Newsletter Haber Bülteni Events Etkinlikler Podcasts Video Africanews
Loader
Bize Ulaşın
İstanbul'da kadına yönelik şiddete karşı bir mitingde bir kadın slogan atıyor.

Video. Türkiye'de 25 Kasım eylemleri: 'İstanbul Sözleşmesi yaşatır'

Son güncelleme:

Türkiye genelinde binlerce kadın, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında sokağa çıktı. İstanbul başta olmak üzere Ankara, İzmir, Adana, Antalya, Diyarbakır ve birçok ilde kadınlar alanlardaydı.

İstanbul’da yüzlerce kişi, kadınlara yönelik şiddete karşı daha güçlü önlemler alınması için Taksim Meydanı’na yürümek istedi. Göstericiler, Türkiye’nin yeniden İstanbul Sözleşmesi’ne dönmesini ve kadınları şiddetten korumak için somut adımlar atılmasını istedi.

Yürüyüş sırasında polis, Taksim’e çıkan birçok yolu ve ara sokağı kapattı. Taksim, Şişhane ve Osmanbey metro istasyonları geçici olarak kapatıldı, metro seferleri meydanı atlayarak yapıldı. Buna rağmen kadınlar kararlılıkla meydana doğru yürümeye devam etti, pankartlar açtı ve sloganlar attı.

Göstericiler sık sık şu sloganları haykırdı: “İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmeyeceğiz!”, ''Kadın cinayetleri politiktir!”, “Yaşasın kadın dayanışması!”

25 Kasım’ın anlamı ve Türkiye

25 Kasım, 1960 yılında Dominik Cumhuriyeti’nde Trujillo diktatörlüğü tarafından vahşice öldürülen Mirabal kardeşlerin (Patria, Minerva ve María Teresa) anısına, 1999’da Birleşmiş Milletler tarafından “Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması İçin Uluslararası Mücadele Günü” olarak kabul edildi. Dünya genelinde kadınlar bu günü, cinsiyet temelli şiddete karşı mücadele ve dayanışma günü olarak kutluyor.

Türkiye, 2011’de dünyada ilk imzacı olduğu İstanbul Sözleşmesi’ni (kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddeti önlemeyi amaçlayan Avrupa Konseyi sözleşmesi) 2021’de tek taraflı olarak feshetmişti. Bu karar yıllardır kadın örgütleri ve insan hakları savunucuları tarafından yoğun şekilde eleştiriliyor. Aktivistler, sözleşmeden çekilmenin ardından kadın cinayetlerinde ve şiddette belirgin bir artış yaşandığını, yeterli sayıda sığınma evi bulunmadığını ve koruma mekanizmalarının zayıfladığını belirtiyor.

REKLAM
REKLAM
REKLAM
REKLAM