Newsletter Haber Bülteni Events Etkinlikler Podcasts Video Africanews
Loader
Bize Ulaşın
Reklam

Tahıl koridorundan 12,7 milyon tonluk geçiş oldu

Türkiye gündemi
Türkiye gündemi ©  euronews
© euronews
By euronews
Yayınlanma Tarihi Son güncelleme
Haberi paylaşın Yorumlar
Haberi paylaşın Close Button

Türkiye gündemine ilişkin önemli gelişmeleri aktardığımız canlı blog sayfası.

REKLAM

Türkiye gündemine ilişkin önemli gelişmeleri aktardığımız canlı blog sayfası.

Canlı anlatım sona erdi

CHP'nin İkinci Yüzyıla Çağrı Toplantısında ekonomistlerden bütüncül politika mesajı

Prof. Dr. Hakan Kara: Kalkınmayı destekleyecek bir politika anlayışına ihtiyaç var


Merkez Bankası'nın eski Başekonomisti ve Bilken Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Kara, video konferans yoluyla toplantıda konuştu. Kara, şunları ifade etti:


"Yoksullukla mücadele için kaynak gerekiyor. Sürdürülebilir bir büyüme, gelir artışı lazım. Ayağı yere basan bir makro çerçeve oraya koymak gerekiyor. Önümüzdeki dönemde bir makro istikrar programının ana bileşenleri, özellikle makro finansal taraftan bakılınca nasıl olmalı, teknik görüşlerimi dile getireceğim.


Geçmişten ders alıp, geleceğe yönelik politikaları tasarlamak gerekiyor. Türkiye'nin önemli bir deneyimi var. 2001 krizi sonrası uygulanan politikalar. Bu politikalardan alınabilecek dersleri anlatıp, Türkiye'ye özgü, makro finansal tasarım nasıl oluşturulabilir, buna ilişkin görüşlerimi açıklamak istiyorum.Önümüzdeki dönemde maliye politikalarının tasarımında daha detaylı, biraz daha kapsamlı, kalkınmayı destekleyecek bir politika anlayışına ihtiyaç var."




Prof. Dr. Refet Gürkaynak: Enflasyonu yenmek mümkün


Bilkent Üniversitesi İktisat Bölümü Başkanı Prof. Dr. Refet Gürkaynak da video konferansla toplantıya bağlandı. Gürkaynak, şöyle konuştu:


"İktisadi durumumuz kötü. Sadece iyi niyetle değil, uzmanlıkla daha iyisinin olması mümkün. Bazen Türkiye'de olup biten şeyleri dünyanın bize bir tezahürü olarak anlatmaya çalışıyorlar. Halbuki böyle değil. Türkiye her ülke gibi bir ülke. Türkiye'de enflasyonun bu kadar yüksek olmasının nedeni adının Türkiye olmasından kaynaklanmıyor. Dünyada olup biten bizi de etkiliyor. Dünyanın her tarafında olduğu gibi kötü politikalar kötü sonuçlar doğuruyor. Dünyanın hiçbir yerinde işe yaramayacak politikalar Türkiye'de de yaramıyor.


'Enflasyonu göze aldık çünkü büyümek istiyoruz.' 1970'lerde bütün dünya bunu denedi ve çuvalladı. 'Enflasyonu yükselteyim ama büyüyeyim', böyle bir şey yok, hiç olmadı! Türkiye'de de olmadığını görüyoruz ve bir kere daha görmemize gerek yoktu. 90'larda da gördük bunu.



Haberi paylaşın

Tahıl koridorundan 12,7 milyon tonluk geçiş oldu

Tarım ve Orman Bakanı Kirişci, Karadeniz'deki tahıl koridorundan 2 Aralık itibarıyla 12,7 milyon ton tahıl ve diğer ürünlerin geçtiğini açıkladı.


Bakan Kirişçi: Tahıl koridorundan 2 Aralık itibarıyla 12,7 milyon ton tahıl ve diğer ürünlerin geçişi olduGıda Krizine İlişkin Akdeniz Bakanlar Diyaloğu Toplantısı'nın ikincisi, Türkiye, Lübnan ve İtalya'nın eş başkanlığında, Roma'da Parco dei Principi Oteli'nde yapıldı.


İtalya Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Antonio Tajani'nin ev sahipliğinde düzenlenen toplantıya Türkiye'den Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, Lübnan Dışişleri Bakanı Abdallah Bouhabib, Filistin Dışişleri Bakanı Riad Malki, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Genel Direktörü Çü Dongyü ile tarım sektöründen çok sayıda temsilci katıldı.


Basına kapalı gerçekleşen toplantı sonrasında İtalya Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, Ukrayna'daki çatışmanın ardından Akdeniz bölgesindeki gıda krizine operasyonel çözümler aramak için yapılan toplantıda, Akdeniz ülkelerinin tarım sistemlerinin desteklenmesine yönelik yeni bazı girişimlerin gündeme geldiği belirtildi.


Tarım ve Orman Bakanı Kirişci, diyalog toplantısının ardından açıklamada, toplantının ilkinin 8 Haziran'da yapıldığını anımsatarak, "Bu diyalog şu açıdan çok önemli. Malum önce iklimle ilgili birtakım gelişmeler yaşandı dünyada, yaşanıyor halen de. Bunun devamında bir pandemi geldi dünyanın gündemine ve son olarak da malum Rusya-Ukrayna savaşı, şubat ayının sonunda başladı ve halen devam ediyor. Bu çerçevede de özellikle İtalya'nın FAO ile beraber gündeme getirdiği bir diyalog toplantısı bu." dedi.


Tahıl koridoruna ilişkin güncel son verilerin sorulması üzerine Kirişci, "2 Aralık itibarıyla 12,7 milyon ton buradan gerek tahıl gerekse diğer ürünlerin geçişi söz konusu oldu. Yaklaşık yüzde 58'i Avrupa'ya, yüzde 42'si ise dünyanın geri kalan ülkelerine sevk edildi." yanıtını verdi.


Haberi paylaşın

Jeremy Rifkin: Kılıçdaroğlu ülkesini bir dönüşümden geçirecek

Kemal Kılıçdaroğlu'nun yeni vizyon kadrosunda başdanışmanı olan Jeremy Rifkin, toplantıya video konferansla bağlanarak şunları söyledi:


"Bilimsel, teknik ve ekonomik girdi sağlayacağım. Türkiye'nin kapsamlı bir yön haritası oluşturmasına yardımcı olacağım.


Sayın Kılıçdaroğlu ülkesini bir dönüşümden geçirecek. Bu bir sanayi dönüşümü. Benim ekibim AB'de temel mimari görevlerde yer aldı ve ayrıca Çin'de... Sayın Acemoğlu ile birlikte çalışıyor olmak mutluluk verecek bana.


Son dönemdeki iklim çalışmaları bize şunu gösteriyor. Akdeniz'deki ülkeler dünyanınn geri kalanında yüzde 20 daha hızlı ısınıyor. En hızlı yağmur azalımı da bu bölgede görülüyor. Bu şekilde devam ederse burası yaşanamaz hale gelecek. Her Akdeniz ülkesinin bu konuyu ele alması gerekiyor. Birlikte çalışırsak başarılı olabiliriz. Bütün Türk halkının dayanışma içerisinde olması gerekiyor bu yolculukta."


Haberi paylaşın

CHP'nin yeni vizyon toplantısı 'hak, hukuk, adalet' sloganlarıyla başladı

Lütfi Kırdar Kongre Salonu'nda düzenlenen CHP'nin yeni vizyon toplantısı seyircilerin 'hak, hukuk, adalet' sloganlarıyla başladı. Toplantının sunumunda, izleyenlerin Türkiye'nin en büyük koalisyonunun ilanına; 'ortak akıl koalisyonu'na tanık olacağı ve muhalefete 'bir alternatifiniz var mı?' sorusunu yöneltenlerin 'evet, alternatifimiz var' yanıtını bulacağı ifade edildi. 


Salonda Kemal Kılıçdaroğlu'nun yanında CHP'nin eski genel başkanları Hikmet Çetin, Altan Öymen gibi isimler de yer aldı. 


Kılıçdaroğlu konuşmasında "Bugün ülkenin kaderini değiştirme günüdür. Bunun çaresi mevcut tek adam gitsin başka bir tek adam gelsin değildir. Tek adam gitsin, yerine çalışan yeni bir sistem gelsin. Türkiye, cumhuriyetin ikinci yüzyılında bir daha böyle acımasız, kutuplaşmış dönemler yaşamayacak. Türkiye'yi kurumları yeniden inşa edilmiş, bölgesinde barışın ve refahın merkezi olan bir ülke yapacağız," ifadelerini kullandı.


Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:


"Bugün halkımızdan neden oy isteyeceğimizi öğreneceksiniz. Yeni bir düzene, yeni bir Türkiye hayaline, yeni bir siyaset üstü anlayışa oy isteyeceksiniz. Bugün dinleyeceğiniz sadece bir krizden çıkma programı olmayacak. Krizden alnımızın akıyla ve hep birlikte çıkacağız. Bugün ülkenin kaderini değiştirme günüdür. Bunun çaresi mevcut tek adam gitsin başka bir tek adam gelsin değildir. Tek adam gitsin, yerine çalışan yeni bir sistem gelsin. Türkiye, cumhuriyetin ikinci yüzyılında bir daha böyle acımasız, kutuplaşmış dönemler yaşamayacak.


Türkiye'yi kurumları yeniden inşa edilmiş, bölgesinde barışın ve refahın merkezi olan bir ülke yapacağız. Meselemiz sadece hükümeti devralma meselesi değildir Mesele Mustafa Kemal Atatürk'ün o büyük hayaline sahip çıkmaktır. Ve onun vizyonunu tam anlamıyla hayata getirmek. İnşallah bize nasip olacak.


Bugün yepyeni bir güç birliğiyle tanışacaksınız. Siyaset üstü bir birlik. Dünyadan ve Türkiye'den konusunda uzman, 70 kişiden oluşan büyük bir güç birliğinden söz ediyorum.


Bilim, teknoloji ve yatırımın iki büyük merkezi olan İngiltere ve ABD'ye ziyaretlerde bulundum. Ne istediğimi ve bu yolun nereye varacağını başlarken biliyordum. Bay Kemal çıktığı yoldan asla geri adım atmaz. Kısa bir süre sonrada Almanya'ya gideceğim. Seyahatlerimde ve sonrasında 70 değerli isimle görüştüm. Onları güç birliğine katılmaları için davet ettim. Bizler siyasi veya siyaset üstü, rozetli veya rozetsiz, ülke için, vatan için birlikteyiz. Bu değerli 70 kişi Türkiye için 24 saat çalışan bir güç birliği olacak.


Bahsettiğim güç birliği 24 saat çalışan bir güç birliği olacak. Devlet 7 gün 24 saat çalışacak. Zamanının, mekanın, enlemlerin ve boylarım ötesinde kesintisiz üreten Türkiye'yi şimdiden inşa etmeye başlıyorum. Onlar vatanları için çalışacaklar.


Çünkü Bay Kemal olmak böyle bir şey. Çünkü benim işim birleştirmektir. Benim işim sistemi kurmaktır, çalıştırmaktır.


Sayın Jeremy Rifkin ile tanışacaksınız. Merkel'in ve Çin Devlet Başkanı'nın danışmanlığını yaptı. Benim de yeni endüstriyel dönüşüm başdanışmanım.


Sayın Daren Acemoğlu bizimle birlikte olacak. Sayın Acemoğlu'nun gelecekte Nobel ödülünü alacağına inanıyorum.


Bu değerli isimlerle kurduğum sistem Türkiye'yi hızlıca karanlıktan çıkarıp, aydınlığa taşıyacak."




Haberi paylaşın

CHP, Türkiye Cumhuriyeti'nin ikinci yüzyılı için yeni vizyonunu açıklıyor

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Kemal Kılıçdaroğlu, bugün partisinin ikinci yüzyıl için yeni vizyon belgesini açıklıyor. İstanbul'da Lütfi Kırdar Kongre Salonu'nda tertip edilen geniş katılımlı bir toplantıda partinin yeni vizyon ekibinde de yer alacağı belirtilen ABD'li ekonomist Jeremy Rifkin, Prof. Dr. Daron Acemoğlu, Prof. Dr. Refet Gürkaynak'ın da aralarında bulunduğu isimlerin söz alması bekleniyor. 


Haberi paylaşın

YSK'dan '466 bin Suriyeli seçmen' iddiasına yalanlama


Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Muharrem Akkaya, seçmen kütüklerinin sürekli bilgi toplamayla her seçim döneminde güncellendiğini belirterek, ​​​"YSK'nin incelemelerinin ardından hazırlanan seçmen listeleri son derece güvenlidir. Haberlerde iddia edildiği gibi bir raporumuz bulunmamaktadır." dedi.

Akkaya, "YSK'ya ait seçmen kütüğüne ilişkin raporlarda, Suriyeli seçmen sayısının 466 bin 105 olduğu" yönündeki haberlerle ilgili AA muhabirine açıklama yaptı.


Kurulun böyle bir rapor hazırlamadığını belirten Başkan Akkaya, "Seçmenleri doğum yerine göre kategorilendirdiğimiz bir çalışmamız da bulunmuyor." bilgisini verdi.


Akkaya, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü adres kayıt sistemindeki verilerin sürekli bilgi toplanarak, her seçim döneminde güncellendiğini anlattı.


298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkındaki Kanun'un 47'nci maddesi gereğince bu listelerin, seçime katılma hakkına sahip siyasi partilere de verildiğini hatırlatan Akkaya, şunları söyledi:


"Seçmen kütükleri, sürekli bilgi toplanarak, her seçim döneminde güncelleniyor. Yapılan incelemelerin ardından listeler 'Sandık Bölgesi Askı Listesi' haline getiriliyor. İtiraz ve incelemelerin de tamamlamasıyla seçmen kütüğü listesi kesinleştirilerek, sandık seçmen listesi son halini alıyor."


İlgili yasa maddeleri uyarınca, bugüne kadar sistemin böyle işlediğini belirten Akkaya, "YSK'nin incelemelerinin ardından hazırlanan seçmen listeleri son derece güvenlidir. Haberlerde iddia edildiği gibi bir raporumuz bulunmamaktadır." dedi.


Haberi paylaşın

Erdoğan, "Bilgi kirliliği ve dezenformasyon, içinde bulunduğumuz dönemin en fazla öne çıkan iki meydan okumasıdır"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, insanların haber alma hakkını her şeyin üstünde tutan, hakikat odaklı yeni bir iletişim anlayışına ihtiyaç olduğunu belirterek "Türkiye İletişim Modeli, bu arayışımızın ürünüdür. Bu modelin gayesi, hakikat dairesi içerisinde demokrasi ve uluslararası hukuktan güç alan bir iletişim anlayışını hem savunmak hem de uygulamada tesis etmektir." dedi.


Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığınca İstanbul TİM Maslak Gösteri Merkezi'nde düzenlenen Uluslararası Stratejik İletişim Zirvesi'ne (Stratcom Summit) video mesajla katıldı.


Erdoğan şu ifadeleri kullandı:


  • "İnsanların haber alma hakkını her şeyin üstünde tutan, hakikat odaklı yeni bir iletişim anlayışına ihtiyacımız var. Türkiye İletişim Modeli, bu arayışımızın ürünüdür. Bu modelin gayesi, hakikat dairesi içerisinde demokrasi ve uluslararası hukuktan güç alan bir iletişim anlayışını hem savunmak hem de uygulamada tesis etmektir"
  • Türkiye gerek stratejik konumu gerek izlediği özgün politikalar gerekse bölgesel ve küresel meselelerde sergilediği ilkeli duruş nedeniyle dünyada üretilmiş ve maksatlı yalan habere en fazla maruz kalan ülkelerden biridir. DEAŞ, FETÖ ve PKK başta olmak üzere eli kanlı terör örgütlerine karşı yürüttüğümüz haklı mücadele sırasında yaşanan iki yüzlülükler bu çarpıcı gerçeği defalarca ortaya koymuştur"
  • "Son olarak İstiklal Caddesi'ndeki terör eylemi sonrasında şahit olduğumuz kimi uluslararası basın kuruluşunun haber dili, adeta faillerin ekmeğine yağ sürmüştür. Objektif haber verme yerine Türkiye'yle hesaplaşmayı amaçlayan bu tür yaklaşımların artık terk edilmesi gerektiğini artık her fırsatta ve platformda ifade ediyoruz"
Haberi paylaşın

Kamu personeli alım ilanları Resmi Gazete'de yayımlandı

Milli Savunma Bakanlığı, Milli Savunma Üniversitesi, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı toplam 780 personel alımı yapacak.


Resmi Gazete'de yayımlanan ilanlara göre, Milli Savunma Bakanlığınca çeşitli mühendislik branşları ile mimar, tabip, psikolog, grafiker, istatistikçi, tekniker, teknisyen, laborant, mütercim tercüman, müze görevlisi, restoratör, hemşire, kütüphaneci, destek personeli ve büro personeli kadrolarına 319 sözleşmeli personel alımı gerçekleştirilecek.


Milli Savunma Üniversitesine de büro personeli, grafiker, istatistikçi, kütüphaneci, mütercim tercüman, diyetisyen, psikolog, veteriner hekim, mühendis, tekniker, teknisyen ile hizmetli, garson, aşçı, berber, terzi/ütücü, şoför, kaloriferci, boya/badana/sıva branşlarında destek personeli kadrolarına da 236 sözleşmeli personel alınacak.


AA'nın aktardığına göre başvurular 2–31 Aralık tarihleri arasında "http://personeltemin.msb.gov.tr" adresi üzerinden çevrimiçi yapılacak. Sözlü sınava girmeye hak kazanan adayların sözlü sınav tarihi ve yeri yine aynı internet adresi üzerinden yayımlanacak.


Başvuru şartları ve aranan niteliklere ilişkin bilgiler Milli Savunma Bakanlığının Personel Temin Dairesi Başkanlığı internet sitesinde yer alacak.


Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı 145 sözleşmeli personel alacak


Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının merkez teşkilatına KPSS (B) grubu puan sıralaması esas alınmak suretiyle 145 pozisyon için sözleşmeli personel alınacak.


Adaylar başvurularını 5-16 Aralık tarihleri arasında e-Devlet üzerinden "https://isealimkariyerkapisi.cbiko.gov.tr" adresi aracılığıyla gerçekleştirecek.


Birden fazla bölüm mezunu olan ya da birden fazla pozisyona şartları tutan adaylar sadece bir bölüm veya pozisyon için müracaatta bulunabilecek.


Başvuru şekli, pozisyon dağılımı ve sayısı, başvuruların değerlendirilmesi, istenen belgeler, sonuçların duyurulması, sonuçlarının ilanı ile diğer hususlar "www.aile.gov.tr" internet adresinde yer alacak.


İçişleri Bakanlığına 80 İçişleri uzman yardımcısı alınacak


İçişleri Bakanlığının merkez teşkilatına sözlü sınav sonucuna göre üniversitelerin farklı fakülte ve bölümlerden mezun 80 İçişleri uzman yardımcısı alımı yapılacak.


Adaylar 19-23 Aralık tarihleri arasında e-Devlet şifresi kullanarak "www.icisleri.gov.tr" adresi üzerinden başvurularını yapabilecek.


Başvuru şartları ve aranan niteliklere ilişkin bilgilere bakanlığın internet sitesindeki duyurular bölümünden ulaşılabilecek. 


Haberi paylaşın

PFDK, Göztepe'ye 4, Altay'a 6 maç seyircisiz oynama cezası verdi


Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu (PFDK), Spor Toto 1. Lig'in 15. haftasında tamamlanamayan derbide çıkan olaylar nedeniyle Göztepe'ye 4, Altay'a ise 6 maç seyircisiz oynama cezası verdi.

TFF'den yapılan açıklamaya göre PFDK, iki takım taraftarının neden olduğu olaylar nedeniyle yarıda kalan Göztepe-Altay derbisiyle ilgili sevkleri karara bağladı.


Kurul, Göztepe'ye taraftarlarının neden olduğu saha olayları nedeniyle 4 resmi müsabakayı kendi sahasında seyircisiz oynama ve 112 bin lira para cezası uyguladı.


PFDK, Altay'a ise taraftarlarının neden olduğu saha olayları nedeniyle 6 resmi müsabakayı kendi sahasında seyircisiz oynama ve 168 bin lira para cezası kesti.


Disiplin Kurulu, siyah-beyazlı kulübe ayrıca taraftarının neden olduğu çirkin ve kötü tezahürat nedeniyle 17 bin 500 lira para cezası verdi.


PFDK, Göztepe ve Altay'ın bazı taraftarlarının elektronik bilet kapsamındaki kartlarını bloke etti.


Haberi paylaşın

BİM'den MHP lideri Bahçeli'ye: Bu ülkenin insanları sizin yalanlarınıza itibar etmiyor

Gıda Perakendecileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı (AA)

Gıda Perakendecileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı ve BİM İcra Kurulu Üyesi Galip Aykaç, MHP lideri Devlet Bahçeli'nin "Sürekli zam yapan zincir marketlerin FETÖ ile irtibatlarının araştırılması gerektiğini düşünüyorum" yönündeki ifadesine cevap verdi. "FETÖ ile bizi tehdit eden parti liderlerine söyleyeceklerimiz var. Bu ülkenin güzel insanları sizlerin yalanlarına hiçbir şekilde itibar etmediler" diyen Aykaç, konuşmasının devamında, "Bre ahlaksızlar, densizler sizlere bundan sonra sizin tonunuzla cevap vereceğim bunu bilesiniz" diye konuştu.


DHA'nın haberine göre Galip Aykaç, konuşmasında medyaya da tepki gösterdi.


Aykaç, "Tüketici fiyat endeksi, TÜİK açıkladı bunu; yüzde 80.21, üretici fiyat endeksi yüzde 143.75, dokuzuncu ay, yüzde 83.45 tüketici, yüzde 151.50 üretici. Onuncu ay yüzde 85.51 tüketici yüzde 157.69 üretici fiyatı, soruyorum buradan. Acaba bu aradaki rakamları biz mi yanlış okuyoruz? Bunun doğrusunu söyleyecek olan var mı? Gıda perakende sektörünün kar edenlerinin en yükseğinin ettiği kar yüzde 4. Bu yüzde 4'ün tamamını da verseniz enflasyon aşağıya gelmez. İşte söylediğiniz yüzde 85, yüzde 80'e gelir. Bunu bile bile 'bire alıp üçe satıyorlar, bire alıp, dörde satıyorlar' diyecek kadar alçalan gazetecilere, oda başkanlarına diyorum ki bu algı operasyonunuzun vatandaşta karşılığı yoktur. Hala halka açık olan bizim gibi şirketlerin, bir farkı var. Bu farkımız masraf yapımızı başkalarından çok daha iyi kontrol etmemizden gelen bir farktır. Brüt kar marjımız 17,5. Yani 100'e aldığımız bir malı 117,5'e satıyoruz. Nerede burada bire alıp üçe, üç kata satılan fiyat? Nerede öyle bir ürün?" ifadelerini kullandı.


Haberi paylaşın

İçişleri Bakanlığı Sözcüsü Çataklı, Türkiye'deki yabancı sayısını açıkladı


İçişleri Bakan Yardımcısı ve Bakanlık Sözcüsü İsmail Çataklı, Türkiye'deki toplam yabancı sayısının 5 milyon 239 bin 426 olduğunu bildirdi.


Çataklı, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, ülke genelinde geçici koruma altında 3 milyon 577 bin 714 Suriyeli olduğunu belirtti.


Türkiye'de, 318 bin 717'si uluslararası koruma kapsamında olmak üzere toplam 3 milyon 896 bin 431 sığınmacı bulunduğunu kaydeden Çataklı, ikametli olarak da 1 milyon 342 bin 995 kişinin yaşadığını ifade etti.


Çataklı, "Böylece ülkemizde bulunan toplam yabancı sayısı 5 milyon 239 bin 426'dır. Bunların da 1 milyon 22 bin 703'ü ilkokul, ortaokul, lise ve üniversite okuyan öğrencilerden oluşuyor." bilgisini paylaştı.


Haberi paylaşın

Bursa'da eğitim uçağı düştü: 2 ölü

Bursa'da tek motorlu bir eğitim uçağının nedeni bilinmeyen bir şekilde düşmesi sonucu iki kişi hayatını kaybetti. 


Osmangazi ilçesi Ovaakça Mahallesi'ndeki doğal gaz çevrim santralinin çalışanları, 112 Acil Çağrı Merkezi'ni arayıp tesisin yakınındaki boş araziye bir hava aracının düştüğü ihbarında bulundu.


Bunun üzerine bölgeye çok sayıda polis, AFAD, itfaiye ve sağlık ekibi sevk edildi.


Bursa Valisi Yakup Canbolat, AA muhabirine, Sakarya'nın Pamukova ilçesinden havalanan tek motorlu eğitim uçağının, santral yakınındaki alana düştüğünü söyledi.


"Osmangazi ilçesinde tek motorlu uçağın düşmesi sonucu 2 kişi hayatını kaybetti." bilgisini veren Canbolat, konunun her yönüyle araştırıldığını, ekiplerin çalışmalarını sürdürdüğünü ifade etti.


Olay yeri yerleşim alanına yakın değil


Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş ise yaptığı açıklamada, ihbarın kendilerine saat 15.40'ta geldiğini, 8 dakika sonra 3 araç ve personelle olay yerine ekiplerin gittiğini söyledi.


Olay yerinin şehrin kuzey tarafında, yerleşim alanından uzakta olduğunu belirten Aktaş, "Bir kişi maalesef uçaktan fırlayarak vefat etmiş, diğeri de uçağın yanmasından mütevellit bir yanma söz konusu. Bunun haricinde herhangi bir kayıp söz konusu değil. Bursa'mızda da bir havaalanı var, oraya mı iniş yapmak istiyordu veya rotasını tamamlayıp dönecekti bilmiyoruz. İklim şartları, rüzgar, yağmur var. Şu an bunları savcılık araştırıyor." diye konuştu.


Aktaş, çevrim santralinde zararın olmadığını sözlerine ekledi.


Haberi paylaşın

İstanbul'da 1803 minibüs ve 322 taksi dolmuşun taksiye dönüştürülmesi onaylandı


İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Ulaşım Koordinasyon Merkezi (UKOME) toplantısında, kent genelinde çalışan ihtiyaç fazlası 1803 minibüs ve 322 taksi dolmuşun taksiye dönüştürülmesi teklifi kabul edildi.

İBB UKOME Toplantısı, İBB Genel Sekreteri Can Akın Çağlar başkanlığında, Yenikapı Dr. Mimar Kadir Topbaş Gösteri ve Sanat Merkezi'nde yapıldı.


Çeşitli gündem maddelerinin görüşüldüğü toplantıda, kent genelinde çalışan ihtiyaç fazlası 1803 minibüs ve 322 taksi dolmuşun taksiye dönüştürülmesi teklifi de gündeme geldi.


İBB Ulaşım Daire Başkanı Utku Cihan, İBB Toplu Ulaşım Hizmetleri Müdürlüğünün teklifiyle kent genelinde çalışan ihtiyaç fazlası 1803 minibüs ve 322 taksi dolmuşun taksiye dönüştürülmesini önerdi.


Yeni araç ve şoförler için İstanbulluların lehine bazı taahhüt ve şartlar getirdiklerini anlatan Cihan, taksilerde güvenlik bölmesi, bilgilendirme ekranı ile kamera ve araç takip sistemini zorunlu tutacaklarını, İstanbulkart entegreli ve kredi kartı gibi farklı ödeme seçeneklerinin bulunacağını açıkladı.


Cihan, taksi sahiplerinin belirlenen kurallara uyacakları yönünde taahhüt imzalayacaklarını, şoförlere de eğitim, davranış ve giyim konularında standart getirileceğini kaydetti.


Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı 1. Bölge Müdürü Serdar Yücel, önceki UKOME toplantısında alınan 1000 taksi kararı sırasında da aynı talepleri ilettiklerini ve şu andaki teklifte taleplerinin tamamının yerine gelmiş gibi gözüktüğünü söyledi.


1803 minibüsün engelli erişimine uygun olacağının söylendiğini ve bunun bu anlamda çığır açtığını ifade eden Yücel, bu durumun diğer taksilere de örnek teşkil etmesini umduğunu vurguladı.


Dijitalleşme, eğitim ve ceza gibi konuların önemli olduğuna değinen Yücel, denetim konusunda bir eksiklik olabileceğini, 30 bin şoförden sadece 227'sinin men edildiğini, bu konuda çalışmalar yapılabileceğini kaydetti.


Çalışmada emeği geçenlere teşekkür eden Yücel, kararın hayırlı olmasını diledi.


Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu Temsilcisi ve İstanbul Taksiciler Esnaf Odası Başkanı Eyup Aksu ise İBB'nin bütün sorunları bitmiş gibi sürekli taksilerin konuşulduğunu söyledi.


M plakalı minibüslerin taksiye dönüşümüne olumlu bakmadıklarını ifade eden Aksu, taksi dolmuşların taksiye dönüşmesini ise olumlu bulduklarını kaydetti.


Konuşmaların ardından yapılan oylamada, kent genelinde çalışan ihtiyaç fazlası 1803 minibüsün taksiye dönüştürülmesi oy çokluğuyla, 322 taksi dolmuşun taksiye dönüştürülmesi oy birliğiyle, dönüşümden sonra 3 yıl boyunca plakaların el değiştirilmemesi kararı da oy çokluğuyla onaylandı.


Engelli erişimine uygun 500 taksi teklifi ise oy çokluğuyla reddedildi.


Öte yandan, skuterlerin 25 kilometre olan mevcut hız sınırının 20 kilometreye düşürülmesi teklifi de oy birliğiyle kabul edildi.


Haberi paylaşın

İçişleri Bakanı Soylu, protestocu Uygur Türklerinden özür diledi

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Çin Konsolosluğu önüne protesto için giden Uygur Türkü kardeşlerimizin yolu kapatması üzerine, bölgenin güvenliğini sağlamakla sorumlu arkadaşımızla vuku bulan tartışma bizleri üzmüştür." ifadesini kullandı.


Bakan Soylu, sosyal medya hesabından, bugün sabah saatlerinde İstanbul'daki Çin Konsolosluğu önünde yapılan protestoya ilişkin açıklamada bulundu.


Soylu, açıklamasında, "Bugün sabah saatlerinde İstanbul'da, Çin Konsolosluğu önüne protesto için giden Uygur Türkü kardeşlerimizin yolu kapatması üzerine, bölgenin güvenliğini sağlamakla sorumlu arkadaşımızla vuku bulan tartışma bizleri üzmüştür." ifadesini kullandı.


Soylu, her ülkenin büyükelçiliğinin güvenliğini sağlamanın görev ve sorumlulukları olduğunu belirterek görevli personelin titizliğinin bu sebeple olduğunu bildirdi.


Güvenliğin sağlanırken kullanılan bazı ifadelerin kastı aştığını ve böyle hassas bir görevde bu şekilde ifadelerin kullanılmaması gerektiğine dikkati çeken Soylu şunları kaydetti:


"Türk soylu kardeşlerimize, uzun dönemli ikametten vatandaşlığa kadar nüfus ve vatandaşlık birimlerimizde kurulan özel ofislerle hassasiyet gösteriyoruz, göstermek durumundayız. Bu vesileyle üzüntümüzü ve özrümüzü tekrar belirtiyor, konuyla ilgili tahkikatın başladığını ifade etmek istiyoruz."


Protestoculara sınır dışı edilme tehdidi


Çin Konsolosluğu önüne protesto için toplanan Uygur Türklerine dağılmaları yolunda uyarıda bulunan polis, gözaltı ve sınır dışı etmekle tehdit etmişti. 


Haberi paylaşın

TTB Başkanı Fincancı'nın dosyası yetkisizlikle İstanbul'a gönderildi

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi, Fincancı'nın ikamet yerinin İstanbul olması, soruşturmanın da burada yürütülmesi nedeniyle İstanbul ağır ceza mahkemesinin yargılamaya yetkili olduğuna karar verdi.



Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Şebnem Korur Fincancı hakkında "terör örgütü propagandası yapmak" suçundan hazırlanan iddianame, "yetkisizlik" kararıyla İstanbul'a gönderildi. 

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi, iddianameye ilişkin incelemesini tamamladı.


İddianameyi kabul eden mahkeme, Fincancı'nın ikamet yerinin İstanbul olması, soruşturmanın da burada yürütülmesi nedeniyle İstanbul ağır ceza mahkemesinin yargılamaya yetkili olduğuna karar verdi.


Bu kapsamda, yetkisizlik kararı veren mahkeme ayrıca sanık Fincancı'nın avukatlarının tahliye talebini reddetti.


Haberi paylaşın

Erdoğan'dan Altılı Masa açıklaması: Bunların parlamenter demokrasi palavralarına aldanmayın


Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, altılı masanın anayasa çalışmasına ilişkin, "Eski Türkiye ipiyle indikleri kuyudan da çıkarta çıkarta terör örgütünün güdümündeki partiyi kollayan, masanın etrafındakilere gülücük dağıtan ucube bir teklif çıkarttılar." dedi.

Erdoğan, parti genel merkezinde düzenlenen Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'na katıldı.


Muhalefetin yeni yönetim sistemine ilişkin açıklamalarına değinen Erdoğan, "Özellikle söylüyorum. Bunların parlamenter demokrasi, güçlendirilmiş parlamenter demokrasi palavralarına aldanmayın, buradan bir şey çıkmaz. Buradan bol bol, masada toplanıp dağılmak çıkar. İranlıların güzel bir atasözü var. 'Oturdular, konuştular, dağıldılar.' Bunların durumu bu." diye konuştu.


Cumhur İttifakı'nın ilkeleri ve taraflarının gayet net, bir ortak hedef birlikteliğiyle milletin huzurunda olduğunu dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:


"Buna karşılık, diğer ittifak ise altılı masa olarak kamuoyu önüne çıkmakla birlikte henüz önünde arkasında daha kimlerin olduğu, hangi amaçlarla kurulduğu bilinmeyen amorf bir yapıdır. Biz en başından beri bu ittifaka kendileriyle eser ve hizmet siyasetinde, vizyonda, programda, projede yarışmak istediğimizi söyledik. Ama bunlar karşımıza, sadece tek vaatleri Türkiye'yi eski kötü günlerine döndürmek olan şekilsiz, omurgasız, arkaik bir projeyle çıkabildi. Unutmayın, AK Parti kurulana kadar Türkiye'de neler görmedik ki. Sekiz aylık, bir yıllık 16 aylık hükümetler gördük mü? Bunlar bu kadar kısa sürede kuruldular, dağıldılar. Benim milletim bunları biliyor. Bu koalisyonlardan bu ülkeye bir fayda geldi mi? Gelmedi. Netice alabildik mi? Alamadık. Öyleyse unutmayın. Mümin, bir sokulduğu yerden bir daha sokulmaz. Biz bir daha sokulmak istemiyoruz."


Altılı Masanın anayasa açıklaması

"Bugüne kadar ne CHP'den ne de şürekasından ülkenin herhangi bir derdine derman, milletin herhangi bir yarasına merhem olacak hiçbir söze, teklife, adıma rastlanmadığını" öne süren Erdoğan, şunları kaydetti:


"Dünyanın en doğru, en güzel, en şahane işini de yapsak bizi takdir etmeyeceklerini alenen parlamentoda söylediler mi? Söylediler. Bunlar bu kadar beceriksiz. Alenen bunu söyleyenlerin becerebildikleri tek iş var, Anayasa değişikliği teklifi metni açıklamak. Eski Türkiye ipiyle indikleri kuyudan çıkarta çıkarta terör örgütünün güdümündeki partiyi kollayan, masanın etrafındakilere gülücük dağıtan ucube bir teklif çıkarttılar. Şöyle bir gözden geçireyim dedim. Ne var? Masanın etrafındakiler artı masanın altındaki. Bunlara ne verirsek mutlu olurlar, memnun olurlar buna çalışmışlar. Baştan aşağı incelediğiniz zaman bunu görürsünüz. Birisinin derdi kapanan belediyeler. Bundan sonra belediyeler kapatılmayacakmış. Öbürünün derdi ne? Hazine yardımları azmış. Dolayısıyla hazine yardımlarını en az 1'e çekip herkes buradan nasibini alacakmış. Herkese bir şey verelim. Bunu yapmak suretiyle oy toplayacaklarını zannediyorlar. Benim milletim bunu yutmaz. Çünkü benim milletim bu ülkeye, bu millete ve bu devlete ne gelecek buna bakar. Eğer, bugün ekonomide Türkiye bir kalkınmanın içindeyse, işte üçüncü çeyrekte de 3,9'u yakalayarak G-20 ülkeleri arasında ilk 5 içinde yer alıyorsa bu bir şey gösteriyor, Türkiye güçleniyor. Türkiye'nin yürüyüşünü durdurmak mümkün değil."


Haberi paylaşın

EGM: Şehirler arası yolcu otobüslerinin karıştığı trafik kazalarında 83 can kaybı yaşandı


Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM), bu yıl 1 Ocak-27 Kasım'da şehirler arası tarifeli ve tarifesiz yolcu taşımacılığı yapan otobüslerin kusurlu olarak karıştığı 43 ölümlü trafik kazasında olay yerinde 83 kişinin hayatını kaybettiğini bildirdi.

EGM'den yapılan açıklamada, 2021-2030 Karayolu Trafik Güvenliği Strateji Belgesi ve 2021-2023 Karayolu Trafik Güvenliği Eylem Planı'nın, 3 Şubat 2021'de yürürlüğe girdiği hatırlatıldı.


Eylem planında "Kara yollarında yolcu taşımacılığı yapan otobüs ve benzeri taşıtların kusurlu olarak karışmış olduğu ölümlü trafik kazası sonuçlarının ve otobüs işleticisi teşebbüsün unvanının, televizyon ve basın organları aracılığı ile kamuoyuna ilanı"na yer verildiğinin anımsatıldığı açıklamada, şu ifadeler kullanıldı:


"Bu kapsamda, 1 Ocak 2022-27 Kasım 2022 tarihleri arasında meydana gelen şehirler arası tarifeli ve tarifesiz yolcu taşımacılığı yapan otobüslerin kusurlu olarak karıştığı 43 ölümlü trafik kazasında, olay yerinde 83 can kaybı meydana gelmiştir. Ölümlü trafik kazalarına 36 farklı otobüs firmasının karıştığı tespit edilmiş, ilk sırada 6 ölümlü ve 18 yaralanmalı trafik kazasıyla Kamil Koç Otobüsleri A.Ş. firması yer almıştır."


Haberi paylaşın

Beyoğlu'nda bombalı saldırının firari şüphelisi Hassan'ın kardeşi tutuklandı

İstiklal Caddesi'ni kana bulayan bombalı saldırının firari şüphelisi Bilal Hassan'ın (El-Hac Nwas) yakalanan kardeşi Ahmad El-Hac Nwas, çıkarıldığı hakimlikçe tutuklandı.


İstiklal Caddesi'nde 13 Kasım'da 6 kişinin öldüğü, 81 kişinin de yaralandığı saldırıya ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma sürüyor.


Soruşturma kapsamında, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince gözaltına alınan firari şüpheli Bilal Hassan'ın kardeşi olan şüpheli Ahmad El-Hac Nwas, emniyetteki işlemlerinin ardından sağlık kontrolünden geçirildi.


Şüpheli, daha sonra polis ekiplerince Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'ne getirildi.


Ahmad El-Hac Nwas, savcılıkça işlemlerinin tamamlanmasının ardından tutuklama talebiyle Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğine sevk edildi.


Şüpheli, çıkarıldığı hakimlikçe "devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak" ile "kasten öldürme" suçlarından tutuklandı.


Beyoğlu'nda konfeksiyon atölyesinde çalışıyordu


İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Twitter'da katıldığı bir sohbet odasında, terör saldırısının firari şüphelisi Bilal Hassan'ın kardeşinin yakalandığını açıklamıştı.


Nwas'ın 2 yıldır Türkiye'de olduğu, Beyoğlu'nda bir konfeksiyon atölyesinde çalıştığı belirlenmişti.


Öte yandan, firari şüpheli Bilal Hassan'ın YPG sembolü önünde çekilmiş fotoğrafının da Nwas'ın telefonundan elde edildiği öğrenilmişti.


Patlamaya ilişkin yürütülen soruşturmada toplamda tutuklu sayısı 26'ya yükselirken 29 şüphelinin sınır dışı edilmesine karar verilmişti.


Haberi paylaşın

DEVA Partisi kurucu üyesi Metin Gürcan'a istenen ceza belli oldu


 Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi kurucu üyesi Metin Gürcan'ın "casusluk" suçundan yargılandığı davaya devam edildi.

Ankara 26. Ağır Ceza Mahkemesinde kapalı görülen duruşmaya, tutuksuz sanık Gürcan ve avukatları katıldı.


Alınan bilgiye göre, önceki celse alınan ara karar gereği dava dosyasına gelen evrakın okunmasının ardından sanık ve taraf avukatları savunma yaptı.


Daha sonra savcı, esas hakkında mütalaasını dosyaya sundu.


Mütalaada, yabancı devlet görevlileriyle yaptığı görüşmeler fiziki ve teknik takiple tespit edilen Gürcan'ın aktardığı bilgilerin, açık kaynaklardan elde edilmeyecek içeriklere sahip olduğu kaydedildi.


Gürcan'ın savunmasında, yabancı diplomatlara, açık kaynaklardan derlediği bilgileri verdiğini iddia ettiği aktarılan mütalaada, elde edilen ortam dinlemesi kayıtları sonucu ise bu bilgilerin, "gizli kalması gereken bilgiler" arasında bulunduğunun belirlendiği aktarıldı.


Mütalaada, Gürcan'ın, 2016'da görüşmeye başladığı yabancı diplomatlara aktardığı bilgiler arasında, "Türkiye'nin bazı ülkelerde konuşlu askeri birlikleri", "Afrin Operasyonu öncesi yaşanılanlar", "Türkiye'nin Libya ve Suriye'deki etkinliği", "insansız hava araçlarını ihraç etmek isteyen ülkeler", "S-400'lerin konumlandırılması", "iç siyasi gelişmeler", "ekonomik yatırımlar" ile "PKK elebaşlarının konumlarının belirlenmesine yönelik saha çalışmaları" gibi milli güvenliği ilgilendiren stratejik bilgilerin yer aldığı kaydedildi.


Bu kapsamda Gürcan'ın, "devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken bilgileri casusluk maksadıyla zincirleme biçimde açıklama" suçundan müebbet, "devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla zincirleme biçimde temin etme" suçundan ise 35 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.


Duruşmada, sanık Gürcan ve avukatlarının, esas hakkındaki mütalaaya karşı savunma hazırlamak için süre talep ettiği belirtildi.


Duruşmaya 9 Mart'ta devam edilecek.


Haberi paylaşın

Depremin ardından Düzce'nin doğusu ile batısının 20 santimetre uzaklaştığı belirlendi


Zonguldak BEÜ Rektör Yardımcısı ve Geomatik Mühendisi Prof. Dr. Şenol Hakan Kutoğlu, Düzce depremine ilişkin, "Toplamda 19 ila 20 santimetre Düzce'nin doğusu ile batısı, birbirine göre bir tarafı kuzeye giderken diğer tarafı güneye doğru hareket etmiş. Bu bize şunu gösteriyor; bu fay, Kuzey Anadolu Fayı'ndan ayrı, bağımsız bir fay çünkü Kuzey Anadolu Fayı'nın hareket karakteristiği sağa yatay hareket yapar." dedi.

Üniversitenin Mühendislik Fakültesi Uzay Teknolojileri ve Konumsal Analiz Laboratuvarı üyeleri, 23 Kasım'da Gölyaka ilçesinde meydana gelen 5,9 büyüklüğündeki depremin ardından SAR uydu görüntüleri aracılığıyla yüzeydeki hareketlenmeleri inceledi.


Değerlendirmeler sonucu toplamda 19 ila 20 santimetre, Düzce'nin doğusu ile batısının birbirine göre bir tarafı kuzeye giderken diğer tarafının güneye doğru hareket ettiği belirlendi.


"Önemli olan yapı ve zemin ilişkisi kurulmuş, mühendislik hizmeti almış binalarda yaşayabilmek"


Prof. Dr. Kutoğlu, gazetecilere, analizler sonucunda görüntü incelendiğinde yatayda ve düşeyde hareketlerin meydana geldiği, dolayısıyla fayın hem yatay hem de düşey hareket yapan oblik fay tanımında olduğunu söyledi.


Kutoğlu, şunları kaydetti:


"Görüntüye baktığınız takdirde Düzce merkezin bulunduğu doğu tarafında yaklaşık 4 ila 5 santimetre kadar, fayın batı tarafında 15 ila 16 santimetre boyutunda bir hareket olduğu ortaya çıkıyor yatayda. Dolayısıyla toplamda 19 ila 20 santimetre Düzce'nin doğusu ile batısı birbirine göre bir tarafı kuzeye giderken diğer tarafı güneye doğru hareket etmiş. Bu bize şunu gösteriyor; bu fay, Kuzey Anadolu Fayı'ndan ayrı, bağımsız bir fay çünkü Kuzey Anadolu Fayı'nın hareket karakteristiği sağa yatay hareket yapar. Yapılan değerlendirmeler bu fayın yaklaşık 10 kilometre boyunda sol yatay hareket yaptığını gösteriyor."


Bu fayın yeni bir deprem üretip üretmeyeceğinin merak konusu olduğuna işaret eden Kutoğlu, "Elde edilen bilgilere göre yaklaşık 10-11 kilometrelik bir fay. Bunun üretebileceği maksimum deprem 6 büyüklüğünde hesaplanır. Yaratacağı yüzeydeki hasar da yaklaşık 20 ila 22 santimetre civarındadır. Elimizdeki bulgular bu faydaki enerjinin tamamen boşaldığını gösteriyor. Tabii bu fayın etrafında, bölgede başka irili ufaklı faylar var. Dolayısıyla bu faylara bu depremin mutlaka bir tetiklemesi, etkilemesi olabilir. Dolayısıyla bu kolda değil ama başka kollarda orta boyutta depremler ileriki dönemlerde enerjisini diğer faylara aktarmış durumda." değerlendirmesini yaptı.


Kutoğlu, depremin, Kuzey Anadolu Fayı'ndan ayrı bir mekanizmada meydana geldiğinden beklenen Marmara Depremi'ne doğrudan bir etkisi olmayacağını dile getirerek, "Ama bu şu anlama gelmiyor - orada zaten birikmiş bir stres var - sadece kuzeydeki kollarda değil, güneydeki kollarda da ileriki vadede buralarda deprem olmayacağı anlamına gelmiyor. Bunun için tarih vermemiz mümkün değil. Ancak olasılıklar konuşulabiliyor. 2100 yılına kadar yüzde 80-90 seviyelerinde depremin meydana gelmesi bekleniyor. Bunu şu anda olasılık olarak bahsediyoruz. Teknolojinin bizi getirdiği yer burası. Bu yarın da olabilir 5 sene sonra da olabilir ama 2100 yılına kadar yüzde 90 olasılıkla olması bekleniyor." ifadelerini kullandı.


Haberi paylaşın

Olaylı Göztepe-Altay maçıyla ilgili 9 kişi daha gözaltına alındı


Spor Toto 1. Lig'in 15. haftasında Göztepe ile Altay arasında yapılan ve çıkan olaylar nedeniyle tatil edilen maça ilişkin 9 şüpheli daha gözaltına alındı.


İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının başlattığı soruşturma kapsamında gözaltına alınan şüphelilerden 9'u serbest bırakıldı.


Kamera incelemesini sürdüren polis, olaya karıştığı tespit edilen 9 şüpheliyi daha gözaltına aldı. Böylece gözaltında bulunan şüpheli sayısı yeniden 20'ye yükseldi.


Ambulans şoförleriyle diğer şüpheliler aynı taraftar grubundan


Kamera kayıtlarında yapılan incelemede özel ambulans sürücüleri A.G. ve H.K. tarafından stattaki tuvalete bırakılan fişeklerin; D.D, K.E, E.Y. ve F.Ö. tarafından alındığı belirlendi.


Göztepe tribünlerine işaret fişeği fırlatarak taraftar Mehmet Çakır'ın yaralanmasına neden olan şüphelinin ise F.E. (25) olduğu tespit edildi.


Ambulans şoförleriyle statta yanıcı ve patlayıcı malzemeleri teslim alan kişilerin arasında arkadaşlık ilişkisi bulunduğu ve aynı taraftar grubunun üyesi oldukları bilgisine ulaşıldı.


HTS kayıtlarını inceleyen polis, ambulans şoförlerinden birisinin, patlayıcı ve yanıcı malzemeleri bıraktıktan sonra taraftar grubu üyelerinden birini telefonla aradığını da belirledi.


A.G, H.K, D.D, K.E, E.Y, F.Ö. ve F.E'nin de aralarında olduğu 20 şüphelinin ifade işleminin devam ettiği kaydedildi.


Öte yandan maçın ardından statta yapılan aramalarda bulunan ve stada kaçak şekilde sokulduğu tespit edilen bazıları kullanılmış sis bombası, meşale, torpil ve işaret fişeği de incelemeye alındı.


Olay


Gürsel Aksel Stadı'ndaki müsabakada Altay tribünlerinden Göztepe seyircilerinin olduğu bölüme fişek atılması sonucu yaralananların olduğu bilgisi üzerine 2 ambulans sahaya girmiş, müsabaka 22. dakikada durmuştu.


Bu sırada bir Göztepe taraftarının, köşe gönderini alarak Altay kalecisi Ozan Evrim Özenç'e vurmasının ardından müsabaka tatil edilmiş, çıkan olaylarla ilgili kaleci Özenç'i yaralayan şüphelinin de olduğu 21 kişi gözaltına alınmıştı.


Fişeklerin özel ambulans sürücüsü A.G. ile H.K. tarafından stada sokulduğu tespit edilmişti.


- Savcılık köşe gönderini silah saydı


Şüphelilerden kaleci Özenç'i köşe gönderiyle yaralayan Mehmet Nihat A. "kasten öldürmeye teşebbüs" ve "6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanununa muhalefet" suçlarından tutuklanmıştı.


Cumhuriyet savcılığı, şüpheli Mehmet Nihat A'nın, kalecinin hayati bölgesi olan kafasının arkası ve ense kısmına öldürmeye elverişli bir silahla birden fazla kez vurduğu ve eylemine çevresindeki kişilerin engellemesi üzerine son vermek zorunda kaldığı yönünde görüş bildirmişti.


Haberi paylaşın

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, Mısır, Yunanistan ve olası Suriye operasyonunu değerlendirdi


Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, katıldığı televizyon kanalında Suriye'ye olası operasyon ve Mısır ile Yunanistan ilişkilerine değindi. Kalın, Suriye'ye operasyonun 'her an' yapılabileceğini söyledi. 

Kalın, A Haber yayınında olası Suriye harekata ilişkin, "Yarın, haftaya veya her an olabilir. Farklı şekilde operasyonlar yapılabilir." dedi. Suriye yönetimi ile istihbarat düzeyinde görüşmeler yapıldığını aktaran Kalın, olası operasyona gelebilecek tepkileri şöyle anlattı:


"Biz müttefiklerimizle ve komşu ülkelerle bu tür operasyonları elbette değerlendirir ve konuşuruz. Ancak kimseye önceden bilgi verip icazet almak izin almak gibi bir şey söz konusu değil. Kendi güvenlik kaygılarını gidermek için Türkiye kimseden icazet almaz. Kamuoyunda 'ABD'liler rahatsız, Rusya şöyle dedi bunlar böyle dedi' vesaire diye şeyler gündeme geliyor. Onlar rahatsız olabilirler, pozisyonlarını ifade edebilirler ama bu bizim atacağımız adımları hiçbir şekilde etkilemez. Biz bunu da açık bir şekilde zaten kendilerine de ifade ediyoruz." 


Mısır ve Yunanistan ilişkileri


Mısır ile normalleşme adımlarına yönelik soruya yanıt veren Kalın, "Bunun 1.5-2 yıl geriye giden bir süreci var. Mısır ile Türkiye'nin belli konulardaki çıkarları ve beklentileri daha yakın hale geldi." dedi Kalın, "Dışişleri bakanlıklarımız, yetkililerimiz sürekli olarak iletişim halindeler. Bu büyük ihtimalle devam eder. Diğer konularda da karşılıklı dosyaları alıp konuşmaya başladığımız da bunu net bir şekilde görmeye başlayacağımız zaten. Bu da tıkanıklığın da önünü açabilecek bir gelişme. 3-4 ay içerisinde bazı konularda da somut adımlar görebiliriz" ifadelerini kullandı.


Cumhurbaşkanlığı sözcüsü Kalın, "Yunanistan ile gerilim, askeri bir angajmana girmek gibi bir planımız yok. Süreçleri yeniden başlatan taraf hep biz olduk. Biz hala bir gerilimden yana değiliz. Komşuyuz, birlikte bu coğrafyayı paylaşmaya da devam edeceğiz. İyi ilişkiler, iki ülkenin de bu bölgenin de tabii ki faydasınadır. Ama deniz sahası, hava sahası, sınırları ihlal edildiğinde de Türkiye buna tepkisiz kalmaz. Yunanistan da böyle şeylerle kazanmaz. Buna gerek yok, biz hep bunu söylüyoruz. Şimdi Yunanistan'da da seneye seçim var. Seçimlerde bu tür şeylerle puan kazanmaya çalışabilirler. Ama günün sonunda Yunanistan böyle işlerle kazanamaz. Biz üzerimize düşeni fazlasıyla yapıyoruz. Burada ABD ve bazı Avrupa ülkeleri, hatta isim de vermek gerekirse Fransa başta olmak üzere, onlara çağrımız şudur: Yunanistan'ı bu adımlara sevk etmeye yönlendirmesinler."


Haberi paylaşın

"Türkiye, Orta Avrupa ülkelerinde HIV sayıları en hızlı artan ilk üç ülkenin içinde"


Prof. Dr. Deniz Gökengin,"Türkiye, Orta Avrupa ülkesi ve tüm Orta Avrupa ülkeleri için de sayıları en hızlı artan ilk üç ülkenin içinde.Türkiye'de şu anki rakamın en az 60 bin olduğunu tahmin ediyoruz." dedi.

"1 Aralık Dünya AIDS Günü" dolayısıyla Beşiktaş'ta bir otelde düzenlenen toplantıda dünya ve Türkiye'de hastalığın seyrine dair konuşmalar yapıldı. 


AIDS ve Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar Derneği (ACYBHD) Genel Sekreteri Prof. Dr. Deniz Gökengin, "Toplamda 80 milyon kişinin bugüne kadar HIV ile enfekte olduğu, şu anda da 38 milyon civarında insanın dünyada HIV ile yaşadığı düşünülüyor" dedi.


Son yıllarda tüm dünyada yapılan çalışmalarla HIV vakalarında bir azalma yaşandığını dile getiren Prof. Dr. Deniz Gökengin, sözlerini şöyle sürdürdü:


"Ama 2020 yılına geldiğimizde bu hedefleri tutturamadığımız da bir yandan ortaya çıktı. Ama önemli ölçüde azalmalar birçok bölgede sağlandı. Oysa dünyada bir bölge var ki artışlar halen devam ediyor. O bölgede Orta Doğu Avrupa ve Orta Asya bölgesi. Türkiye, Orta Avrupa ülkesi ve tüm Orta Avrupa ülkeleri için de sayıları en hızlı artan ilk üç ülkenin içinde. Her ne kadar son iki yılda vaka sayılarında miktar azalma var gibi görünse de bunun gerçek bir azalma olmadığını ve pandemi sırasında test hizmetlerinin yavaşlamış ya da tamamen durmuş olmasına ve kişilerin hastaneye başvurularındaki azalmaya bağlı olduğunu düşünüyoruz. Nitekim bu yıl açıklanacak olan rakamlar bunu doğrulayacaktır ve şu anda resmi rakamlara göre 35 bin kişinin HIV tanısı aldığını söyleyebiliriz. Ancak biz bunların yarısına tanı koyabiliyoruz. O nedenle şu anki rakamın en az 60 bin olduğunu tahmin ediyoruz."


Gökengin, cinsel yönden aktif erkeklerde ciddi bir artış gözlemlediklerini ve tanıların giderek daha genç yaşlara doğru kaymaya başladığını dile getirdi.


"HIV ile yaşayan herkese tanı koyma şansımız yok"


Türkiye'de her yıl 8 milyon civarında test yapıldığı bilgisini paylaşan Gökengin, bazen bu rakamın 10 milyona kadar çıktığını söyledi.


Prof. Dr. Gökengin, burada genel toplumun taranmasının yanlış olduğunu dile getirerek, "Ameliyat öncesi testler, kan bağışları ve evlilik öncesi testler bunların başında geliyor. O nedenle pozitiflik oranlarımız çok çok düşük. Asıl yapmamız gereken şey bizim kilit grup ya da riski en yüksek olan grup diye tanımladığımız bazı gruplar var. O gruplara özel tarama stratejileri belirlememiz ve o grupları daha çok tarıyor olmamız gerekiyor. Onu yapmadığımız müddetçe bizim HIV ile yaşayan herkese tanı koyma şansımız yok ve bu artışı da durdurma şansımız yok. Yani halihazırdaki mevcut durum devam ettiği takdirde 2040 yılına geldiğimizde yıllık vaka sayısının 400 bin civarında olacağı, toplam vaka sayısının da 2,5 milyona erişeceği, yani yapılan çalışma bunu ortaya koydu." değerlendirmesinde bulundu.


"HIV'de yanlış bilinen doğrular var"


HIV'de yanlış bilinen doğruların olduğuna işaret eden Gökengin, sözlerini şöyle tamamladı:


"HIV ile ilgili aslında üç temel bulaş yolundan söz edebiliriz. Birincisi cinsel ilişki, ikincisi kanla kirlenmiş kesici derici aletlerle yaralanma, üçüncüsü de anneden bebeğe. Asıl bilinmeyen, bulaşmama yolları, hangi yollarla bulaşmadığı. Sosyal ilişkilerle HIV bulaşı olmaz. Yani HIV ile yaşayan bir kişiyle tokalaşmak, ona dokunmak, aynı ortamda bulunup, aynı havayı solumak, eşya paylaşımı, yiyecek içecek paylaşımı. Birçok kişi bulaşma yollarını çok iyi biliyor ama hangi yollarla bulaşmadığından bir türlü emin olamıyor. O nedenle de HIV ile yaşayan kişilerle temas etmekten kaçınmayı tercih ediyor ve ne yazık ki bu kaçınma sağlık çalışanları arasında da söz konusu olabiliyor. Bu da yaşayan kişinin hak ettiği sağlık hizmetine erişmesini zorlaştırıyor. Artık tedavi kullanan ve kanındaki virüsü sıfırlanmış kişilerde ki bizim hastalarımızın büyük bir bölümü böyle zaten, cinsel ilişkiyle de yoktur diyoruz. Onun için herkes rahat olsun. HIV ile yaşayan bireyler toplumun her yerinde bulunabilirler, bizden hiçbir farkları yoktur ve onlarla olan iletişimler bulaşmaya yol açmaz."


Haberi paylaşın

Kılıçdaroğlu'ndan yaz saati eleştirisi: Biyolojik saatimizin en önemli uyaranı gün ışığıdır


CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'de kalıcı hale getirilen yaz saati uygulamasını eleştirdi. CHP lideri, "Biyolojik saatimizin en önemli uyaranı gün ışığıdır" diyerek bu uygulamanın düzeltileceğini kaydetti.

CHP Genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu sosyal medya hesabından bir video yayınlayarak kalıcı hale getirilen yaz saati uygulamasının sağlığa zararlarını anlattı. Kılıçdaroğlu videosunda şu ifadeleri kullandı:


“Sevgili halkım. Kış saatine geçmeyerek, bakın çocuklarımıza ne yaptılar. Bu karanlıkta, bu yollara düşen; göz göze, kalp kalbe, el ele vermeye çalışan insanlarımız… Türkiye’nin sabahlarını karanlığa boğdular. Gerçekten de bu bir trajedidir.


Bu Saraylıların her şeyden korkmasına alışmıştık da gün ışığından korkmaları neyin nesidir, Allah aşkına? Hayret ediyorum. Bu cehaleti artık, bu ülke kaldıramaz oldu.


Ama ben, bu cehaletin üreteceği sonuçlar ile ilgili bir rapor hazırlattım. Biyolojik saatimizin en önemli uyaranı gün ışığıdır, sevgili halkım. Gün ışığı bir sinyaldir. Bu sinyal gelir ve fizyolojik süreçleri kontrol eden çeşitli hormonların üretimi başlar. Bunu engellerseniz hastalıklara yol açarsınız.


Bu yapılan; bozulmuş biyolojik ritim, nöro hastalıklar, diyabet, kardiyovasküler hastalıklar ve kanser gibi hastalıklar için önemli bir risk teşkil ediyor. Bunlar rapor mapor bilmez, okumazlar. Kalpleri gibi zifiri karanlığa mahkûm ettiler Türkiye’yi. Bunu hemen, ama hemen; mutlaka düzelteceğiz.”


Haberi paylaşın

Bahçeli: Havadan tahrip, karadan da süpürme harekâtıyla bölücü terör örgütünün kafası koparılmalı


MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Suriye'ye yapılacak olası operasyona destek vererek, "Kandil’den Ayn el-Arab’a kadar havadan tahrip, karadan da süpürme harekâtıyla bölücü terör örgütünün kafası koparılmalı" dedi. 

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında gündemi değerlendirdi. 


Gelecek yıl yapılacak seçimler için ev ev dolaşarak çalıştıklarını kaydeden Bahçeli, "Nerede bir insanımız varsa iradesine talibiz.Kimseyi ayırmadan herkesi kardeş görerek Cumhur İttifakı’nın muhteşem zaferine cumhuriyetin 100. Yıl dönümünde birlikte imza atacağız."  


Türkiye'nin 2023 yılında 'terör belasından' kurtulacağını vurgulayan MHP lideri, haber kanallarında olası Suriye operasyonu hakkında konuşan yorumcuları eleştirdi. Bahçeli, "Önüne gelen, dili olan, askerliğin temel kurallarından bihaber, askerlik yapıp yapamadıkları dahi belli olmayan ne kadar geveze yorumcu, sözde uzman varsa TV’lerden Türkiye’nin kara harekatı şu günde olacak, bugünde yapılacak diye konuşmaktadır." dedi. Bahçeli konuşmasına şöyle devam ett:


"Dost ve müttefik pozu veren ülkelerin teröristlere canlı kalkan olması mücadelemizi sekteye uğratmamalı. Karşımıza kim çıkarsa sonu teröristlerin sonu gibi olmamdır.


Masa başında cetvelli sınır çizen sömürgeci anlayışın dipsiz kuyuların kapatılması bir mecburiyettir. Kandil’den Ayn el-Arab’a kadar havadan tahrip, karadan da süpürme harekâtıyla bölücü terör örgütünün kafası koparılmalı.


Türkiye’yi yenemezsiniz. Cumhur İttifakı sıkılmış yumruk gibidir. Cılız bir destekle olup biteni hariçten seyretmek yoktur. Her söylenene inanarak hiçbir katkı yapmadan eleştiri yapmak yoktur. İç ve dış odaklara karşı uyanık olmalıyız"



Haberi paylaşın

Bartın'da yolcu otobüsünün devrilmesi sonucu 39 kişi yaralandı

AA

Bartın'da yolcu otobüsünün yoldan çıkarak devrilmesi sonucu ilk belirlemelere göre 39 kişi yaralandı.
Bartın-Zonguldak kara yolu Akçamescit mevkisinde sürücüsünün kimliği henüz öğrenilemeyen 22 FM 053 plakalı yolcu otobüsü kontrolden çıkarak devrildi.
İhbar üzerine kaza yerine çok sayıda jandarma, sağlık, AFAD ve itfaiye ekibi sevk edildi.
Kazada ilk belirlemelere göre 39 kişi yaralandı. İlk müdahalesi sağlık ekiplerince olay yerinde yapılan yaralılar, ambulanslarla Bartın Devlet Hastanesine kaldırıldı.


Haberi paylaşın

Bulgaristan, Levent Göktaş'ın Türkiye'ye iadesini reddetti

Bulgaristan'da Hasköy Bölge Mahkemesi, Necip Hablemitoğlu suikastı zanlısı Mustafa Levent Göktaş'ın Türkiye'ye iadesini reddetti.


Mahkeme başkanı Milena Peteva, Türkiye'nin yargılanmak üzere iadesini talep ettiği Göktaş'ın iadesine ilişkin dün görülen duruşmada "insan haklarına uygun ve adil biçimde yargılanmayabileceği" gerekçesiyle sanığın Türkiye'ye iadesinin kabul edilmediğini açıkladı.


Göktaş'ın avukatları da sanığın sağlık durumu nedeniyle iadesine karşı çıktı.


Hakim Peteva, "Mahkeme, davadaki delilleri dikkate alarak ve Avrupa Parlamentosu'nun hukukun üstünlüğüyle ilgili meseleleri tartışan kararlarına atıfta bulunarak, İade Yasası ve Avrupa Tutuklama Emri'nde geçen ret gerekçelerinin mevcut olduğunu tespit etti." dedi.


Mahkeme ayrıca, sanık Göktaş hakkında "suç örgütüne üye olmak" suçlamasıyla açılan davada "zaman aşımına" karar verdi.


Mahkemenin kararına, bir hafta içinde Filibe Temyiz Mahkemesinde itiraz edilebilecek.


Türkiye, Göktaş'ın tutuklanması için Interpol üzerinden kırmızı bülten çıkarmış ardından iadesini talep etmişti.


Kalp krizi geçirdiği iddia edilen Göktaş, sağlık nedenlerinden dolayı Hasköy şehrinde ev hapsinde tutuluyor.


Haberi paylaşın

Erdoğan'dan kamuda sözleşmeli personel açıklaması

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı'nın ardından açıklamalarda bulundu.


Erdoğan, kamudaki sözleşmeli personel konusunda "3 yılı dolmuş sözleşmeliler hemen aday memurluğa geçiş yapabilecektir." dedi.


Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:


  •  "(Kamudaki sözleşmeli personel) 3 yılı dolmuş sözleşmeliler hemen aday memurluğa geçiş yapabilecektir."
  • "Mahalli idareler dahil sözleşmeli personelin kadroya geçişlerinde 3 yıl bu statüde çalışmış olma şartı aranacak."
  • "(Kamudaki sözleşmeli personel) Daha önceki kadro düzenlemesinin dışında tutulan 227 bin kişi doğrudan kadroya geçme hakkını kullanabilecek."
  • "Yeni statüye göre kamudaki 520 bin sözleşmeli personelden 424 bini isteğe bağlı olarak kadroya geçebiliyor."
  • "Halihazırda 3 yılı dolmuş olan sözleşmeliler, hemen aday memurluğa geçiş yapabilecektir. Kadro kapsamı dışında kalanlar sözleşmeli askeri personel, akademik personel, kit personeli, sanatçı, meclis danışmanı, sağlık yöneticisi ve tamamı sözleşmeli kurum çalışanıdır."
  • "Sözleşmeliden kadroya geçmek istemeyen personelin hakları görev süreleri sona erene kadar şahsa bağlı şekilde devam edecek sonra kadroları kendiliğinden ilga olacaktır."
Haberi paylaşın

Altı siyasi partiden ortak Anayasa önerisi ve terörle mücadele açıklaması

Cumhuriyet Halk Partisi, DEVA Partisi, Demokrat Parti, Gelecek Partisi, İYİ Parti ve Saadet Partisi Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’e geçiş için üzerinde uzlaştıkları anayasa değişikliği önerilerini açıkladı.


Anayasa önerisinin ardından ortak bir açıklama yapan altılı masa, yeni çalışmanın halka anlatılması ve halkın önerilerini dinlemek için ülke genelinde sivil toplum buluşmalarının düzenleneceğini duyurdu.


Açıklamada şu ifadelere yer verildi:


"Bizler Türkiye’nin yıllardır görmeyi umut ettiği tarihi bir çalışmaya imza attık. Anayasa’nın 84 maddesinde değişiklik yaparak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi adı altında uygulanan keyfi ve otoriter sistem yerine geçmişin sorunlarını da dikkate alarak yeni bir sistem öneriyoruz. Bizler ‘Yarının Türkiye’sinde etkin ve katılımcı bir yasama, istikrarlı ve hesap verebilir bir yürütme, bağımsız ve tarafsız bir yargı, kurumsal kültürün hakim olduğu bir kamu yönetimi ile kuvvetler ayrılığının tesis edildiği özgürlükçü, demokratik ve adil bir sistem inşa etme kararlılığımızı ortaya koyuyoruz."


"Anayasa Değişikliği Önerisi çalışmasını hazırlayan Anayasal ve Yasal Reformlar Komisyonumuz Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemle ilgili Anayasa değişikliği önerisine uygun olarak Meclis İçtüzüğü ve Siyasi Etik Kanunu hazırlıklarını sürdürmektedir. Ayrıca Anayasa değişikliği önerimizi tanıtmak, kamuoyunu bilgilendirmek ve müzakere kültürü ile tüm toplumsal kesimlerin önerilerini almak üzere ilgili komisyonumuz ziyaretler gerçekleştirip tüm ülkede sivil toplum buluşmaları tertip edecektir. Tüm vatandaşlarımızın da Anayasa değişikliği önerimizi www.altilimasa.biz isimli web sitesinden incelemelerini ve görüşlerini bizlerle paylaşmalarını bekliyoruz."


"Bugün ayrıca iç ve dış politikadaki gelişmeleri de değerlendirdik."


"Hukukun yerine keyfiliğin hâkim olduğu iç ve dış politika uygulamaları ile ülkemizin ve milletimizin menfaatlerinin yerini iktidar ve ortaklarının şahsi çıkarları almıştır. Ekonomi, dış politika ve güvenlik konularında dar bir zümrenin ihtiyaçları öncelenerek milletimizin mağduriyetleri iktidar tarafından sıradanlaştırılmış, hatta buna alışılması gerektiği iktidarın temel politikası haline getirilmiştir."


"Öte yandan, sınırlarımızın korunması ve ulusal güvenliğimizin sağlanması dış politikada temel önceliğimizdir. Bu bağlamda, Türk Silahlı Kuvvetlerimiz ve Emniyet güçlerimizin canları pahasına terörle mücadele etmelerini takdir ve minnet duygularıyla karşılıyoruz. Ancak, konuyu iç politikada istismar eden ve farklı toplumsal kesimleri düşmanlaştıran söylemlerin ve politikaların ulusal menfaatlerimize aykırı olduğuna inanıyoruz."


"Biz Altı Siyasi Parti Genel Başkanı olarak, iktidarın, ülkemizi ve milletimizi savurduğu bu derin ekonomik ve siyasi kriz içinde sorumluluklarımızın farkındayız. Milletimizi demokrasiye, refaha ve huzura kavuşturma kararlılığındayız. Öncelikli hedefimiz bütün vatandaşlarımızı insan onuruna yaraşır bir yaşam ve refah standardına kavuşturmaktır."




Haberi paylaşın

İzmir'de tatil edilen derbiyle ilgili Göztepe ve Altay'dan ortak açıklama


Spor Toto 1. Lig'in 15. haftasında dün olaylar nedeniyle tatil edilen Göztepe-Altay maçının ardından iki kulüp ortak bir açıklama yayımladı.

İki kulübün yaptığı açıklamada, şu ifadelere yer verildi:


"Dün gece oynanan karşılaşmada İzmir'in asırlık kulüpleri Göztepe ve Altay'a; dolayısı ile Türk sporuna itibar suikasti yapılmıştır. Her iki kulüp olarak tüm taraftarlarımızı sakin olmaya davet ediyoruz. Olaya karışan tüm suçluların tespiti ve cezalandırılması için konunun yakından takipçisi olacağız. Bu olayın, Türk sporu için çok önemli bir dönüm noktası olmasını arzu ediyoruz. Yaralı taraftarımıza ve sporcumuza acil şifalar diliyoruz. Bu tür olumsuz olayların ülkemizde bir daha yaşanmaması için tüm tarafların iş birliği içinde, spor terörü ile mücadele etmesi ortak dileğimizdir."


Haberi paylaşın

'Sahte doktor' soruşturmasında Sağlık Bakanlığı müfettişleri devrede


Tekirdağ'ın Çerkezköy ilçesindeki "sahte doktor" soruşturmasında tutuklu zanlı Ayşem Özkiraz'ın ifadesi kapsamında bir şüpheli daha İstanbul'da gözaltına alındı.


Ayşem Ö'nün ifadesi sonrası Çerkezköy Emniyet Müdürlüğü ekipleri, S.U. adlı kadını İstanbul'da yakaladı.


Çerkezköy Emniyet Müdürlüğüne getirilen S.U, savcılık ifadesinin ardından serbest bırakıldı.


Güvenlik kaynakları, tutuklu zanlının cep telefonunun incelendiğini, bu kapsamda gözaltına alınacakların sayısının artabileceğini belirtti.


Bu arada Sağlık Bakanlığı müfettişleri de idari soruşturma kapsamında devlet hastanesinde çalışmalarına başladı.


Çerkezköy Devlet Hastanesi yetkilileri, hastanede uzman bir doktorun yanında yaklaşık 4 aydır gözlemci asistan olarak bulunan zanlı Ayşem Ö. hakkında suç duyurusunda bulunmuş, yapılan araştırmada diplomalarının sahte olduğu anlaşılan ve polis ekiplerince gözaltına alınan şüpheli, çıkarıldığı hakimlikçe 3 gün önce tutuklanmıştı.


Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, olayla ilgili idari soruşturma başlatıldığını ve müfettiş görevlendirildiğini açıklamıştı.


Tekirdağ Sağlık Müdürlüğünden "sahte doktor" açıklaması

Bu arada Tekirdağ Sağlık Müdürlüğünden, 26 Kasım'da Çerkezköy ilçesinde kendisini doktor olarak tanıttığı gerekçesiyle tutuklanan şüpheli hakkında açıklama yapılmıştı. 


Açıklamada, "Ayşem Ö, Çerkezköy Devlet Hastanesi'nde görevli bir doktormuş gibi çalışmamıştır. Hasta muayene etmemiş, reçete yazmamış, hekimin görevi olan hiçbir tıbbi girişimde bulunmamıştır. Kendisine kurumun bir çalışanı olduğu varsayılarak muamele edilmemiştir. Fakat sahte doktor Ayşem Ö, hastanenin idealist ve genç bir uzman doktorunu kendisiyle meslektaş olduğuna, ona gösterdiği, sahte oldukları ise daha sonra anlaşılan belgelerle inandırmış, fakülte birinciliği, Tıpta Uzmanlık Sınavı puanı gibi sözde başarılarıyla etkilemeyi başarabilmiştir. Uzmanlık için çocuk cerrahisi dalını tercih etmeyi düşündüğünü söyleyen Ayşem Ö, Çerkezköy Devlet Hastanesi'ne bu şekilde gidip gelmeye başlamış, görüştüğü hekim tarafından kendisine, mesleki bir iyi niyetle yardımcı olunması amacıyla hastanede hekimliğin nasıl yapıldığını gözlemleme imkanı verilmiştir." ifadelerine yer verilmişti.


Haberi paylaşın

Kapatılan Zaman gazetesinin bazı eski yazarlarının yeniden yargılandığı davada karar

Kayyuma devredildikten sonra kapatılan Zaman gazetesi binası, Yenibosna (AP)

Kapatılan Zaman gazetesinin eski yazarları Mümtazer Türköne, Şahin Alpay, Ali Bulaç ve Ahmet Turan Alkan ile gazetenin sorumlu yazı işleri müdürü Mehmet Özdemir'in, haklarında verilen hükümlerin Yargıtay tarafından bozulması sonrası yeniden yargılandıkları dava karara bağlandı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, Ali Bulaç, Şahin Alpay, Ahmet Turan Kalkan ve Mümtaz Türköne ile avukatları hazır bulundu. 


Davada kararı açıklayan mahkeme heyeti, Ali Bulaç, Şahin Alpay ve Ahmet Turan Alkan'ı FETÖ/PDY kapsamında "silahlı terör örgütüne yardım etmek" suçundan 2 yıl altışar ay hapis cezasına çarptırdı. Mümtazer Türköne'yi ise aynı suçtan 3 yıl 9 ay hapisle cezalandıran mahkeme, sanık Mehmet Özdemir'in dosyasının ayrılmasına karar verdi.


Duruşmada savunma yapan Ali Bulaç, 72 yaşında olduğunu ve kaçıncı duruşmaya girdiğini hatırlamadığını belirterek, "Yargılandığım her dava fikir ve düşünce özgürlüğüyle ilgiliydi. Mal varlığıma, emekli maaşıma, evime el kondu. Neredeyse sadaka verilecek bir duruma düştüm. 55 yıllık işimden ve mesleğimden mahrum bırakıldım." dedi.


Bulaç, "Gazetede milliyetçi, sol, liberal, Yahudi, Rum, hatta eşcinsel yazarlar vardı, ben de İslamcı kontenjanından oradaydım. 15 yaşından beri İslamcı anlayışa sahibim. Suçsuzum ve buna rağmen 3 kronik hastalıkla cebelleşerek 22 ay hapis yattım." ifadelerini kullandı.


Davanın geçmişi

Kayyuma devredildikten sonra kapatılan Zaman gazetesinin eski yazarlarının da arasında olduğu 11 sanık, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde çeşitli suçlardan yargılanmıştı.


Mahkeme heyeti, 6 Temmuz 2018'deki duruşmada Ali Bulaç ve Şahin Alpay'ı "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 8 yıl dokuzar ay, Mümtazer Türköne ve Mustafa Ünal'ı ise aynı suçtan 10 yıl altışar ay hapisle cezalandırmıştı.


Tutuklu yargılanan İbrahim Karayeğen'e de aynı suçtan 9 yıl, Ahmet Turan Alkan'a da 8 yıl 9 ay hapis cezası veren heyet, tutuksuz yargılanan Mehmet Özdemir, İhsan Duran Dağı, Lalezar Sarıibrahimoğlu, Nuriye Ural ve Orhan Kemal Cengiz'in ise "anayasal düzen, TBMM ve hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs" ve "silahlı terör örgütü üyeliği" suçlarının kanuni unsurları oluşmadığı gerekçesiyle beraatlerine hükmetmişti.


Yargıtay kararın bir kısmını bozdu

Kararın ilk temyiz yeri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi (istinaf), 25 Haziran 2019'da duruşmasız olarak değerlendirdiği yerel mahkeme kararını onamıştı.


Yargıtay 16. Ceza Dairesi ise 24 Eylül 2020'de verdiği kararla bazı sanıklarla ilgili kısmi bozma, bazı sanıklarla ilgili ise kısmi onama hükmü kurmuştu.


Buna göre, Bulaç, Alpay ve Türköne hakkındaki hükümler, eksik inceleme nedeniyle bozulmuştu. Sanıkların eylemlerinin mevcut dosya durumuna göre "örgüte yardım" suçunu oluşturduğunu belirten daire, eksik incelemeler tamamlandıktan sonra karar verilmesi gerektiğini belirtmişti.


Ayrıca Mümtazer Türköne'nin tutuklu bulunduğu süre dikkate alınarak tahliyesine karar veren daire, uzun yıllardır Zaman gazetesinde çalışan ve en son sorumlu yazı işleri müdürlüğüne kadar yükselen Mehmet Özdemir ile ilgili verilen beraat hükmünü de hukuki durumu tayin ve takdir edilmeden, yetersiz gerekçe ve eksik araştırmayla karar verildiği gerekçesiyle bozmuştu.


Ahmet Turan Alkan hakkındaki karar da Yargıtay tarafından bozularak yerel mahkemeye gönderilmişti.


Alpay'ın AYM süreci

Şahin Alpay, Anayasa Mahkemesine (AYM) kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle başvuruda bulunmuştu. AYM Genel Kurulu, 11 Ocak 2018'de tutuklu yargılanan Şahin Alpay'ın "kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı" ile "ifade ve basın özgürlükleri"nin ihlal edildiğine karar vermişti. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, AYM'nin ihlal kararına direnerek Alpay'ın tahliye talebini reddetmişti. Alpay, ihlal kararının uygulanmaması nedeniyle "kişi hürriyeti ve güvenliği haklarının ihlal edildiği" gerekçesiyle yeniden AYM'ye başvurmuştu. AYM, 16 Mart 2018'de Alpay ile ilgili yeniden ihlal kararı vermişti. Bu kararın ardından durumu yeniden değerlendirilen Alpay, 17 Mart 2018'de adli kontrol tedbiri uygulanarak tahliye edilmişti.


Haberi paylaşın

Türkiye'den 118 üniversite dünyanın en iyi 3 bin üniversitesi arasına girdi


ODTÜ Enformatik Enstitüsü bünyesinde yer alan University Ranking by Academic Performance (URAP) Araştırma Laboratuvarınca açıklanan "dünyanın en iyi 3 bin üniversitesi" sıralamasına Türkiye'den 118 üniversite girdi.

Dünya genelinde üniversite sıralamalarını yapan yetkili 10 kuruluştan biri olan ODTÜ URAP'ın dünya sıralaması listesi bugün "http://www.urapcenter.org" internet sitesinden dünya kamuoyuna açıklanacak.


URAP Laboratuvarı'nda, dünyanın ilk 3 bin üniversitesini sıralamak için "makale", "atıf", "toplam bilimsel doküman", "toplam yayın etkisi", "toplam atıf etkisi", "uluslararası iş birliği" olmak üzere 6 alandaki akademik üretkenlik göstergesi kullanıldı.


Etki değeri en düşük olan son yüzde 25'lik dilime giren dergilerdeki makalelerle etki değeri sıfır veya henüz belirlenmemiş olan dergilerdeki makaleler bu sıralamada değerlendirme dışında bırakıldı. Sıralamada 1000 ve daha fazla yazarlı makaleler de değerlendirmeye alınmadı.


URAP sıralamasında, dünyanın en iyi 3 bin üniversitesi" sıralamasına Türkiye'den 118 üniversite girdi. Sıralamada, 9 üniversite, 501-1000 aralığında yer aldı. Bu 9 üniversite içinde 517'nci sıra ile Hacettepe Üniversitesi, en iyi dereceyi yapan üniversite oldu. Bu sıralamasıyla aynı zamanda "dünyanın ilk 500 üniversitesi" hedefine en yakın olan Hacettepe Üniversitesinin makale sayısı da dünya ortalaması ile uyum gösterdi.


Hacettepe Üniversitesinin ardından en iyi dereceyi yapan 10 üniversite ile dünya sıralamasındaki yerleri şöyle:


"İstanbul Üniversitesi 639'uncu, Ankara Üniversitesi 745'inci, İstanbul Teknik Üniversitesi 778'inci, ODTÜ 810'uncu, Gazi Üniversitesi 877'nci, Ege Üniversitesi 889'uncu, Koç Üniversitesi 957'nci, İstanbul Üniversitesi- Cerrahpaşa 965'inci, Atatürk Üniversitesi 1006'ncı."


Çin, ABD gibi ilk 10'a 3 üniversitesi ile birden girdi

Sıralamada, Harvard Üniversitesi "dünyanın en iyi üniversitesi" olarak geçen yıllarda olduğu gibi yine birinci sıraya yerleşirken, Toronto Üniversitesi ikinci, University College London da üçüncü oldu.


Sıralamada, Çin Halk Cumhuriyeti üniversitelerinin yükselişi de dikkati çekti. Ülkenin 1998'den bu yana desteklediği 9 üniversite her yıl kendilerini daha da geliştirdi ve 2003'ten bu yana tüm dünya sıralamalarında yükselmeye devam etti ve Çin'in 9 üniversitenin tümü ilk 100'e girmeyi başardı.


Bu başarının ötesinde, ülkenin Shanghai Jiao Tong, Tsinghua ve Zhejiang isimli 3 üniversitesi, dünyanın en iyi ilk 10 üniversitesi arasında yer aldı.


Çin üniversitelerinin bu başarısı, Harvard, Stanford ve Johns Hopkins üniversiteleri ile ilk 10'da 3 üniversiteye sahip ABD ile benzerlik gösterdi.


Haberi paylaşın

Altılı masa, Anayasa değişikliği önerisini “Şimdi Demokrasi Zamanı” sloganıyla açıkladı

Tasarıya göre partili cumhurbaşkanlığı dönemi sona erecek. Anayasaya özgürlükçü bir anlayış kazandırılacak. Meclis güçlü, yargı bağımsız, yürütme istikrarlı olacak. Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’de yeni hükümet kurulmadan mevcut hükümet düşürülemeyecek. Parti kapatma zorlaştırılacak. Hayvan hakları Anayasaya girecek. Kadına şiddetten suçlu bulunanlar milletvekili olamayacak. 


Cumhuriyet Halk Partisi, DEVA Partisi, Demokrat Parti, Gelecek Partisi, İYİ Parti ve Saadet Partisi Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’e geçiş için üzerinde uzlaştıkları anayasa değişikliği önerilerini bugün Ankara’da Bilkent Otel’de liderler Kemal Kılıçdaroğlu, Ali Babacan, Gültekin Uysal, Ahmet Davutoğlu, Meral Akşener ve Temel Karamollaoğlu’nun katıldığı toplantıda açıkladı.


Anayasa önerisini CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu, Demokrat Parti Genel Sekreteri Serhan Yücel, Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Serap Yazıcı, İYİ Parti Genel Sekreteri Uğur Poyraz ve Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kaya tanıttı.



Altılı masa ortak programlarla sahaya çıkacak

Tasarıyı hazırlayan komisyon üyeleri önümüzdeki günlerde medya organlarını, baroları, sivil toplum kuruluşlarını, meslek örgütlerini, iş dünyasını, sendikaları, kadın ve gençlik örgütlerini ziyaret edecek. Ayrıca altı siyasi parti Türkiye genelinde ortak programlar düzenleyerek sivil toplumla bir araya gelecek.



Kuvvetler ayrılığı tesis edilecek

Altılı masanın Anayasa değişikliği önerisi 84 maddeden oluşuyor. Kuvvetler ayrılığının vurgulandığı yeni sistemde yasamanın etkin ve katılımcı, yürütmenin istikrarlı, şeffaf ve hesap verebilir, yargının ise bağımsız ve tarafsız olması hedefleniyor. Uzlaşılan metinde “Güçlü, özgürlükçü, demokratik, adil bir sistem inşa etme kararlılığı içindeyiz” ifadelerine yer veriliyor. Altılı masanın anayasa değişikliği paketinden öne çıkanlar şöyle:


Partili cumhurbaşkanlığı dönemi kapanacak

Cumhurbaşkanı 7 yıllığına halk tarafından seçilecek ve seçimle beraber partisiyle ilişkisi sona erecek. Görevi sona eren bir cumhurbaşkanı, seçimle gelinen siyasi bir görev üstlenemeyecek. Cumhurbaşkanına, TBMM Başkanı vekalet edecek. Cumhurbaşkanının kanunlar üzerindeki zorlaştırıcı veto etkisi sona erdirilip geri gönderme hakkı veriliyor


Anayasaya özgürlükçü anlayış kazandırılacak

Altılı masanın teklifi, Anayasayı temel hakları “ödev” olarak vurgulayan ve hürriyetleri ödev kavramıyla sınırlayan anlayıştan arındırıyor. Anayasaya özgürlükçü bir anlayış kazandırılıyor. Anayasadan otoriter anlayışın izleri siliniyor. Anayasada “temel hak ve ödevler” yerine “temel hak ve hürriyetler” düzenleniyor.


“İnsan onuru” Anayasanın temel esası olacak

Anayasanın temel hakları düzenleyen ilk maddesine “İnsan onuru dokunulmazdır ve anayasal düzenin temelidir” ifadesi ekleniyor. Bu vurguyla beraber Anayasanın insan onurunu esas alan bir bakış açısı kazanması sağlanıyor. Devletin temel işlevinin insan onurunu korumak ve ona saygı göstermek olduğu vurgulanıyor.


Tereddüt halinde yorum hürriyet lehine yapılacak

Anayasa’nın 13. maddesine “Hürriyet esas sınırlama istisnadır. Tereddüt halinde yorum hürriyet lehine yapılır” hükmü ekleniyor. Böylece temel hak ve hürriyetlerin sınırlanması düşüncesinden temel hak ve hürriyetlerin üstünlüğü dönemine geçiliyor.


Eleştiri hürriyeti güvence altına alınacak

Düşünce, kanaat ve ifade hürriyeti tek bir maddede düzenleniyor. Anayasanın 25. maddesinde yapılacak değişiklikle eleştiri hürriyeti güvence altına alınıyor. Keyfi sınırlamaların önüne geçiliyor.


Hayvan hakları ilk kez Anayasaya girecek

Anayasanın 56. maddesinde yapılan değişiklikle Anayasada sağlık hakkı ve çevre hakkı yeniden düzenlenirken hayvan hakları ilk kez anayasal güvenceye kavuşturuluyor.


Parti kapatma zorlaştırılacak

Siyasi parti kapatma davalarının açılması zorlaştırılıyor. Şiddete başvurma ya da şiddeti teşvik hariç olmak üzere parti kapatma davalarının açılabilmesi için ihtar şartı getiriliyor. Kapatma davasının açılabilmesi, TBMM’nin üçte ikisinin oyuyla alınacak izne bağlanıyor. Milletvekillerinin meclis kürsüsünde kullandığı ifadelerin parti kapatma davalarında delil olamayacağı düzenleniyor. Bu davalardan çıkabilecek yaptırımlara idari para cezası ekleniyor.


Dokunulmazlığın kaldırılması zorlaştırılacak

Milletvekillerinin sadece ağır ceza mahkemesinin görevine giren suçüstü halinde dokunulmazlıktan faydalanamayacağı düzenleniyor. Anayasanın 83. maddesinde Anayasanın 14. maddesine yapılan atıf metinden çıkarılıyor. Dokunulmazlığın kaldırılması için üye tam sayısının salt çoğunluğu ile karar alınacağı hükmü getiriliyor. Milletvekili düşme kararında bireysel başvuru yoluna gidilmiş ise Anayasa Mahkemesinin kararının bekleneceği düzenleniyor.


Kadına şiddetten suçlu bulunanlar milletvekili olamayacak

Affa uğramış olsalar bile cinsel saldırı, çocukların cinsel istismarı, kadına yönelik kasten yaralama ve edimi ifasını fesat karıştırma suçlarından hüküm giymiş olanların milletvekili seçilme yeterliliğine sahip olamayacağı hükmü getiriliyor.


Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvurunun alanı genişletilecek

Anayasa Mahkemesi’nin üye sayısı 15’ten 22’ye çıkarılıyor. Üyelerden 20’sinin TBMM, 2’sinin cumhurbaşkanı tarafından seçilmesi öngörülüyor. Mahkemenin bölüm sayısı 2’den 4’e yükseltiliyor. Anayasada veya Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde düzenlenen hakların ihlali iddiasıyla Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yolu açılıyor.


Uluslararası anlaşmalardan çekilme kararı açıkça TBMM’nin uygun bulmasına bağlanacak

Türkiye’nin taraf olduğu bir uluslararası anlaşmadan çekilme için TBMM’nin uygun bulması şartı Anayasada açıkça düzenleniyor.


Herkes Meclis Araştırma Komisyonu’nun davetine uyacak

Meclisin denetim yetkisi güçlendiriliyor. Şeffaf ve hesap verebilir bir yönetim için hükümete hesap sorulabilmesini sağlayacak araçları artırıp etkili kılınıyor. Muhalefete bir yasama yılında en az yirmi gün gündemi belirleyerek genel görüşme açma hakkı tanınıyor. Herkesin Meclis Araştırma Komisyonunun davetine uymak zorunda olduğu düzenleniyor.


Milletin meclisi, bütçe yetkisine kavuşacak

Bütçe yetkisi Meclise iade ediliyor. Hükümetlerin politikalarını Bütçe Kanununun sınırlarına uygun olarak yürütmelerini sağlamak amacıyla Kesinhesap Anayasada ayrı bir maddede düzenleniyor. Değişikliğe göre, Kesinhesap Komisyonu kuruluyor ve başkanının ana muhalefet partisinin milletvekili olması şartı getiriliyor.


Yeni hükümet kurulmadan mevcut hükümet düşürülemeyecek

Hükümet, başbakan ve bakanlar hakkında gensoru verme yetkisi tesis ediliyor. Bu yenilikle, Bakanlar Kurulu aleyhine verilen güvensizlik önergelerine yeni Başbakanın isminin eklenmesi zorunlu kılınıyor. Böylece meclis, istikrarın gereği olarak ancak yeni hükümeti kurmakta birleşebilirse mevcut hükümeti düşürebilecek.


HSK kapatılacak

Hakimler ve Savcılar Kurulu kapatılarak Hakimler Kurulu ve Savcılar Kurulu kuruluyor. Yargı bağımsızlığının sağlanması için Adalet Bakanı ve yardımcısının Hakimler Kurulu üyesi olmasına son veriliyor.


OHAL KHK’larına son verilecek

OHAL KHK’ları kaldırılıyor. Olağanüstü Hallere ilişkin tedbirlerin Olağanüstü Hal Kanunu ile düzenleneceği ve Olağanüstü Hal Kanunu ile bu kanundan kaynaklı idari eylem ve işlemlere karşı yargı yolunun kapatılamayacağı düzenleniyor.


Savunma ve iddia makamı eşitlenecek

Hakim ve savcılara coğrafi teminat getiriliyor. Savunmanın bağımsızlığı vurgulanıyor.  Yargılama sürecinin temel unsurlarından biri olan savunma makamı, ilk defa, bir anayasa hükmüyle düzenlenerek bu makamın iddia makamıyla eşit bir statüye kavuşturulması sağlanıyor. Her ilde bir baro olacağı açıkça Anayasada düzenleniyor.


Sayıştay ve YSK yüksek mahkeme olacak

Sayıştay yüksek mahkeme statüsüne kavuşturuluyor. Kurumun denetim yetkisinin kapsamı genişletiliyor. Yüksek Seçim Kurulu Anayasada yargı bölümünde bir yüksek mahkeme olarak düzenleniyor, kurulun niteliği açıklığa kavuşturuluyor. Yüksek Seçim Kurulunun seçme, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkına ilişkin kararları Anayasa Mahkemesinin denetimine açılıyor.


RTÜK üyeleri gazeteci ve akademisyenlerden oluşacak

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun üye yapısında çoğulculuk sağlanıyor. RTÜK üyeleri, basın mensupları ile iletişim ve hukuk fakültesi öğretim üyeleri arasından seçiliyor. Üye seçiminde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin nitelikli çoğunluğu aranıyor. Kurulun çoğulculuk, özerklik ve tarafsızlık esaslarına bağlı olarak çalışacağı vurgulanıyor.


Belediye başkanlarının görevden uzaklaştırılmasına Danıştay karar verecek

İçişleri Bakanlığı’nın belediye başkanlarını ve meclis üyelerini görevden uzaklaştırma yetkisi kaldırılıyor. Onun yerine Danıştay kararı şartı getiriliyor. Görevden uzaklaştırmanın en fazla altı ay sürebileceği düzenleniyor.


YÖK kaldırılacak

Yükseköğretim Kurulu kaldırılıyor. Üniversitelerin akademik, idari ve mali özerklikleri ihlal edilmemek kaydıyla planlama ve koordinasyon kurulu olacak Yükseköğretim Üst Kurulu düzenleniyor.


Haberi paylaşın

Altılı masa 'Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem' tanıtımı için bir araya geliyor


Altı muhalif lider, bugün bir araya gelerek Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Anayasa Değişikliği önerisinin tanıtımını yapacak. 

Ankara'da yapılacak toplantıya, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu katılıyor. 


Altı siyasi partinin genel merkez, il ve ilçe yöneticileri ile milletvekilleri, pazartesi günü saat 10.30’da başlayacak toplantıyı sosyal medya hesaplarından bir video paylaşarak duyurdu. Sosyal medya mesajlarında “Şimdi Demokrasi Zamanı” etiketi kullanıldı.


Haberi paylaşın
Erişilebilirlik kısayollarına git
Haberi paylaşın Yorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

İtalya'da heyelanda kaybolan 12 kişiden 7'sinin cansız bedeni bulundu

CHP Genel Başkanı Özgür Özel: 'Kayyum atansa bile en fazla 6 gün sürer'

Şamil Tayyar'dan seçim hukuku uyarısı: 2017 referandumunun mühürsüz oy kararı kaldırılırsa ne olur?