Newsletter Haber Bülteni Events Etkinlikler Podcasts Video Africanews
Loader
Bize Ulaşın
Reklam

Jinekolojik rahatsızlıklar kalp hastalığı riskini artırabilir: Araştırma

Yaygın jinekolojik rahatsızlıklar daha yüksek kalp hastalığı riskiyle bağlantılı
Yaygın jinekolojik rahatsızlıklar daha yüksek kalp hastalığı riskiyle bağlantılı ©  Canva
© Canva
By Oceane Duboust
Yayınlanma Tarihi
Haberi paylaşın Yorumlar
Haberi paylaşın Close Button

Araştırmacılar, kronik enflamasyon, hormonal dengesizlikler ve insülin direnci gibi metabolik sorunların da kalp hastalığı riskini artırabileceği konusunda uyarıyor.

REKLAM

Yeni bir araştırmaya göre, endometriozis gibi bazı jinekolojik rahatsızlıklar, daha yüksek kalp hastalığı riski ve beyne etki eden durumlarla bağlantılı olabilir.

Araştırmacılar, 3 milyondan fazla kişiyi kapsayan 28 çalışmayı inceleyerek endometriozis, polikistik over sendromu (PCOS), ağrılı adet dönemleri (dismenore) ve düzensiz adet döngüleri gibi jinekolojik bozuklukları mercek altına aldı.

Çalışmanın yazarlarından, McMaster Üniversitesi'nden yardımcı doçent Mathew Leonardi, Euronews Health’e gönderdiği e-postada, “[Jinekolojik rahatsızlıkların] kardiyovasküler hastalıklarla olası bağlantısını incelemek istedik çünkü kalp hastalığı dünya çapında bir numaralı ölüm nedeni olmaya devam ediyor. Bu rahatsızlıklara sahip bireylerin daha yüksek risk altında olup olmadığını anlamak, önleyici sağlık stratejilerinin önemli bir parçası,” dedi.

Heart dergisinde yayımlanan bulgulara göre, jinekolojik rahatsızlıklardan en az birine sahip bireylerde kardiyovasküler veya serebrovasküler hastalık riski yüzde 28 daha yüksek. Serebrovasküler hastalıklar, beyne giden kan akışını etkileyen sağlık sorunlarını içeriyor.

Özellikle endometriozis veya PCOS gibi yumurtalık fonksiyonlarını etkileyen rahatsızlıklara sahip bireylerde bu riskin daha belirgin olduğu görüldü.

Leonardi, “Bir diğer dikkat çekici bulgu, bazı çalışmalarda artan riskin yaşamın nispeten erken dönemlerinde ortaya çıkmasıydı. Bu da erken müdahale veya düzenli izleminin uzun vadede önemli bir fark yaratabileceğini düşündürüyor,” dedi.

Öte yandan meta-analiz, jinekolojik bozuklukları olan bireylerde genel ölüm riskinde bir artış göstermedi.

Çalışmada yer almayan ABD'deki Dignity Health Medical Group'ta kardiyolog olarak görev yapan Dr. Rachel Bond, Euronews Health'e gönderdiği e-postada, çalışmanın, kötü huylu olmayan jinekolojik hastalıkların "sadece lokal sağlık sorunları olmayıp, kardiyovasküler ve serebrovasküler hastalık riskini artırabilecek sistemik etkileri olabileceğine" dair "giderek artan kanıtlara" katkıda bulunduğunu söyledi.

Uzmanlar, kronik düşük dereceli enflamasyon, hormonal dengesizlikler ve insülin direnci gibi metabolik sorunların farklı durumları birbirine bağlamada rol oynayabileceğini belirtiyor.

Leonardi, "Bu mekanizmalar muhtemelen birbiriyle örtüşüyor ve birbirini güçlendiriyor, bu da jinekolojik ve kardiyovasküler sağlık arasındaki bağlantının karmaşıklığını vurguluyor," dedi.

Kadınlar arasında önde gelen ölüm nedeni

Dünya Sağlık Örgütü'ne (DSÖ - WHO) göre, kalp hastalığı ve inme gibi kardiyovasküler hastalıklar küresel ölçekte önde gelen ölüm nedeni.

Bu durum Avrupa Birliği ülkeleri için de geçerli olup, bu hastalıklar kadınlar arasındaki ölümlerin yüzde 43'ünü, erkekler arasındaki ölümlerin ise yüzde 36'sını oluşturuyor.

Jinekolojik rahatsızlıkları olan hastalara kan basıncı, kolesterol ve kilo gibi kardiyovasküler risk faktörleri konusunda tetikte olmalarını tavsiye eden Leonardi, "Buradan çıkarılacak sonuç, proaktif olmak ama paniğe kapılmamak," dedi.

"Özellikle uzun süreli hormonal tedavi görenler veya cerrahi müdahale geçirenler, sağlık ekipleriyle daha sık veya erken taramaları görüşmek isteyebilir," diyen Leonardi, düzenli egzersiz, dengeli beslenme ve stres yönetimi gibi kalp sağlığı alışkanlıklarından da bahsetti.

"Klinisyenler, kardiyovasküler risk değerlendirmesi ve önleme stratejilerini rutin jinekolojik bakıma dahil ederek [kötü huylu olmayan jinekolojik rahatsızlıkları olan] kadınların bakımına yönelik daha entegre bir yaklaşım benimsemeli," diye ekledi.

Araştırmacılar, meta-analize dahil edilen çalışmaların kalitesinin değişkenlik gösterdiği konusunda uyarıda bulundu. Daha fazla araştırma ve "zamanlamayı ve bağlantının altında yatan belirli yolları daha iyi izole eden daha büyük, daha yüksek kaliteli çalışmalar" elde edilmesi planlanıyor.

Erişilebilirlik kısayollarına git
Haberi paylaşın Yorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Dünya tıp tarihinde bir ilk: Avustralyalı hasta yapay kalple 100 gün hayatta kalmayı başardı

Palyatif bakıma olan talep dünya çapında artıyor

Araştırma: LSD, anksiyeteyi azaltma konusunda umut vaat ediyor