Erdoğan ayrıca, eski CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun pazar günü yaptığı videolu çıkışa da destek verdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Meclis'te kurulan Milli Birlik ve Dayanışma Komisyonu’nun PKK (Kürdistan İşçi Partisi) lideri Abdullah Öcalan ile görüşme kararını 'sürecin önünü açan, terörü tasfiye edecek hızlandırıcı bir karar' olarak nitelendirdi.
Komisyonun cuma günü yapılan 18'inci toplantısında yapılan kapalı oylama sonrasında İmralı'ya bir heyet gönderme kararı alınmıştı. Öcalan, 26 senedir İmralı'daki yüksek güvenlikli cezaevinde tutuluyor. PKK lideri, 2024 Ekim ayında MHP lideri Devlet Bahçeli’nin “Öcalan TBMM’de DEM Parti grubunda konuşsun ve örgütü silah bırakmaya davet etsin,” önerisiyle başlayan görüşme trafiği sonrası örgüte çağrı yapmıştı. PKK ise daha sonra silah bıraktığını açıklamıştı.
Güney Afrika’daki G20 Liderler Zirvesi dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan konuya dair şunları söyledi: ''Cumhur İttifakı olarak, 'Terörsüz Türkiye' çalışmalarını eşgüdüm içinde yürütüyoruz. Hem bizim Sayın Bahçeli’yle hem de arkadaşlarımızın MHP'deki muhataplarıyla yakın diyaloğu var. Ayrıca DEM Parti heyetini de belli periyotlarla kabul ediyoruz. Bu çalışma modeli ile süreci buraya kadar kazasız belasız getirdik. Mecliste kurulan komisyon, farklı siyasi partilerin sürece dahil olması ve katkı vermesi açısından çok mühimdi. Komisyon Sayın Meclis Başkanımızın riyasetinde önemli işlere imza attı. Biz de Komisyona her türlü katkıyı, desteği verdik. Terörsüz Türkiye sürecini, gündelik siyasetin yıpratıcı tartışmalarının uzağında tutmaya özen gösterdik. Komisyonun aldığı en son kararı, sürecin önünü açan, sürece katkı sunacak, terörün tasfiyesini hızlandıracak bir karar olarak değerlendiriyoruz.''
AK Parti Genel Başkanı, İmralı'ya gidecek heyet için partisinin Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman'ı görevlendirdiklerini söyledi. Erdoğan, Yayman'ın daha önceki çözüm sürecinde kurulan 'Akil İnsanlar Heyeti'nde yer aldığını hatırlattı.
Trump'ın Ukrayna planı
ABD Başkanı Donald Trump’ın sunduğu 28 maddelik Ukrayna barış planını değerlendiren Erdoğan, “Adil bir barışın kaybedeni olmaz. Tarafların meşru beklentileri ve güvenlik ihtiyaçları karşılanırsa anlaşma mümkündür,” dedi.
Türkiye’nin daha önce İstanbul sürecinde oynadığı rolü hatırlatan Erdoğan, yeni süreçte de aynı tavrı sürdürmeye hazır olduklarını belirtti.
Erdoğan'ın pazartesi günü Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile telefonda görüşmesi gerçekleştirdi. Cumhurbaşkanı, geçtiğimiz hafta da Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy'i Ankara'da ağırlamıştı.
Gazze’deki durum
Gazze’deki son durumu değerlendiren Erdoğan, İsrail yönetimini 'sözünü çiğneyen, cinayet işleyen bir canilik' olarak tanımladı.
“Uluslararası toplum kararlı ve yaptırım gücü olan bir irade ortaya koyarsa Netanyahu durdurulur,” diyen Erdoğan, Hamas’ın ateşkese bağlı kaldığını, İsrail’in ise bahane ürettiğini söyledi. Erdoğan, kış şartlarının ağırlaştığı Gazze’ye engelsiz insani yardımın ulaşmasının ertelenemez bir mecburiyet olduğunu vurguladı.
Netanyahu’nun açıklamalarına yanıt
Erdoğan'a İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun Suriye’deki İsrail askerlerini ziyaretindeki açıklamaları da soruldu.
Cumhurbaşkanı'nın cevabı ise şöyle oldu: ''Her şeyden önce defalarca biz bunu söyledik. Bugün yine aynı noktadayız. Değişen bir şey yok. Suriye'nin toprak bütünlüğü bizim için esastır. Suriye'nin kaderine, Suriye'nin halkı karar verecektir. Suriye'deki en ufak bir karışıklığın ve istikrarsızlığın nasıl ağır faturalar oluşturduğunu en iyi bilen ülke Türkiye'dir. Ülkemizin milli güvenliği ve huzuru söz konusu olduğunda daha önce hangi adımları attığımız herkesin malumudur. Benzeri bir tehdit ve tehlikeyle tekrar karşılaşmak istemeyiz, ama karşılaşırsak da gereğini yaparız.
Hep söylüyorum, bizim kimsenin toprağında, egemenliğinde gözümüz yok. Biz Suriye, Irak ve Lübnan başta olmak üzere bölgemizin her karışında barış, huzur ve güvenlik istiyoruz. Bunu da hiçbir ayrım yapmadan herkes için, tüm halklar için istiyoruz. Aslında İsrail yönetimi bölgede attığı her adımın hem hukuksuz, hem de istikrarsızlık kaynağı olduğunu biliyor. Siz İsrail basınının ne yazdığından çok Türkiye'nin ne yaptığına odaklanın. Buradan zaten neticesini alırsınız. Biz, kendi stratejik önceliklerimiz çerçevesinde neye ihtiyaç duyuyorsak, onu yapıyoruz ve bundan sonra da yapacağız.''
Kılıçdaroğlu’nun çıkışına destek
Cumhuriyet Halk Partili belediyelere yönelik polis operasyonlarıyla ilgili olarak ise Erdoğan ''Milletin bir kuruşunu dahi, kimsenin çetelerine, çıkar gruplarına peşkeş çekmesine izin vermedik, bundan sonra da vermeyiz. Değerli arkadaşlar, şayet birileri mevcut sistemden tünel kazarak, hırsızlıklarına, yolsuzluklarına, rüşvet çarklarına su taşıyan bir yol açmışlarsa, kimsenin şüphesi olmasın, o yolları da keseriz,'' dedi.
Erdoğan, eski CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun pazar günü yaptığı videolu çıkışa ise destek verdi: ''Sayın Kılıçdaroğlu da görüyoruz ki; koyunlarında besledikleri yılanlardan rahatsız olmuş ve isyan etmiştir. CHP'yi rüşvet, irtikap, hırsızlık, yolsuzluk girdabına sürükleyen anlayıştan rahatsız olduğunu söylüyor. Demek ki; bir rüşvet çarkı var. Onu kendisi de kabul ediyor. Bugün, CHP yönetiminin tek gündemi yargının önündeki korkunç iddiaları perdelemek, dikkatleri başka yönlere çekmek, gürültü çıkartarak partinin içine düştüğü bataklığın görülmesini engellemektir. Umarız CHP'liler, partilerini çepeçevre kuşatan bu ahtapottan kurtarabilir.''
'Ahtapot' ifadesi, Erdoğan'ın CHP'ye operasyonların henüz başlangıcında kullandığı bir kelime. Hatta bu ifade sonrası şu an tutuklu bulunan İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu bir basın açıklaması düzenlemişti. 'Ahtapotun kolları' ifadesi sonra İBB iddianamesinde de geçti.