İsrail devam eden hava saldırılarında Lübnan'ın çeşitli bölgelerini vurarak en az 27 kişinin ölümüne neden olurken, UNIFIL İsrail askerlerinin Lübnan'ın güneyindeki gözetleme kulelerine ateş açtığını açıkladı.
Yetkililer, İsrail'in Güney Lübnan ve başkent Beyrut'ta düzenlediği hava saldırılarında çarşamba günü 27 kişinin öldüğünü söyledi.
Lübnan Sağlık Bakanlığı'na göre güney Lübnan'daki Nebatiye'ye ve çevresine düzenlenen saldırılarda 16 kişi öldü, 52 kişi yaralandı. İl valisi Huwaida Turk'e göre kentin belediye başkanı Ahmad Kahil de ölenler arasındaydı.
Lübnan'ın geçici başbakanı Necip Mikati ise İsrail'i Nebatiye'deki yardım çalışmalarını görüşmek üzere toplanan belediye meclisini "kasıtlı olarak hedef almakla" suçladı. İsrail ordusu, Hizbullah'ın sivil alanlara yerleştirilmiş komuta merkezlerini ve silah tesislerini hedef aldığını iddia etti.
UNIFIL: İsrail tankının gözetleme kulesine ateş açtı
Birleşmiş Milletler Barış Gücü misyonu (UNIFIL) İsrail askerlerinin Lübnan'ın güneyindeki gözetleme kulelerine ateş açtığını açıkladı. Bu açıklama, İsrail'in son günlerde Barış Gücü askerlerini hedef almasına yönelik uluslararası eleştirilerin arttığı bir dönemde geldi.
UNIFIL olarak bilinen barış gücü misyonu çarşamba günü yaptığı açıklamada, "Bir kez daha UNIFIL mevzilerine doğrudan ve görünüşe göre kasıtlı olarak ateş açıldığını görüyoruz," dedi.
"Bu sabah Kfar Kila yakınlarındaki bir mevzide bulunan barış gücü askerleri bir IDF Merkava tankının gözetleme kulelerine ateş açtığını gözlemledi. İki kamera tahrip edildi ve kule hasar gördü," denildi.
UNIFIL, pazar günü İsrail birliklerinin Ramia köyü yakınlarındaki bir UNIFIL mevzisine "zorla girdiğini" ve BM tarafından belirlenen Mavi Hattı iki tankla geçtiğini söyledi. İsrail askerleri daha sonra barış gücü askerlerinin yakınına sis bombası atarak 15 personelin cilt tahrişi ve gastrointestinal sorunlardan muzdarip olmasına neden oldu.
UNIFIL ayrıca İsrail askerlerinin cumartesi günü Meiss Ej Jabal yakınlarında kritik bir lojistik hareketi engellediğini bildirdi.
Açıklamada, "IDF ve tüm aktörlere BM personeli ve mallarının emniyet ve güvenliğini sağlama ve BM binalarının dokunulmazlığına her zaman saygı gösterme yükümlülüklerini hatırlatırız," denildi.
Kuzey Gazze'deki insani kriz ciddiyetini koruyor
BM'nin en üst düzey insani yardım yetkilisi, İsrail'i Gazze'ye umutsuzca ihtiyaç duyulan yardımların ulaştırılmasını engellemekle suçlayarak, İsrail saldırısının sürdüğü kuzeyde neredeyse hiç gıda kalmadığını açıkladı.
İnsani yardım şefi Joyce Msuya, çarşamba günü BM Güvenlik Konseyi'nin acil toplantısında yaptığı açıklamada, 2-15 Ekim tarihleri arasında Gazze'nin kuzeyine hiç gıda girmediğini belirtti.
Msuya, "Hayatta kalmak için gerekli tüm malzemeler tükeniyor," dedi. "Artık dağıtılacak neredeyse hiç gıda kalmadı ve fırınların çoğu önümüzdeki birkaç gün içinde ek yakıt olmadan tekrar kapanmak zorunda kalacak."
Msuya, Gazze genelinde ekim ayının ilk iki haftasında İsrailli yetkililerle koordine edilen 286 insani yardım görevinin üçte birinden daha azının "büyük olaylar ya da gecikmeler yaşanmadan gerçekleştirildiğini" söyledi.
Msuya, Gazze'deki acının ve gerçekliğin acımasız olduğunu ve şiddetli çatışmalar devam ettikçe ve "insanların hayatta kalması ve insani yardım için gerekli malzemeler her fırsatta engellendikçe" her geçen gün daha da kötüleştiğini söyledi.
ABD'nin BM Büyükelçisi, BM Güvenlik Konseyi'nin acil toplantısında İsrail'in "Gazze'deki tahammül edilemez ve feci insani krizi" ele almak için daha fazlasını yapması gerektiğini söyleyerek, ABD'nin sahadaki eylemlerini izleyeceğini ekledi.
Linda Thomas-Greenfield çarşamba günkü konuşmasında, ABD'nin İsrail'e daha fazla yardıma izin vermesi ya da silah fonunu kaybetme riskini göze alması yönünde yaptığı son uyarıya atıfta bulundu.
İki düzine yardım kamyonunun birkaç haftadır ilk kez İsrail saldırısının sürdüğü kuzey Gazze'ye girdiğini kabul etti. Ancak geçen haftadan bu yana kaydedilen ilerlemenin "yetersiz" olduğunu, İsrail'in taahhütlerini yerine getirmesi gerektiğini ve sadece sahadaki eylemlerin "gerçek ilerleme sağlayacağını" vurguladı.
Thomas-Greenfield, "Kuzey Gazze'de bir 'açlık politikası' korkunç ve kabul edilemez olacaktır ve uluslararası hukuk ve ABD hukuku kapsamında sonuçları olacaktır," uyarısında bulundu. "İsrail hükümeti bunun kendi politikaları olmadığını, gıda ve diğer temel malzemelerin kesilmeyeceğini söyledi ve biz de İsrail'in sahadaki eylemlerinin bu taahhüde uygun olup olmadığını izleyeceğiz," diye ekledi.