Donald Trump'ın Grönland'ı ilhak etmek için askeri güç kullanabileceği yönündeki açıklamalarına Avrupa Komisyonu'ndan çekingen bir yanıt geldi: 'Bizim için devletlerin egemenliğine saygı duyulması gerektiği açık.'
Beyaz Saray'a dönmeye hazırlanan Donald Trump'ın Danimarka Krallığı'na ait özerk bir bölge olan Grönland'ın kontrolünü ele geçirmek için askeri güç kullanabileceğine dair imaları tartışma yaratırken, Avrupa Komisyonu'nun tepkisi merak konusu oldu.
Ancak Avrupa Komisyonu, Avrupa Birliği (AB) üyesi Danimarka'nın toprak bütünlüğünü tehdit eden Trump'ı azarlamaktan kaçındı. Bunun yerine Komisyon, Elon Musk'ın blok genelinde serbest seçimlere müdahale etme girişimlerine tepki olarak yaptığına benzer bir şekilde, genel eylem ilkelerine başvurarak ve herhangi bir kınama ifadesinden kaçınarak anlaşmazlığın üstesinden geldi.
"Bizim için devletlerin egemenliğine saygı duyulması gerektiği açıktır. Bu bizim demokratik değerimizdir," diyen bir Komisyon sözcüsü Çarşamba günü yaptığı açıklamada ayrıca şunları söyledi: "Güçlü bir transatlantik gündem ve ortak hedefler ile kilit stratejik ilgi alanlarına sahip konular doğrultusunda çalışmayı dört gözle bekliyoruz."
Kopenhag'ın Grönland'dan vazgeçmeyi reddetmesi halinde Trump'ın Danimarka'yı "çok yüksek düzeyde" gümrük vergileriyle tokatlama tehdidi sorulduğunda Komisyon, "ticari konularda ve gerektiğinde diğer konularda çıkarlarımızı savunmaya hazır" olduğu konusunda ısrar etti.
Grönland, Danimarka'nın aksine 27 ülkeli bloğun bir parçası değil ancak denizaşırı bir bölge olarak AB fonlarına erişim ve AB vatandaşı sayılan Grönlandlılar için dolaşım özgürlüğünü içeren özel bir statüye sahip.
Komisyon'dan çarşamba günü yapılan açıklamada, 2.16 milyon kilometrekarelik bir alana yayılan adanın AB anlaşmalarında yer alan karşılıklı savunma hükmünden yararlanacağını teyit etti. Madde 42.7 uyarınca, başka bir üye devletin "kendi topraklarında silahlı saldırıya uğraması" halinde tüm üyelerin "yardım ve destek yükümlülüğü" bulunuyor.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in işgali başlatmadan önce savurduğu tehditlere atıfta bulunan sözcü, "Son derece teorik bir konudan bahsediyoruz ve bu konuyu detaylandırmak ya da Ukrayna'da yaşananlarla karşılaştırmak istemiyoruz," dedi.
"Birçok tehdit gerçekleşmedi. Şu anda söylediklerimizin ötesine geçmeye gerek görmüyoruz."
Bu çekingen yanıt, Trump'ın düzenlediği bir saatlik bir basın toplantısında ABD için yayılmacı bir vizyon ortaya koymasından bir gün sonra geldi ve uzun süredir devam eden dış politikadan benzeri görülmemiş bir sapmaya işaret etti.
Bu toplantıda Trump, kendisine yöneltilen Grönland ve Panama Kanalı'nın kontrolünü ele geçirmek için askeri ya da ekonomik baskı kullanmayacağına dair "dünyayı temin edip edemeyeceği" sorusuna şu yanıtı vermişti: "Böyle bir taahhütte bulunmayacağım."
Grönland konusunda ise şunları söyledi: "Danimarka'nın Grönland üzerinde yasal bir hakkı var mı bilmiyorum ama eğer varsa vazgeçmeli çünkü ulusal güvenliğimiz için buna ihtiyacımız var."
Oğlunun Grönland ziyaretini kutladığı ayrı bir sosyal medya paylaşımında Trump şunları söyledi: "Bu gerçekleşmesi gereken bir anlaşma. MAGA. GRÖNLAND'I YENİDEN BÜYÜK YAP!"
Grönland Başbakanı Múte B. Egede, Cumhuriyetçilerin gözdağına hemen karşılık verdi. "Grönland, Grönland halkına aittir," diyen Egede, şunu da sözlerine ekledi: "Geleceğimiz ve bağımsızlık mücadelemiz bizim işimizdir."
Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen de Egede'nin sözlerini yineledi: "Grönland satılık değildir ve gelecekte de olmayacaktır," dedi. Frederiksen adanın geleceğine 56.000'den fazla sakininin karar vermesi gerektiğini vurguladı.
Danimarka televizyonuna verdiği demeçte, "Sakin olmalı ve ilkelerimize bağlı kalmalıyız," dedi.
Grönland neden bu kadar önemli?
Her ne kadar uçuk olsa da Trump'ın son iddiaları, ABD'nin ittifaklarını kendi aşırı milliyetçi "Önce Amerika" gündemine boyun eğdirme isteğinde ciddi bir tırmanışı temsil ediyor.
Trump'ın ekonomik baskı yoluyla ilhak etmekle tehdit ettiği bir diğer ülke olan Danimarka ve Kanada, NATO üyesi ve ABD'nin yakın müttefikleridir.
Trump'ın Grönland'a olan takıntısı, Frederiksen'in devreye girmek zorunda kaldığı Beyaz Saray'daki ilk dönemine kadar uzanıyor. Ancak o dönemde Trump'ın açıklamalarına şimdi olduğu gibi açık bir askeri güç tehdidi eşlik etmiyordu.
Grönland'a yönelik küresel ilgi son yıllarda iklim değişikliğinin etkileri nedeniyle arttı. Buzun giderek erimesinin petrol için daha fazla sondaj yapılmasına ve hem AB hem de ABD'nin en çok ilgilendiği yeşil ve dijital dönüşümlere güç sağlamak için kritik öneme sahip nadir toprak minerallerinin çıkarılmasına olanak sağlaması bekleniyor.
Geçtiğimiz yıl Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, başkent Nuuk'taki ilk AB ofisinin açılışını yapmak üzere Egede ve Frederiksen ile birlikte Grönland'ı ziyaret etti.
Von der Leyen, "Bu, Avrupa Birliği'nin Grönland'da ve daha geniş Arktik bölgesinde çok somut bir varlığıyla ortaklığımızda yeni bir dönemin başlangıcıdır," dedi.
Grönland, Kuzey Buz Denizi'ndeki konumu nedeniyle önemli ticari avantajlar da sunuyor. Amerika'nın Doğu Kıyısı ile Asya arasındaki en kısa rotayı sağlayan Kuzeybatı Geçidi, buzun azalması nedeniyle gelecekte gezilebilir hale gelebilir.
ABD Uzay Kuvvetleri, ABD ve Danimarka Krallığı tarafından imzalanan bir savunma anlaşması kapsamında Grönland'ın kuzeyinde bir üs işletiyor. Pituffik Uzay Üssü füze uyarı, füze savunma ve uzay gözetleme görevlerini destekliyor.
Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noël Barrot çarşamba günü yaptığı açıklamada, AB'nin egemenlik sınırlarını dış saldırılara karşı koruyacağına dair "hiçbir şüphe olmadığını" söyledi. Ancak Barrot, Trump'ın sözlerinin gerçek bir eyleme yol açacağı konusunda ikna olmuş değildi.
Barrot, "Eğer bana ABD'nin Grönland'ı işgal edeceğini düşünüp düşünmediğimi soruyorsanız, cevabım hayır," dedi. "Ama en güçlü olanın hayatta kalacağı bir döneme mi girdik? O zaman cevabım evet."