Akdeniz kıyısında uzun bir sahile ve altı ülke ile kara sınırına sahip olan Libya, Avrupa’ya ulaşmaya çalışan göçmenler için önemli bir geçiş noktası.
REKLAM
Yerel yardım kuruluşları perşembe günü, Libya'nın doğusunda beş göçmenin çürümüş cesetlerinin bulunduğunu açıkladı.
Kurtarma ekipleri, Tobruk’un yaklaşık 550 kilometre güneyinde, "Büyük Kum Denizi" olarak bilinen bölgede bulunan cesetleri yerel yetkililerle birlikte çıkardı.
Kurtarılan cesetler Tobruk’a götürüldü. Kızılhaç, bu olayı göçmenlerin çölde yaptıkları, “ölüm yolculuğu” olarak adlandırılan tehlikeli seyahatlerinde karşılaştıkları büyük risklerin bir örneği olarak nitelendirdi.
Libya’da göçmen ölümlerini takip eden yerel bir yardım grubu olan Abreen, cesetlerin muhtemelen Sudanlı göçmenlere ait olduğunu açıkladı.
Grup, kurtarma operasyonunun fotoğraflarını yayınladı. Bunlar arasında çürümüş bir cesedin bulunduğu bir görüntü de yer alıyordu.
Akdeniz kıyısında uzun bir sahile ve altı ülke ile kara sınırına sahip olan Libya, Avrupa’ya ulaşmaya çalışan göçmenler için önemli bir geçiş noktası.
Çoğu göçmen, kara ve deniz yollarında tehlikeli yolculuklar yapmak zorunda kalıyor.
Denizde boğulma vakaları sık görülüyor. Aralık ayında, Libya'nın batısındaki Zuvare kasabası açıklarında kadın ve çocuklar dahil en az 61 göçmen boğularak hayatını kaybetti.
Mayıs ayında, 34 kişiyi taşıyan bir araç Çad sınırını geçtikten sonra Libya çölünde arızalanınca en az yedi Sudanlı göçmen hayatını kaybetti. Kufra Ambulans ve Acil Servisleri Direktörü İbrahim Belhassan, cesetlerin 11 gün sonra kumullar arasında bulunduğunu açıkladı.
Uluslararası Göç Örgütü (IOM), 2024 yılı itibarıyla Libya’da çeşitli uyruklardan yaklaşık 787 bin göçmenin yaşadığını tahmin ediyor.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) ise 2021 yılında 32 bin 400 göçmenin Libya’dan Avrupa’ya geçtiğini, bunun, 2020’ye kıyasla iki katından fazla olduğunu açıkladı.
Nisan ayında Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, AB’nin dış sınırlarını ve kıyılarını korumakla görevli kurumu Frontex’in personel sayısının 30 bin artırılmasını önermişti. Bu artışın, Avrupa’nın dış sınırlarını güvence altına alma çabalarına önemli katkı sağlaması bekleniyor.