AK Parti’nin seçimlere sayılı gün kala Kürt seçmeninin oylarını alma çabaları çok fazla tartışmaya konu olmuştu. Keza, Kürt seçmen İstanbul’da yaşayan 10,5 milyon kayıtlı seçmenin ortalam yüzde 15’ini oluşturuyor.
REKLAM23 Haziran’da İstanbul’da tekrarlanan büyükşehir belediye başkanlığı seçimlerinde Millet İttifakı’nın adayı Ekrem İmamoğlu, Cumhur İttifakı’nın adayı olan rakibi Binali Yıldırım ile daha önceki seçimlerde arasındaki 13 bin oy farkını 777 bine çıkararak İstanbul'un yeni belediye başkanı oldu.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, İmamoğlu’nun seçimi kazanmasına ilişkin olarak Twitter hesabından İmamoğlu’na yönelik olarak bir tebrik mesajı paylaştı. Erdoğan, ‘Milli irade bugün bir kez daha tecelli etmiştir’, dedi. Yıldırım da AK Parti İl Başkanlığı’ndaki canlı yayında rakibini tebrik etti.
Euronews Türkçe’ye konuşan İbn Haldun Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Doç. Dr. Talha Köse’ye göre, bu sonuçlardan her iki partinin de alacağı dersler var.
“Başkanlık sistemine geçilmesiyle birlikte, siyasetin genel işleyiş şekli değişti. CHP ve oluşturmuş olduğu ittifak, İstanbul açısından daha kapsayıcı ve yeni sisteme daha uygun bir ittifakla seçime girdi,” diyor Dr. Köse.
Kapsayıcı aday çıkarılması önemliydi
Köse’ye göre Ekrem İmamoğlu’nun muhafazakar kesime hitap edebilen bir aday olması, CHP’nin oyunu değiştiren bir etmen oldu ve tekrarlanan seçimlerle de bu durum teyit etmiş oldu.
Trabzonlu, dindar bir aileden gelen İmamoğlu’nun dini hassasiyetlere dair yaptığı vurgular ve seküler kimliğini inançlı aile geçmişiyle harmanlaması, seçmen yelpazesinde farklı kesimlere ulaşabilmesini sağlamıştı.
Yeni Zelanda’daki terör saldırıları sırasında hayatını kaybedenler için Eyüp Sultan camiinde Yasin okuması ise, dindar – muhafazakar seçmenin gözünde CHP ve İyi Parti’nin ortak adayı olan İmamoğlu’nun farklı konumlanmasına yol açmıştı.
Köse’ye göre, seçimlerin tekrarlanması, vatandaşta adalet açısından olumsuz bir his oluşturdu, kararsız kitle seçimlerin tekrarlanma gerekçelerine ikna olmadı ve tüm bu süreçte yapılan açıklamalar ters tepti.
“AK Parti ve MHP tabanından daha önce sandığa gitmeyen seçmen, her ne kadar parti tercihlerini genel anlamda değiştirmemiş olsalar da, bu sefer sandığa giderek İmamoğlu’na oy verdi,’ diyor Köse.
Kürt seçmen nasıl karar verdi?
AK Parti’nin seçimlere sayılı gün kala Kürt seçmeninin oylarını alma çabaları çok fazla tartışmaya konu olmuştu. Keza, Kürt seçmen İstanbul’da yaşayan 10,5 milyon kayıtlı seçmenin ortalama yüzde 15’ini oluşturuyor.
Anadolu Ajansı’nın Abdullah Öcalan’ın cezaevinden HDP’ye tarafsızlık çağrısı yaptığı yönündeki haberi, Abdullah Öcalan'ın kardeşi ve aynı zamanda PKK'nın eski yöneticilerinden Osman Öcalan’ın TRT Kurdi kanalına röportaj vererek İmamoğlu’nu eleştirmesi gündeme yerleşmişti.
Köse, son dönemde yapılan tüm bu açıklamalara rağmen Kürt seçmenin büyük oranda Ekrem İmamoğlu’ndan yana oy kullandığına da dikkat çekiyor.
“İlk seçimde Yıldırım’ın kullandığı beka söylemi Kürtleri ötekileştirmiş, Ekrem İmamoğlu tarafına kaydırmıştı. İkinci seçim sürecinde bu söylem kullanılmamış olsa da, Kürt seçmen geri kazanılamadı,” diyor Köse.
Yıldırım ile İmamoğlu'nun birlikte katıldıkları ortak canlı yayında, Yıldırım'a 31 Mart'tan önceki seçim kampanyasında beka tartışmasının ön plana çıkmasına rağmen bunun yeni kampanya döneminde neden değiştiği sorulmuştu. Yıldırım, ülkede beka meselesinin devam ettiği ve 31 Mart öncesine göre bir değişiklik olmadığını kaydetmişti.
AK Parti Teşkilattan sorumlu genel başkan yardımcısı Azmi Ekinci de, 23 haziran seçimlerinden önce Star Gazetesi'ne verdiği mülakatta, beka söyleminin HDP seçmenini küstürdüğünü ve beka sorununun sebebi olarak kendilerinin görüldüğü şeklinde bir hisse kapıldığını ifade etmişti.