Berlin’den Miami’ye: Rusya’nın Ukrayna’ya karşı yürüttüğü savaşı sona erdirmeye yönelik müzakereler sürüyor ancak Ukrayna’da barış hala uzak görünüyor. Ukraynalı asker Vlad, korku ve umutla dolu çarpıcı eserler ortaya koyuyor.
Rusya’nın Şubat 2022’de Ukrayna’ya yönelik topyekûn işgalinden önce Vlad’ın hayatı sanat etrafında dönüyordu. Günleri kaygısız geçiyordu: Sabahları resim yapıyor, öğle saatlerinde Kiev sokaklarında dolaşıyor, akşamlarını ise sergi ve etkinliklere ayırıyordu.
Ukraynalı sanatçı için 2021, yetenekli sanatçılarla dolu, hareketli bir şehir olan Kiev’de adeta yeni bir kültürel rönesans hissi yaratmıştı.
Ancak 24 Şubat 2022’de Rusya’nın Ukrayna’ya karşı kapsamlı savaşını başlatmasıyla her şey değişti. Vlad, 2023 yılında Ukrayna Hava Kuvvetleri’ne katıldı ve hâlen burada görev yapıyor.
Süregelen saldırılara, çevresindeki yıkıma ve hem kendi hayatı hem de sevdiklerinin hayatı için duyduğu sürekli korkuya rağmen Vlad, boş zamanlarında resim yapmayı sürdürüyor. Sanat, onun savaşla ve yeni 'mesleğiyle' başa çıkmasına yardımcı oluyor.
Vlad, bu yıl çalışmalarını Euronews Culture ile paylaşarak, Ukrayna Silahlı Kuvvetleri’nde görev yapan bir asker olarak yaşadıklarını sanatına nasıl yansıttığını gözler önüne serdi.
Ocak 2025: 'Mucizeler ölüm korkusu içinde gerçekleşir'
Vlad, Euronews Culture’a yaptığı açıklamada, “2 Ocak’ta, askerlerin yüzde 30’unun Hava Kuvvetleri’nden Kara Kuvvetleri’ne aktarılması nedeniyle askerî sağlık muayenesinden geçmem gerektiğini öğrendim,” dedi.
“Savaş zaten 11 yıldır sürüyordu ve bu süre içinde ülkemizin pek çok vatanseveri hayatını kaybetti. Bu nedenle komuta kademesi, cephe gerisindeki rezervleri devreye sokmaya karar verdi,” diye ekledi.
Vlad, o anlarda sersemlemiş ve endişeli hissettiğini, ancak “bir yanımda da büyük bir enerji patlaması yaşandı ve hayatım boyunca yaptığım en güçlü tabloyu ortaya koydum. Ölüm korkusu içinde mucizeler olur,” sözleriyle anlattı.
Şubat 2025: 'Aynada kendini neredeyse tanıyamamak'
Ocak ayında yaşananlar ve cepheye gönderilme tehdidi, Vlad üzerinde derin izler bıraktı. “Ocak ayı boyunca neredeyse hiç resim yapmadım,” diye anlattı ve şöyle devam etti:
“Hizmetten eve döndüğümde tek istediğim uzanıp uyumaktı ve tekrar, eskiden yaşadığım dünyada uyanmak. Silah arkadaşlarımın piyadeye aktarılmadığı ve benim sadece hafta sonları ara sıra resim yaptığım bir dünyada.”
Vlad’a bir yıl önce antidepresan reçete edilmişti, ancak yeniden görevlendirilme korkusu onu adeta çökertti. İlaçlarını kullanmayı bıraktı ve büyük miktarlarda tatlı ve alkol tüketmeye başladı.
İki ay içinde 20 kilodan fazla aldı. Aynaya baktığında kendini neredeyse tanıyamıyordu. Teselliyi yalnızca çocukluk anılarında bulabilen Vlad, “En yakın arkadaşım olan büyükannemi hatırladım. Onunla birlikte yaşardım ve beni sık sık şımartırdı; tatlılar, kurabiyeler ve börekler yapardı,” dedi.
Vlad, bu tablonun, çocukluğun o sıcak anlarını yansıttığını belirterek, “Tatlılar için paranın nereden geleceğini düşünmek zorunda olmadığın ya da bir hava saldırısı sırasında sığınağa koşman gerekmediği zamanları resmettim,” diye konuştu.
Mart 2025: 'Penceremin dışındaki sürekli patlamalar kabuslarıma karıştı'
Mart ayında Vlad uyku sorunları yaşamaya başladı. Geceleri uyanıyor, zihni hayatına ve yakınlarının akıbetine dair düşüncelerle doluyordu.
Hatırladığı kadarıyla, “Geceleri pencerenin dışındaki sürekli patlamalar, kâbuslarımla birbirine karışmaya başladı,” diye anlatıyor.
Bugün bile doktoruna danışmadan ilaçlarını neden bıraktığını tam olarak açıklayamadığını söyleyen Vlad, “Hâlâ, doktoruma danışmadan neden ilaçlarımı bıraktığımı gerçekten anlamıyorum, sadece alkol almak istiyordum ve bunun ilaçlarla birlikte kullanılmasının tehlikeli olduğunu biliyordum,” dedi.
Mart ayıyla birlikte baharın ilk işaretleri de ortaya çıktı. Dünya çiçek açmaya, günler aydınlanmaya başladı. Ancak Vlad’ın kendi dünyası korkutucu bir hızla çözülüyordu.
Bir gün, Sovyet Hava Kuvvetleri’nde yarbay olan büyükbabasını düşündü. Büyükbabasının kaderi, Vlad’a Sovyet sisteminin ne kadar acımasız olduğunu hatırlattı: Yüksek rütbesine rağmen, kız kardeşinin bir İtalyanla evlenip İtalya’ya taşınması nedeniyle sözde bir “ihanet eylemi” gerekçe gösterilerek 40 yaşında emekliye zorlanmıştı.
Vlad, birlikte yaptıkları yürüyüşleri, hayvan figürleriyle boyanmış anaokulu duvarlarını ve kapılardaki gerçeküstü çizgi film karakterlerini hatırladı. İşte o an, bu imgeleri kendi çalışmalarında resmetmek istediğini anladı.
Nisan 2025: 'Sanatımın dönüşümü'
Nisan ayında Vlad çok fazla resim yapmadı, ancak çalışmalarının hangi yönde ilerlemesini istediği üzerine uzun süre düşündü. “Dokuz yıl önce Dnipro kentinde şövale resmine yönelmeye karar verdim. Ondan önce sinema fotoğrafçılığıyla uğraşıyordum, yani sanata zaten aşinaydım,” diye anlattı.
Anılarından beslenen soyut tuvaller üretmeye karar veren ancak bu anıların hâlâ figüratif bir temeli olduğunu düşünen Vlad, “Bu yüzden soyutlamayla figürasyonu birleştirmeye başladım. Nisan ayı, sanatımın dönüşümü açısından belirleyici oldu,” dedi.
Mayıs 2025: 'Bir aile parçalandığında, ilgili herkes için zor olur'
Savaş, Vlad’ı yakalamaya devam ediyordu. Mayıs ayında üvey babası ve silah arkadaşları saldırı altında kaldı. “O da benim gibi bir asker, bir gönüllü,” diye ekledi.
Vlad’ın annesi, o 20 yaşındayken babasından ayrıldı ve üç yıl sonra yeniden evlendi. “Bir aile dağıldığında, bunun herkes için zor olduğunu ama en çok da çocuklar için yıkıcı olduğunu” söyledi.
Bu tablo, Luchino Visconti’nin Şiddet ve Tutku (Violence and Passion) filmine bir gönderme niteliği taşıyor.
Filmde, “yalnız kalmak isteyen yaşlı bir adamın, çevresindekilerin onun boşluğunu doldurmaya çalışırken dünyasını nasıl yerle bir ettiğini” anlattığını ifade etti.
Vlad, çalışmasının kimi tasvir ettiğinden emin olmadığını belirtti: “Babamı mı, beni mi, belki üvey babamı ya da annemi.”
Haziran 2025: 'Bir yandan özgürsün, ama diğer yandan süren bir savaş var'
Haziran ayında Vlad izinliydi ve zamanının büyük bölümünü resim yaparak geçirdi. “İzindeyken kendini özgür hissediyorsun tıpkı bir sanatçının kısıtlamalar ya da dış baskılar olmadan hissetmesi gerektiği gibi,” diyor.
O yaz, Rusya Ukrayna’nın doğusunda stratejik öneme sahip Pokrovsk kentine doğru ilerlemeye çalıştı.
Yaz aylarında Rusya, Donetsk bölgesinin sınırında yer alan ve Ukrayna için önemli bir lojistik merkez olan Pokrovsk kentinde hızlı bir ilerleme girişiminde bulundu.
Vlad şöyle anlatıyor:
“Donetsk bölgesinin hemen ardından benim memleketim olan Dnipropetrovsk başlıyor: Görev yaptığım ve gökyüzünü savunduğum yer. Düşmanın memleketime, akrabalarımın yaşadığı eve ulaşabileceğini hayal etmeye çalıştığım o kısa anlarda bile hissettiklerimi tarif etmek zor. Bu yüzden bir yandan özgürsün, ama diğer yandan süren bir savaş var ve bu da kendini tamamen sanata bırakmayı imkânsız kılıyor. Ukrayna’da, kim olursan ol, savaşı unutmak mümkün değil. Cephede çatışmalar sürüyor, ülkenin iç kesimlerinde siviller bombalanıyor, her gün şehirlerden geçen şehit konvoyları ve yoldan geçenlerin gözlerindeki acı… Ukrayna’da yaşamak işte tam olarak bu demek."
Temmuz 2025: 'Bu bir savaş hikâyesi değil, insanın kendisi ve iç dünyasıyla verdiği mücadelenin hikâyesi'
Temmuz ayında sıcak bir yaz günü Vlad’ın kedisi Anfisa, bahçede oynuyor, kelebeklerin peşinden koşuyordu. Can sıkıntısıyla eski bir ceviz ağacına tırmandı ta ki aniden beliren siyah bir karga bunu bir av sahnesine çevirene kadar.
Vlad o anları şöyle anlattı: “Altı uzun saat boyunca miyavlayarak acı acı yardım istedi. Ben de aşağıda durup bekledim; akşamüstü sonunda kendi başına aşağı indi. O günden sonra Anfisa tamamen ev kedisi oldu."
“Bu bir savaş hikâyesi değil, insanın kendiyle ve iç dünyasıyla verdiği mücadele hakkında,” diyen Vlad, “Bazen sadece bir gün, tek bir durum, bütün evrenini tamamen değiştirmeye yetiyor,” ifadelerini kullandı.
Ağustos 2025: 'Dürüst olmak gerekirse, zihnim bu bitmek bilmeyen duygusal iniş çıkışlar yüzünden parçalanıyormuş gibi hissediyorum'
Yazın sonuna gelindiğinde Vlad, sanata devam edip edemeyeceğini sorgulamaya başladı. Savaşın biteceğine dair hiçbir işaret yoktu ve çalışmalarını gerçekten geliştirebilmek için yurt dışına çıkma şansı neredeyse hiç yoktu. Tabloları çok az satıyordu. Aldığı askerî maaş ise çoğu zaman geçinmesine yetmiyordu.
Vlad, “Bu yüzden askerî bir eğitim alıp o yolda ilerlemenin, ulaşılması imkânsız hayallerle kendimi yaralamamak ya da sanatta mesleki yetersizlik duygusuyla kendime eziyet etmemek adına makul bir karar gibi göründüğünü düşündüm,” diye ekledi.
Sanat dünyasında “genç sanatçı” tanımının genellikle 35 yaş altı için kullanıldığını da hatırlatan Vlad, 30 yaşına yaklaşırken bu etiketin üzerinde giderek daha ağır bir baskı yarattığını söyledi:
"Bu kış 30 yaşıma basacağım; hiç yurt dışına çıkmadım ve gerçek sanat dünyasında kendime bir yer bulmak için ülkeyi terk etme şansım giderek azalıyor."
"Bu ay da bir kez daha son derece zordu,” diyen Vlad sözlerini şöyle sürdürdü: “Dürüst olmak gerekirse, yaratıcı kariyerimle bağlantılı bu bitmek bilmeyen duygusal iniş çıkışlar yüzünden zihnim parçalanıyormuş gibi hissediyorum."
Eylül 2025: 'İnsanların sanata ayıracak zamanı yok, herkes hayatta kalmak ve günlük yaşamla meşgul'
Eylül ayında tükenmiş duruma gelen ve neredeyse hiç resim yapmayan Vlad, “Bir keresinde görevden izin almayı başardım ve bir tablo satmak için 500 kilometre yol yaptım. Bu bana gerçekten ilham verdi en son mayıs ayında bir eser satabilmiştim,” diye anlattı.
Satışlar açısından iyi bir yıl olmadığını söyledi:
"Ülke savaşta, ekonomi çok kötü durumda ve serbest çalışanlar için faiz oranları yüksek. İnsanların sanata ayıracak vakti yok, herkes hayatta kalmaya ve gündelik yaşama odaklanmış durumda."
Ancak otoyolda tabloyu satmaya giderken, saatte yaklaşık 180 kilometre hızla ilerlediği o anlarda kendini canlı hissettiğini söyledi.
"O sırada ehliyetimi alalı yalnızca üç ay olmuştu ama görev nedeniyle şimdiden 5 bin kilometre yol yapmıştım. Harika bir gündü ve o akşam yaptığım tabloyu gerçekten çok seviyorum."
Ekim 2025: 'Ukrayna'da çocuk olmak korkunç bir şey'
Vlad, ekim ayındaki çalışmasını anlatırken, "Çocukluğumdan anaokulu kamelyalarını, uyku odalarının duvarlarındaki resimleri ve oradaki genel atmosferi hatırlıyordum. Neşeli, samimi, maskesiz. Çocuklukta herkes istediği kişi olabilirdi: tavşan, kedi, geyik. Bu bana benzer bir şey yeniden yaratma ilhamı verdi. Bugünün çocuklarının da mutlu olmasını istedim," dedi.
Vlad, bugün de çocukların mutlu olmasını istediğini vurguladı.
"Savaş sırasında çocuklar çok büyük acılar çekiyor. Bazı babalar cepheye gidiyor, çocuklar anneleriyle evde kalıyor. Bazı aileler, sürekli bombardımandan bunaldıkları için başka bir Avrupa ülkesine kaçıyor. Diğerleri Rusya Federasyonu’nun işgali altında kalıyor ve Rus askerleri tarafından öldürülüyor ya da çocuklar kaçırılıp zorla Rusya’da evlatlık veriliyor. Şu anda çocuk olmak korkunç."
Kasım 2025: 'Asların elindeki küçük piyonlar'
Vlad için kasım ayı sürekli savrulmalarla geçti: olası müzakerelere dair konuşmalar, Donald Trump’ın Ukrayna’yı bir kez daha yüzüstü bıraktığı ya da sattığına dair iddialar, uluslararası yansımaları olan iç siyasi sorunlar ve çok sayıda Ukraynalı askerin birliklerini terk etmesi.
Vlad sözlerini şöyle sürdürdü:
"Asların elindeki küçük piyonlar sıradan bir Ukraynalının hayatı piyasada böyle dalgalanıyor: Aylık 500 dolarlık bir maaşla gençliğini ve sağlığını feda ederken, başkaları kollarının altında sakladıkları aslarla ticaret yapıyor."
“Peki savaş bir Amerikan hız treni mi? Yoksa Rus hokeyi mi? Her şeyin hakemin duruma nasıl baktığına göre değiştiği bir oyun diski rakip sahaya mı paslayacağına yoksa doğrudan gol mü atacağına karar verdiği bir oyun.”
Aralık: 'Bugünün gerçekliği iyimserlikten başka bir şey değil'
Euronews Culture’a hikayesini anlatan Vlad, "Bu savaştan sonra nerede olacağımı hatta var olup olmayacağımı bile bilmiyorum. Ülkemin nerede olacağını, ailemin ve silah arkadaşlarımın nerede olacağını da bilmiyorum. Bugünün gerçekliği iyimserlikten çok uzak: cephe çatırdıyor, düşman büyük bir hızla ilerliyor; toplum ise sanki savaş bir hüküm değil de arka plandaki bir gürültüymüş gibi Noel tatillerine hazırlanıyor,” dedi.
Vlad, tatillere karşı olmadığını ancak bu satırlar okunurken cephede birilerinin hayatını kaybediyor olabileceği düşüncesinin kendisini “fiziksel olarak hasta ettiğini” söyledi ve şöyle devam etti:
"‘Asker’ soyut bir şey değil; geride kalanlar için bu toprağı savunmaya giden gerçek bir insan. Cephe gerisi savaşın bir parçasıdır. Ama cephe gerisi, savaşı kendisinden uzakmış gibi yaşadığında, bedelini cephe kanla ödüyor."
Batılı ortakların doğru sözler söylediğini ancak bilançoların farklı bir tablo ortaya koyduğunu belirten Vlad, özellikle Rus enerjisinin satın alınmasına atıfta bulundu.
Vlad’a göre bu savaş çoktan “paranın savaşı, çıkarların savaşı; rahatlığın ve kârın, bir ulusun tamamının hayatından daha önemli görüldüğü bir savaş” hâline geldi.
“Sadece başkasının ekonomisine zarar vermediği ölçüde destekleniyoruz. Ben romantik ya da idealist değilim. Bu dünyanın nasıl işlediğini biliyorum: sermaye, hiyerarşiler, kâr. Ama bir sınır var; o sınırın ötesinde sinizm ‘gerçekçilik’ olmaktan çıkar ve suç ortaklığına dönüşür. Bazıları kâr hesapları yapıp tatillere hazırlanırken, başkaları bunun bedelini hayatlarıyla ödüyor. Belki bir gün hesap sorulur. Ya da belki hiç sorulmaz.”