Angola, sürdürülebilir gelişen bir Afrika ülkesi

Angola, sürdürülebilir gelişen bir Afrika ülkesi
© 
By Euronews
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button
Aşağıda yerleştirilen video haber linkini kopyalayın/yapıştırınCopy to clipboardCopied

Focus Angola’nın yeni bölümüyle sizlerle birlikteyiz.

REKLAM

Focus Angola’nın yeni bölümüyle sizlerle birlikteyiz. Ülkenin sadece petrole dayalı üretimden çıkıp ekonomisinde ürün çeşitlendirmeye yönelmesini daha iyi anlamaya çalışacağız. 1970’li yıllarda Angola, Afrika’nın tarım şampiyonuydu. Fakat sonu gelmeyen savaşlardan dolayı tarım sektörü zayıfladı. Bugün ülke gelirinin sadece yüzde 10’nu temsil eder hale geldi.

Kendi tüketim mallarının % 80’ini ithal eden Angola potansiyelini kullanamıyor. Ülke 15 yıldan beri yeniden ayağa kalkmaya çalışıyor.

Serge Rombi, euronews:
“Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’ne göre (FAO) Angola, tarımda dünyanın en yüksek potansiyele sahip ilk 5 ülkesi arasında. Ülkede ekilebilir tarım arazisi 58 milyon hektar. Bu Fransa’nın yüz ölçümünden daha da büyük bir alana denk geliyor. Fakat sorun bu toprakların sadece % 10’u ekilebiliyor. Bu da ülkenin sulama imkanlarının kısıtlı olmasından kaynaklanmakta.”

Ülkenin en büyük çiftliğindeyiz. Güney Kvanza eyaletinin deniz seviyesinden 1400 metre yukarıda yer alan dağlık alanlarındayız. Alan çok büyük. 10,000 hektar. Şu an sadece üçte biri kullanılıyor. Burada 50 farklı türde üretim yapılmakta ve yıllık ciro 5 milyon dolar.

Bu gibi özel tarım üreticileri Angola’da tarımın yaklaşık % 15’ini temsil etmekte fakat ekili arazinin yaklaşık yarısını çalıştırıyorlar.

João Macedo Yönetici:
“Angola’da tarım için mükemmel koşullar var. Çeşitli mikro iklimler, verimli arazi, bol su bulunmakta. Tarım için dünyanın en iyi koşullar burada… Bizim için en büyük sorun ise yeterli işçi olmaması.”

Tarım sektörünün canlandırılması, tarlada çalışacak yetişmiş işi bilen işçilerin olmasına da bağlı. Şirkette yakalaşık 800 kişi çalışıyor ve çalışanlarının hemen hemen hepsine eğitim verilmiş. Yatırımın önemli bir kısmı, dört yapay gölün oluşturulmasına ve son nesil sulama sistemlerine tahsis edilmiş.

Toplamda, şirket 6 buçuk yıl için 150 milyon dolar yatırım yaptı ve ülkede iki çiftliği daha var.

João Macedo:
“Farklı ürünler üretmek için yeni projelerimiz var. Başladığımız başka tarım projelerimiz var. Önümüzdeki üç yıl içinde 150 milyon dolardan fazla yatırım yapacağız.”

Angola’nın bir diğer tarım ürünü kahve. Kahverengi altın adı verilen kahve nadir bulunan bir ürün ve elde edilmesi güç. Bir kahve ağacından meyveleri toplamak için 4 yıl geçmesi gerekiyor.

Jorge Ribeiro’ya göre Angola bir zamanlar kahvenin altın çağını yaşıyordu. Jorge Ribeiro, kahvenin altın çağını çok iyi biliyor ve 50 yıldır kahve sektöründe. Angola kahvesinin yeniden canlandırılmasında kilit rolde olanlardan biri. Sektörün geleceğine inanan yerel üreticiye danışmanlık yapıyor.

“Angola kahvesi en kaliteli kahvelerdendir. Fakat üretim noktasında çok çok düşük seviyedeyiz. 1973 yılında dünyanın 4 büyük üreticisinden biriydik. Fakat bugün çok aşağılardayız. Lakin bugünkü eğilim, kahve üretimini yeniden canlandırmaya kaymakta.”

Son yıllarda Angola hükumeti ülkede kahve üretimini yeniden canlandırmaya çalışıyor. Hedef Angola kahvesini rekabetçi konuma getirebilmek. Bugün ülkede kahve üretimi 20 ton civarında. Bu miktar 70’li yılların üretiminden 20 kat daha az.

Pedro Ribeiro:
“Potansiyel var. Bu bir ütopya değil. Bu ülke yılda 200.000 ton üretim kapasitesine ulaştı. Toprak ve iklim üretim için elverişli. Bizim istediğimiz büyüme potansiyelini geliştirmek. Tarım ve işleme sanayinin kapasitesini artırmak. Ve ayrıca ihracatı geliştirmek.”

Tarım gelirlerinin bu yıl yüzde 20 artması bekleniyor. Ülkede herkesin eşit faydalanacağı sürdürülebilir büyüme, ekonomik beklentileri garanti altına alacaktır.

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Japonya, Ukrayna'nın toparlanması için uzmanlığını nasıl kullanıyor?

Özbekistan'ın pamuk endüstrisi boykotun ardından yeniden yükseliyor

Japonya’nın Tohoku bölgesinde geyikler ve kediler turizmi nasıl canlandırıyor?