Ghebreyesus, İsrail ile Hamas arasındaki çatışmada hastanelerin 'savaş alanı' haline geldiğini belirtti.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, İsrail güçlerinin Gazze'nin kuzeyindeki son faal hastanelerden birine baskın düzenlemesinden birkaç gün sonra yaptığı açıklamada, sağlık tesislerine saldırıdan vazgeçilmesi gerektiğini söyledi.
İsrail ordusu cuma günü Kemal Advan Hastanesi'nde 240'tan fazla kişiyi gözaltına almıştı; bunların arasında, herhangi bir kanıt sunulmadan Hamas üyesi olmakla itham edilen hastane müdürü Dr. Hüsam Ebu Safiye de vardı.
Abu Safiye'yi istihdam eden insani yardım kuruluşu MedGlobal, baskını "tıbbi personel ve alanları hedef alan endişe verici ve çirkin bir örüntünün parçası" olarak nitelerken, DSÖ bunu "sağlık sisteminin sistematik olarak parçalanmasının bir adımı" şeklinde tanımladı.
Ghebreyesus, pazartesi günü X'te yayınladığı bir gönderide, Dr Ebu Safiye'nin derhal serbest bırakılması çağrısında bulundu.
"Gazze'deki hastaneler savaş alanı haline geldi ve sağlık sistemi ciddi tehdit altında."
Ghebreyesus ayrıca, "Tekrar ediyoruz: Hastanelere yönelik saldırıları durdurun. Gazze'deki insanların sağlık hizmetlerine erişime ihtiyacı var. İnsani yardım görevlilerinin erişime ihtiyacı var. Ateşkes,” notunu düştü.
Gazze'deki sağlık sektörüne ilişkin son gelişmeleri aktaran Dr. Tedros, Gazze Şeridi'ndeki El-Ehli Hastanesi ve El-Vafa Rehabilitasyon Hastanesi'ne pazartesi günü saldırı düzenlendiğini, Endonezya Hastanesi'nden El-Şifa Hastanesi'ne nakledildiği sıra dört hastanın gözaltına alındığını söyledi.
Yedi hasta, 15 hasta bakıcı ve sağlık çalışanları, ağır hasar gören ve artık hizmet veremeyen Endonezya Hastanesi'nde kaldı.
İsrail ile Gazze Şeridi'ni yöneten Hamas arasındaki çatışmalar, 7 Ekim tarihinde tekrar alevlendi.
İsrail sınırını aşıp baskın yapan Hamas militanları, 7 Ekim'de düzenledikleri saldırıda çoğu sivil olmak üzere yaklaşık 1.200 kişiyi öldürdü ve 250 kadar kişiyi de rehin aldı. Bu rehinelerin yaklaşık yarısı, Kasım ayında bir hafta süren ateşkes sırasında İsrail tarafından tutulan Filistinli mahkumlarla takas edilerek serbest bırakıldı.
İsrail, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun derhal ateşkes ilan edilmesini öngören kararına rağmen Hamas'ın 7 Ekim'deki saldırısından bu yana Gazze'ye yönelik saldırılarını ve sivil katliamlarını sürdürürken, uluslararası kınamalarla karşı karşıya kaldı.
Gazze'deki sağlık yetkililerine göre, 7 Ekim'den bu yana İsrail'in Gazze'de düzenlediği saldırılarda çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 44.000'den fazla Filistinli öldürüldü ve yaklaşık 100.000 kişi de yaralandı. Nüfusun yüzde 90'ı yerinden edildi.
Harabeye dönüşen Gazze'nin pek çok bölgesinde gıdaya, temiz suya ve ilaca ulaşmak hala çok zor.
Güney Afrika'nın açtığı bir dava kapsamında İsrail, Uluslararası Adalet Divanı'nda (International Court of Justice - ICJ) soykırımla suçlanıyor.
Güney Afrika'nın İsrail'e karşı açtığı davaya müdahillik beyanını sunan ülkeler arasında, Türkiye ile birlikte Kolombiya, Libya, Meksika, Filistin ve İspanya yer alıyor.
Mahkeme, Başbakan Netanyahu yönetiminin, 6 Mayıs tarihinde işgal edilmeden önce bir milyondan fazla Filistinlinin sığındığı güneydeki Refah kentindeki faaliyetlerini derhal durdurmasına hükmetmişti.
Son olarak geçtiğimiz haftalarda, UCM, Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Gallant hakkında tutuklama emri çıkardı. UCM'nin 124 üye devleti var ve bunların hepsi mahkeme tarafından verilen tutuklama emirlerini yerine getirmekle yükümlü. Bu da Netanyahu ve Gallant'ı bu ülkelerden herhangi birine seyahat etmeleri halinde tutuklanma riskiyle karşı karşıya bırakıyor ve diplomatik özgürlüklerini önemli ölçüde kısıtlıyor.