Güney Sudan'da militanların eski liderlerinden Riek Machar, reddettiği 'vatana ihanet' suçlamasıyla gözaltında tutuluyor. Machar aynı zamanda, devlet başkanının yardımcılarından biriydi.
Barış sürecinde kilit rol oynayan üç ülke, Güney Sudan Devlet Başkanı Salva Kiir'e "yeniden başlayan çatışmaları durdurma" ve "ölümcül iç savaşı sona erdiren anlaşmayı uygulamaya odaklanma" çağrısında bulundu.
Barış anlaşmasının temel aracıları ve garantörleri olan ABD, İngiltere ve Norveç, yaptıkları ortak açıklamada Kiir'e bir dizi eleştiri yöneltti.
Açıklamada, Kiir liderliğindeki hükümetin "2018 yılında imzalanan barış anlaşmasındaki güç paylaşımı ilkelerine uygun hareket etmediği" belirtildi.
Güney Sudan'da militanların eski liderlerinden Riek Machar, reddettiği "vatana ihanet" suçlamasıyla gözaltında tutuluyor. Machar, devlet başkanının yardımcılarından biriydi.
BM Barış Gücü Operasyonları Şefi Jean-Pierre Lacroix, geçtiğimiz ay BM Güvenlik Konseyi’ne yaptığı açıklamada, Güney Sudan’daki krizin tırmandığını, “bir kırılma noktasının” ortaya çıktığını ve barış sürecini yeniden rayına oturtmak için zamanın “tehlikeli biçimde daraldığını” söylemişti.
Garantör ülkeler ayrıca, kamu kaynaklarının kötüye kullanılmasını da eleştirirken, memurların aylardır maaş alamamasına dikkat çekti.
"Ülkenin yönetilmesi ya da seçimlere hazırlanması gerekirken, istikrardan yoksun tek taraflı görev değişiklikleri devam ediyor," ifadelerine yer verildi.
Güney Sudan'da ilk genel seçimlerin Aralık 2026'da yapılması planlanıyor.
Garantör ülkeler, Güney Sudan'daki tüm taraflara "silahlı saldırıları sona erdirme" ve "askıya alınan barış görüşmelerine geri dönme" tavsiyesinde bulundu.
Açıklamada, "Güney Sudan'ın tüm müttefikleri, özellikle geniş çaplı bir iç savaştan en fazla zarar görmesi beklenen komşu ülkeler, 'artık yeter' mesajının etrafında birleşmeli," denildi.
Bir uyarı da, nüfusun yüzde 70'inden fazlasına temel hizmetler sunan insani yardım kuruluşlarının faaliyetlerinin engellenmesine yönelikti.
Geçtiğimiz hafta ABD, insani yardım kuruluşlarına fahiş ücretler dayattığı ve faaliyetlerine engel olunduğu gerekçesiyle Güney Sudan'a yönelik yardımları çekme tehdidinde bulunmuştu.