İsrail ülkenin güneyindeki kara harekâtını sürdürürken, bu saldırılar son altı gün içinde Lübnan'ın güneyinde gerçekleştirilen ilk saldırılar oldu.
Lübnan'ın geçici Başbakanı Necip Mikati'nin İsrail'in Amerika Birleşik Devletleri'ne (ABD) ülkenin başkentine yönelik saldırıları engelleyeceğine dair güvence verdiğini söylemesine rağmen İsrail altı gün sonra ilk kez Beyrut'un güneyini vurdu.
İsrail, Beyrut'ta en son 10 Ekim'de hava saldırıları düzenlemişti.
İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) Beyrut'a yönelik saldırıların, kentin Daniye olarak bilinen güneyinde güçlü bir varlığa sahip olan İran destekli militan grup Hizbullah'la mücadele etmek için gerekli olduğunu belirtti.
IDF, X hesabında bir tahliye emri yayınlayarak Haret Hreik mahallesinde silah deposu olduğunu iddia ettiği bir konutu hedef aldığını duyurdu.
Saatler sonra, İsrail ile Hizbullah arasında daha önce yaşanan çatışmalarda sivil ölümlerine sahne olan Lübnan'ın güneyindeki Qana kasabasında en az 15 kişi öldürüldü.
Lübnan Sivil Savunması, cesetlerin binanın enkazından çıkarıldığını ve kurtarma çalışmalarının halen devam ettiğini söyledi.
Lübnan Sağlık Bakanlığı'na göre İsrail'in geçtiğimiz ekim ayından bu yana Lübnan'da düzenlediği saldırılarda, dörtte üçünden fazlası geçtiğimiz ay olmak üzere, yaklaşık 2.300 kişi hayatını kaybetti.
İsrail, bu ayın başlarında Hizbullah lideri Hasan Nasrallah ve grubun diğer bazı üst düzey komutanlarını hedef alan hava saldırıları düzenledi. Bununla beraber 30 Eylül'de "sınırlı" kara harekatı başlattığını duyurdu. İsrail ordusu düzenlediği saldırılarda bölgedeki Birleşmiş Milletler (BM) Barış Gücü askerlerini kasıtlı olarak hedef almakla suçlanıyor, IDF ise bu iddiayı reddediyor.
Ateşkes işareti yok
İsrail, Gazze Şeridi'nde bir yıldır çatıştığı Filistinli militan grup Hamas ile dayanışma içinde İsrail'e roket atmaya başlayan Hizbullah'ı yenmek için bu saldırıların gerekli olduğunu söylüyor.
Hizbullah, Gazze'de ateşkes sağlanana kadar saldırılarına devam edeceğini söylerken, örgütün geçici lideri Şeyh Naim Kassem salı günü televizyonda yaptığı konuşmada, İsrail'i hedef alarak "düşmanın canını yakmaya" odaklandıklarını belirtti.
"Düşmanlarımızı yeneceğiz ve onları topraklarımızdan kovacağız" sözü veren Kassem, grubun ateşkes anlaşmasını müzakere etmeye açık olacağına dair çok az umut verdi.
İsrail de vatandaşları sınıra yakın yerleşim yerlerine güvenli bir şekilde dönene kadar Lübnan'ı vurmaya devam etme sözü verdi.
ABD de dahil olmak üzere pek çok ülke İsrail'in harekatına temelden destek verdiklerini teyit etmiş olsa da, İsrail askeri harekatlarının yürütülmesi konusunda artan uluslararası baskı ile karşı karşıya kaldı.
Salı günü Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, "Lübnan'da daha fazla gecikmeden ateşkesin mutlak gerekliliğini" vurguladı ve İsrail'e ülkeyi vurmaya son vermesi çağrısında bulundu.
Elysée Sarayı'ndan yapılan açıklamaya göre Macron, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile yaptığı telefon görüşmesinde İsrail'i "haksız" olarak nitelendirdiği hedef almaya son vermeye çağırdı.
Netanyahu görüşmenin ardından yaptığı açıklamada tek taraflı bir ateşkese karşı olduğunu ve İsrail'in kuzeyinde yaşayanların güvenliğini sağlamayan ya da "Hizbullah'ın yeniden silahlanmasını ve yeniden gruplaşmasını engellemeyen" herhangi bir düzenlemeyi kabul etmeyeceğini söyledi.
ABD de, İsrail'in Lübnan'daki eylemlerini desteklemenin sınırları olduğunun sinyalini verdi.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller, harekatın Washington'un tercih ettiği sınırların ötesine geçmiş olabileceğini belirtti.
Miller, "İsrail'in gerçekleştirmesinin uygun olacağı belirli saldırılar vardır, ancak son birkaç hafta içinde Beyrut'ta gördüğümüz bombalamaların kapsamı ve doğası söz konusu olduğunda, İsrail hükümetine endişelerimiz olduğunu ve buna karşı olduğumuzu açıkça belirttik," dedi.