NewsletterHaber BülteniEventsEtkinliklerPodcasts
Loader
Bize Ulaşın
REKLAM

Aşırı teşhis Avrupa'da prostat kanseri insidansında büyük farklılıklara yol açıyor: Çalışma

Çalışmaya göre aşırı teşhis Avrupa'da prostat kanseri insidansında büyük farklılıklara yol açıyor
Çalışmaya göre aşırı teşhis Avrupa'da prostat kanseri insidansında büyük farklılıklara yol açıyor © Canva
© Canva
By Oceane Duboust
Yayınlanma Tarihi
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button
Bu haberin orjinalinin yayınlandığı dil İngilizce

İnsidans oranları ülkeler arasında 20 kata kadar farklılık gösterebilirken, mortalite sadece yaklaşık beş kat değişti.

REKLAM

Yakın zamanda yapılan bir çalışmaya göre, Avrupa'da prostat kanserinin aşırı tanısı, ülkeler arasındaki insidans farklılıklarına katkıda bulunuyor olabilir.

British Medical Journal'da yayınlanan çalışmada, ülkeler arasında insidans oranlarında 20 kata varan farklılıklar görülürken, mortalitede yalnızca yaklaşık beş katlık bir değişim olduğu vurgulandı.

Aşırı tanı, bireyin yaşamı boyunca semptomlara veya ölüme neden olmayacak bir hastalığın teşhis edilmesi anlamına geliyor. Bu durum, gereksiz tedavilere ve erkeklerin yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilecek sonuçlara yol açabiliyor.

İnsidans ise risk altındaki sağlam kişilerin belirli sürede, belirli bir hastalığa yakalanma olasılığını gösteren ölçüt.

Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı'ndan (IARC) Dr. Salvatore Vaccarella, "Bu çalışmanın sonuçları, PSA testi ile yapılan fırsatçı taramaların prostat kanseri aşırı tanısına büyük katkı sağladığını gösteriyor," dedi.

PSA, kan testi ile ölçülebilen prostat spesifik antijen seviyesini ifade eder.

Prostat kanseri, 2020 yılında Avrupalı erkekler arasında görülen yeni kanser vakalarının yaklaşık dörtte birini oluştururken, 70.000'den fazla ölüme neden oldu.

Prostat kanseri taramalarında aşırı teşhis ve aşırı tedavi riski meme, rahim ağzı ve kolorektal kanser taramalarına kıyasla daha yüksek.

2006'dan bu yana Litvanya hariç çoğu Avrupa ülkesi, geniş kapsamlı tarama programları yerine bireysel bazda karar verme yolunu tercih ediyor.

Çalışmanın yazarları, PSA testinin rutin sağlık kontrolleri kapsamında sunulabileceğini, ancak isteğe bağlı ve fırsatçı taramaların "nüfus üzerinde optimalden daha az bir etkiye sahip olma olasılığının yüksek olduğunu," belirtti.

2009 yılında yapılan bir araştırma, PSA testi ile belirlenen erkeklerin yüzde 23 ila yüzde 42’sinin prostat kanseri teşhisi almadan hayatlarını sürdürebileceğini gösterdi.

Tarama, aşırı tanı zararlarını 'en aza indirmeli'

1985 yılında ülkeler arasındaki insidans farkı 100.000 erkekte 89,6 ile 2007'de 100.000 erkekte 385,8 arasında değişirken, mortalite oranları 1983'te 100.000 erkekte 23,7 ile 2006'da 100.000 erkekte 35,6 arasında seyrediyor.

Dr. Salvatore Vaccarella, "Bu yeni çalışmanın bulguları, prostat kanseri taramasının gelecekteki uygulamalarının dikkatli kalite güvencesi, değerlendirme ve popülasyon düzeyinde fayda ve zararların sürekli izlenmesi ile aşırı tanının zararlarını en aza indirmeye yönelik tasarlanması gerektiğinin altını çizmekte," ifadelerini kullandı.

Sonuçlar, 26 Avrupa ülkesinde 35 ila 84 yaş arasındaki erkeklerden 1980-2017 yılları arasında toplanan verilerin analizine dayanıyor.

Araştırmacılar, analizde farklı yaş gruplarının ve zaman dilimlerinin dikkate alınmasının sınırlayıcı olduğunu ve sonuçların dikkatle yorumlanması gerektiğini vurguladı.

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Kemoterapi tedavisi tamamlanan Galler Prensesi Kate: 'Tamamen iyileşmem zaman alacak'

Bağırsaktaki beyaz kan hücresi kanser riski taşıyabilir: Araştırma

Bilim insanları hamilelik sırasında kadın beyninin nasıl değiştiğine ışık tutuyor