve amiral ataması Resmi Gazete'de
Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanlığına bağlı 126 general ve amiralin atama kararları Resmi Gazete'de yayımlandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla yayımlanan kararlara göre, Kara Kuvvetleri Komutanlığı bünyesinde görev yapan 72 generalin yeni görevlere ataması yapıldı.
Deniz Kuvvetleri Komutanlığında 24 amiral, Hava Kuvvetleri Komutanlığında ise 30 generalin görev yerleri ve pozisyonları değişti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Zelenskiy ve Guterres arasında Lviv'deki üçlü zirve başladı
Potoçki Sarayı'ndaki üçlü zirve kapsamında Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ve Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres ile bir araya geldi.
Potoçki Sarayı'ndaki üçlü zirve saat 16.50'de başladı.
HSK, uyuşturucu soruşturmasında adı geçen savcıyı meslekten ihraç etti
Konya merkezli uyuşturucu operasyonunda yakalanan şüphelilerle bağlantılı olduğu iddia edilen savcı O.Y. hakkında Adalet Bakanı ve HSK Başkanı Bekir Bozdağ'ın talimatı üzerine Kurul tarafından inceleme ve soruşturma başlatıldı.
HSK İkinci Dairesi 11 Mayıs'ta savcı O.Y'yi tedbiren görevden uzaklaştırdı.
Yürütülen inceleme ve soruşturma kapsamında elde edilen delilleri değerlendiren HSK İkinci Dairesi O.Y'nin meslekten çıkarılmasına hükmetti.
Bekir Bozdağ: İsveç, NATO'ya katılmak istiyorsa 'teröristleri' iade etmeli

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, İsveç'in NATO'ya katılmak istiyorsa "teröristleri" iade etmesi gerektiğini söyledi.
Bozdağ, “Türkiye’ye adi suçluları iade ederek, sözlerini yerine getirdiklerine inandıracaklarını düşünüyorlarsa yanılıyorlar. Kimse Türkiye’yi test etmesin” ifadesini kullandı.
İsveç, 12 Ağustos 2022’de dolandırıcılık suçundan 14 yıl 7 ay hapis cezası bulunan Okan Kale’nin iade talebinin kabul edildiğini bildirmişti.
Anayasa Mahkemesi Fiyat İstikrar Komitesi'nin iptaline karar verdi

Anayasa Mahkemesi (AYM), CHP'nin başvurusu üzerine Fiyat İstikrarı Komitesi Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin iptaline oy çokluğuyla karar verdi.
Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yer alan karara göre Yüksek Mahkeme, CHP'nin Fiyat İstikrarı Komitesi Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin iptali için yaptığı başvuruyu görüştü.
TCMB faiz kararını açıklayacak: Beklentiler oranın sabit tutulması yönünde

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB), Para Politikası Kurulu faiz kararını bugün açıklayacak. Banka bir önceki toplantıda politika faizini değiştirmeyerek yüzde 14 seviyesinde sabit tutmuştu.
Yurt içi piyasalar TCMB'nin faiz kararına odaklanırken beklentiler geçen ay olduğu gibi politika faizinin yüzde 14'te sabit tutulacağı yönünde.
AA Finans'ın beklenti anketine katılan ekonomistler, faizin yüzde 14'te sabit bırakılacağını öngörüyor.
Dün, gördüğü en yüksek seviye rekorunu 2.983,22 puana taşıyan BIST 100 endeksi, günü de önceki kapanışın yüzde 2,29 üzerinde 2.980,00 puandan tamamlayarak kapanış rekorunu da geliştirdi.
Dolar/TL dün yüzde 0,1 artışla 17,9508'den kapanmasının ardından bugün bankalararası piyasanın açılışında 17,9550 seviyesinde işlem görüyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Ukrayna'ya gidiyor: Zelenskiy ve Guterres ile görüşecek
Ulrayna'yı Rusya'nın 24 Şubat'ta işgalinin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ilk defa Ukrayna'ya gidiyor. Potoçki Sarayı'nda Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile yüz yüze görüşecek Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile de bir araya gelecek. Üçlü toplantının ardından ortak basın toplantısı düzenlenecek.
Erdoğan'ın adım adım Ukrayna programı:
08:30-10:20 Ankara’dan Rzeszow Uluslararası Havalimanı’na (Polonya) Hareket ve Varış
(Uçuş süresi: 2 saat, 20 dakika; Saat farkı: -1)
10:45-14:15 Rzeszow Uluslararası Havalimanı’ndan Lviv’e (Ukrayna) Karayoluyla Hareket ve Varış
(Yolculuk süresi: Yaklaşık 2 saat, 30 dakika; Saat farkı: +1)
14:30-14:45 Anıt Mezara Çelenk Bırakılması
(Yer: Liyaçkiv Mezarlığı)
15:00-15:45 Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’le İkili Görüşme
(Yer: Potoçki Sarayı)
16:00-16:45 Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’yle Üçlü Görüşme (Yemekli)
(Yer: Potoçki Sarayı)
17:00-17:45 Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’yle Üçlü Ortak Basın Toplantısı
(Yer: Potoçki Sarayı)
18:00-19:30 Potoçki Sarayı’ndan Rzeszow Uluslararası Havalimanı’na Karayoluyla Hareket ve Varış
(Yolculuk süresi: Yaklaşık 2 saat, 30 dakika; Saat farkı: -1)
19:50-23:00 Rzeszow Uluslararası Havalimanı’ndan İstanbul’a Hareket ve Varış
(Uçuş süresi: 2 saat, 10 dakika; Saat farkı: +1)
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail Başbakanı Lapid ile telefonda görüştü
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığından yapılan açıklamaya göre, görüşmede, Türkiye-İsrail ilişkileri ve bölgesel konular değerlendirildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye-İsrail ilişkilerinin, İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog ve İsrail Başbakanı Yair Lapid'in Türkiye ziyaretlerindeki temaslarında mutabık kalınan çerçevede ilerlemesinden memnuniyet duyduğunu ifade etti.
Bugün açıklanan karşılıklı büyükelçi atama kararına değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni büyükelçinin atanması konusunda gerekli adımları en kısa sürede atacaklarını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye ile İsrail arasında iş birliği ve diyaloğun sürdürülebilir bir zeminde ve karşılıklı hassasiyetlere saygı temelinde geliştirilmesini desteklediğini dile getirdi.
Türkiye Ermeni toplumuna mensup ilk kaymakam Babadağ'a atandı
Cumhuriyet tarihinin Türkiye Ermeni toplumuna mensup ilk kaymakam adayı olan Berk Acar, Denizli'nin Babadağ ilçesine atandı.
Acar'ın ismi ilk olarak 110. Dönem Kaymakam Adayları Uyum Kursu'nun Eğitim Dairesi Başkanlığındaki kapanış töreninde duyuldu.
Hukuk Fakültesinden mezun olduktan sonra avukat olarak çalışan Berk Acar, sınavlarda başarı sağlayarak kaymakam adayı olmaya hak kazandı.
17-21 Ocak'ta düzenlenen 110. Dönem Kaymakam Adaylığı Uyum Kursu'na katılan, 37 farklı üniversite ve 11 farklı bölümden mezun adaylar arasında Türkiye Ermeni toplumuna mensup Berk Acar da yer aldı.
Kursu tamamladıktan sonra staj yapan Acar, Denizli'nin Babadağ ilçesine kaymakam olarak atandı.
Böylece Berk Acar, Cumhuriyet tarihinin, Türkiye Ermeni toplumuna mensup ilk kaymakamı oldu.
Babacan, partisinin düzensiz göçün önlenmesine ilişkin eylem planını açıkladı
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Suriye'de güvenliğin sağlanması, Suriye vatandaşlarının ülkelerine dönebilme şartlarının oluşturulması için başta Şam yönetimi, Rusya, Amerika, Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler olmak üzere herkesle görüşeceklerini söyledi.
Babacan, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, "Sığınmacı Sorununun Çözümü ve Düzensiz Göçün Önlenmesi Eylem Planı"nı açıkladı.
Hükümetin bir göç politikasının olmadığını öne süren Babacan, göç sorununa hukuk devleti ciddiyetiyle, temel insan hakları perspektifiyle yaklaştıklarını kaydetti.
Babacan, göç yönetiminde Türkiye'nin güçlü bir kurumsal yapıya ve nitelikli personele ihtiyacı olduğunu belirterek, kaçak geçişlerin önlenmesi gerektiğini ifade etti.
Düzensiz göçmenleri kendi ülkelerine veya Türkiye'ye giriş yaptıkları sınır komşusuna sınır dışı edeceklerini, başka bir kimlikle ülkeye girmek isteyenleri de biyometrik kayıtlarla tespit edip engelleyeceklerini söyleyen Babacan, "Suriye'de güvenliğin sağlanması, Suriye vatandaşlarının ülkelerine dönebilmelerinin şartlarının oluşturulması için başta Şam yönetimi, Rusya, Amerika, Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler olmak üzere herkesle görüşeceğiz." diye konuştu.
Babacan, Suriye'de güvenliğin sağlanmasıyla Suriyelilerin geçici koruma statülerine son vereceklerini belirtti.
"Kimseye mevzuata aykırı vatandaşlık vermeyeceğiz"
Türkiye'nin hukuk sistemine göre geçici koruma altındakilerin vatandaşlığa başvuru hakkının bulunmadığını belirten Babacan, seçmen veri tabanının analizini yaptıklarını ve ciddi sayıda Suriyelinin vatandaş yapıldığını, gelecek seçimlerde de seçmen olduklarını iddia etti.
Rastgele vatandaşlık uygulamasının, Suriyelilerin geri dönüş motivasyonunu azalttığını, kimseye mevzuata aykırı vatandaşlık vermeyeceklerini bildiren Babacan, yabancıların izinsiz, ruhsatsız, kayıt dışı ve vergisiz çalışmalarının ve iş yeri açmalarının da önüne geçeceklerini kaydetti.
Babacan, açıklamasının ardından bir gazetecinin, "İktidarın Esad yönetimiyle ya da Şam yönetimiyle doğrudan temas mesajlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine, "Bahsettiğiniz birkaç kişinin Şam'a gitmesinin bana göre hiçbir anlamı yok. Eğer bunlar hükümet ortağıysa Sayın Erdoğan çıksın açıklasın. Burada bizim kastımız hem diplomatlar arasında hem de siyasi pozisyona sahip olan insanlar arasında bir diyaloğun ve çözüm odaklı görüşme trafiğinin başlamasıdır." dedi.
RTÜK'ten Spotify, Tele 1, Halk Tv, Habertürk ve Netflix'e yaptırım
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), "Jurassic World Kretase Kampı" isimli animasyon filminde toplumun milli ve manevi değerleri, genel ahlak ve ailenin korunması ilkesinin ihlal edildiği gerekçesiyle Netflix'e idari yaptırım uyguladı.
RTÜK'ten yapılan açıklamaya göre, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının da dilekçeyle şikayet ettiği filmde, iki kız karakterin yakınlaştıkları sahneler yayıncılık ilkelerine aykırı bulundu.
İlgili yapıma "18 yaş ve üzeri" koruyucu sembolüyle katalogda yer veren Netflix'in, yapımı "Ailece İzlenebilecek Diziler" olarak tanımlamasının izleyenleri yanlış yönlendirebileceğini, çocukların kendi yaş grubuna yönelik olmayan yapıma maruz kalmalarına neden olabileceğini değerlendiren RTÜK, "Yayın hizmetleri toplumun milli ve manevi değerlerine, genel ahlaka ve ailenin korunması ilkesine aykırı olamaz." hükmünü ihlal eden Netflix'e idari yaptırım uyguladı.
Spotify, Tele 1, Halk Tv ve Habertürk'e de yaptırım uygulandı
Müzik platformu Spotify içerisinde yer alan milli manevi değerlere hakaret, aşağılama, iftira içeren ve FETÖ propagandası yapan, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanına, siyasi parti liderlerine ve devlet büyüklerine hakaret içeren çalma listeleri ile podcast içeriklerinin de platformdan temizlenmesine karar verildi.
RTÜK, "Deli Murat Show" programında kadınlara hakaret içeren sözler nedeniyle İstanbul'un Sesi radyosuna da üst sınırdan idari para cezası yaptırımı uyguladı.
Tele 1'e ise izleyicilerden yardım ve bağış toplanarak haksız kazanç elde edildiği, mahkemenin verdiği yayın yasağına uyulmadığı, Halk Tv'ye de iki farklı programda milli ve manevi değerlerle, Cumhurbaşkanı'na, İçişleri Bakanı ve Bakanlık yetkililerine hakaret nedeniyle yaptırım uygulandı.
Ayrıca, Diyanet İşleri Başkanlığının başvuru dilekçesini dikkate alan RTÜK, "Teke Tek Bilim" programında konuşan Celal Şengör'ün dini değerlere hakaret eden sözlerini yayıncılık ilkelerine aykırı bularak Habertürk'e de idari para cezası verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ukrayna'ya günübirlik çalışma ziyareti gerçekleştirecek
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy'nin davetine icabetle, 18 Ağustos'ta Lviv'e günübirlik çalışma ziyareti gerçekleştirecek.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığından yapılan açıklamaya göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Ukraynalı mevkidaşıyla yapacağı görüşmelerde stratejik ortaklık düzeyindeki Türkiye-Ukrayna ilişkileri tüm veçheleriyle değerlendirilecek.
Ziyaret sırasında ayrıca, Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres'in iştirakleriyle üçlü bir görüşme gerçekleştirilmesi de öngörülüyor.
Söz konusu görüşmede Ukrayna tahılının dünya pazarlarına ihracı amacıyla teşkil edilen mekanizmanın faaliyetlerinin artırılarak sürdürülmesi ile Ukrayna-Rusya Savaşı'nın diplomatik yollarla sona erdirilebilmesine yönelik olarak atılabilecek adımlar ele alınacak.
BM Genel Sekreteri, 18 Ağustos'ta Ukrayna'da Zelenskiy ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşecek
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Gutuerres'in, 18 Ağustos'ta Ukrayna'nın Lviv kentinde Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşeceği, 20 Ağustos'ta da İstanbul'daki tahıl koordinasyon merkezini ziyaret edeceği açıklandı.
BM Genel Sekreter Sözcüsü Stephane Dujarric, günlük basın brifinginde, Guterrres'in Zelenskiy'nin daveti üzerine Lviv kentine gideceğini söyledi.
Antonio Guterres'in Lviv'de Zelenskiy ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile üçlü bir görüşme yapacağını belirten Dujarric, Genel Sekreter'in 19 Ağustos'ta Odessa kentine geçeceğini ifade etti.
Dujarric, Guterres'in Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın daveti üzerine Ukrayna ziyaretinin ardından 20 Ağustos Cumartesi günü Ukrayna tahılının sevkiyatı için İstanbul'da kurulan Müşterek Koordinasyon Merkezi'ni ziyaret edeceğini söyledi.
Rusya'dan gelen 'S-400 ikinci parti anlaşma' iddiasına Ankara'dan açıklama
Rus TASS haber ajansı, Rusya Federal Askeri-Teknik İşbirliği Teşkilatı Başkanı Dmitry Shugaev'in Ankara ve Moskova'nın S-400 sisteminin ikinci partisi için anlaştığı sözlerini haberleştirdi. Haberde sözleşmenin hava savunma sisteminin bazı bileşenlerinin Türkiye'de yerelleştirilecek şekilde üretilmesini içerdiğini öne sürüldü.
Bu iddianın ardından Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB), bir açıklama yayınlayarak 'Rusya'dan S400 hava savunma sistemi tedarik sürecinde yeni bir gelişmenin söz konusu olmadığını' duyurdu.
Başkanlık resmi kaynaklarından S400 tedarik sürecine ilişkin yapılan açıklamada, "Yeni bir gelişme söz konusu değil. İlk gün yapılan anlaşmaya göre süreç devam etmektedir." ifadesi kullanıldı.
Türkiye, Rusya'dan S-400 hava savunma sistemi almasının ardından ABD'nin uyguladığı yaptırımlara hedef oldu. ABD yönetimi, Türkiye'yi F-35 savaş uçaklarının üretici ortaklarından çıkardı ve bir dizi askeri malzeme için de kısıtlama uygulamaya başlamıştı.
Motorlu araçlarda haksız fiyat artışına sebep olan 100 bin mükellef "RADAR"a takıldı
Nebati, yazılı açıklamasında, Bakanlığın RADAR sistemi sayesinde mali ve finansal verilerin sistemsel ve detaylı analizlerini gerçekleştirdikleri bilgisini verdi.
Nebati, gayrimenkul sektöründe olduğu gibi araç sektöründe de suni fiyat artışı yaparak arz-talep dengesini bozanlara fırsat vermeyeceklerinin altını çizerek, "Bu kapsamda, mükellefiyet kaydı bulunmadan belli bir sayının üzerinde araç alım satımı yapan, ikinci el araç piyasasında fahiş fiyat artışlarına ve kayıt dışı ekonomi oluşmasına sebebiyet veren 100 bin mükellef Bakanlığımızın RADAR’ına takıldı." ifadelerini kullandı.
RADAR sistemiyle araç alım satımını mercek altına aldıklarını vurgulayan Nebati, şunları kaydetti:
"Ek olarak sıfır ve ikinci el araç alım satımı yapan bayi, galerici ve kişiler hakkında da detaylı tespitler yaptık. Vergisel yükümlülüklerini yerine getirmeyen, piyasada spekülasyona sebebiyet veren gerçek ve tüzel kişiler hakkında gerekli işlemleri yapmaya başladık. Saha denetimleri de sürüyor."
Bakan Nebati, kayıt dışı mücadelede toplumun tüm kesimlerinin desteğinin büyük önem arz ettiğinin de altını çizdi.
Türkiye'de konut satışı aylık bazda yüzde 37 düştü: Yabancılara satış da azalırken, en fazla talep Ruslardan geldi
Türkiye İstatistik Kurumu, temmuz ayına ilişkin konut satış istatistiklerini açıkladı.
Buna göre, Türkiye genelinde konut satış sayısı temmuzda geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 12,9 azalışla 93 bin 902 oldu.
Temmuzda satılan konut sayısı hazirana göre yüzde 37,6 azaldı. Haziranda 150 bin 509 konut satılmıştı.
Satış sayıları bakımından İstanbul, 14 bin 350 konut satışı ve yüzde 15,3 ile en yüksek paya sahip il oldu. İstanbul'u 7 bin 417 konut satışı ve yüzde 7,9 payla Ankara, 4 bin 868 konut satışı ve yüzde 5,2 payla İzmir izledi. Konut satış sayısının en az olduğu iller 31 konutla Hakkari ve Ardahan, 49 konutla Şırnak oldu.
En fazla talep Ruslardan geldi
Türkiye'de yabancılara yapılan konut satışları, temmuzda geçen yılın aynı ayına göre yüzde 12,4 azalarak 3 bin 939'a düştü.
Türkiye genelinde temmuzda yabancılara 3 bin 939 konut satıldı. Yabancılara yapılan konut satışları, temmuzda yıllık bazda yüzde 12,4 azalış kaydetti. Söz konusu ayda toplam konut satışları içinde yabancılara yapılan konut satışının payı yüzde 4,2 oldu.
Yabancılara yapılan konut satışlarında ilk sırayı 1421 konut satışı ile Antalya aldı. Bu ili sırasıyla 1154 konut satışı ile İstanbul ve 289 konut satışı ile Mersin izledi.
Temmuzda Rusya vatandaşları Türkiye'den 1028 konut satın aldı. Rusya vatandaşlarını 431 konut ile İran, 380 konut ile Irak vatandaşları takip etti.
İkinci el araç satışı düzenlemesi yürürlükte: Bireysel satışlara kısıtlama yok
Ticaret Bakanlığının ikinci el otomobil ve arazi taşıtlarının satışına yönelik düzenlemesi yürürlüğe girdi
Bakanlık tarafından hazırlanan İkinci El Motorlu Kara Taşıtlarının Ticareti Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik, Resmi Gazete'de yayımlandı.
Buna göre, ikinci el kara taşıtı ticaretiyle iştigal edenler, otomobil ve arazi taşıtlarının pazarlanmasını veya satışını, ilk tescil tarihinden itibaren 6 ay ve 6 bin kilometre geçmedikçe 1 Temmuz 2023 tarihinden önce doğrudan veya dolaylı olarak yapamayacak. Bakanlık, bu tarihi 6 aya kadar uzatmaya yetkili olacak.
İkinci el motorlu kara taşıtı ticaretiyle iştigal edenler adına bu düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten önce tescil edilen otomobil ve arazi taşıtlarının ise 15 Eylül 2022 tarihine kadar pazarlanması veya satılması mümkün olacak.
Ticaret Bakanlığı'ından 'bireysel satışlar' için açıklama
Ticaret Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada ise ikinci el araç satışlarına ilişkin çıkarılan düzenlemeyle yalnızca ticari faaliyet kapsamında otomobil ve arazi taşıtlarının pazarlanması ve satışına kısıtlama getirildiğini vurgulandı.
Açıklamada, nihai tüketiciler tarafından yapılan ikinci el motorlu kara taşıtı satışlarının bu düzenlemenin dışında olacağı ifade edilerek, "Ancak, nihai tüketiciler tarafından bir takvim yılı içinde yapılan üçten fazla otomobil ve arazi taşıtı satışları da ticari faaliyet kapsamında değerlendirilebileceğinden, bu taşıtların satışı ilk tescil tarihinden itibaren 6 ay ve 6 bin kilometre kısıtlaması kapsamında yer alabilecektir." ifadeleri kullanıldı.
Düzenlemenin kapsamına dikkati çekilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
"Düzenlemeyle yalnızca otomobil ve arazi taşıtlarının pazarlanması ve satışına kısıtlama getirilmiştir. Kamyon, otobüs, kamyonet ve benzeri taşıt türleri bu kısıtlama kapsamında yer almamaktadır. İkinci el motorlu kara taşıtı ticaretiyle iştigal edenler tarafından doğrudan veya dolaylı olarak yapılacak tüm satışlar ile pazarlama faaliyetleri bu kısıtlama kapsamında değerlendirilecektir."
Sağlık Bakanı Koca: Asistan doktorların nöbet sayısını indirdik
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, asistan hekimlere ayda en fazla 8 nöbet verilmesine ilişkin yeni yönetmeliğin haftaya yayımlanacağını bildirdi.
Bakan Koca, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla dün ATO Congresium'da düzenlenen AK Parti 21. Kuruluş Yıl Dönümü Programı'nda, asistan hekimlerin nöbet süreleri ve intern doktorların ödemelerine ilişkin açıklamalarda bulundu.
Kuruluş yıl dönümü programına katılan bir kişinin, asistan hekimlerin nöbetlerinin fazla olduğunu belirtmesi ve "Gençlerimizi evlendiremiyoruz." demesi üzerine Koca, "Sistemin yükünü çeken asistan arkadaşlarımız. Yeni dönemde asistan arkadaşlarımıza pozitif ayrımcılık yaptık ve yapmaya devam ediyoruz. 8 nöbetten fazla olmayacak. 8 nöbete indirdik, haftaya yönetmelik yayınlanıyor." ifadesini kullandı.
Asistanların taban ücretlerinde de düzenleme yapıldığını, ek ödeme yönetmeliğiyle katsayılarında artışa gidildiğini ve mesai sonrası çalışmalarının önünün açıldığını hatırlatan Koca, "Önümüzdeki dönemde, asistan arkadaşlarımızın nöbet sayıları yeni yönetmelikte 8'i aşmayacak. Aşma durumunda, ilgili klinikle ilgili yaptırımlar yönetmelikte geliyor. Biz nöbet ertesi 24 saatten fazla çalışılmamasını ve bunun da 8 nöbetten fazla olmamasını yönetmelikle netleştiriyoruz. Dolayısıyla çocuklarımız hem nöbet sayıları azalarak hem de gelir düzeyleri artarak bundan böyle rahatlıkla evlenebilecek." dedi.
İntern hekimlere asgari ücret düzeyinde ödeme
Bakan Koca, intern doktorlara yapılan ödemenin asgari ücret düzeyine çıkarılacağını da anımsatarak, şunları kaydetti:
"İntern arkadaşlarımızla ilgili Sayın Cumhurbaşkanımızın müjdesi olmuştu kabine sonrası ve bundan böyle intern yani son sınıflarında asgari ücret kadar bir ücret müjdesi olmuştu. Bununla ilgili de bakıyorum özellikle intern arkadaşlarımız 'niye halen bu bize ödenmiyor' diyor. Bildiğiniz gibi bu, kanunla olan bir durum. Yani internlere verilecek olan bu ücretin değişikliği kanunla mümkün. Meclis tatilde olduğunda, iradesi nasıl devreye girecek? Meclis açıldığında, meclisin iradesi en erken dönemde devreye girecek."
İzmir açıklarında 65 düzensiz göçmen kurtarıldı, 192 göçmen yakalandı
İzmir'in Dikili, Çeşme ve Urla ilçesi açıklarında Yunanistan unsurlarınca Türk kara sularına geri itilen 65 düzensiz göçmen karaya çıkarıldı, yasa dışı geçiş yapmaya çalışan 192 göçmen ile organizatör olduğu öne sürülen 5 kişi yakalandı.
Sahil Güvenlik Komutanlığından yapılan açıklamaya göre, Dikili ve Çeşme ilçesi açıklarında düzensiz göçmenlerin bulunduğu ihbarı üzerine bölgeye sahil güvenlik botu yönlendirildi.
Ekipler, Yunanistan unsurlarınca Türk kara sularına itilen can sallarındaki 65 düzensiz göçmeni kurtardı.
Urla ilçesi açıklarında ise İtalya rotası üzerindeki yelkenli tekneler içerisinde düzensiz göçmenlerin bulunduğunun bildirilmesi üzerine bölgeye sahil güvenlik botu sevk edildi.
Ekiplerce durdurulan 2 yelkenli tekne içerisinde 192 düzensiz göçmen yakalandı, yasa dışı geçişi organize ettikleri iddiasıyla 5 kişi gözaltına alındı.
Kurtarılan ve yakalanan 257 düzensiz göçmen, işlemlerin ardından İl Göç İdaresi Müdürlüğüne sevk edildi.
Başkentteki fırtına ve sağanak nedeniyle bir kişi hayatını kaybetti
Ankara Valisi Vasip Şahin, şiddetli fırtına ve sağanak nedeniyle inşaatta kolon devrilmesi sonucu yaralanan 3 kişiden birinin hayatını kaybettiğini bildirdi.
Şahin, sosyal medya hesabından, "İlimizde yaşanan fırtına nedeniyle Yenimahalle ilçemizde bir inşaatta kolon devrilmesi neticesinde üç vatandaşımız yaralanmış olup, hastaneye kaldırılan vatandaşlarımızdan biri maalesef hayatını kaybetmiştir." bilgisini paylaştı.
Ankara'daki şiddetli fırtına ve sağanak nedeniyle inşaatta kolon devrilmesi sonucu yaralanan 2'si stajyer mühendis biri stajyer mimar 3 kişiden 21 yaşındaki Taha Öztürk hastanede yapılan müdahalelere rağmen hayatını kaybetti.
AA muhabirinin emniyet kaynaklarından edindiği bilgiye göre, başkentteki şiddetli fırtına ve sağanak sırasında Yenimahalle'deki bir inşaatta yaşanan kolon devrilmesine ilişkin ayrıntılar netleşti.
Saat 16.30 sıralarında Hipodrom Caddesi'nde bulunan inşaatta, beton kalıplarının devrilmesi sonucu 3 kişi kalıpların altında kaldı.
Olay yerine çağrılan 112 Acil ekipleri, yaralılar 21 yaşındaki stajyer inşaat mühendisi Taha Öztürk ve aynı yaştaki stajyer mimar Ege Kıratlı'yı Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne, 22 yaşındaki stajyer mühendis Emre Çetin'i ise İbni Sina Hastanesi'ne kaldırdı.
Taha Öztürk, tüm müdahalelere rağmen tedavisinin devam ettiği sırada hastanede hayatını kaybetti.
Bilinçleri yarı açık diğer iki stajyerin tedavileri ise hastanede sürüyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kur garantili milli paradan bahsediyoruz ama bunu hazmedemiyorlar
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Kur garantili milli paradan bahsediyoruz ama bunu hazmedemiyorlar. İktisatçıların bazıları bu gerçekleri bildikleri halde sahiplerine yaranmak için programımızı kötülerken bir kısmı cehaletleri sebebiyle bize kör düşmanlık yapıyor." dedi.
Erdoğan, partisinin ATO Congresium'da düzenlenen AK Parti 21. Kuruluş Yıl Dönümü Programı'nda yaptığı konuşmada, ihracatı 36 milyar dolardan aldıklarını, 2021'de 225 milyar dolara çıkardıklarını, şimdi ise 250 milyar dolar sınırına ulaştırdıklarını belirtti.
Savunma sanayii projelerinin bütçesini 5,5 milyar dolardan 75 milyar dolara çıkardıklarını ve dünyanın önde gelen kara, hava, deniz platformları satıcılarından biri haline geldiklerini ifade eden Erdoğan, ülkenin dört bir yanında 142 yeni organize sanayi bölgesi, 25 endüstri bölgesi, 87 teknopark kurduklarını söyledi.
"Ülkemize kazandırdığımız eserler ve hizmetler saymakla bitmiyor"
Erdoğan, uzay yarışında yer almak için Uzay Ajansını faaliyete geçirdiklerini, yerli elektrikli otomobilin üretim sürecinin devam ettiğini ifade etti.
TOGG'un hazır olduğunu, 29 Ekim 2022'de Türkiye'nin otomobilinin Gemlik Fabrikası'nın resmi açılışını ve ilk seri üretim aracının banttan inme törenini yapacaklarını anımsatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"2023'ün ilk çeyreğinde otomobilimizi yollarda görmeye başlayacağız. Enerjide toplam kurulu gücümüzü 31 bin 846 megavattan 102 bin megavat seviyesine getirdik. Karadeniz'de toplam 540 milyar metreküp doğal gaz rezervini keşfettik. 2023'ün ilk 3 ayında günlük 10 milyon metreküp doğal gazı milli iletim sistemimize aktarmış olacağız. Dördüncü sondaj gemimiz olan Abdülhamid Han'ı geçtiğimiz hafta Akdeniz'deki görev yerine uğurladık. Turizmde salgın şartlarına rağmen geçtiğimiz yıl sayımızı 30 milyonun üzerine, turizm gelirimizi 24,5 milyar dolara çıkardık. Bu yıl inşallah çok daha yüksek rakamlara ulaşacağız. Gördüğünüz gibi ne kadar özetlersek özetleyelim ülkemize kazandırdığımız eserler ve hizmetler saymakla bitmiyor. Şehirlerimize yaptığımız ziyaretlerde de benzer bir tablo ile karşılaşıyoruz. "
Erdoğan, şehirlere kazandırdıkları eser ve hizmetleri anlatmakla bitiremeyeceklerini belirterek, "Milletimize söyleyecek sözümüz, anlatacak eser ve hizmetimiz olmasa da birilerinin yaptığı gibi kuru gürültüyle, havanda su dövmekle, avara kasnak gibi boş konuşmakla vakit geçirseydik halimiz nice olurdu. İşte o zaman halimiz yaman olurdu." diye konuştu.
Ekonomi programı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla ülkeyi büyüme esasına dayanan ekonomi programının gayet sağlam teorik zemine, bütüncül yapıya ve gerçekçi uygulama planına sahip olduğunu dile getirdi.
Dünyadaki değişimleri, ülkenin her alanda katettiği mesafeyi, küresel krizlerin önlerine getirdiği fırsatları göremeyenlerin, bugünkü Türkiye'ye artık sahiplerinin bile vazgeçtiği 40 yıl, 70 yıl öncesinin kabulleriyle baktığına dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:
"Halbuki, bugün dünya ve Türkiye, bırakınız o kadar eskileri, 10 yıl öncesine göre bile çok farklı bir yerde bulunuyor. Bizim uyguladığımız ekonomi programı, geçmişin değil, geleceğin üzerine kuruludur. Esasen dünyada her ülkeye uyacak tek tip bir ekonomi modeli yok. Her ülke bizim de yakından takip ettiğimiz genel yaklaşımlardan istifadeyle kendi şartlarına, imkanlarına, ihtiyaçlarına, hedeflerine göre kendi ekonomi programını geliştirir ve hayata geçirir. Kur garantili milli paradan bahsediyoruz ama bunu hazmedemiyorlar. İktisatçıların bazıları bu gerçekleri bildikleri halde sahiplerine yaranmak için programımızı kötülerken, bir kısmı cehaletleri sebebiyle bize kör düşmanlık yapıyor. Ellerinde sadece çekiç olduğu için her şeyi çivi gibi görenler misali, bildikleri tek ekonomi teorisiyle Türkiye'yi değerlendirenleri kendi kısır dünyaları ile baş başa bırakıyoruz."
Önlerinde 9 ay gibi bir sürenin olduğunu ifade eden Erdoğan, "Bir olacağız, iri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız." diyerek sözlerini tamamladı.
Öztrak: Tarım Kredide 20-30 kuruşluk indirimler yapılmış; her şeyiyle bir skandal
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, Tarım Kredi Kooperatiflerinde 30'dan fazla ürüne yapılan indirim uygulamasına ilişkin "Tarım Kredide yapıla yapıla 20-30 kuruşluk indirimler yapılmış. Her şeyiyle bir skandal. İndirim yapacaksanız doğru düzgün indirim yapın. Mutfaklar yangın yerine dönmüş." diye konuştu.
Dünyada gıda enflasyonun en yüksek olduğu 4. ülkenin Türkiye olduğunu belirten Öztrak, iktidarın sorunların sebeplerine çare aramadığını savundu.
CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı.
Toplantı devam ederken açıklamalarda bulunan Öztrak, 21 yıl önce "adalet, kalkınma diyerek yola çıkan AK Parti'nin, ülkede adalet ve kalkınma bırakmadığını" söyledi.
Yolsuzluğun olduğu yerde yoksulluğun zirve yaptığını, milletin bugün yoksulluğu iliklerine kadar yaşadığını söyleyen Öztrak, paranın pul olduğunu, hayat pahalılığı ve işsizliğin arttığını, ülkenin enflasyona, işsizliğe, yoksulluğa ve sefalete battığını ileri sürdü.
Faik Öztrak, kredi derecelendirme kuruluşu Moody's'in Türkiye'nin kredi notunu B3 seviyesine indirdiğini, bunun Moody's tarihinde Türkiye ekonomisine verilen en düşük not olduğunu kaydetti.
Dışişlerinden, Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias'a Kıbrıs cevabı
Dışişleri Bakanlığı, Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias'a Kıbrıs ile ilgili verdiği yanıtta, Türkiye'nin müdahalesinin "yasal ve meşru" olduğunun altı çizildi.
Dışişleri Bakanlığı, Yunan Bakan Dendias'ın Kıbrıs Barış Harekatı'nın ikinci safhasının 48. yılında (14 Ağustos) yaptığı paylaşımlara ilişkin, "Türkiye'nin Kıbrıs müdahalesine ilişkin gerçekler" başlığı altında Twitter'dan yanıt verdi.
Bakanlığın paylaşımında, Türkiye'nin müdahalesinin Londra ve Zürih anlaşmalarına dayandığına dikkat çekilirken, "yasal ve meşru" olduğunun altı çizildi.
Harekat sayesinde Kıbrıs'ta barış ve istikrar sağlanarak Kıbrıslı Rumların da hayatının kurtarıldığı ifade edildi.
"Türkiye, Kıbrıslı Türklere karşı akan kanı ve şiddeti durdurmak için müdahale etti"
Paylaşımda, Kıbrıslı Rumların 1960 Anayasası'nı ihlal ettikleri ve 1963'te de Ada'daki ortaklığı yıktıkları kaydedildi.
1974'ün Temmuz ayında Kıbrıs'ta gerçekleşen Yunan darbesinin ardından Türkiye'nin, "Kıbrıslı Türklere karşı akan kanı ve şiddeti durdurmak amacıyla müdahale etmek zorunda kaldığı" vurgulandı.
Müdahaleyle birlikte Kıbrıs'taki Yunan askeri cuntasının sonunun geldiği ifade edilen paylaşımda, Yunanistan ve Kıbrıslı Rumların "Ada'da kalıcı bir çözüm için gerekli iradeyi hiçbir zaman göstermedikleri, Kıbrıslı Rumların 2004'te Annan Planı'nı reddettikleri ve 2017'de de Crans-Montana'da masadan kalktıkları" anımsatıldı.
Paylaşımda, "Ada'da hakkaniyetli, adil ve uygulanabilir bir çözüm için Kıbrıslı Türklerin doğal hakları, egemen eşitliği ve eşit statüsü yeniden teyit edilmelidir." ifadesine yer verildi.
Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias, dün, kişisel Twitter hesabından yayımladığı mesajlarda, Türkiye'nin müdahalesini "yasa dışı işgal" olarak tanımlamıştı.
Canan Kaftancıoğlu hakkında resen soruşturma başlatıldı
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, bazı basın yayın organlarında yayınlanan haberlerin incelenmesinde, İstanbul Planlama Ajansı merkezinde 12 Ağustos'ta gerçekleşen toplantıda, Canan Kaftancıoğlu'nun yaptığı konuşma sırasında Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanına yönelik sarf ettiği söz ve beyanların "Cumhurbaşkanına hakaret" suçu kapsamında kalan ifadeler olduğu tespiti üzerine hakarete geçti.
Başsavcılık, şüpheli Kaftancıoğlu hakkında "Cumhurbaşkanına hakaret" suçundan resen soruşturma başlattı.
Öte yandan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatları, Cumhurbaşkanı hakkında küçük düşürücü ifadeler kullandığı gerekçesiyle Kaftancıoğlu hakkında suç duyurusunda bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın avukatları aracılığıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına sunulan suç duyurusu dilekçesinde, Kaftancıoğlu'nun 12 Ağustos'taki toplantıda yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik küçük düşürücü, aşağılayıcı ve hukuk düzeni tarafından hiçbir şekilde kabul edilemeyecek bir üslup ile yüz kızartıcı ifadeler kullanmak suretiyle onur, şeref ve haysiyetini zedelediği ve ağır hakaretler ile kişilik haklarını ihlal ettiği ifade edildi.
Dilekçede, "Şüpheli hiçbir ahlaki ve toplumsal değerle bağdaşmayacak şekildeki ifadelerle müvekkilime alenen hakaret etmiş ve bu hakaretleri basın yoluyla yapması sebebiyle suçun nitelikli hali sübut bulmuştur." ifadesine yer verilerek, "Cumhurbaşkanına alenen hakaret" suçundan cezalandırılması istendi.
Fatih Kaymakamlığından Fener Rum Patrikhanesinin "ekümeniklik" iddiasına ilişkin açıklama
Fatih Kaymakamlığından yapılan açıklamada, Lozan Anlaşması tutanakları ile yargı kararlarında Fatih Kaymakamlığına bağlı dini bir kuruluş olarak kabul edilen Fener Rum Patrikhanesinin "ekümeniklik" iddiasının hukuki gerçeklerle bağdaşmadığı ve "ekümenik" sıfatının bulunmadığı belirtildi.
Fatih Kaymakamlığından yapılan yazılı açıklamada, Fener Rum Patrikhanesi Patriği Dimitri Bartholomeos'un ve Patrikhanenin zaman zaman "ekümenik" kavramını kullanması nedeniyle açıklama yapılmasına ihtiyaç duyulduğu belirtildi.
Açıklamada, 30 Ocak 1923'te Yunanistan ile Türkiye arasında imzalanan Türk ve Rum Ahalinin Mübadelesine Dair Mukavelename'de Patrikhanenin durumu ve statüsü ile ilgili bir hükme yer verilmediği, bu mukavele ile Türkiye'de yaşayan Rumlarla Yunanistan'da yaşayan Müslüman Türklerin yer değiştirdiği, İstanbul ve Bozcaada ile Gökçeada'daki Rumlarla Batı Trakya'daki Müslüman Türklerin mübadele dışında bırakıldıkları hatırlatıldı.
Azınlıklar konusunda Türkiye’nin temel hukuki dayanağını oluşturan 24 Temmuz 1923'te imzalanan Lozan Antlaşması'nda da Patrikhane ile ilgili bir hükme yer verilmediği aktarılan açıklamada, "Patrikhanenin İstanbul'da kalması karşılığında mübadele dışı tutulan Rum cemaatinin dini bir kurumu olarak kalacağına, siyasi bir faaliyetinin bulunmayacağına ilişkin katılımcı ülke delegasyonlarının sözlerinin senet olarak kabul edildiği belirtilerek, Fener Rum Ortodoks Patrikhanesi ile ruhani meclisinin yetki alanı, İstanbul Başpiskoposluğu ile Bozcada ve Gökçeada bölgesi Rum cemaatinin dini ihtiyaçlarını karşılamakla sınırlı tutulmuştur." ifadelerine yer verildi.
Açıklamada, Lozan Antlaşmasının azınlıkların korunması başlıklı 38-44. maddelerinde gayrimüslim Türk vatandaşlarının statüsünün belirlendiği kaydedilerek, şu bilgilere yer verildi:
"Buna göre, azınlık statüsüne alınan vatandaşlarımızın dini serbestiyet içerisinde kendi dilleriyle ibadet ve eğitim yapmaları, ayrıca ibadethaneleri ile mezarlıklarını korumaları hususunda gerekli kolaylığın gösterileceği taahhüt edilmiş, Antlaşmanın 45. maddesinde ise Türkiye'nin azınlıklara tanıdığı bu hakları Yunanistan'ın da Batı Trakya'daki Türk azınlığına tanıyacağı taahhüdü yer almıştır. Hülasa; Lozan Antlaşmasının müzakereleri sırasında durumu uzun süren tartışmalar sonunda belirginleşen Patrikhane, Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşu ile yeni bir statüye dönüştürülmüş bulunmaktadır. Bu durum çerçevesinde Patrikhane, Türkiye'deki Rum azınlığın bir kilisesi olarak sadece dini yetkileri haiz bir kilise niteliğinde Antlaşmanın 'Azınlıkların Korunması' başlıklı çerçevesinde mütalaa edilmesi gereken dini bir kurumdur. Yunanistan'ın uygulamasının tersine, Türkiye'de din görevlilerini kendilerinin seçme özgürlüğü bulunmakla birlikte Patrikhanenin siyasi-yönetsel açıdan 'ekümenik' vasfı bulunmamaktadır.
Nitekim Rum olmayan diğer Ortodoks kiliselerinin işlerine dönük müdahalesinin yargıya taşınması sonucunda Yargıtay 4. Dairesinin E:2005/10694, K.2007/5603 sayılı kararında: 'Egemen bir devletin kendi topraklarında yaşayan azınlıklara kendi vatandaşlarından farklı bir hukuk uygulayarak çoğunluğa dahi tanımadığı bir takım ayrıcalıkları onlara tanımak suretiyle özel bir statü vermesi, Anayasanın 10. maddesinde gösterilen eşitlik ilkesine açıkça aykırılık oluşturacağından kabul edilemez. Bu nedenle Patrikhanenin ekümenik olduğu iddiasının, yasal bir dayanağı bulunmamaktadır. İstanbul Valiliğinin 6 Aralık 1923 tarih ve 1092 sayılı yazılarından da anlaşılacağı üzere Patrikhanede dini ve ruhani seçimlere katılacak ve seçilecek kişilerin Türk vatandaşı olmaları ve seçim sırasında Türkiye'de görevli bulunmaları gerekmektedir. Bu husus da Patrikhanenin ekümenik sıfatının bulunmadığının açık bir göstergesidir.' şeklinde vurgulanmıştır. Sonuç olarak; Lozan Anlaşması tutanakları ile yargı kararlarında Fatih Kaymakamlığına bağlı dini bir kuruluş olarak kabul edilen Fener Rum Patrikhanesinin 'ekümeniklik' iddiası hukuki gerçeklerle bağdaşmamaktadır."
Ankara'da fırtına ve sağanak yağış 
Kentte öğleden sonra başlayan kuvvetli yağmur, dolu ve fırtınanın ardından bazı cadde, bulvar ve sokaklardaki mazgalların tıkanmasıyla yollar yağmur suyuyla doldu. Bazı caddelerde de ağaçlar devrildi.
Trafikteki sürücüler ilerlemekte güçlük çekerken, sağanak esnasında dışarıda bulunan vatandaşlar da metro istasyonları ve duraklara sığındı.
Nisan-Haziran döneminde istihdam arttı
Türkiye'de istihdam edilenlerin sayısı, yılın ikinci çeyreğinde bir önceki çeyreğe kıyasla 765 bin kişi artarak 30 milyon 775 bin kişiye ulaşırken, istihdam oranı 1,1 puanlık artışla yüzde 47,7 olarak kayıtlara geçti.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), nisan-haziran dönemine ilişkin iş gücü istatistiklerini açıkladı.
Buna göre, Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde mevsim etkisinden arındırılmış işsiz sayısı, bu yılın ikinci çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre 43 bin kişi azalarak 3 milyon 654 bin kişi oldu. Mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik oranı ise 0,4 puanlık azalışla yüzde 10,6 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı, ikinci çeyrekte geçen yılın aynı dönemine göre 1,8 puan azaldı.
Aynı dönemde 15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik oranı 0,4 puanlık azalışla yüzde 20,3 oldu. Bu yaş grubunda işsizlik oranı erkeklerde yüzde 17,1, kadınlarda ise yüzde 26,3 olarak tahmin edildi.
İstihdam edilenlerin sayısı 765 bin kişi arttı
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), nisan-haziran dönemine ilişkin iş gücü istatistiklerini açıkladı.
Mevsim etkisinden arındırılmış istihdam edilenlerin sayısı, yılın ikinci çeyreğinde bir önceki çeyreğe kıyasla 765 bin kişi artarak 30 milyon 775 bin kişiyi buldu. İstihdam oranı da 1,1 puanlık artışla yüzde 47,7'ye ulaştı. Bu oran erkeklerde yüzde 65,3 iken kadınlarda yüzde 30,4 olarak gerçekleşti.
Mevsim etkisinden arındırılmış iş gücü, söz konusu dönemde 722 bin kişi artarak 34 milyon 429 bin kişiye yükseldi. İş gücüne katılma oranı da 0,9 puanlık artışla yüzde 53,3 oldu.
Bu dönemde istihdam edilenlerin sayısı, bir önceki çeyreğe göre tarım sektöründe 113 bin kişi, sanayi sektöründe 217 bin kişi, inşaat sektöründe 42 bin kişi, hizmet sektöründe 393 bin kişi arttı. İstihdam edilenlerin yüzde 16'sı tarım, yüzde 22'si sanayi, yüzde 5,9'u inşaat, yüzde 56,1'i ise hizmet sektöründe yer aldı.
İstihdam edilenlerden referans döneminde işbaşında olanların, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi bu yılın ikinci çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre 0,5 saat azalarak 44,4 saat olarak gerçekleşti.
Zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel iş gücü ve işsizlerden oluşan atıl iş gücü oranı ikinci çeyrekte bir önceki çeyreğe göre 0,9 puanlık azalışla yüzde 21,3 oldu. Zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı yüzde 14,7 iken potansiyel iş gücü ve işsizlerin bütünleşik oranı yüzde 17,6 olarak tahmin edildi.
Bahçeli: Bartholomeos'a "ekümenik" yazılı Trabzonspor forması verilmesi provokasyon
MHP Genel Başkanı Bahçeli yaptığı yazılı açıklamada, gündemi değerlendirdi.
Sümela Manastırı'nda dokuzuncu kez ayin yapmak için Trabzon'a gelen Fener Rum Patriği Bartholomeos'a "ekümenik" yazılı Trabzonspor forması hediye edilmesinin milli birliği hedef alan provokasyonlardan biri olduğunu kaydeden Bahçeli, "Bu yürek yaralayıcı tertip skandal olmasının ötesinde tahrik, tahrip ve taciz tonu çok yüksek bir meydan okumadır. Trabzonspor'umuza ve bu kulübümüze gönül veren muhterem vatandaşlarımıza hakaret niteliğindeki bu kepazeliğin hiçbir vicdan tarafından kabul edilmeyeceği ortadadır. Türkiye’de ekümenik diye bir kurum ve görev tanımı yoktur." değerlendirmesinde bulundu.
Lozan Antlaşmasıyla, Fener Rum Patriği'nin siyasi ve idari işlerle uğraşmaması, Türkiye'deki Rum-Ortodoks vatandaşlara ruhani hizmet vermesinin hüküm altına alındığını kaydeden Bahçeli, patriğin Fatih Kaymakamlığına bağlı bir din görevlisi olmasının dışında hiçbir statüsünün de olamayacağını ifade etti.
Türkiye'nin Suriye konusunda attığı adımlar değerli
MHP Genel Başkanı Bahçeli, Türkiye'nin Suriye konusunda attığı adımların değerli ve isabetli olduğunu ifade etti.
Bu ülkede yaşayan hiç kimsenin kökeni ve mezhebi ne olursa olsun ülkenin ötekisi veya hasmı olmadığına dikkati çeken Bahçeli, şunları kaydetti:
"Hepsi kardeşimizdir, aramızda tarihe, kültüre ve inanca dayanan kuvvetli bağlar vardır. Dışişleri Bakanı'mızın Suriyeli muhaliflerle Esad rejimi arasında barışın tesis edilmesi hususundaki yapıcı ve gerçekçi sözleri kalıcı çözüm arayışlarına güçlü bir nefestir. Bundan hiç kimsenin rahatsız olmasına gerek yoktur. Türkiye’nin Suriye ile görüşme düzeyini siyasi diyalog mertebesine çıkarması, bu çerçevede terör örgütlerinin yuvalandıkları her coğrafi alandan iş birliğiyle sökülüp atılması önümüzdeki siyasi gündem konularından birisi olmaya namzettir ve hatta ciddiyetle ele alınmaya değerdir. 2023'e kadar her alanda ve her komşumuzla normalleşme atmosferinin hakim olması samimi arzumuz ve umudumuzdur. Üzerinde yaşadığımız geniş coğrafyanın bize söylediği, çatışarak değil kucaklaşarak yaşamanın tek seçenek olduğudur. Bunu başaracak tek siyasi irade de Cumhur İttifakı'dır. Gerisi sadece fasa fisodur, fuzuli ezberdir, gürültü kirliliğidir. Türkiye tarihi müktesebatının yol haritasında mesafe aldıkça, komşularıyla tutarlı, seviyeli, saygılı ve dengeli diyaloglar kurdukça, ne zillete gün doğacak, ne küresel emperyalizm fırsat bulacak, ne de mücavir bölgelerde terör örgütleri tutunacaktır.
Milli Savuma Bakanlığı heyeti 'F-16 görüşmeleri' için ABD'ye gitti
F-16 tedariki ve modernizasyonunun gerçekleştirilmesi amacıyla ABD'nin daveti üzerine Milli Savunma Bakanlığının (MSB) teknik heyetinin görüşmeler yapmak üzere ABD'ye gittiği bildirildi.
MSB'den yapılan yazılan açıklamada, ABD'den F-16 tedariki ve modernizasyonu kapsamında aralık 2021 ile şubat ve mart 2022'de olmak üzere Türkiye'de üç toplantının icra edildiği anımsatılarak, şu bilgiler verildi:
"F-16 tedariki ve modernizasyonunun en kısa sürede gerçekleştirilmesi maksadıyla ABD tarafından yapılan davet üzerine Milli Savunma Bakanlığı teknik heyeti görüşmeler yapmak üzere ABD'ye gitmiştir."
TOGO Kuleleri'nin yıkım işi geri dönüşüm malzemeleri karşılığı ihale edilecek
Ankara Büyükşehir Belediyesi, Danıştayın "TOGO Kuleleri'nin 1,50 emsale düşürülmesi" kararının ardından kulelerin yıkım işinin geri dönüşüm malzemeleri karşılığı yapılması için ihaleye çıkacak.
Belediyeden yapılan yazılı açıklamada, TOGO Kuleleri'nin, imar değişikliğindeki usulsüzlükler gerekçe gösterilerek, mahkeme kararıyla 2019'da mühürlendiği anımsatıldı.
Ankara Büyükşehir Belediyesi Meclisinde TOGO Kuleleriyle ilgili alınan "1,50 emsale düşürülmesi" kararına karşı yapılan itirazın, Danıştay tarafından reddedilmesi üzerine belediyenin harekete geçtiği belirtilerek, şu bilgiler verdi:
"Gizli emsallerle birlikte 20 bin metrekareden 120 bin metrekareye çıkarılan inşaat için yıkım ihalesi yapılacak. Fen İşleri Daire Başkanlığı, 1 Eylül 2022 günü saat 14.00'te Ankara Büyükşehir Belediyesi 1. kat Encümen Salonu'nda 'TOGO Kulelerinin Geri Dönüşüm Malzemeleri Karşılığı Yıkım İşi' ihalesine çıkacak. İhale, Büyükşehir Belediyesinin sosyal hesapları ile ABB TV'den canlı olarak yayınlanacak."
İstanbul'da kuvvetli yağış yaşamı olumsuz etkiledi
İstanbul genelinde yağış hayatı olumsuz etkilerken, bazı sokak ve iş yerlerinde su baskınları oluştu, vatandaşlar araçlarında mahsur kaldı. Ümraniye'de 9 aracın karıştığı zincirleme trafik kazasında yaralanan 2 kişi hastaneye kaldırıldı.
Kuvvetli yağış nedeniyle Fatih'teki tarihi Kapalıçarşı'nın bazı bölgelerini su bastı. İş yeri sahipleri kendi imkanlarıyla suyun dükkanlara girmesini engellemeye çalıştı.
Eminönü bölgesinde rögar kapaklarından taşan yağmur suyu nedeniyle araçlar ilerlemekte güçlük yaşadı. Vatandaşlar ve turistler ıslanmamak için kapalı yerlerde bekledi.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Afet Koordinasyon Merkezi’ne (AKOM) gitti. İmamoğlu, burada yaptığı açıklamada"Yağışın saat 15.00'e kadar sürmesi bekleniyor, mecbur kalmadıkça trafiğe, dışarıya çıkmayın" dedi.
altepe Altayçeşme Mahallesi Begonya Sokak'ta oluşan su birikintisinde 2 araç mahsur kaldı. Bölgeye itfaiye ekipleri sevk edilirken, araç içerisindekiler kendi imkanlarıyla kurtuldu. Yağışın etkisiyle bölgedeki bazı iş yerlerini de su bastı.
Şile yolunda da dere taşması nedeniyle yol ulaşıma kapandı. Beykoz'da da dere taşması sonucu Küçüksu Mahallesi'nde su baskınları yaşandı. Kağıthane Deresi'nin de yağış nedeniyle yükseldiği ve taşma noktasına geldiği görüldü.
Pendik'te Dumlupınar Mahallesi'nde bir binanın çatısında iddiaya göre yıldırım çarpması sonucu yangın çıktı.
Yağışın nedeniyle D-100 Karayolu ve TEM Otoyolu'nda yoğunluk yaşanırken, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü ile Fatih Sultan Mehmet Köprüsü Avrupa'ya geçişlerde yoğunluk oluştu.
Avrupa yakasında sağanak sabah saatlerinde özellikle Beykoz ilçesinde etkili oldu.
Yağışın etkisiyle D-100 Karayolu Ankara istikameti Haliç Köprüsü, Okmeydanı, Mecidiyeköy, Zincirlikuyu mevkileri ile 15 Temmuz Şehitler Köprüsü girişinde trafik yoğunluğu yaşandı.
Kent genelinde yağışın etkisiyle kayganlaşan yollarda maddi hasarlı trafik kazaları da meydana geldi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Trafik Yoğunluk Haritası verilerine göre saat 10.06 itibarıyla kent genelinde trafik yoğunluğu oranı yüzde 54 ölçüldü.
AKOM'dan yağışın etkisini artıracağı uyarısı
Öte yandan Afet Koordinasyon Merkezinin (AKOM) Twitter hesabından yapılan duyuruda, sağanağın sabah saatlerinde Sarıyer ve Beykoz ilçelerinde etkili olduğu belirtilerek, "Yağmurun ilerleyen saatlerde etkisini artıracağı, öğle saatlerine kadar gök gürültüsü ve şimşek ile beraber yer yer yoğun sağanak geçişlerinin yaşanacağı tahmin ediliyor. Önümüzdeki saatlerde Anadolu yakasında yoğun yağış geçişleri yaşanması beklenmektedir." ifadelerine yer verildi.
Tarım ürünlerinde fiyatlar yıllık yüzde 158 arttı
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), temmuz ayına ilişkin Tarım ÜFE verilerini açıkladı.
Buna göre, söz konusu endekste temmuzda bir önceki aya kıyasla yüzde 5, geçen yılın aralık ayına göre yüzde 108,78, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 157,89 ve 12 aylık ortalamalara göre yüzde 79,39 artış gerçekleşti.
Sektörlerde bir önceki aya göre değişimlere bakıldığında, ormancılık ürünleri ve ilgili hizmetlerde yüzde 2,66 azalış görülürken tarım-avcılık ürünleri ve ilgili hizmetlerde yüzde 4,78, balık ve diğer balıkçılık ürünlerinde yüzde 25,09 artış kaydedildi.
Ana gruplarda aylık bazda çok yıllık bitkisel ürünlerde yüzde 1,02, tek yıllık bitkisel ürünlerde yüzde 4,94, canlı hayvanlar ve hayvansal ürünlerde yüzde 7,29 artış hesaplandı.
Yıllık Tarım-ÜFE'ye göre 7 alt grup daha düşük, 4 alt grup daha yüksek değişim gösterdi. Yıllık artışın düşük olduğu alt gruplar sırasıyla yüzde 74,57 ile koyun ve keçi, canlı, bunların işlenmemiş süt ve yapağıları, yüzde 75,65 ile diğer çiftlik hayvanları ve hayvansal ürünler oldu.
Yıllık artışın yüksek olduğu alt gruplar ise sırasıyla yüzde 256,06 ile lifli bitkiler, yüzde 201,62 ile tahıllar (pirinç hariç), baklagiller ve yağlı tohumlar olarak belirlendi.
Aylık Tarım-ÜFE'ye göre 5 alt grup daha düşük, 6 alt grup daha yüksek değişim gösterdi.
Bir önceki aya göre azalışın yüksek olduğu alt gruplar sırasıyla yüzde 6,68 ile lifli bitkiler, yüzde 5,66 ile yumuşak çekirdekli meyveler ve sert çekirdekli meyveler oldu.
Aylık artışın yüksek olduğu alt gruplar ise yüzde 22,47 ile canlı kümes ve hayvanların yumurtalar, yüzde 13,7 ile çeltik olarak kayıtlara geçti.
Endekste kapsanan 87 maddeden 17’sinin ortalama fiyatında azalış, 62’sinin fiyatında ise artış görüldü.
Ücretli çalışan sayısı haziranda yıllık bazda yüzde 6,3 arttı
Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında ücretli çalışan sayısı, haziranda geçen yılın aynı ayına göre yüzde 6,3 artış gösterdi.
Türkiye İstatistik Kurumu, haziran ayına ilişkin ücretli çalışan istatistiklerini yayımladı.
Buna göre, geçen yılın haziran ayında 13 milyon 734 bin 395 kişi olan sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında ücretli çalışan sayısı, bu yılın aynı ayında yüzde 6,3 artışla 14 milyon 604 bin 708 kişiye yükseldi.
Söz konusu ayda ücretli çalışan sayısı, sanayi sektöründe yıllık bazda yüzde 5, ticaret-hizmet sektöründe yüzde 8,6 artarken, inşaat sektöründe yüzde 1 azaldı.
Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında ücretli çalışan sayısı haziranda bir önceki aya göre yüzde 1,1 artış gösterdi.
Bu dönemde ücretli çalışanlar aylık olarak sanayi sektöründe yüzde 0,8, inşaatta yüzde 2,9 ve ticaret-hizmet sektöründe yüzde 0,9 arttı.
YÖK Başkanı: Yükseköğretim kurumlarımızın kontenjanlarının yüzde 99’u doldu
Özvar, yazılı açıklamasında, YKS'de baraj puanı uygulamasını ocak ayında sonlandırdıklarını, bu kararla adayların üzerinde baraj kaygısı ve baskısı olmadan YKS'ye odaklanma imkanı bulduklarını belirtti.
Barajın kaldırılması kararının ardından üniversite sınavına girmek için başvuran aday sayısında bir önceki yıla göre yüzde 24 artış gerçekleştiğini bildiren Özvar, başvuru yapan aday sayısının geçen yıl 2 milyon 607 bin 903 iken, bu yıl 3 milyon 243 bin 425 olduğunu ifade etti.
Özvar, başvuran sayısındaki artışın, barajın kaldırılması kararının ne kadar isabetli olduğunu somut şekilde gösterdiğini vurgulayarak, şu bilgileri verdi:
"Bugün YKS yerleştirme sonuçlarının açıklanmasıyla birlikte daha net bir biçimde görmekteyiz ki YKS'ye başvuran aday sayılarındaki artışın akabinde yerleşen sayılarında da artış söz konusudur. Geçen yıl açık öğretim hariç toplam yerleşen aday sayısı 690 bin civarında iken, bu sayı bu yıl 850 bin civarında gerçekleşmiştir. Ayrıca KKTC üniversiteleri hariç geçen yıl 164 bin civarında kontenjan boş kalmışken, bu sayı bu yıl 13 bine düşmüştür. YKS yerleştirme sonuçlarına göre, kontenjanlarımızın yüzde 99'unun dolmuş olması sevindiricidir."
Tarım Kredi Kooperatif Marketlerinde 30'dan fazla temel gıda ve ihtiyaç ürününde indirim başladı
Tarım Kredi Kooperatif Marketlerinde 30'dan fazla temel gıda ve ihtiyaç ürününde indirim uygulanması bugün başladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erddoğan'ın geçen hafta Tarım Kredi Kooperatif Marketlerinde temel ihtiyaç ürünlerinde indirime gidileceğini duyurdu. 15 Ağustos'ta indirim uygulanacak ürünler şöyle sıralandı.
“Makarna, un, salça, pirinç, bulgur, mercimek, nohut, fasulye, şeker, ay çiçek yağı, zeytin yağı, tavuk ürünleri, tam yağlı süt, yarım yağlı süt, yumurta, peynir, tereyağı, bal, zeytin, çay, Türk kahvesi, patates, kuru soğan, karpuz, kavun, çamaşır deterjanı, bulaşık deterjanı, çamaşır suyu, sıvı sabun, peçete, rulo havlu, kolonya, bebek bezi”
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Tarım Kredi Kooperatif marketlerinde 30'dan fazla temel tüketim maddesinde indirimli fiyat uygulamasına gidileceğini belirterek, "Bizler, vatandaşımızın maruz kaldığı gıda enflasyonuyla etkin şekilde mücadele etme konusunda kesin kararlıyız." ifadesini kullandı.
Bakan Nebati, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, gıda fiyatlarının düşürülmesine yönelik çalışmalara ilişkin değerlendirmede bulundu.
Salgın süreciyle tetiklenip Rusya-Ukrayna Savaşı ile derinleşen küresel sorunların tüm dünyayla birlikte Türkiye'de de gıda fiyatlarında önemli artışlara sebep olduğuna dikkati çeken Nebati, "Bizler, vatandaşımızın maruz kaldığı gıda enflasyonuyla etkin şekilde mücadele etme konusunda kesin kararlıyız. Yakın dönemde, Sayın Cumhurbaşkanı'mızın girişimleriyle imzalanan Tahıl Koridoru Anlaşması küresel hububat fiyatlarında düşüşe sebep olmuş, petrol fiyatlarında son haftalarda bazı gevşemeler yaşanmıştır. Ayrıca ülkemizde bu yıl tarımsal üretimde önemli artışlar da söz konusudur." ifadelerini kullandı.
2022-YKS yerleştirme sonuçları açıklandı
2022-Yükseköğretim Kurum Sınavı (YKS) yerleştirme sonuçları açıklandı.
Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi'nden (ÖSYM) yapılan açıklamada, 2022- YKS sonuçlarına göre adaylardan alınan tercihler doğrultusunda, 2022-YKS yükseköğretim programlarına merkezi yerleştirme işlemlerinin tamamlandığı bildirildi.
Adayların, yerleştirme sonuçlarını TC. Kimlik numaraları ve aday şifreleri ile ÖSYM'nin https://sonuc.osym.gov.tr internet adresinden öğrenebileceği kaydedildi.