Kürtaj mağduru Maltalı kadınlar

Kürtaj mağduru Maltalı kadınlar
© 
By Valérie Gauriat
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button
Aşağıda yerleştirilen video haber linkini kopyalayın/yapıştırınCopy to clipboardCopied

Insiders bu hafta Malta'daki kürtaj mağduru kadınları konu alıyor. Kürtaj yaptırmak Malta'da yasak olduğu için, bu durumun duyulmamasını isteyen kadınlar bu acılarını kimseyle paylaşamıyor ve travma y

Adını açıklamak istemeyen kadın: ‘‘17 yaşındaydım ve hamile kalmıştım. İngiltere’ye gidecek ve kürtaj olacaktım. Plan buydu. Bazı aksilikler oldu ve ameliyat masasında uyandım. Masadan kalkmak istedim. Hayır dediler ve beni tekrar yerime oturttular. Ameliyatı çok hızlı yaptılar. Çünkü ertesi gün büyük bir acı içerisindeydim. Uçakta kanamam başladı. Çok şiddetliydi ve her yerim kan olmuştu.’‘

Adını açıklamak istemeyen kadın: ‘‘44. yaşına yeni basıyordum. Kocamla birlikte konuştuk ve dört çocuklu ailemiz için en iyi kararın kürtaj olduğunu düşündük. Bu kararı almak çok zor çünkü bunu Malta’da kimseyle paylaşamıyorsunuz. Çok büyük bir hata yapmış gibi bu sırrı saklamak zorundasınız.’‘

Abortion is Not Safer for Women Than Childbirth. Here’s Why https://t.co/puZ33nM03V#WednesdayWisdom#abortionpic.twitter.com/npmI9IFIP7

— LifeNews.com (@LifeNewsHQ) May 4, 2016

Maltalı kadınlar işte bu sözleri hiçbir zaman açıkça söyleyemedi.

Sağlık sorunları yaşayıp tecavüz kurbanı dahi olsanız Malta’da kürtaj yaptırmak çok mahrem bir konu ve 18 aydan üç yıla kadar hapisle cezalandırılabiliyor.
Bu konuda kimse konuşmak istemiyor.

Malta’da kürtaj yaptırmak yasak. Otel odasında saatler harcadım. İnsanları ikna edip konuşmalarına çalıştım. Özellikle de bu işin yasal olmasını isteyenlerle… Bu insanlar sosyal medyada çok aktif bir şekilde çalışıyor. Ancak kimliklerini açığa çıkaramıyorlar.

Paul Vincenti, kendisini ifade etmekten çekinmiyor. Bu iş adamı lifemalta.org adında bir internet sitesinde görüşlerini paylaşan önemli kalemlerden… Verdiği mesaj çok ise oldukça açık.

Paul Vincenti, Gift of Life Organizasyonu Başkanı: ‘‘Bana ve Malta’daki birçok insana göre hayat, fikir aşamasında başlıyor. Birini istemeniz ya da istememeniz önemli değil. Bu sebeple birini öldürmek düşünülemez bile… Biz kendimizi kürtaj karşıtı olarak değil, yaşam yanlısı olarak görüyoruz. Bence öldürmek yanlış. Çocuğu öldürmek doğru değil ancak buna mecbur olan anneleri de desteklemek gerekiyor.’‘

Overwhelming majority want Northern Ireland's #abortion law to comply with int'l human rights law. #BBCNIdebatepic.twitter.com/gfmHdHSoCD

— Amnesty Int'l NI (@AmnestyNI) May 3, 2016

Akdeniz’in ortasında bulunan 450 bin nüfuslu bu takımadalarda, anne olmak çok önemli bir olgu.

Milli Eğitim Bakanlığı çatısı altında kurulan merkezler yaşı küçük annelere yardım ediyor. Başlatılan yeni bir program 12 ve 18 yaş arası kızlara, hamileliğin ilk aşamasından itibaren maddi manevi her türlü desteği gösteriyor.

‘‘Ayrıntılı bilgi için’‘:https://education.gov.mt/en/education/student-services/Pages/Psycho-Social_Services/G%C4%A7o%C5%BC%C5%BCa-Service.aspx,

Melanie Bonavia, Danışman: ‘‘Bu program, konuya olan farkındalığı artırmayı amaçlıyor. Sadece genç bir anne adayı olarak değil, öğrenci, yetişkin bir kadın ya da aileden bir birey olma konusunda da bu gençlere danışmanlık hizmeti sağlanıyor.’‘

Öğretmen olan Deborah Bartolo, bu eğitim merkezine düzenli olarak beş yıldır gelerek genç kızlara yardımını esirgemiyor.

Deborah Bartolo, Öğretmen: ‘‘Bu eğitim programına başlayarak daha güçlü insanlar yetiştirmeyi amaçlıyoruz. Ve şuna inanıyorum ki, her hayat yaşamayı ve saygı duyulmayı hak ediyor. Bu benim sorumluluğum altında olan bir şey… Eğer yardım isterseniz, onu bulursunuz. Ve istediğinizi başarabilirsiniz.’‘

Elbette kimse bu duruma düşmek istemez. Ancak kürtaj yapmak isteyen Maltalı kadınlar soluğu İngiltere’de ya da hemen yakındaki Sicilya Adası’nda alıyor.

Malta’da az da olsa gizli şekilde kürtaj yapılıyor. Doktorlar yakalanırsa dört yıla kadar hapis ve ömür boyu meslekten men cezası alıyor.

Mesleki anlamda bu konu göz ardı edilmiş ve doktorlar duruma öfkeli… Bu konuda konuşmak bir doktorun itibarını düşürebilir, hatta meslekten atılmasına dahi sebebiyet verebilir.

We support Poland's pro-life efforts to protect mothers and babies from #abortion! SIGN: https://t.co/uFAzQedZCqpic.twitter.com/FFr9oC6Ixk

— CitizenGO (@CitizenGO) May 4, 2016

Adını açıklamak istemeyen doktor: ‘‘Kürtaj yaptırmayı kafasına koyanlar bunun yolunu bir şekilde buluyor. Ben başka ülkelere gidip kanama geçiren ama sakin bir şekilde bu işi yapanlara şahit oldum. Bu bir gerçek. Bence konuşabileceğimiz en rahat mesele yaşama ihtimali olmayan çocukların kürtajla alınmasını isteyen ve görmezden gelinen anneler olurdu. Beyni küçük doğan, ya da kafası olmayan, Edwards sendromlu olan birçok vakaya rastladım. Ve bazı anneler bu çocukları doğurdu ve onların yavaş yavaş ölümünü seyretmek zorunda kaldı. Böyle bir şeyi nasıl unutabilirsiniz? Bununla yaşamak ne kadar da zor!’‘

Eleanor Borg bir psikoterapist… Kendisi hamile kadınlara yardım eden ‘Gift of Life’ adlı bir organizasyonda çalışıyor. Burada kürtaj yaptırmak isteyen kadınlara da yardım ediliyor. Ona göre bu olay sonucu kadınların travma yaşaması kaçınılmaz.

Eleanor Borg, Psikoterapist: ‘‘Çünkü Malta’da kürtaj yaptırmak yasak. Herkes ceza almaktan korkuyor. Yurt dışında bu işi yaptıranlar, başkalarıyla konuşmaya korkuyor. Yani sırrınızı içinize atıyorsunuz ve acınızı kimseyle paylaşamadığınız için iyileşemiyorsunuz. Çünkü bu duruma üzülemiyorsunuz bile… Bu tecrübe içinizde kalıyor ve yıllar geçtikçe durum daha da kötüye gidiyor. Bunun kadınların hayatına büyük etkisi oluyor.’‘

Adını açıklamak istemeyen kadın: ‘‘Bunu sır olarak saklamak, yakalanmaktan ve işin sonuçlarından korkmak ve küçük bir toplumda diğer insanların ne söyleyeceğini düşünmek… İşte tüm bunlar travmaya sebep oluyor. Bu kolay bir karar değil. İnsanların, 17 yaşımda benim başıma gelen bu durumu tecrübe etmesine engel olmalıyız. Çok zor, korkunç ve utanç verici… O zaman en iyi karar kürtajdı. Kararımdan pişmanlık duymuyorum.’‘

Adını açıklamak istemeyen kadın: ‘‘Pişman değilim. Önceden buna karşıydım. Bunun başıma geleceğini tahmin etmezdim. Ama oldu işte… Bu herkesin başına gelebilir. Ben suçlu değilim. Ben sevgi dolu bir anneyim. Bu kararı verdim çünkü diğer dört çocuğumu düşünmek zorundaydım.’‘

Abortion Truth: If It's Not a Baby Then You're Not Pregnant https://t.co/5kKvdlghQZ#abortion#prolifepic.twitter.com/ynaPCMMjjt

— Chris (@Chris_1791) May 1, 2016

Malta hükumeti konuyla ilgili kanunu yumuşatmayı düşünmüyor..

Hükumet ve muhalefet partileri kürtaj yaptırmaya karşı… Yapılan son ankete göre Maltalı vatandaşların yüzde 60’ı da hükumetin bu kararını destekliyor.

Renee Laiviera, Ulusal Komite Üyesi: ‘‘Toplumdaki bazı kesimlerin konuyla ilgili kararını değiştirdiğini gördük. Halkın yüzde 60’ının buna karşı olması zaten bunu belli ediyor. Çünkü geçmiş yıllarda bu oran daha fazlaydı. Bunun yanında iki siyasi parti de tutumlarını değiştirmiyor. Toplumun bu konuyu müzakere etmesi gerek. Bir şeylerin değişmesini isteyenler, bunun için çaba sarf etmeliler.’‘

Hükumette olan İşçi Partisi, eş cinsel evliliklere izin veriyor.

Cinsiyet değiştirmek de şu anda yasal.

Ancak toplum kürtaj konusunda hala çok tutucu…

Vatandaşların konuya olan tutumunun, Katolik inancı ve dini değerlerden geldiği söylenebilir.
Ama sebep sadece bu değil…

euronews: ‘‘Konuya açıklık getirmesini beklediğimiz sosyologlar röportaj yapmayı reddediyor. Ancak Zabbar şehrine giderek, toplumun önde gelenlerinden bir bayanla görüşüyoruz. Acaba bu önemli konuyu aydınlatabilecek miyiz?’‘

Sosyal politika uzmanı Andrea Dibben, Malta’da anneliğin kutsal sayılmasının tek sebebinin din olmadığını belirtiyor.

Toplumun düşüncesi ve Malta’ya ait değerlere karşı gelmenin yanında kürtaja karşı gelmenin ana sebebinin Avrupa Birliği’ne girişle ilgili unsurlar olduğunu söylüyor.

Andrea Dibben, Sosyal Politika Uzmanı: ‘‘Malta çok küçük bir toplum. Bu sebeple bizlere ait değerler, kurallar, örf ve adetler diğer toplumlara göre çok daha katı ve keskin. Bu ada, tam yedi bin yıl sömürge olarak kalmış. Halk arasında başka toplumların işgali altında kalma korkusu yatıyor. Bu sadece fiziksel işgal anlamına gelmiyor. Kültürel anlamdaki işgalden bahsediyorum. Kendimize ait fikir, düşünce, hayat tarzı, ulusal kimlik ve davranışlarımızın daha liberal toplumlar tarafından yıpratılması söz konusu…’‘

Bu fikrin oluşmasında sözünü ettiğimiz toplumsal korkunun etkisi büyük.
Ancak Malta’da hamile kalmamak için alınan doğum kontrol hapları da yasak.
Facebook’ta kadınlara özel bir sosyal medya grubuna üye olan Francesca, halkın bu konuda tartışarak ortak bir karar alması gerektiğini düşünüyor.

Francesca Fenech, Kadınlar Birliği Üyesi: ‘‘Doğum kontrol hapları ve ilişkiden bir gün sonra alınan hamileliği önleyici ilaçların kullanımı konusunda oturup konuşmamız gerekiyor.’‘

Nikita Zammit Alamango, Kadın Hakları Derneği Görevlisi: ‘‘Daha çok kadının gelip bu konuda fikirlerini paylaşması gerekiyor. Eğer değişim istiyorsak, o konuda oturup konuşmamız gerekir.’‘

En azından oturup bu konuda fikir sahibi olma ihtimali üzerinde konuşmalıyız.

Francesca Fenech, Kadınlar Birliği Üyesi: ‘‘Mevcut seçenekler şu anda tehlikeli… Çünkü kadınlar yurt dışında satılan acil gebeliği önleyici hapları normalden çok daha fazla kullanıyor ve bu çok tehlikeli bir şey. Bu konu hakkında tartışmalı, ve bilgi sahibi olmalıyız. Belki gelecekte Malta’da bazı değişimler görebiliriz. Malta’daki kadınlar için…’‘

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Kürtaj, Polonya'da yasaklanıyor mu?

''Kürtaj ameliyatı yapıp yakalanırsanız dört yıla kadar hapis cezası alabilirsiniz"

Görünmez işçiler: Düşük ücretlerle Avrupa çiftliklerinde sömürülen ve tehlikeye atılan insanlar