Sivil toplum örgütleri, hükümetin 1500 MW'lık yeni kömürlü termik santral planının pahalı, gereksiz ve çocukların sağlıklı bir çevrede yaşama hakkını kısıtlayıcı nitelikte olduğunu belirttiler.
Güney Afrika Yüksek Mahkemesi, hükümetin ülkenin elektrik şebekesine 1.500 megavatlık (MW') yeni kömürlü termik santral ekleme planını iptal etti.
İklim çalışmaları açısında bir dönüm noktası olarak görülen davada Yargıç Cornelius van der Westhuizen, hükümetin çocuk hakları üzerindeki potansiyel etkiyi dikkate almaması nedeniyle planın hukuka aykırı ve geçersiz olduğunu söyledi.
'Kömürü İptal Et' adıyla bilinen dava, genç iklim aktivistlerinden oluşan üç farklı sivil toplum kuruluşu (Afrika İklim İttifakı (ACA), Vukani Çevresel Adalet Hareketi (VEM) ve Çevre Hakları Merkezi (CER) tarafından temsil edilen Groundwork Trust) tarafından açılmıştı.
'Kömürü İptal Et' davası bir son çare olarak görülüyordu
Üç yıl önce açılan davada, hükümetin enerji politikasının ülke anayasasının çeşitli bölümlerini ihlal ettiği savunuldu.
Kömür yakımı, iklim değişikliğine en çok sebep olan faktörlerden biri. Su ve hava kirliliğinden kaynaklanan çok sayıda sağlığa olumsuz etkileri de bulunuyor.
Enerji ve Temiz Hava Araştırma Merkezi, kömürle çalışan elektrik santrallerinin her yıl 2200'den fazla Güney Afrikalı kişinin ölümüne ve her yıl yetişkin ile çocuklarda binlerce bronşit ve astım vakasına neden olduğunu tahmin ediyor.
Güney Afrika'nın kuzeydoğusundaki bir iç bölge olan Highveld'de yaşayan ve Vukani Çevresel Adalet Hareketi (VEM) üyesi olan Mbali Mathebula "Hava kirliliği, su kirliliği ve toprak kirliliği yaşıyoruz. Her şey kömür madenlerinden etkileniyor. İçinde yaşadığımız çevre çok yıkıcı, bu yüzden pek çok insan hasta," diye konuştu.
Kömürün insan hayatında yarattığı tahribata değinen Mathebula, "Kömür toplum üyelerinin sağlığını ve konforunu etkiliyor, insanlar kanser ve solunum yolu hastalıklarıyla yaşıyor ve hayatta kalmak için oksijen ve oksijen cihazlarına ihtiyaç duyuyor. 'Kömürü İptal Et davası son çare; yeni kömür enerjisi olmaması gerektiğini söylüyoruz çünkü bu çok yıkıcı," sözlerini dile getirdi.
Güney Afrika halihazırda dünyanın yedinci büyük kömür üreticisi ve elektriğinin yüzde 80'ini bu fosil yakıttan sağlıyor. Ülke G20 ülkeleri içinde karbon yoğunluğu en yüksek ekonomiye sahip.
Sivil toplum örgütleri, hükümetin 1500 MW'lık yeni kömürlü termik santral planının pahalı, gereksiz ve çocukların sağlıklı bir çevrede yaşama hakkını kısıtlayıcı nitelikte olduğunu belirtiyor.
Mahkeme kömürlü termik santral planının 'hukuka aykırı ve geçersiz' olduğunu söyledi
Mahkeme, hükümetin kömürün gelecek nesillerin hakları üzerindeki etkisini gerektiği gibi değerlendirmediğini söyleyerek çevre örgütleri ittifakının lehine karar verdi.
Kararda, "Kural 53'ün yanı sıra birinci ve ikinci davalıların kanıtları, ilave 1500 MW'lık yeni kömürlü termik santralin çevre ve ulusun sağlığı, özellikle de çocukların sağlığı üzerindeki etkisine ilişkin herhangi bir değerlendirme konusunda kaygı verici derecede yetersizdir. Birinci ve ikinci davalıların bu konudaki anayasal yükümlülüklerini yerine getirmediklerinin açık bir göstergesidir," denildi.
Kararda ayrıca hükümetin kararlarının - özellikle Maden Kaynakları ve Enerji Bakanı Gwede Mantashe ve Güney Afrika Ulusal Enerji Düzenleyicisi'nin (NERSA) kararlarının - "anayasaya ve hukuka aykırı olduğu" belirtilerek "geçersiz" sayıldığı açıklandı.
Ayrıca Bakan Mantashe ile NERSA'nın davayı açan kişilerin yasal ücretlerini ödemesine karar verildi.
Gelecekteki iklim davaları için bir emsal
'Kömürü İptal Et' davasının arkasındaki iklim kampanyacıları, davanın çevreye zararlı projelere karşı gelecekte yapılacak yasal mücadeleler için bir emsal teşkil ettiğini belirtiyor. Ayrıca Güney Afrika halkının sağlıklı bir çevreye sahip olma yönündeki anayasal hakkının da altını çiziyor.
Afrika İklim İttifakı'nda (ACA) Kömürü İptal Kampanyacısı Sibusiso Mazomba, "Yüksek Mahkeme'nin bu kararı, Güney Afrika'nın çocuk ve gençlerinin geleceğimizi şekillendiren kararlara dahil edilmesini sağlamak açısından önemli bir hukuki zaferdir. Bu aynı zamanda CER'in ve son üç yıldır bu dava üzerinde yoğun bir şekilde çalışan kuruluşlar ittifakının çabalarının da bir kanıtıdır," değerlendirmesini yaptı.
Mazomba bunun, kömürün zararlı etkilerinden en fazla zarar gören çocuklar ve gençler için sağlıklı bir çevreye yönelik anayasal hakkın güvence altına alınmasında sadece ilk adım olduğunu da sözlerine ekledi.
"Gerçek adalete ancak bu haklar tam olarak desteklendiğinde, yaşamlarımızın, çevremizin ve geleceğimizin korunması sağlandığında ulaşılacaktır."