Büyük keşif, adanın kuzeyindeki Exogi'de yer alan Helenistik döneme ait anıtsal kompleksin, Odysseus’a adanmış kutsal alan Odysseion ile özdeşleştirilmesini sağladı.
Yanya Üniversitesi’nin, adanın kuzeyinde yer alan ve "Homeros’un Okulu" olarak bilinen Agios Athanasios arkeolojik alanında yürüttüğü kazılar, İthaka’nın tarihsel ve kültürel gelişimine dair önemli yeni bulgular ortaya koydu.
Exogi köyünün eteklerinde, su kaynaklarıyla çevrili yeşil bir bölgede yer alan bu alan, 19. yüzyılın başlarından bu yana "Homeros’un Okulu" olarak anılıyor. Merkezinde büyük bir kaya oluşumunun bulunduğu bölgede, biri diğerine oyma merdivenlerle bağlanan iki höyük tespit edildi. Helenistik Dönem’e (MÖ 3. yüzyıl) ait bir kule kalıntısı, Ano Andiros bölgesine hakim bir konumda yer alırken, Kato Andiros’un büyük kısmı ise büyük bir dikdörtgen yapının kalıntılarıyla kaplı.
Kazılarda elde edilen bulgular, alandaki insan faaliyetlerinin artık Son Neolitik döneme (MÖ 5./4. binyıl sonu) kadar izlenebileceğini gösteriyor. Bu döneme ait çok sayıda çakmaktaşı aletin yanı sıra yüzlerce çanak çömlek parçası bulundu. Tunç Çağı’na ait kalıntılar arasında ise MÖ 14. yüzyıl sonları ile 13. yüzyıla tarihlenen yaklaşık 30 farklı vazoya ait onlarca parça tespit edildi.
Alanda bulunan ve türünün bilinen sayılı örneklerinden biri olan, eksantrik kaya duvarlara sahip bozulmamış bir yeraltı çeşmesi/tankı, arkeologların ve ziyaretçilerin büyük ilgisini çekiyor. Yapının biçimi, mimari özellikleri ve içinde bulunan Geç Miken dönemine ait silindir parçaları, çeşmenin daha önceki araştırmacıların da öne sürdüğü gibi Miken paleolitik evresine tarihlendirilmesini güçlü bir olasılık haline getiriyor.
Homeros’un Okulu olarak bilinen yerleşimdeki Miken varlığı, büyük olasılıkla bölgedeki limanları ve tarım arazilerini denetlemek, aynı zamanda zengin su kaynaklarını korumak ve yönetmek amacıyla konumlandırılmıştı.
Tarihsel dönemlere ait en yoğun seramik buluntular ise Helenistik ve erken Roma dönemine (MS 1. ve 2. yüzyıl) tarihleniyor. Bu döneme ait büyük kap parçaları arasında, kutsal alanlarda yaygın biçimde kullanılan sekiz adet periant (kutsal kap) parçası tespit edildi.
Buluntular arasında ayrıca küçük objelerin yanı sıra şu gruplar öne çıkıyor: 34 adet kil adak figürü, birkaç düzine kil agnitha (ritüel nesne), küçük bir altın takı yığını ile bronzdan yapılmış çeşitli süs eşyaları ve nesneler. Kazı alanında ortaya çıkarılan, farklı kentlere ait 100’den fazla sikke (MÖ 3. yüzyıldan MS 2. yüzyıla kadar) ise bu yerleşimin uzun süreli kullanım gördüğünü ve ziyaretçi akınına uğradığını gösteriyor.
Öte yandan, Helenistik ve erken Roma dönemine ait binlerce çatı kiremidi parçasının temizlenmesi ve ayıklanması çalışmaları sürüyor. Bu kapsamda, Yunanca ve Latince yazıtlar taşıyan 14 mühürlü kiremit örneği gün yüzüne çıkarıldı.
Yakın zamanda işlenen malzeme sayesinde, üzerinde sol kısmında [OD]YCCEOC ibaresi bulunan ve büyük önem taşıyan bir mühür taşıyan bir kiremit örneği gün yüzüne çıkarıldı. Başka bir parçada ise, muhtemelen bir hacıya ait olan ve datif halde yazılmış bir ithaf yazıtı (ODYC[CEI) tespit edildi.
Kazı alanının değerlendirilmesinde, 1904 yılında W. Vollgraff tarafından Yukarı Andros’ta yapılan kazılarda elde edilen bulgular da dikkate alındı. Bu bulgular arasında, Geç Roma dönemine ait eserlerin yanı sıra, Greko-Romen sanatında ve İÖ 4.–3. yüzyıla ait İthaka bronz sikkelerinde Odysseus’a atfedilen özellikleri taşıyan minyatür bir bronz büst de bulunuyor.
Yapı kompleksinin işlevsel gelişimi, Helenistik dönemden başlayarak erken/orta Roma dönemine (MS 1.–2. yüzyıl) kadar uzanıyor. Kato Andiros’taki bu mimari topluluk, oyma taş mimarisi, adak nişleri ve yazıtlı alanlarıyla yoğun bir kült faaliyetinin sürdürüldüğü etkileyici bir kutsal mekâna işaret ediyor.
Bugün, Helenistik döneme tarihlenen bu anıtsal kompleksin artık kesin biçimde İthaka’daki Odysseion ile özdeşleştirilebileceği kabul ediliyor. MÖ 207 tarihli, Küçük Asya’daki Magnesia kentinde alınan bir kararda İthaka demosu tarafından düzenlenen Odysseia oyunları bağlamında adı geçen Odysseus’un kutsal alanı [IG IX 12 4, 1729] ile bu alan arasında doğrudan bir bağlantı kuruluyor. Odysseus’un karakteri ve bu oyunlardaki temsili ise 1930’lardan bu yana bilimsel tartışmalara konu olmayı sürdürüyor.
Nitekim, Polis Körfezi Mağarası’nda yaklaşık bir yüzyıl önce keşfedilen ve Geç Helenistik döneme ait bir kil maske parçası üzerine kazınmış EYCHIN ODYCCEI ithaf yazıtından sonra, şimdi aynı döneme tarihlenen ODYCCEOC ve ODYCCEI yazıtları, kahramanın İthaka’daki sonraki dönem kült varlığına dair yeni kanıtlar sunuyor.
Elde edilen tüm bulgular, bu kutsal alanın Helenistik dönemden erken Roma dönemine kadar uzanan süreçte İthakalıların dini, sosyal ve muhtemelen siyasi yaşamında merkezi bir rol oynadığını; ayrıca daha geniş bir hac işlevi taşıyan kamusal nitelikte önemli bir kompleks olarak geliştiğini ortaya koyuyor.
İthaka Belediyesi
Belediye tarafından yapılan açıklamada, Belediye Yönetimi'nin Kültür Bakanlığı, Kefalonya-İthaka Eski Eserler Ephorate ve Yanya Üniversitesi ile iş birliği içinde, kültürel mirasla ilgili bulguların korunması, tanıtılması ve değerlendirilmesi için her türlü çabayı göstereceği vurgulandı.
Açıklamada, bu keşiflerin önemine dikkat çekmek amacıyla, hem vatandaşlara hem de ziyaretçilere yönelik bilimsel ve bilgilendirici etkinliklerin düzenlenmesinin planlandığı belirtildi.
Belediyenin Homeros’un Okulu Arkeolojik Alanı’nda yürütülen kazı çalışmalarını finanse etmeye hazır olduğu ifade edildi.
“Ithaka bizi ilham vermeye ve şaşırtmaya devam ediyor. Bu topraklar adeta konuşuyor ve bize tarihimizin, geleneğimizin paha biçilmez değerini hatırlatıyor” ifadelerine yer verildi.