New York Polis Birimi karakolda fotoğrafları çekilirken başörtülerini zorla çıkartılan üç kadına 180 bin dolar tazminat ödeyecek.
REKLAMNew York belediyesi karakolda fotoğrafları çekilirken başörtülerini zorla çıkartılan üç kadına 180 bin dolar tazminat ödeyecek.
The New York Daily News'in haberine göre 2012 yılında başlayan davada New York Polis İdaresi anlaşma yoluna giderek tazminat ödemeyi kabul etti.
İlk dava Brooklyn Lisesi'nde okuyan G.E'nin okul arkadaşlarıyla karıştığı bir kavga sonucu karakola götürülmesi ile başladı. Adli dava daha sonra düştü fakat fotoğraf çekimiyle ilgili tazminat davası devam etti.
62nci karakolda G.E'nin fotoğrafı kendi talebi üzerine özel bir odada kadın polis tarafından çekildi. Fakat Brooklyn Merkez Karakolu'nda o an görevli kadın polis bulunmadığı ve fotoğraf makinası sabit olduğu için fotoğrafı erkek polis tarafından genel ortamda çekildi.
G.E 20 dakika boyunca erkek polis ve mahkumların olduğu bir ortamda başörtüsünü çıkarmak zorunda kaldığını belirterek şikayetçi oldu.
Dava devam ederken Mart 2015'te polis uygulama yönetmeliği değiştirilerek görevli memurların işlemler sırasında ilgili kişilerin başları açık fotoğraflarını özel bir ortamda kendi cinsiyetlerinden bir polis tarafından çekilmesini talep edebileceklerini söylemeleri zorunlu hale getirildi.
2015 ve 2016 yıllarında ise G.E'nin avukatı Tahanie Aboushi yeni yönetmelik devreye girdikten sonra benzer sorunlar yaşayan iki kişinin dosyasını da davaya dahil etti.
Bir kadın yine Brooklyn Merkez Karakolu'nda başını açmak zorunda kaldığını belirtti. Diğeri ise park yeri yüzünden çıkan kavgada bayıldıktan sonra tutuklanma esnasında başörtüsünün çıkarıldığını bildirdi.
Hakimler geçtiğimiz yıl her üç dosyanında işleme sokulmasını kabul etti. Her üç kadın da Altmışar bin dolar tazminatı kabul ederek şikayetlerini geri çekti.
Aboushi Aralık 2017'de emniyet teşkilatının başörtüsüyle ilgili ilave yönetmelikler hazırladığını ve bunu son derece yadımsever ve işbirliğine açık bir şekilde yaptıklarını belirtti. Aboushi iyi bir emsal karar oluşturmak için ellerinden geleni yaptıklarını vurgulayarak inanç özgürlüğü adına da önemli bir adım attıklarını bildirdi.