İngiltere Parlamentosu'nda azınlık gruplar yeterince temsil ediliyor mu?

İngiltere Parlamentosu'nda azınlık gruplar yeterince temsil ediliyor mu?
© 
By Kerem Congar
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

Reporter bu hafta İngiltere'de... Siyahi, Asyalı ve Afrikalı azınlıklar 66 milyon nüfuslu bu ülkenin yüzde 15'ini oluştururken, İngiliz Parlamentosu'ndaki temsil oranları ise sadece yüzde dört... Pek

Lee Jasper, Aktivist: ‘‘Demokrasiyi adeta bir kurşun gibi deliyoruz. Buraya, Nottingham’a gelme sebebimiz insanların kayıt olup oy vermesini sağlamak.’‘

Siyahilerin oy kullanma sürecine hoşgeldiniz.

İngiltere’yi dolaşan bu otobüs Mayıs ayındaki yedinci seçimlerde oy kullanması için insanları ikna etmeye çalışıyor.

Bugün otobüs, efsane kahraman Robin Hood’un memleketi Nottingham’da… Burada yaşayan halkın dörtte biri etnik bir azınlıktan geliyor.

Simon Woolley, Seçim Kampanyası Başkanı: ‘‘Seçimlerde İngiliz vatandaşlarının bir çoğu oy kullanmadığı için siyasi durumda da pek bir değişme olmuyor. Eşitsizlik giderek artıyor ve insanlar hayal kırıklığına uğruyorlar. Bakın; 168 milletvekilini seçmek için oy kullanan sayısı çok önemlidir. Ülkede oy kullanan tüm vatandaşlar siyasilerden bir şey talep etmiyor. Onlardan farklı her unsuru kucaklamalarını istiyoruz. Onlar da bizleri tanıyor ve bu gücü toplumu ayırmak yerine tüm halkın yararı için kullanıyor.’‘

Westminister Meclisi’nde 650 milletvekili bulunuyor.
Etnik gruplar 65 milyon nüfuslu ülkenin yüzde 15’ini temsil ediyor. Parlamentoda bulunan etnik kökenli milletvekili sayısı sadece 27.

Make your voice heard this election. VOTE. Register now: http://t.co/YZ415aYrHV#BlackVotepic.twitter.com/ftcBAjhDRV

— Operation Black Vote (@OpBlackVote) April 15, 2015

​ Peki oy kullanmak bu rakamları değiştirmeye yetecek mi?

Lee Jasper, Aktivist: ‘‘Komik olan şey nedir biliyor musunuz? İnsanlar bu duruma şimdi çok alaycı yaklaşıyorlar. Ancak şu anda her farklı bireyin oy kullanıp tam da bir şeyleri değiştireceği zamanları yaşıyoruz.’‘

Birçok milletvekili ile mecliste kalabalık oluşturan ve azınlık grupların istekleriyle ilgilenmeyen bir sisteme insanlar neden oy versin?

Bu gruplar İngiltere’nin çehresini son 50 sene içerisinde değiştirdi. Londra’nın doğusundaki bu bölge, göçmenlerin kesişme noktası olarak biliniyor. Uzun yıllar Fransız Protestanları ve Doğu Avrupa Yahudileri’nin çoğunlukla yaşadığı yer burasıydı. Ancak şimdi buraya Bangladeşli göçmenlerin çokluğundan dolayı ‘Banglatown’ diyorlar…

Burası Londra’nın en fakir mahallelerinden biri ancak göçmenlerin temsilcisi Bangladeş asıllı İngilizlerin, politikayla yakından ilgisi olduğunu söylüyor.

Ansar Ahmed Ullah, Bangladeş Asıllı Aktivist: ‘‘Yetmişlerde ve seksenlerde ırkçılık çok şiddetliydi. Bu sebeple bizim azınlığımız gözle görülür bir değişim yapmak ve etkili olabilmek için bu gücün tam ortasında olunması gerektiğini anladı.’‘

‘‘Bu sebeple değişim için büyük siyasi partilerde görev almaya başladılar. Ancak şu sıralar siyasi partilerin Bangladeş asıllı azınlıktan üye almak için bir isteksizliği göze çarpıyor. Bu sebeple Bangladeş toplumunun meclisteki ilk üyesine kavuşması, çok uzun sürdü.’‘

Rushanara Ali, parlamentodaki ilk ve tek Bangladeş asıllı milletvekili. Şimdi yeniden seçilmek için yarışıyor.

Bu akşam Tower Hamlet’te bir toplantı var. Bölge halkı üç ergen kızın Londra’yı terk edip Suriye’ye gitmesiyle büyük şok yaşadı. Bugünkü konu, insanların radikalleşmesi ve İslamafobi’nin getirdiği korku… Bu sorunlar Bangladeşli toplumu yakından ilgilendiriyor. Rushanara konuyu çok iyi biliyor.

Rushanara Ali, Bangladeş Asıllı Kadın Milletvekili: ‘‘Burada büyüyüp her iki toplumu da iyi anlayabildiğim için çok şanslıyım. Bu durum bana farklı bir bakış açısı kazandırıyor. Bölgeyi ve farklı azınlıkları iyi tanıyorum. Fakat birçok arkadaşım farklı bir etnik kimlikten geldiği için, yorulmak bilmeksizin bu seçimler dolayısıyla canla başla çalışıyor. Bu harika bir şey. Ancak siyasi arenadaki insanlar çok kaba olabiliyor. İngiltere’nin en güzel yanlarından birisi de, seçmenler ve kurucu meclisle yakından bağlantılı milletvekillerinin olduğu parlamenter temsil sistemine sahip olması.

Bu lokanta İkbal Wahab’ın başarı hikayesinin bir parçası.

Bangladeşli bir göçmenin oğlu olan İkbal okuldayken bir çete üyesiymiş. Ancak şimdi değişmiş.
Bugün üniversiteyi bitiren İkbal, başarılı bir girişimci ve lokanta sahibi. Ayrıca yoksul siyahi gençlere de danışmanlık veriyor.

Etnik ayrımcılık konusunda danışmanlık yapan biri olarak İkbal, muhafazakar ve işçi partilerinin azınlıklarla daha yakından ilgilenmesi gerektiğini belirtiyor.

İkbal Wahap, Bangladeş Asıllı Girişimci: ‘‘Siyahi gençler beyaz ırktan gelen akranlarına oranla iki kat daha fazla işsiz. Bu durum toplumumuz ve ekonomimiz için çok korkunç bir şey. Ayrıca bir CV üzerinde Anglo Sakson, Afrika ya da Asya asıllı isimler olduğunu düşünün. Anglo Sakson isimli birinin diğer adaylara oranla seçilmesi ve mülakata çağrılma ihtimali üç kat daha fazla.’‘

‘‘Buna ırkçılık demiyorum. Bu bilinçsiz bir önyargı. İnsanlar bunun farkında bile değil. Fakat onları uyarırsak bu değişim sürecini başlatmak için iyi bir nokta yakalamış oluruz. Çok daha derin ve farklı sorunlar da var ve geçmişte hükümetler bu süreci iyi yönetemedi. Bu son hükümeti ve bir öncekini azınlık danışmanları aracılığıyla uygulamaya yönelik önlemler alınması konusunda uyarmıştım. Ancak beni dinlemediler. Ne muhafazakar ne de işçi partileri bu konuyu tam olarak ele almadılar.’‘

Irkçılıkla baş edebilmek için Terroll Lewis çok farklı bir yöntem denemiş. Londra’nın güneyinde Brixton’da büyüyen ve İkbal gibi çete üyesi olan bu genç hapse bile girmiş. Ancak sokakta yaptığı idmanlar sayesinde şimdi kendi vucüt geliştirme salonunu işletiyor. Ancak bu kolay olmamış.

Terroll Lewis, Genç Girişimci: ‘‘Hapisten çıkınca iyi biri olmak için uğraştım. Kiliseye gittim ve spor salonuna gitmenin ne kadar olduğunu sordum. Bana banka hesabı gerektiğini söylediler. Bu ne biçim bir şey böyle dedim. Kafam karıştı. Ben bir çete üyesiydim ve yastığımın altında tonlarca para vardı. Banka hesabım hiç olmamıştı.’‘

Bugün, Terroll ‘un banka hesabı harici bankacı, avukat, çete üyesi ve işsiz gençlerden oluşan bir müşteri kitlesi bulunuyor. Bazen bazı müşteriler diğer gençlere CV ve iş bulma açısından yardım ediyormuş.
Ancak birçokları hala oy kullanmanın çok saçma olduğunu düşünüyor.

Terroll Lewis, Genç Girişimci: ‘‘Birçok insanın oy kullanma sisteminden haberi bile yok. Bazıları çok şey görüp geçirmiş ve artık hayat onları korkutuyor. ‘Hükümet bizim için ne yaptı ki’ diyorlar. Ben de bazı noktalarda aynı şekilde düşünüyorum. Ben de artık hangi parti bazı bölgelerde çalışma yapıyor, hangi hükümetler daha çok çalışıyor diye araştırma yapmaya başladım. Birçoğumuz yapılan bazı şeyleri onaylamıyor. Yapmamız gereken nedir bilir musunuz? Hiç kimseyi beklemeden bir şeyler yapmaya çalışmalıyız. Ve isteyen varsa gelip bize yardım edecek. İşte böyle sürüp gidecek.’‘

Oy verecek miyim? Bu soru işareti… Oy kullandığımı öğrenebilmek için İnstagram’daki Terroll Lewis hesabıma üye olman gerekiyor.

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Görünmez işçiler: Düşük ücretlerle Avrupa çiftliklerinde sömürülen ve tehlikeye atılan insanlar

İklim değişikliği, hava kirliliği ve ekonomik zorluk üçgeninde Polonya

Kaçak göçmenler AB'ye hangi yollardan giriyor?