Ekim ayındaki başkanlık seçimlerinden bu yana süren ve toplamda 150'den fazla kişinin hayatını kaybettiği huzursuzluk, Avrupa Birliği'nde endişeye yol açtı.
Mozambik'te 9 Ekim'deki tartışmalı başkanlık seçimlerini kazanan Daniel Chapo’nun zaferinin Anayasa Konseyi tarafından onaylanmasının ardından ülkenin büyük şehirlerinde şiddet olayları patlak verdi. Bu olaylarda son 24 saatte en az 21 kişi hayatını kaybederken, ölenler arasında iki polis memuru da bulunuyor.
Mozambik İçişleri Bakanı Pascoal Ronda, son 24 saatte ülke genelinde 236 şiddet olayı yaşandığını ifade ederek, 13 sivil ve 12 polisin de yaralandığını bildirdi.
İkisi polis aracı olmak üzere 25 aracın ateşe verildiği, 11 polis birimi ve bir cezaevinin tahrip edildiği de aktarıldı. Bu saldırılarda 86 mahkum serbest bırakıldı.
Salı günü Maputo’da düzenlediği basın toplantısında Ronda ayrıca, bu huzursuzluğun Konsey kararının açıklanmasından sonra başladığını belirtti.
Çatışmaların büyük kısmı, seçimlerde yüzde 24 oy alarak kaybeden aday Venâncio Mondlane’ın genç destekçileri tarafından organize edilirken, Chapo ise seçimlerden yüzde 65 oy alarak galip çıktı.
Sosyal medya platformlarında dolaşan görüntülerde, başkent Maputo ve Beira şehrinde protestocuların dükkanları yağmalayıp ateşe verdiği görüldü. Beira’da bazı belediye yetkililerinin şehirden kaçtığı bildirildi.
150’den fazla can kaybı
Mozambik’te seçimleri izleyen sivil toplum kuruluşu Decide Electoral Platform’a göre, 21 Ekim’den bu yana protestolarda 150’den fazla kişi hayatını kaybetti. 4-10 Aralık tarihleri arasında 34 kişinin öldüğü ve protestoların hala devam ettiği bildiriliyor.
İnsan hakları grupları, barışçıl olarak başlayan protestoların Mozambik makamları tarafından sert bir şekilde bastırıldığını ve bu müdahaleleri “aşırı güç kullanımı” olarak nitelendirdi. Uluslararası gözlemciler, seçimde düzensizlikler tespit ettiklerini belirterek, bu durumu eleştirdi.
AB'den 'derin endişe' mesajı
Avrupa Birliği (AB), ülkedeki seçim sonrası şiddet olaylarından dolayı derin endişe duyduğunu açıkladı. AB, tüm taraflara “itidal çağrısında” bulunarak, gerilimi artırabilecek eylemlerden kaçınılmasını istedi.
AB’nin açıklamasında şu ifadelere de yer verildi: “Ayrıca, insan hakları ihlallerinin sorumlularının hesap vermesi ve adaletin sağlanması çağrısında bulunuyoruz.”
Seçim sürecini izlemek için 180 kişilik bir Seçim Gözlem Misyonu (EU EOM) gönderen AB, seçimlerde birkaç “usulsüzlük” tespit ettiklerini belirtti. AB’nin raporunda, oy sayımı sırasında düzensizlikler ve seçim sonuçlarının gerekçesiz bir şekilde değiştirilmesi gibi durumlar tespit edildiği ve sayım sürecinde şeffaflığın artırılması gerektiği vurgulandı.