Geleneksel partilerin 'etkisiz' olduğu algısı, genç neslin giderek artan bir şekilde aşırıcı partilerin gerici mesajlarına güvenmesine yol açıyor.
REKLAMAvrupa Parlamentosu (AP) seçimlerin ardından daha da sağa kayarken, yeni nesil Avrupalı seçmenler de aynı şekilde sağa eğilim gösteriyor.
Hem aşırı sağcı Kimlik ve Demokrasi (ID) grubu hem de Avrupa Muhafazakârları ve Reformistleri (ECR), bu ayın başında yapılan Avrupa seçimlerinin ardından sırasıyla dokuz ve yedi sandalye kazanarak Avrupa Parlamentosu'nda önümüzdeki beş yıl boyunca daha fazla etkiye sahip olmaya hazırlanıyor.
Düşünce kuruluşu ThinkYouth'un verileri gençlerin bunda büyük bir rol oynadığını gösteriyor. Aşırı sağcı parti Almanya için Alternatif (AfD) gençlerin oylarının büyük bir kısmını alırken, Fransa'da gençlerin yaklaşık üçte biri aşırı sağcı Ulusal Birlik (RN) partisine ve Polonya'da Özgürlük ve Bağımsızlık Konfederasyonu partisine oy verdi.
Aşırı muhafazakâr Hukuk ve Adalet partisi de bu önemli demografik grubun yüzde 16'sının oyunu aldı.
"Teknokratlardan kurtulmak", "ulusların Avrupa'sına" geri dönmek, göçü engellemek ve "etkisiz ve yozlaşmış" geleneksel partileri zayıflatmak, oylarını aşırı sağcı veya milliyetçi partilere veren gençlerin öne sürdüğü bazı argümanlar oldu.
Ulusal siyasete sıçrama tahtası
Genç bir Ulusal Birlik destekçisi olan Enzo Alias, Marine Le Pen'in partisinin Fransa'da yaklaşan erken genel seçimlerde "tarih yazacağını" ve "kendisini Fransa'da birinci siyasi güç olarak kabul ettireceğini" umuyor.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, merkezci Rönesans partisinin Avrupa seçimlerinde oyların yüzde 31'inden fazlasını alan Ulusal Birlik’in (RN) çok gerisinde kalarak yenilgiye uğramasının ardından ulusal meclisi feshederek seçim kararı aldı.
Aynı zamanda üyeleri dünyanın dört bir yanından aşırı sağcı ya da sağcı popülist partilerle bağlantılı olan Vatanseverler Ağı (Patriots Network) gençlik örgütünün de başkanı olan Alias'a göre RN'nin Avrupa seçimlerinde elde ettiği sonuçlar, partinin "gençler arasında her zaman çok popüler olduğunu” ve "muhafazakâr, vatansever ve güvenlik odaklı" bir Fransa arzulayan kesimi yakalayabildiğini gösteriyor.
Euronews'e yaptığı açıklamada RN'nin "Avrupa Birliği'ni tamamen reforme etmek ve her ulusun egemenliğine saygı duyan bir uluslar Avrupası'na dönmek için teknokratları göndermek" için çalışması gerektiğini savunuyor.
"Partinin fikirlerine bağlıyım çünkü artık hükümetimiz müdahale etmeden ya da kaderine göz yummadan ülkesinin battığını görmeye dayanamayan bir vatanseverim" diye ekliyor.
Milliyetçi ve sağ popülist olan Danimarka Halk Partisi'nin gençlik kolları başkanı Signe Vedersø Keldorff da AB'nin "Danimarkalıların günlük yaşamlarından uzak durması" gerektiğine inanıyor.
Morten Messerschmidt liderliğindeki parti, 2015 yılında Danimarka'nın en büyük ikinci siyasi gücü haline gelmiş, daha sonra popülaritesini kaybetmişti. Ancak Vedersø, aşırı sağcı partiler ID ve ECR tarafından elde edilen olumlu sonuçların bu eğilimi tersine çevirmeye yardımcı olabileceğine inanıyor.
"Euronews'e konuşan Vedersø, "Birçok insan bizi aşırılık yanlısı bir parti olarak görüyor ama bence yanlış anlaşılıyoruz çünkü biz sadece Danimarka için güvenli bir politika istiyoruz" diye konuştu.
Yolsuzluk argümanı
İspanya’da sistem karşıtı radikal bir hareket olarak ortaya çıkan Parti Sona Erdi (Se Acabó La Fiesta, SALF / The Party's Over), tek gerçek seçim önerisi olan siyasi yolsuzlukla mücadele ile Avrupa Parlamentosu'nda iki sandalye elde etmeyi başardı.
Hareketin lideri Alvise Pérez kendisini, "hırsızlığın cezasız kalmasıyla yaşayan" politikacıları sarsmayı başarırsa bütün milletvekili maaşını çekilişle vermeyi vaat eden bir öncü olarak tanıtıyor. Mesajlaşma platformu Telegram kanalı aracılığıyla genç ve Avrupa şüphecisi bir seçmen kitlesine temas etmeyi başardı.
Pérez'in "Etkisiz ve yozlaşmış olduğu kanıtlanmış geleneksel partilere taze ve doğrudan bir alternatif sunduğuna" inanan 29 yaşındaki I.R.L. sağa eğilim gösteren gençlerden biri.
Euronews'e konuşan I.R.L., Pérez'in sosyal ağlardaki varlığının, boş vaatlerden bıkmış ve somut eylemler görmek isteyen bu kuşakla doğrudan bir bağ kurduğunu söyledi.
Bu genç adamın AB'ye olan güvensizliği "aşırılık bürokrasisi" ve "İspanyol vatandaşlarının çıkarlarını korumadaki" başarısızlığından kaynaklanıyor.
REKLAMBunun yerine Pérez'in doğrudan yaklaşımını "gerçek bir değişim yaratmak ve İspanyol ekonomisini iyileştirmek için ilk adımları atmak için ihtiyacımız olan şey" olarak görüyor. Aynı zamanda SALF'in Avrupa Parlamentosu'ndaki varlığının "2027'deki İspanya genel seçimlerine damga vurması" için bir "sıçrama tahtası" olmasını umuyor.
Sağcı karşı kültür
Portekiz'in aşırı sağcı Yeter! ('Chega!') partisinin gençlik kolları başkanı Rita Matias, gençlerin "karizmatik bir lidere" ve "yenilikçi iletişime", özellikle de "siyasi doğruculuktan kopma cesareti" gösterdikleri sosyal ağlara ilgi duyduklarını söylüyor.
Lizbon Üniversitesi Enstitüsü’nün (ISCTE) yaptığı bir ankete göre Yeter! partisi Mart ayındaki son Portekiz seçimlerinde 18-34 yaş arası oyların dörtte birini aldı. Bununla birlikte milletvekili sayısı 12'den 50’ye çıkan parti mecliste üçüncü sıraya yükseldi.
Avrupa Parlamentosu üyesi seçilen Matias, Yeter! partisinin sadece iki sandalye kazanmasının hakkaniyetli olmadığını savunuyor. Çünkü Matias’a göre Portekizliler Avrupa kurumları tarafından temsil edildiklerini hissetmiyorlar.
Portekizli seçmenlerin sadece yüzde 34,5'i Avrupa seçimlerine katıldı. 25 yaşındaki gence yeni nesillerin "karşı kültürün giderek sağa kaydığını", "tek düşünce tarzından bir kopuş olduğunu" ve "herkesin düşündüğü ancak sosyal ortamlarda kabul görmek için söylemediği şeyler" olduğunu ifade ediyor.
REKLAMKurumlarda gençlerin temsil edilmemesi
Kâr amacı gütmeyen Avrupa Gençlik Forumu'nun başkanı María Rodríguez Alcázar'a göre bu partilerin popülaritesi "geleneksel siyasi partilerin başarısız olduğu ve hayatlarımızı iyileştirmek için yeterince çaba sarf etmediği algısı" nedeniyle artıyor.
Aynı zamanda bu partiler, AB vatandaşlarının gençlerin gündelik kaygılarıyla ilgilenmeyen uzak bir varlık olduğu inancından da faydalanıyor.
Avrupa Gençlik Forumu'na göre bunu başarmanın bir yolu da gençlerin siyasi kurumlarda daha iyi temsil edilmesinden geçiyor.
Mutsuzluk ve yüksek düzeyde kaygı
Think Young düşünce kuruluşunun kurucusu Andrea Gerosa Euronews'e yaptığı açıklamada, "Bugünün gençleri eski kuşaklara göre daha mutsuz çünkü ana akım partilerin sosyal konularda başarısız olduğu algısı var. Bu da gençlerin neden alternatif çözümler aramaya istekli olduklarını açıklıyor" ifadelerini kullandı.
Avrupa Parlamentosu'nun Sonbahar Eurobarometer 2022 raporuna atıfta bulunan Gerosa, "Tüm AB üye ülkelerinde her 10 kişiden 7’si hayat pahalılığından, yüzde 82'si ise yoksulluk ve eşitsizlik riskinden endişe duyuyor. Bu veriler, gençlerin aynı kaygıları neden aşırı sağ alternatifler üzerinden dile getirdiğini açıklıyor" diye belirtiyor.
REKLAMGerosa, Avrupalı gençlerin COVID-19 salgınının ardından kendilerini haklarından mahrum edilmiş hissettiklerine inanıyor. Ayrıca yüksek kaygı düzeyleri ile ideolojik olarak sağa kayma arasında da bir ilişki görüyor.
"Örneğin, sağa doğru önemli bir eğilimin gözlemlendiği Fransa'da gençlerin yüzde 32'si endişeli olduklarını söylerken, en çok endişe duydukları konular arasında satın alma gücü ve sağlık imkanları yer alıyor. Bu da onları popülist değişim söylemlerine ve statükoyu yıkma vaatlerine çekiyor"
Sert sosyal medya kampanyaları
Gerosa, "Sert mesajları hedefe yönelik kampanya stratejileriyle birleştirmek, olgusal tutarsızlıklardan bağımsız olarak güçlü bir destekçi tabanı yaratabilir" diyor.
Perez'in Instagram ve Telegram'da yürüttüğü ve göçmenlik ve yolsuzluk karşıtlığı temelli kampanyasının "verilmek istenen mesajların doğru bilginin önüne geçmesinin" bir örneği olduğunu söylüyor.
Ancak Think Young düşünce kuruluşunun kurucusu Gerosa, gençleri stratejik olarak en iyi hedefleyebilen aşırı sağcı partinin Almanya için Alternatif (AfD) olduğunu ifade ediyor.
REKLAMGerosa, "TikTok partisi" olarak adlandırılan bu partinin "kolay anlaşılır ve duygusal mesajlarla genç seçmenlerin ilgisini çektiğini" ve şu anda "TikTok'ta diğer tüm partilerin toplamı kadar genç Alman'a ulaştığını" söylüyor.
Think Young düşünce kuruluşu, aşırılıkçı ve popülist söylemlerle mücadele etmenin etkili yollarından birinin, gençler arasında eleştirel düşünme ve dijital okuryazarlığı teşvik edecek ve destekleyecek programlar geliştirmek olduğuna inanıyor.
Gerosa, Avrupalı gençlerin gericileştiği görüşüyle ilgili olarak, “Belki de şu an için çok erken bir söylem. Bunu şimdilik, Avrupa'daki gençlerin ana akım partilerin sorunlarına yeterince iyi cevaplar ve çözümler sunmadığına inandıklarına dair bir uyandırma çağrısı olarak kabul etmek en iyisi olacaktır" sözlerini dile getiriyor.
Gençlerle ilgili konularda istikrar beklentisinin altını çizen Gerosa sözlerini şöyle sonlandırıyor: "Gençleri ilgilendiren temel konular istikrara kavuşturulabilirse, aşırılık yanlısı söylemlerin yeni statüko olacağını düşünmek için hala bir neden yok."