Newsletter Haber Bülteni Events Etkinlikler Podcasts Video Africanews
Loader
Bize Ulaşın
Reklam

Rosalia’nın 'LUX'u: Flamenkodan barok operaya uzanan bir başkaldırı

Rosalia, Paris Olimpiyatları açılış töreni arifesinde Louis Vuitton Vakfı'nda.
Rosalia, Paris Olimpiyatları açılış töreni arifesinde Louis Vuitton Vakfı'nda. ©  Invision
© Invision
By Jakub Dutkiewicz
Yayınlanma Tarihi
Paylaş Yorumlar
Paylaş Close Button

Rosalia'nın LUX albümü, çeşitlilik ve sınırlara meydan okuma ile tanımlanan kariyerinde, avangart bir müzikal vizyonun anıtsal bir başarısı olarak öne çıkıyor.

Rosalia, önceki iki stüdyo albümü "El mal querer" (2018) ve "Motomami" (2022) arasında, geleneksel flamenko ve cante’den Latin R&B ve reggaeton’a, hatta "Motomami"deki oryantal dokulara kadar uzanan geniş bir yelpazede müzikal dillerde ustalaşabileceğini kanıtlamıştı.

Sanatçı, bu süreçte farklı etkileri ve tarzları özgüvenle harmanlayarak, hem deneysel hem de dinleyiciye ulaşan bir ses dünyası kurdu.

Katalonya doğumlu şarkıcı Rosalia Vila Tobella, konservatuvar kökenlerini yeni albümü "LUX"ta ortaya koyarken, barok operanın görkemiyle elektronik müziğin keskin efektlerini buluşturuyor. Akılda kalan vokal aralıkları, güçlü bas çizgileri ve aşkın melodilerle desteklenen bu çalışma, neredeyse devrim niteliğinde bir müzikal deneyim sunuyor.

"LUX", Rosalia’nın henüz kısa olan diskografisindeki en olgun ve bütünlüklü albüm olarak öne çıkarken, sanatçının yaratıcı yolculuğunda doğal bir evrim olarak öne çıkıyor.

Columbia Records tarafından yayınlanan bu görsel Rosalía'nın 'LUX' şarkısını gösteriyor. (AP aracılığıyla Columbia Records)
Columbia Records tarafından yayınlanan bu görsel Rosalía'nın 'LUX' şarkısını gösteriyor. (AP aracılığıyla Columbia Records) AP Photo

Rosalia, Tanrı, pop gelenekleri, aşk, terk edilme, ölüm ve özgürlük gibi temaları ele alarak, histerik duygularla iç içe geçmiş, ifşaatlarla dolu, aynı zamanda kusursuz bir işçilikle birbirine bağlanan komplike bir karışım yaratıyor.

"LUX"ta Rosalia vizyonunu açık ve kararlı bir biçimde ortaya koyuyor. Açılış parçası, endişeli bir piyano melodisiyle dinleyiciyi içine çektikten sonra albümün temel sorusunu dile getiriyor:

“İkisi arasında kim yaşayabilir? Önce dünyayı sev, sonra Tanrı’yı sev.”

Parça ilerledikçe yaylıların ruhani tınıları yerini vurmalı bir kreşendoya bırakıyor; ancak tam bir çözüm beklerken şarkı aniden sona eriyor ve dinleyici cevaplardan çok sorularla baş başa kalıyor.

Rosalía’nın mesajı açık: Bu, kolay tatminler sunan bir albüm değil. Dinleyici, sanatçının kendini keşfetme yolculuğuna davet ediliyor. Ancak "LUX"un anlatısını tam anlamıyla kavrayabilmek için, bu yolculuğa hazır olmak şart.

Ve bu yolculuk, sıradan bir yolculuk değil.

Dört bölüme ayrılmış 18 parçalık albümde Rosalia, tüm kırılganlığıyla kendini ortaya koyuyor. “La Perla”da neşeli bir vals ritmi eşliğinde sadakatsiz bir Casanova’ya meydan okurken, “Mio Cristo Piange Diamanti”de İtalyanca söylenmiş hüzünlü aryalarla duygusal bir yoğunluğa ulaşıyor.

Klasik orkestra düzeni albümün genel dokusunu belirlese de, en etkileyici anlar Rosalia’nın sesini beklenmedik bir oyunbazlıkla öne çıkardığı bölümler. “Novia Robot”ta bir kadın itaatkârlığı modelini sorgularken, “Nuevo Mundo”da İspanyol flamenkosu, Portekiz fadosu ve görkemli kemanları ustalıkla birleştiriyor.

Albümün kapanış parçası “Magnolia”, Rosalia’nın veda hediyesi niteliğinde. Kilise orgları ve korolar eşliğinde hayatın geçiciliğine ağıt yakarken, tabutunu çiçeklerle süslediğini hayal ediyor. Parça büyük bir final patlamasıyla bitecekmiş gibi yükseliyor, ancak bunun yerine bir iniltiyle sona eriyor — dinleyiciyi maddi bir sonun özlemiyle baş başa bırakan kalıcı bir yankıyla.

Bazen bir sanatçı çıkar ve bir türün geleneklerine öylesine radikal bir şekilde meydan okur ki, o türün sınırlarını yeniden tanımlar. Bob Dylan’ın “Highway 61 Revisited” albümünde duygusal folk sözleriyle elektrikli rock’ı harmanlaması, müziğin dilini değiştirdi. Kanye West’in “808s & Heartbreak”teki duygusal ve stilistik çeşitliliği ise çağdaş rap’in yönünü belirledi.

Rosalia’nın “LUX”unun da aynı etkiyi yaratacağını söylemek kolay değil — özellikle pop müziğin algoritmalarla yönlendirildiği, dikkat sürelerinin kısaldığı bir dönemde. Ancak “LUX”, tam da bu koşullara karşı bir protesto olarak okunabilir. Rosalia’nın dördüncü stüdyo albümü, benzersiz sesiyle ayırt edilen bir başkaldırı niteliğinde.

Her ne kadar kolay hazmedilmese de ve temaları herkeste yankı bulmayacak olsa da, böylesine kapsamlı, büyüleyici ve teknik açıdan kusursuz bir sanatsal dönüşüme tanık olmak başlı başına bir ayrıcalık.

Olağanüstü: 9/10.

Erişilebilirlik kısayollarına git
Paylaş Yorumlar