Bu hafta gözaltına alınmasının ardından görevden alınan Habertürk Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Akif Ersoy'un hakkındaki suçlamaları reddettiği öğrenildi.
Uyuşturucu soruşturmasında perşembe günü erken saatlerde tutuklanan gazeteci Mehmet Akif Ersoy'un ifadesi ortaya çıktı.
Bu hafta gözaltına alınmasının ardından görevden alınan Habertürk Genel Yayın Yönetmeni Ersoy'un, hakkındaki suçlamaları reddettiği öğrenildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü soruşturma kapsamında Ersoy'un yanı sıra gözaltına alınan Mustafa Manaz, Ufuk Tetik ve Ebru Gülan tutuklanırken, diğer dört kişi adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı.
Aynı soruşturma kapsamında daha önce televizyon spikerlerinden Ela Rumeysa Cebeci, Meltem Acet ve Hande Sarıoğlu da gözaltına alınmıştı.
Soruşturma kapsamımda sekiz şüpheliye "kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak", "kabul etmek veya bulundurmak" ya da "uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak, kullanılmasına yer ve imkân sağlamak" suçlamaları yöneltilmişti.
Sevk yazısı ortaya çıkmıştı
Savcılık tarafından sevk yazısının detaylarına da ulaşılmıştı.
Milliyet'te yer alan habere göre, dosyada gizli tanık ve bilgi sahibi beyanlarının bulunduğu belirtilen sevk yazısında, şüphelilerin suçtan kurtulmaya yönelik beyan verdikleri belirtiliyor.
Sevk yazısında, şüphelilerin uyuşturucu madde kullanılması için yer ve imkân sağladıkları, eve gelen kadınlara uyuşturucu madde temin ettikleri ve kullandıktan sonra ikiden fazla kişiyle birlikte cinsel ilişkiye girdikleri aktarılıyor.
Ayrıca Ersoy'un çevresinde bulunan kişiler ile kadınları ilişkiye soktuğu, ilerleyen süreçlerde de sektörel ve maddi anlamda menfaat sağladığı iddiası sevk yazısında yer alıyor. Şüpheliler Mustafa Manaz, Ufuk Tetik ve Ebru Gülan'ın Mehmet Akif Ersoy ile fikir ve eylem birliği içerinde hareket ettiği vurgulanıyor.
'Hayatımda hiç uyuşturucu kullanmadım'
Habere göre Ersoy savcılıkta verdiği ifadede hakkındaki iddiaları kesinlikle reddettiğini söyledi. Hayatında hiç uyuşturucu kullanmadığını savunan Ersoy, “Bu iddialar çok çirkindir. Ebru A. İle flört ettiğimiz bir dönem oldu ancak devam ettiremedik bitirdik. Arkadaşlarım ile Ebru A. Arasında diyaloğa ilişkin iddialar çok çirkindir. Böyle bir şey olmadı,” dedi.
Meltem A.’nın Ulus’taki evine hiç gelmediğini söyleyen Ersoy, “Ebru A.’nın kız kardeşi Ezgi A.’yı tanımam ancak Ebru A.’dan dolayı bilirim. Kendisini herhangi bir şekilde korumam söz konusu değildir. Hatta ben tam tersi Ebru ve annesini emniyete gönderdim. Gidin devlet ile iş birliği yapın dedim ve onlar da yaptılar. Bahar K. normal arkadaşımdır,” ifadelerini kullandı.
Yaptığı bir trafik kazasında uyuşturucu etkisinde olduğu yönündeki iddiaları da reddeden Ersoy ifadesinin devamında, "Buna dair polis tutanağı vardır. Serkan T’nin çakarlı araçla gezdiği iddiası yalandır. Grup seks iddialarının hepsi yalandır," dedi.
"Mustafa M. ile yüzde 5 - yüzde 10 civarında resmiyette olmasa da bir ortaklığım vardır. Barcelona'ya Ahmet G.’nin bir arkadaşı da orada olduğu için tatile gittiğimiz doğrudur. Rezan Epözdemir ile orada tesadüfen karşılaşmıştık. Başkonsolos arkadaşım da vardı. Gizem A. ile beni Ahmet G. tanıştırdı. Bir kere evine gitmişimdir. Emel D. Oyuncu arkadaşımdır. Arkadaşlarımın telefonundan uyuşturucu madde siparişi verdiğim iddiaları yalandır."
Spiker Nur Köşker ve 'Habertürk Emekçileri' hesabından paylaşımlar
Ersoy'un gözaltına alınmasıyla birlikte, sosyal medya platformu X'te ekim ayında açılan "Habertürk Emekçileri" adlı bir hesabın paylaşımları da gündem oldu.
Hesabın 3 Ekim tarihli paylaşımında, "Mehmet Akif Ersoy ile birlikte olmayı ve bu fuhuş şebekesinin içinde yer almayı reddettiği için işinden ayrılmak zorunda kalan arkadaşlarımızın da geri gelmeleri sağlanmalı, mağduriyetleri giderilmelidir," ifadeleri yer alıyor.
Ayrıca kanalın eski ekran yüzlerinden spiker Nur Köşker ile ilgili iddialar da sosyal medya ve basında geniş yankı buldu. Köşker'in kanalda çalıştığı süre boyunca tacize uğradığı yönündeki iddiaların hızla yayılmasının ardından sosyal medya hesaplarından açıklama yayınlayan Köşker, "Kariyerimin kendimce zirvesinde olduğum bir dönemde istifa etmek zorunda kaldım. En son artık ‘olmayacak herhalde bu ülkede’ deyip ülkeyi terk ettim. Kıta değiştirdim o adam yüzünden," dedi:
"Herkes neden bu zamana kadar sustun diyor. Önce buna bir açıklık getirmek isterim. Birincisi kendimi asla güvende hissetmiyordum. Ne yaparsa yapsın başına bir iş gelmediğini gördüğümüz karanlık, derin bir adamdı. İkincisi o dönemde evliydim. Korumam gereken bir ailem ve eşim vardı. Bu durumdan birine bahsetmem mümkün değildi. Gelelim ne olup bittiğine. Uzun süredir devam eden bir taciz süreci vardı. Genel yayın yönetmeliğine getirilir getirilmez de ekrandan almakla tehdit etmeye başladı. En sonunda da ya bu iş böyle olur ya da oturur masada haber yazarsın dediği için istifa edip kanaldan ayrıldım. O gün bana bu cümleyi kuracağını bilseydim kesinlikle o odaya telefonum ses kaydını başlatarak girerdim."
"Sonrasında herkese, 'Editörlük yapmamı istedi ve kabul etmedim. O yüzden işten ayrıldım' dedim. Mevzu benim dışımda ayyuka çıkınca yavaş yavaş yakın çevreme bu durumdan bahsetmeye başladım."
"Sabanın 5'inde 'Endamını masanın arkasına saklamışlar, yönetmene söyle LED'in önüne geç' diye mesaj atan Genel Yayın Yönetmeni olabilir mi?" Ben utanarak yazıyorum, kendisi zira utanmıyordu. Bu mesajı attığında üstümde etek vardı. LED'in önüne geçmemi isteme sebebi de buydu."