İmamoğlu hakkında hazırlanan iddianameye göre, 'Yargı Görevini Yapanı, Bilirkişiyi veya Tanığı Etkilemeye Teşebbüs' suçundan iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ve siyasi yasak istendi.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, "kamu davalarında görevli bilirkişilerden birini hedef gösterdiği" gerekçesiyle hakkında "hapis cezası ile siyasi yasak" talep edilmesinden ve diğer soruşturmalardan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı 'sorumlu' tuttu.
İmamoğlu hakkında "kamu davalarında görevli bilirkişilerden biri olan şahsı hedef gösterdiği" gerekçesiyle başlatılan soruşturma tamamlandı ve iddianamesi hazırlandı.
Hazırlanan iddianameye göre, İmamoğlu hakkında "Yargı Görevini Yapanı, Bilirkişiyi veya Tanığı Etkilemeye Teşebbüs" suçundan iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ve siyasi yasak istendi.
İddianame henüz kabul edilmezken, duruşma tarihi de henüz belirlenmedi.
Pazartesi günü katıldığı İstanbul Güreş İhtisas Eğitim Sağlık ve Sosyal Yardım Vakfı Spor Tesisi Temel Atma Töreni'nde iddianameye ilişkin açıklama yapan İmamoğlu, "Yargı sistemimize büyük bir kara leke gibi işlenen zaman dilimini yaşıyoruz. İddianameyle şu anda beşinci siyaset yasağı süreci ve 25 yılı aşan bir hapis cezasıyla yargılanan bir kişi durumundayım. Bırakın iddianameyi, kaleme bile alınacak işler değil. Beni siyasette devre dışı bırakma çabasını gösteren kişinin adı belli. Sayın Cumhurbaşkanı," diye konuştu.
'Bütün bunların arkasında Sayın Cumhurbaşkanı var'
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 2019 yerel seçimlerinin ardından İstanbul'daki oylamaya ilişkin olarak yaptığı, "İstanbul'da 13 bin oy farkla kimsenin 'kazandım havasına' girmeye hakkı yok" ifadelerini hatırlatan İmamoğlu sözlerine şöyle devam etti:
"2019'dan bu yana Cumhurbaşkanı bu hamleleri birkaç kez daha yapmıştır, denemiştir, normalleştirmişti. Yüksek Seçim Kurulu'nu (YSK) etki altında tutmak adına 'Sen 13 bin oyla İstanbul'da seçimi kazanacağını mı zannediyorsun' diyecek kadar... Ki demokraside 1 oyla bile seçim kazanılır. O günden bugüne muhtelif konuşmalarıyla Türkiye demokrasisini zedelemiştir. Hukuk ve yargı sistemini kötü etkilemiştir."
Yaşadığı soruşturmalardan Erdoğan'ı sorumlu tutan İmamoğlu, "Bu süreçlerin tamamının savcılığına soyunanlar kendileri. Bunu kendi diliyle ifade ediyor ama sonra da 'Beni ilgilendirmiyor, bu yargının işi' diyecek kadar da sürece talihsiz açıklamalar yapıyor. 25 yıla yakın hapis cezası ile yargılandığım sürece dair ve ayrıca beş kez siyasi yasak getirilmeye çalışılan kişi olarak ben diyorum ki; 'Bütün bunların arkasında Sayın Cumhurbaşkanı var'," ifadelerini kullandı.
'Er meydanı' çağrısı ile erken seçim vurgusu
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kendisini hedef gösterdiğini savunan İmamoğlu katıldığı "güreş tesisinin temel atma törenindeki" konuşmasında "mertçe güreşme" vurgusu yaptı.
"Er meydanında mertçe güreşilir. Demokrasi de öyle bir şeydir. Mertliğe davet ettim defalarca ama tercih başka. Heybeden, turplardan bahseden kendileri. Mertliğin yeri de sandık. Hukuksuzlukla düze çıkamayız. İddianameler vız gelir tırıs gider. Sandıkta oy kullanılır, millet kimi tercih ediyorsa o koltuğu alır. Biz mertçe mücadeleye hazırız."
İmamoğlu hakkında ocak ayının sonlarında soruşturma başlatıldığı duyurulmuştu. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan açıklamada, "Cumhuriyet Başsavcılığımızca yürütülen bir kısım soruşturmalar ile kamu davalarında görevli bilirkişilerden biri olan şahsı, soruşturma şüphelileri lehine sonuç doğuracak karar verilmesi amacıyla alenen hedef göstermek suretiyle, ayrıca bu amaçla ismini de açıklayarak yargı görevi yapanı etkilemeye teşebbüs ettiği tespit edildiğinden Türk Ceza Kanunu’nun 277 ve 288’nci maddeleri uyarınca resen soruşturma başlatılmıştır," denilmişti.
"Ayrıca yazılı ve görsel medyada bu yönde söylemlerde bulunanlar için gerekli tespitin yapılarak soruşturma başlatılması için İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne talimat verilmiştir," ifadeleri de yer almıştı.
Öte yandan, İmamoğlu da geçtiğimiz günlerde, Beylikdüzü Belediye Başkanı olduğu döneme ilişkin ihaleye fesat karıştırma iddiasıyla açılan siyasi yasak ve hapis istenen davaya da atanan bilirkişi Satılmış Büyükcanayakın hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na 'Görevin Kötüye Kullanılması', 'Gerçeğe Aykırı Bilirkişilik', 'Adil Yargılamayı Etkilemeye Teşebbüs' iddiasıyla suç duyurusunda bulundu.
Bilirkişi soruşturması
İmamoğlu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat'ın tutuklanması üzerine yaptığı "Turpun büyüğü heybede" açıklamalarına referansla 27 Ocak Pazartesi günü sabah saatlerinde "Turpun Büyüğü" başlıklı bir basın toplantısı düzenledi ve Satılmış Büyükcanayakın isimli bir bilirkişiden söz etti.
İmamoğlu İBB, Esenyurt ve Beşiktaş belediyeleri ile kendisi hakkında yürütülen bazı soruşturmalarda bilirkişi olan Büyükcanayakın ile ilgili şunu söyledi: "Satılmış Bey’in, Çorlu Ağır Ceza Mahkemesi’nde ‘sahte bilirkişi raporu yazmak’ iddiasıyla yargılandığı bir dava oldu mu? Satılmış Bey sevdalısı savcılar herhalde biliyordur bunu."
Bu sözlerin ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İmamoğlu'yla ilgili "bir kısım soruşturmalarda görevli bilirkişinin hedef gösterilmek suretiyle yargı görevi yapanın etkilemeye teşebbüs edilmesi" iddiasıyla soruşturma başlattı.
Bu, İmamoğlu ile ilgili bir hafta içinde açılan ikinci soruşturmaydı.
Bilirkişi ile yapılan telefon görüşmesini televizyonda yayınlayan Halk TV yöneticisi Suat Toktaş da tutuklanmıştı. Toktaş hakkında "Kişiler Arasındaki Konuşmaların Dinlenmesi ve Kayda Alınması ve Bilirkişiyi Etkilemeye Teşebbüs" suçundan soruşturma başlatılmıştı.
Yeni Şafak’a konuşan Büyükcanayakın, 1976’dan bu yana devlet memuru olduğunu, 2002’den beri de davalara bilirkişi olarak atandığını söyledi. ''Beni neden hedef tahtasına koydular anlamadım'' diyen Büyükcanayakın “Beşiktaş ve Esenyurt’ta belediye başkanları her işten yasaca ve idareten sorumlu olduğu için hukuksuz kararlar karşısında hesap vermeleri gerekiyor. Ancak son kararı yargı veriyor,” dedi.
İmamoğlu'na açılan soruşturmalar
İBB Başkanı'na 20 Ocak Pazartesi “Ülke Politikaları Vakfı Modern Hukuk ve Yargının Siyasallaşması" adlı bir panelde konuştuğu sırada 'tehdit ve terörle mücadelede görev olan kişileri hedef göstermekten soruşturma başlatılmıştı.
İmamoğlu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek hakkında şu sözleri kullandı: "Bak başsavcı sana söylüyorum. Sana hiçbir faydamız olmaz senin zihnin çürümüş de... Biz var ya senin evlatlarını bile bu muamelelerden kurtarmak için seni yöneten aklı bu milletin zihninden söküp atacağız. Bunu unutma. Söküp atacağız ki senin evlatlarının kapısına birileri dayanmasın, senin evlatlarını sabahın köründe evinden kimse almasın. Senin zihniyetinin içinden geçen yol ve yöntemleri bu memleketin her ortamından söküp atacağız ki senin dahi yuvana, çocuklarının geleceğine huzuru temin edelim. Bizim derdimiz bu."
Bu sözleri söylemesinden dakikalar sonra panel sırasında İmamoğlu'na soruşturma geldi.
İmamoğlu iki soruşturmayla ilgili 31 Ocak'ta adliyede ifade verdi. Günler sonra ise Gürlek ile ilgili sözleri nedeniyle açılan soruşturmada hakkında iddianame hazırlandı.
Esenyurt, Beşiktaş belediyeleri ve İstanbul Barosu
Gürlek idaresindeki İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, tutuklanan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer ile Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat başta olmak üzere İstanbul Barosu da dahil birçok kurum ve kişi hakkında soruşturma başlatıldı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından PKK/KCK terör örgütünün mensup ve faaliyetlerinin tespit edilmesine yönelik yürütülen soruşturmalar kapsamında Cumhuriyet Halk Partisi'nden (CHP) Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer 30 Ekim'de gözaltına alınıp aynı gün içerisinde tutuklandı.
Özer'in tutuklanmasının ardından yerine İstanbul Vali Yardımcısı Can Aksoy'un getirildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin’in Suriye'nin kuzeydoğusunda insansız hava aracı ile öldürülmesi hakkında 21 Aralık 2024'teki paylaşımı nedeniyle İstanbul Barosu Başkanı ve yönetim kurulu hakkında "terör" ve "dezenformasyon" suçlamalarıyla 22 Aralık'ta soruşturma başlatmıştı.
Ardından Başsavcılık tarafından hazırlanan 14 Ocak 2025 tarihli davaname ile İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Başkan ve üyelerinin görevlerine son verilmesi, yeni baro başkanı ve yönetim kurulu üyeleri seçilmesi talebiyle Asliye Hukuk Mahkemesi'nde dava açıldı.
Beşiktaş Belediyesi'nin Cumhuriyet Halk Partili (CHP) Başkanı Rıza Akpolat, "suç örgütüne üye olma", "ihaleye fesat karıştırma" ve "haksız mal edinmek" iddialarıyla 13 Ocak Pazartesi günü Balıkesir'de gözaltına alındı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü soruşturma kapsamında gözaltına alınan ve aralarında Akpolat'ın da yer aldığı 47 kişiden 39'u, "suç örgütüne üye olma", "ihaleye fesat karıştırma" ve "haksız mal edinme" ile suçlanıyor.
Başsavcılık tarafından yapılan açıklamada, Aziz İhsan Aktaş'ın liderliğini yaptığı öne sürülen suç örgütünün belediyelere rüşvet vererek ihale organize ettiği iddialarına yer verildi.
16 Ocak Perşembe gecesi çıkarıldığı nöbetçi hakimlikçe tutuklanan Rıza Akpolat ile birlikte, "örgüt lideri" olduğu iddia edilen Aziz İhsan Aktaş da tutuklandı.