Brüksel’de düzenlenen Filistin Donörler Grubu konferansı kapsamında Filistin Planlama ve Uluslararası İşbirliği Bakanı Estephan Salameh, Euronews'e özel açıklamalarda bulundu.
Avrupa Birliği, Batı Şeria'daki istikrar çalışmalarını desteklemek amacıyla Filistin Yönetimi'ne 82 milyon euro tutarında mali katkı sağlayacak.
Akdeniz’den Sorumlu AB Komiseri Dubravka Suica, hedeflerinin yönetişimi güçlendirmek, ekonomiyi daha dayanıklı hale getirmek, mali istikrarı sağlamak, kamu hizmetlerini iyileştirmek ve tüm bölgelerde gelecekte etkin yönetim için gerekli koşulları oluşturmak olduğunu belirtti.
Her ne kadar AB yeni bir ek finansman açıklamamış olsa da Filistinli bakan, bu desteğin Filistin Yönetimi’nin ayakta kalması ve halka temel hizmetleri sunması için kritik önemde olduğunu söyledi.
Ancak bakana göre Filistin Yönetimi’nin mali durumunu güçlendirmenin en etkili yolu, İsrail’in alıkoyduğu 4 milyar dolar tutarındaki vergi gelirlerini serbest bırakması.
1993 Oslo Anlaşmaları gereği İsrail, Filistin topraklarına giren mallardan alınan vergi ve gümrük gelirlerini topluyor ve bunları Filistin Yönetimi’ne aktarmakla yükümlü.
Filistinli Bakan Salameh, “İsrail’den altı aydır tek kuruş alamadık ve o para Filistin gelirlerinin yüzde 68’ini oluşturuyor. Dünyada hiçbir ülke gelirlerinin yüzde 68’i olmadan ayakta kalamaz,” dedi.
Reform çağrıları
Konferansa katılan 60 heyet, Filistin Yönetimi’nin -şu anda yalnızca Batı Şeria’nın bazı bölgelerini yönetiyor- mali, ekonomik, yönetişim, sosyal ve eğitim alanındaki reformlarını sürdürmesi gerektiğini vurguladı.
Bakan, “AB ile aramızda ‘reform matrisi’ dediğimiz bir çerçevemiz var. Dört temel sütun ve 53 hedeften oluşuyor,” dedi.
“Bu 53 hedeften 21’i yerine getirildi, geri kalanlar ise gelecek yıl ve 2027'de hayata geçirilecek,” diye ekledi.
‘Şehitler fonu’ tartışması
Konferans, İsrail’in Şehitler Fonu’nun resmen kapatılmasına rağmen dolaylı yollardan sürdüğü ve AB fonlarının bu programa aktarıldığı iddialarının gündemde olduğu kritik bir dönemde düzenlendi.
Filistin Yönetimi, İsrail ve ABD’nin “terörü teşvik eden bir ödeme sistemi” olarak nitelediği bu iddiaları reddediyor.
Salameh, “AB fonlarını hiçbir zaman bu kategorideki insanlar için kullanmadık. AB’nin bunu ortaya çıkaracak kadar denetimi var. Filistin dünyadaki en çok incelenen ülke, fonları kötüye kullanmak kolay değil ve buna niyetimiz de yok,” dedi.
Yeni yasayla birlikte yardımların artık 42 sosyal kriter temelinde dağıtıldığını belirten Bakan, İsrail tarafından yaralanan, öldürülen veya hapsedilen Filistinlilerin ailelerinin de başvuru yapması gerektiğini ve ancak kriterleri karşılamaları halinde yardım alabildiğini söyledi.
“Toplumun tüm kesimlerinin desteklenmesi gerekiyor. İnsanların şiddete veya radikalleşmeye yönelmesini istemiyoruz. Onlara farklı bir yol göstermek önemli ve bu yol fırsatlarla gelir,” dedi.
Barış planı tasarısına temkinli destek
Konferans, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin, ABD’nin hazırladığı bir barış planını ve Gazze’de Uluslararası İstikrar Gücü kurulmasını onaylayan kararının ardından gerçekleşti.
Karar, ABD Başkanı Donald Trump’ın geçiş sürecini denetlemesini ve bağımsız bir Filistin devletine giden yolu öngörüyor.
Bakan Salameh, alınan kararın "savaşı durdurma amacı taşıdığı için olumlu bir adım olduğunu", ancak aynı zamanda "bazı önemli eksikliklerinin bulunduğunu" ifade etti.
“İki devletli çözüm ve Filistin devletinin kurulmasına yönelik ifadeler çok zayıf. Hesap verebilirlik yok, sınırlar belirsiz, geçiş süreci belirsiz. Gazze’de hangi yasalar uygulanacak? Mülkiyet haklarına saygı duyulacak mı? Su, elektrik, sağlık ve eğitim hizmetlerini kim verecek? Pasaportları kim düzenleyecek?”
Filistin Donörler Grubu toplantısı, Avrupa Birliği'nin gelecekteki müzakerelerde söz sahibi olma isteğini göstermesi ve Gazze'nin yeniden inşa ve iyileştirme çabalarına Filistin Yönetimi'nin liderlik etmesi gerektiği mesajını vurgulaması açısından önem taşıyor.
Şu anki ateşkes kırılganlığını koruyor ve Hamas silahsızlanmayı reddediyor. Bakan Salameh ise önceliklerinin Gazze Şeridi'ndeki savaşı tamamen durdurmak olduğunu ve İsrail'in insani yardımların bölgeye girmesi için sınırları açması gerektiğini vurguladı.
Filistin Yönetimi’nin popülaritesi ise yıllar içinde düşüş gösteriyor. Filistin Politika ve Araştırma Merkezi'nin (PSR) son anketine göre, Batı Şeria ve Gazze’de yaşayanların yalnızca yüzde 29’u Filistin Yönetimi’nin savaş sırasındaki tutumundan memnun.