Uluslararası Af Örgütü, yayınladığı son raporda, Avrupa çapında yürürlüğe giren yeni terörle mücadele yasalarının, Müslümanlarla mültecilere ayrımcılık yaptığını ve korku ile yabancılaşmayı yaydığını…
REKLAMUluslararası Af Örgütü, yayınladığı son raporda, Avrupa çapında yürürlüğe giren yeni terörle mücadele yasalarının, Müslümanlarla mültecilere ayrımcılık yaptığını ve korku ile yabancılaşmayı yaydığını kaydetti.
Orwellian counter-terrorism laws are stripping rights under guise of defending them. New report on #Europe out today https://t.co/hGaQuxRZwOpic.twitter.com/XD7i9UwhXg
— AmnestyInternational (@amnesty) 17 Ocak 2017
Security is meant to protect our rights & freedoms, not used to trample them. #Europe's leaders, are you listening? https://t.co/I8UwijAkUgpic.twitter.com/j5jNjqwAke
— Salil Shetty (@SalilShetty) 17 Ocak 2017
İnsan hakları örgütü son iki yılda, genişletilmiş gözetim yetkileri de dahil Avrupa Birliği üyesi 14 ülkenin aldığı güvenlik tedbirleri konusunda uyarıda bulundu.
Örgütün uzmanlarından Julia Hall, “AB’nin bölgesel sınırları içinde Müslümanlarla yabancıların teröristlerle bir tutulduğunu” söylerken, “Avrupa’da şu anda gördüğümüz bir tartışma değil, bir hikaye. Hikaye ise eğer bir Müslümansanız veya bir mülteci veya göçmenseniz tehditsiniz. Bu raporla demek istediğimiz hükümetler tarafından uygulamaya koyulan düzenlemeler bu hikayeyi destekliyor.” dedi.
Hall bununla birlikte 2015 yılındaki Paris Saldırısı’nın ardından Fransa’nın yürürlüğe koyduğu arama, gözaltı, tutuklama ve “sıkı” gözetim uygulamalarının tehdit oluşturmayan aktivistleri ve azınlık gurupları hedef almak için kötüye kullanılabileceğini kaydetti.
Geniş kapsamlı terörle mücadele önlemleri Avrupa'yı tehlikeli bir duruma sürüklüyor. Açıklama ve rapora ulaşmak için:https://t.co/DSYmcgGrhbpic.twitter.com/Tbem2LBF1C
— Amnesty Turkey (@aforgutu) 17 Ocak 2017
Avrupa’da son iki yıl içinde çoğunluğu DEAŞ terör örgütü tarafından üstlenilen saldırılarda 280 kişi yaşamını yitirdi. Bu durum Avrupa’da toplumda güvenlik endişelerini arttırırken, aşırı sağ partilerin güçlenmesine ve güvenliğin de önümüzdeki aylarda yapılacak Fransa, Hollanda ve Almanya’daki seçimlerin ana gündem maddesi olmasına neden oldu.