İngiltere'de yarın yapılacak seçimin sonuçları, sığınmacıların Ruanda'ya sınır dışı edilmesi planını askıya alabilir.
REKLAMİngiltere, 14 yılın ardından ilk kez hükümet değişikliğine yol açabilecek bir seçime hazırlanırken, Muhafazakârların düzensiz göçmenleri Doğu Afrika ülkesi Ruanda'ya sınır dışı etme planı rafa kalkacak gibi görünüyor.
Nisan 2022'de küçük teknelerle Manş Denizi'ni geçen düzensiz göçmenlerin sayısındaki artışa bir yanıt olarak ilan edilen "Ruanda Planı", İngiltere Yüksek Mahkemesi tarafından hukuka aykırı bulunmuştu. Ancak Başbakan Rishi Sunak, Nisan ayında Ruanda'yı güvenli bir ülke olarak kabul eden bir yasa tasarısını meclisten geçirerek yasal engelleri aştı.
Sunak, yeniden seçilmesi halinde düzensiz göçmen ve sığınmacıları Ruanda'ya götürecek uçuşların gerçekleşeceğini açıkladı.
Ancak İşçi Partisi'nin anketlerde önde gitmesi ve sınır dışı etme planını tamamen rafa kaldırma sözü vermesi, İngiltere'nin göç politikalarında bir değişimin yakın olduğunu gösteriyor.
'Hükümet değişmeli'
İngiltere'de iki yıl geçiren Afgan sığınmacı Faheem Euronews'e yaptığı açıklamada, ülkeye sığınmak isteyenleri korumak için hükümetin tepesinde bir değişikliğe şiddetle ihtiyaç olduğunu söyledi.
Kardeşi Taliban tarafından öldürülen Faheem, "Bu başbakan buraya yeni gelen herkese (kalamayacaklarını) söylüyor - sana İngiltere'de kalma izni vermiyorum, seni Ruanda'ya geri gönderiyorum" dedi.
Faheem, "Bu benim için iyi değil. Ruanda ile Afganistan benim için aynı." dedi.
"Ruanda Planı"na göre sınır dışı edilen sığınmacıların korunma talepleri Ruanda'da değerlendirilecek ve uygun görülmeleri halinde İngiltere'de kalabilecek.
Plan, muhalefet partileri ve insan hakları savunucuları tarafından geniş çaplı eleştirilere maruz kalırken, Sunak, bu politikanın göçmenlerin Fransa kıyılarından kanalı tehlikeli bir şekilde geçmelerini önlemek için caydırıcı olacağını iddia ediyor.
Oxford Üniversitesi Göç Gözlemevi'nden Dr. Ben Brindle, Euronews'e yaptığı açıklamada, "Aslında araştırma bulguları caydırıcı etkinin oldukça küçük olduğunu gösteriyor." dedi.
Brindle, RuandPlanı çerçevesinde sadece birkaç yüz kişinin Ruanda'ya gönderilebilecek olduğunu ve İngiltere'ye gelmeyi düşünen bir sığınmacının üçüncü bir ülkeye gönderilme riskinin aslında "çok düşük" olduğunu belirtti.
Migrants' Rights Network'ün CEO'su Fizza Qureshi, İşçi Partisi'nin Ruanda Planı'nı politikasını sonlandırma çıkışını memnuniyetle karşılarken, partinin seçmenleri yatıştırmak için sağ kanadın göç konusundaki sert tutumu karşısında taviz vermemesi gerektiğini söyledi.
Qureshi, "Ruanda Planı'nın tümüyle rafa kaldırılmasını destekliyoruz, ancak alternatif bir planın devreye sokulmasından da endişe duyuyoruz" dedi.
Qureshi, "Ruanda hala bir endişe kaynağı ve pek çok kişi için güvensiz bir ülke olarak tanımlanırken, İşçi Partisi tarafından başka bir ülkenin düşünülmesinden endişe duyuyoruz. Bunu biliyoruz çünkü İngiltere ile Bangladeş ve Hindistan arasında ikili anlaşmalar zaten yapılıyor" dedi.
İngiltere hükümeti, geçtiğimiz Mayıs ayında düzensiz göçmenlerin geri dönüşünü hızlandırmak için Bangladeş ile bir anlaşma imzalamıştı.
İşçi Partisi, göçmenleri Manş Denizi üzerinden geçiren insan kaçakçılığı şebekeleriyle mücadele etmek amacıyla sıkı sınır kontrolü ve Fransa ile daha fazla işbirliği öneriyor. Ancak aşırı sağcı Ulusal Birlik'in seçimlerde elde edeceği olası bir zafer nedeniyle uzmanlar Paris ile işbirliğinin daha da zorlaşabileceğini söylüyor.
Euronews'e konuşan Avrupa Araştırmaları Merkezi'nden Ian Bond,"Fransa'nın göç ve suçla mücadeleye ilgisi var ama göçmenlerin Fransa'dan ayrılıp İngiltere'ye gitmesini engellemekle pek ilgilenmiyor" dedi.
Bond ayrıca, "Fransa'da seçimlerin ikinci turundan sonra daha sağcı bir hükümet kurulması halinde bunun daha da büyük bir sorun haline gelebileceğinden şüpheleniyorum." dedi.
REKLAMİşçi Partisi ve Muhafazakârlar'dan net göçü azaltma sözü
Sunak ve Starmer, yasal göç de dahil olmak üzere toplam net göçü azaltmak istediklerini belirtiyor ancak iki lider, bu hedefe ulaşmak için farklı yaklaşımlara sahip.
Brindle, "Muhafazakarlar vize arzını kısıtlamaya çalışacak ve bunu da her yıl çalışma ve aile vizesi hibelerine yıllık bir üst sınır koyarak yapacaklar," dedi.
İşçi Partisi'nin göçü azaltmaya ilişkin politikalarına değinen Brindle, "İşçi Partisi için ise bu daha çok vize talebini kısıtlamakla ilgili ve bunu da vasıflı işçi politikası ile göç politikasını birbirine bağlayarak yapacaklar. Böylece yüksek sayıda çalışma vizesi talep eden işverenler ve sektörler, bu vasıflı işçi boşluklarını halihazırda İngiltere'de bulunan işçilerle doldurmak için eğitim işgücü planlarını yürürlüğe koymak zorunda kalacak," dedi.
Brexit'ten bu yana AB'den İngiltere'ye göç edenlerin sayısı azalırken, AB dışından gelen göçmenlerin sayısı ise hızla arttı.
Partilerin net göçü azaltma vizyonu, sağlık gibi kritik sektörlerdeki işgücü açığı üzerindeki potansiyel etkiye ilişkin soruları gündeme getiriyor.
REKLAM