Barış Pehlivan, Cumhuriyet Halk Partili (CHP) İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun 'Turpun Büyüğü' adlı basın toplantısında bahsettiği bilirkişi heyetinde yer alan Satılmış Büyükcanayakın ile görüşmüştü.
Halk TV Sorumlu Müdürü Serhan Asker ve gazeteci Seda Selek, Çarşamba günü 'bilirkişi soruşturması' kapsamında gözaltına alınmalarının ardından çıkarıldıkları mahkemece adli kontrol şartı ve yurt dışı çıkış yasağıyla serbest bırakıldı.
Halk TV programcısı ve Cumhuriyet gazetesi yazarı Barış Pehlivan, Serhan Asker ve Seda Selek salı günü gözaltına alınmalarının ardından çarşamba günü sabah saatlerinde adliyeye sevk edildi.
Pehlivan ile birlikte çarşamba günü ifadeye çağrılan Halk TV yöneticileri Kürşad Oğuz ve Suat Toktaş'ın adliyedeki işlemleri sürüyor.
Pehlivan, Cumhuriyet Halk Partili (CHP) İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun pazartesi günü düzenlediği "Turpun Büyüğü" adlı basın toplantısında bahsettiği bilirkişi heyetinde yer alan Satılmış Büyükcanayakın ile görüşmüştü. Daha sonra Büyükcanayakın ile yapılan görüşmenin ses kaydı Halk TV'de yayınlanmıştı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, "Kişiler Arasındaki Konuşmaların Dinlenmesi ve Kayda Alınması ve Bilirkişiyi Etkilemeye Teşebbüs" suçlarından pazartesi günü itibarıyla soruşturma başlattı.
Başsavcılık, "Halk TV yayınında bilirkişi ile yapılan telefon görüşmesinin ifşa edilmesi ayrıca bilirkişinin isminin hedef gösterilecek şekilde açıklayarak yargılamanın seyrini etkilemeye yönelik sözler sarf etmesini" gerekçe olarak gösterdi.
CHP ve Türkiye İşçi Partisi (TİP) gazetecilerin gözaltına alınmasına tepki göstermek için Halk TV önüne çağrı yaptı.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, soruşturmanın gazetecilik faaliyeti nedeniyle açılmadığını açıkladı.
Tunç, "Bilirkişi ile yapmış olduğu bir telefon görüşmesini rızası olmadan yayımladığınızda Türk Ceza Kanunu'ndaki karşılığı 'haberleşmenin gizliliğini ihlali'dir" dedi.
Gözaltılar ardından Halk TV'nin kamuoyuna yaptığı açıklamada, "Bu görüşmeyi kaydeden Barış Pehlivan değil. O sırada birlikte bulunduğu Halk TV Program Koordinatörü Kürşad Oğuz’dur. O da bir gazetecilik refleksiyle kaynağın açıklamalarını kayıt altına almıştır. Bu, planlanarak yapılmış bir kayıt değildir. Haber kaynağı arandığında, aranan kişinin doğru isim olduğu anlaşıldığında gazetecilik refleksi gereği kayıt başlatılmıştır. Görüşmenin hemen ardından yine gazetecilik refleksiyle açıklamalar, yayına verilmiştir. Yayınlanmasına karar veren Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş’tır," ifadelerine yer verildi.
Ne olmuştu?
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu pazartesi günü düzenlediği basın toplantısında "kamu davalarında görevli bilirkişilerden biri olan şahsı hedef gösterdiği" gerekçesiyle kendisi hakkında soruşturma başlatıldığını duyurdu.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan açıklamada, "Cumhuriyet Başsavcılığımızca yürütülen bir kısım soruşturmalar ile kamu davalarında görevli bilirkişilerden biri olan şahsı, soruşturma şüphelileri lehine sonuç doğuracak karar verilmesi amacıyla alenen hedef göstermek suretiyle, ayrıca bu amaçla ismini de açıklayarak yargı görevi yapanı etkilemeye teşebbüs ettiği tespit edildiğinden Türk Ceza Kanunu’nun 277 ve 288’nci maddeleri uyarınca resen soruşturma başlatılmıştır," denildi.
"Ayrıca yazılı ve görsel medyada bu yönde söylemlerde bulunanlar için gerekli tespitin yapılarak soruşturma başlatılması için İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne talimat verilmiştir," ifadeleri yer aldı.
İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat'ın tutuklanması üzerine yaptığı "Turpun büyüğü heybede" açıklamalarına referansla pazartesi günü sabah saatlerinde "Turpun Büyüğü" başlıklı bir basın toplantısı düzenledi ve "Satılmış Büyükcanayakın" isimli bir bilirkişiden söz etti.
'Heybedeki turpun adı Satılmış Büyükcanayakın'
"Olmayan rapor savcı iddianamesine girdi. Olmayan rapor savcılık iddianamesine nasıl girdi? Avukatlarımız raporun olmadığını ispat etti ancak buna rağmen iddianameye girdi. Heybedeki turpun adı Satılmış Büyükcanayakın," diyen İmamoğlu sözlerine şöyle devam etti:
"Sayıştay denetçisi olarak görev yapmış üç kişilik uzman bilir kişi heyeti konuyu inceledi. Yeni rapor tümüyle benim ve arkadaşlarımın lehine çıktı. Yani bu kez muhasebe kökenli Satılmış Bey değil 3 emekli Sayıştay denetçisinden oluşan devlet ciddiyetini bilen kişiler raporlar hazırladı. Bu raporun ardından mahkeme dedi ki iki rapor birbiriyle çelişiyor. O zaman bir üçüncü bilirkişi raporu isteyelim. Mahkeme yine bu kez başka üç emekli Sayıştay denetçisinden bilirkişi raporu istedi."
Yeni Şafak gazetesinden Erdal Kılınç'a konuşan Büyükcanayakın Salı günü yayımlanan mülakatta, "Beşiktaş ve Esenyurt’ta belediye başkanları her işten yasaca ve idareten sorumlu olduğu için hukuksuz kararlar karşısında hesap vermeleri gerekiyor. Ancak son kararı yargı veriyor," dedi.
'Yarası olan gocunuyor'
"Hukukun gereği neyse onu yaparım" diyen Büyükcanayakın, 1976'dan bu yana devlet memuru olduğunu, 2002'den beri davalara bilirkişi olarak atandığını söylüyor:
“Yarası olan gocunuyor. 2010’da AK Parti ve MHP belediyeleri hakkında da olumsuz raporlarım oldu. Ancak kimse ses çıkarmadı. Bunların yarası büyük. Aba altından sopa gösteriyorlar.”
Ekrem İmamoğlu'nun, "Eğer bir konu İBB’yi ve Ekrem İmamoğlu’nu ilgilendiriyorsa, savcıların konuyu bize bağlama arzusu varsa, bilin ki maharetli bilirkişi Satılmış Bey de o dosyaya eklemleniyor," şeklindeki sözlerine yanıt olarak, “Kesinlikle öyle bir şey yok. Mahkeme istediği bilirkişiyi atar. Hatta birden fazla heyet de görevlendirebilir. Kasti olarak hazırladığımız bir rapor yok. Bizi görüşmeye telefonla çağırdılar, gittik," dedi.
“Ben soruşturma çerçevesinde önüme gelen belgeye bakarım. Hukukun gereği neyse onu yaparım."