Etnopsikiyatri merkezleri Suriyeli mültecilerin yardımına koşuyor

Etnopsikiyatri merkezleri Suriyeli mültecilerin yardımına koşuyor
© 
By Valérie Gauriat
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button
Aşağıda yerleştirilen video haber linkini kopyalayın/yapıştırınCopy to clipboardCopied

Niguarda rehabilitasyon merkezi Milan’in en sakin sokaklarından birinde. Bu merkezin etnopsikiyatri servisinde 300 mülteci ve sığınmacı bulunuyor

Niguarda rehabilitasyon merkezi Milan’in en sakin sokaklarından birinde. Bu merkezin etnopsikiyatri servisinde 300 mülteci ve sığınmacı bulunuyor.

15 yıl önce siyasi nedenlerden dolayı ülkesi Suriye’yi terk eden Kurt asilli Jawan da onlardan biri. Türkiye’de bir mülteci kampındaki ailesinden uzak olan Jawan bir barınakta yaşıyor ve iş bulma konusunda hiç bir umudu yok.

“Kendimi canlı toprağa verilmiş gibi hissediyorum. Yemin ediyorum. Canlı toprağa konuldum. Ülkemi özlüyorum… Sabırlı olmam gerek. Annemi de çok özledim. Avrupa’da, gerçekten, hayal kırıklığına uğradım.” Jawan “burada beni dinleyenlerin olması beni karamsarlığa düşmekten kurtardı” diyor.

Psikiyatrisiler ve psikologlar, sığınmacıların kültürel kodlarını bilen ara bulucularla çalışan ekibin en önemli özelliği takip ettikleri yöntemler ve mültecilere kulak vermeleri.

İstarlin isimli genç bir kadın, Libya’da cezaevlerinde işkence ve cinsel istismara maruz kalmış ve ülkesinden kaçmış bir kadına yardım için burada. Tercüman ve ara bulucuların olması hastaların güveninin kolaylıkla kazanılmasını sağlıyor.

Istarlin Abdulle Yusuf: “Müdahale sırasında bizlerle ülke kodlarını bilen kadın ve erkek ara bulucular da oluyor. Dolayısıyla kendilerini iyi karşılanmış hissediyor ve tüm problemlerinden bahsediyorlar.”

Bu nedenle İtalyan doktorlar için teşhis koymak ve doğru tedaviyi bulmak daha kolay.

Psikologlar, doktorlar, psikiyatrisiler ve -gönüllüler – hastaların durumuyla ilgili her şeyi göz önünde bulundurmak için birlikte çalışıyor.

Mültecilerin zorlu alışma surecinde şehir hizmetleri ve insani yardim kuruluşlarıyla birlikte onlara eşlik ediyorlar.

Niguarda Hastanesi Psikososyal merkezin Başkanı Carlo Pagani: “Burada bulunan insanların problemlerine bütüncü bir bakış açımız var. Zihinsel bir rahatsızlık ya da fiziksel bir hastalık olması fark etmeksizin hastalarımıza sosyal destek vermek zorundayız. Çünkü şimdiye kadar bundan yoksun kalmışlar.”

Ekibin tedaviyi kolaylaştırmak için çok yönlü bir destek anlayışı bulunuyor. Mültecilerin duygularını ifade edebilmeleri için çizim atölyeleri düzenleniyor.

Eleonora Bolla, Sanat terapisti: “İlk geldikleri zaman açıkça depresif eğilimler gösteriyorlar. Başlangıçta yalnızca siyah beyaz çizimler yapıyorlar, sonra renkleri kullanmaya başlıyorlar.”

Ölüm İnsanı 1 Kez Vurur, Mülteci Olmak ise Her Gün ..! Mülteci Çocuklar Depresyon Kıskacında http://t.co/CS7sYo6dpic.twitter.com/rzslMbWI

— İstanbul'u Yaşamak.. (@lafsi_tebessum) November 24, 2012

Savaş, işkence, tecavüz, yoksulluk. Ülkelerinde ya da Avrupa’ya gelirken yaşadıkları kötü olaylar ve burada karşılaştıkları zorlu yaşam koşulları nedeniyle mültecilerin yaşadığı travma oldukça büyük. Onları iyileştirmek kolay değil. Ama imkansız da değil.

Carlo Pagani :Genel olarak pek çok zorluktan geçmiş bu insanlar krizlerin üstesinden gelmek için güçlü bir dirence sahipler. Muhtemelen pek çok başka zorluk da onları bekliyor. Çünkü bu zorlu yolculuğun ne zaman biteceğini söylemek zor. Bazıları bu yolculuğun henüz çok başında.

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Eugenio Ambrosi, Uluslararası Göç Örgütü Başkanı

Avrupa'daki mültecilerin uyum süreci nasıl hızlanır?

Görünmez işçiler: Düşük ücretlerle Avrupa çiftliklerinde sömürülen ve tehlikeye atılan insanlar