ABD Başkanı Donald Trump ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasındaki Ukrayna barışına yönelik telefon görüşmesi, AB'nin 'devre dışı bırakıldığı' endişelerini artırdı.
AB liderleri Perşembe günü, ABD Başkanı Donald Trump'ın kendilerini dahil etmediği bir barış sürecinin pratikte 'işlemeyeceği' uyarısında bulundu.
Trump önceki gün savaşın taraflarından Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy ile barış görüşmelerini ele aldı.
Özellikle Trump-Putin görüşmesinde, iki ismin müzakerelere "derhal" başlanması noktasında mutabık kalmaları blok genelinde "kötü" karşılandı ve AB'nin yeni süreçten "soyutlanacağı" endişelerini körükledi.
Şubat 2022'de başlayan savaşın ilk dönemlerinde AB liderleri Ukrayna'ya adaylık statüsü vermişti. Barış görüşmelerinde masada olmaya özel önem atfediyorlar.
AB dış politika şefi Kaja Kallas, "Arkamızdan bir anlaşma yapılırsa, bu kesinlikle işe yaramayacaktır. Çünkü Avrupalıların ve Ukraynalıların karşılıklı olarak bunu onaylaması gerekir," dedi.
Avrupa Konseyi Başkanı Antonio Costa da Beyaz Saray'a benzer bir uyarıda bulunarak Ukrayna'da barış ve Avrupa'da güvenliğin "birbirinden ayrılamaz konular" olduğunun altını çizdi.
"Barış basit bir ateşkes olamaz. Rusya artık Ukrayna, Avrupa ve uluslararası güvenlik açısından bir tehdit olmaktan çıkmalı," diye konuştu Costa. "Müzakereler, Ukrayna ve AB'nin olmadığı bir senaryoda ne inandırıcı olur ne de kalıcı bir barışla sonuçlanır."
Avrupa Komisyonu Baş Sözcüsü ise, "Avrupa olmadan, Avrupa'nın ve Ukrayna'nın güvenliği hakkında bir tartışma yapılamaz. Masada bize ihtiyacınız var," ifadelerini kullandı ve Trump-Putin görüşmesini "bir sürecin başlangıcı" olarak tanımladı.
Sözcü, çarşamba günü gerçekleşen telefon görüşmesinden önce Washington'un Brüksel ile temas kurmadığını doğruladı. "Özellikle bu telefon görüşmesine ilişkin herhangi bir koordinasyon söz konusu olmadı," dedi.
Litvanya Cumhurbaşkanı Gitanas Nauseda, "Saldırgan, saldırganlığıyla kalır. Kurban, yani işgal altındaki ülke desteklenmelidir. Ateşkes, sürdürülebilir bir barış sayılmaz. Saldırganı şimdi ve sonsuza kadar durdurmalıyız," dedi.
Polonya Başbakanı Donald Tusk, Trump'ın izlediği diplomasiye öfkesini dile getirirken büyük harflere başvurdu.
"İhtiyacımız olan tek şey barış. ADİL BİR BARIŞ. Ukrayna, Avrupa, ABD bu konuda birlikte çalışmalı. BİRLİKTE," diye yazdı.
Tusk daha sonra Zelenskiy, Costa, Almanya Şansölyesi Olaf Scholz, İsveç Başbakanı Ulf Kristersson ile bir telefon trafiğine girdi. Görüşmelerde bir sonraki Şansölye olması beklenen Almanya Hristiyan Demokrat Birliği (Christlich Demokratische Union Deutschlands - CDU) lideri Friedrich Merz de vardı.
"Avrupalılar da kıtanın bir parçası olarak masada olmalı ve şüphesiz AB üyesi olacağız. Onlar bize önemli ölçüde yardımcı oldu," dedi Zelenskiy.
"Herkes olası formatı şöyle düşünüyor: ABD, Ukrayna ve Rusya. Ama Avrupa nerede? Onları dahil edebilmek için çabalıyorum."
Zelenskiy, Trump'ın kendisiyle konuşmadan önce savaş suçlarından aranan Putin ile görüştüğünü öğrenmenin "hoş olmadığını" itiraf etti fakat iki lider arasındaki ilk teması "Rusya ile görüşmelere öncelik verildiği" şeklinde yorumlamadı.
'Rusya'nın işine geliyor'
Trump'ın seçtiği övgü dolu kelimeler, Avrupa'nın endişelerini daha da körükledi.
Telefon görüşmesinin ardından sosyal medyada yaptığı paylaşımda Putin ve Rusya'ya övgüler yağdıran Trump, her iki ülkenin de "büyük tarihini" ve "güçlü yanlarını" vurguladı. Paylaşımda hangi ülkenin hangi ülkeyi işgal ettiğinden hiç bahsetmemesi dikkat çekiciydi.
Görüşme sonrası bir gazeteci ABD Başkanı'na Ukrayna'yı barış sürecinin "eşit bir tarafı" olarak görüp görmediği sordu. Tereddüt eden Trump, "Bu ilginç bir soru. Bence barıştan başka çareleri yok. İnsanlar ölüyor," cevabını verdi.
"Bu girilecek iyi bir savaş değildi," diye ekledi fakat savaşı kimin başlattığı detayına yer vermedi.
ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, Ukrayna'nın 2014 öncesi sınırlarına dönme ve NATO'ya katılma isteğini, herhangi bir çözümün dışında tutulması gereken "gerçekçi olmayan" hedefler olarak nitelendirdi.
Hegseth ayrıca NATO'nun bölgede barışı tesis etmekten sorumlu olacağı iddialarını reddetti.
AB dış politika şefi Kaja Kallas'a göre Hegseth açıklamalarıyla, Beyaz Saray'ın kartlarını çok erkenden açığa çıkarmış oldu. Rusya, Ukrayna'nın NATO hedeflerine uzun zamandır karşı çıkıyor.
"NATO üyeliği var olan en güçlü güvenlik garantisidir. Ve aynı zamanda en ucuz garantidir," dedi Kallas.
"Daha müzakereler başlamadan hiçbir şeyi masadan çekmemeliyiz çünkü bu Rusya'nın işine gelir ve onların istediği de budur. Neden daha müzakereler başlamadan onlara istedikleri her şeyi veriyoruz?"
Moskova tarafı Trump ile telefon görüşmesine olumlu tepki verirken Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov, Trump'ın pozisyonunu "çok daha cazip" buldu.
Peskov bir mesajlaşma uygulamasında "Eminim Kiev, Brüksel, Paris ve Londra'da, Trump'ın Putin'le yaptığı görüşmeye ilişkin uzun açıklamasını dehşetle okuyor ve gözlerine inanamıyorlar," diye yazdı.
"Rus dostu" bir tutum benimseyen ve Putin'i Moskova'da ziyaret ederek diğer AB ülkelerini karşısına alan Macaristan Başbakanı Viktor Orban, çarşamba gecesi Avrupa dışişleri bakanları tarafından yayınlanan, "Ukrayna ve AB'nin her türlü müzakerenin parçası olması gerektiği" yönündeki ortak açıklamayı sert bir dille eleştirdi.
"Müzakere masasından koltuk talep edemezsiniz. Bunu hak etmek zorundasınız! Güç, iyi liderlik ve akıllı diplomasi yoluyla," dedi Orban. "Brüksel'in tutumu -ne kadar sürerse sürsün ölüme olan destekleri- ahlaki ve siyasi açıdan kabul edilemez."