AB-Türkiye arasında Havacılık Anlaşması müzakerelerinin durması ne ifade ediyor?

AB-Türkiye arasında Havacılık Anlaşması müzakerelerinin durması ne ifade ediyor?
© Nicolas Armer / DPA / AFP
By Menekse Tokyay
Haberi paylaşınYorumlar
Haberi paylaşınClose Button

Türkiye'ye 15 Temmuz'da Avrupa Birliği tarafından getirilen yaptırım paketi dahilinde AB-Türkiye arası Kapsamlı Havacılık Anlaşması müzakerelerinin durmasını havacılık uzmanı Tolga Özbek yorumladı.

REKLAM

Avrupa Birliği’nin (AB), Türkiye'nin Doğu Akdeniz’de Kıbrıs açıklarında doğalgaz arama faaliyetleri nedeniyle 15 Temmuz'da açıkladığı yaptırımlar arasında; Kapsamlı Havacılık Anlaşması müzakerelerinin dondurulması da yer alıyordu.

AB’nin açıklamasının ise müzakerelerin sonlanması anlamına geldiğine işaret ediyor.

Türkiye ve AB Komisyonu tarafından 2010 yılının Mart ayında parafe edilen ve müzakereleri süren söz konusu anlaşmayla birlikte, Türkiye'nin ilgili düzenlemelerinin AB'nin havacılık müktesebatıyla uyumlu hale getirilmesi ve katılım sürecinde müktesebatın tam olarak uygulanması öngörülüyordu.

Amaç, Türkiye ile AB arasındaki uçuşların kural ve standartlarını geliştirmek ve güçlü, adil rekabet mekanizmaları belirlemek suretiyle küresel düzeyde yeni bir referans oluşturmaktı. Adil rekabet sağlanması suretiyle, AB ülkelerindeki havayollarının AB içinde veya Türkiye gibi üçüncü ülkelerdeki operasyonlarını olumsuz etkileyen haksız rekabet vakalarının önlenmesi hedefleniyordu.

AB ile Türkiye arasında serbest uçuş hakkı

Buna göre; AB üyesi herhangi bir havayolu şirketinin, birliğe üye bir başka ülkeden Türkiye’ye serbestçe uçuş yapma hakkı olacaktı. Örneğin, Lufthansa, Berlin-İzmir arası sefer yapabilecekti. Buna karşılık Türk Hava Yolları veya herhangi bir Türk havacılık şirketi de benzer haklardan yararlanacaktı.

Böylelikle uçuşların artması, havayolu şirketlerinin büyümesi, tüketicilerin ise rekabet artışı sebebiyle daha düşük fiyatlar ve daha fazla uçuş rotasından faydalanması gibi bir sonuç doğuracaktı. Anlaşma, sektörde istihdam artışı ve turizmin güçlenmesi şeklinde olumlu katkılar da getirecekti.

Havacılık uzmanı Tolga Özbek

Müzakereler zaten durmuştu

Ancak uzmanlar zaten bu konudaki müzakerelerin Şubat ayında durduğuna, AB’nin açıklamasının ise müzakerelerin sonlanması anlamına geldiğine işaret ediyor.

Havacılık alanında haberler hazırlayan Kokpit.aero sitesi Genel Yayın Yönetmeni Tolga Özbek, söz konusu anlaşmaya dair müzakerelerde zaten 2012 yılından beri bir ilerleme olmadığını kaydediyor. Euronews Türkçe’ye konuşan Özbek, “Bu, zaten yedi yıldır buzdolabında duran, müzakere edilmeyen bir konuydu. Dolayısıyla yaptırım sayılamaz. AB sadece artık bu sayfayı kapattığını ilan etti”, diyor.

"Bu, zaten yedi yıldır buzdolabında bekletilen, müzakere edilmeyen bir konuydu."
Tolga Özbek
Kokpit.aero GYY

Öte yandan, söz konusu anlaşmanın imzalanmasındaki önemli bir kısıtlama ise, Türkiye tarafından tanınmayan Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin de son kertede onayının alınması gereği ve Ankara’nın da tanımadığı bir tarafla masaya oturmaya yanaşmayacağı olacaktı.

Zira, Brüksel’deki uzman çevrelerinden edinilen bilgilere göre, müzakerelere başlanması için Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, 'gerekli eylemlerde bulunma hakkını saklı tuttuğunu' not düşerek onay vermişti.

Özbek yaşanan süreci şu şekilde özetliyor: “Lufthansa havayolları Ankara’dan Barselona’ya kadar sefer yapabilecekti. Türk Havayolları veya herhangi bir Türk özel havacılık şirketine de aynı serbestiden yararlanma hakkı getirilmesi öneriliyordu. Ama TBMM’de yapılan görüşmeler neticesinde bu öneri uygun görülmedi,”

Türkiye, pazar payının küçülmesini istemedi

Özbek’e göre, Türkiye’nin kabul etmemesinin temel sebeplerinden biri, Avrupa’da o sırada büyük oyuncuların Türkiye pazarında etkin olup rekabet ortamını bir anda yoğunlaştırmak suretiyle Türk şirketlerinin batmasına veya pazar paylarının küçülmesine sebep olabileceği konusundaki endişeydi.

“Ama o zamandan bu yana Türk Havayolları ve diğer özel şirketler büyüdü, pazar büyüdü. Buna karşın Avrupa’da birçok havacılık şirketi battı veya devlet desteğiyle ayakta kalabildi,” diyen Özbek’e göre, bu anlaşma, havayolu şirketlerinin kendilerini döndürmelerini öngörüyor ve bunun için de şirketlerin devamlı uçak alması ve ciddi bir havayolu yatırımı yapması gerekiyor.

THY’nin 2018 yılındaki geliri bir önceki yıla göre yüzde 17 artarak, 12.9 milyar dolar gelire ulaşmıştı.

Söz konusu anlaşma, daha önce ABD, Kanada, İsrail, Moldova gibi birçok ülkeyle imzalanmıştı.

Haberi paylaşınYorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Avrupa hukuk örgütlerinden Birleşmiş Milletler'e Türkiye raporu

Avrupa'da hava taşımacılığı olası krizlere karşı hazırlıklı mı?

AP raportörü Nacho Sanchez Amor'dan Türkiye yorumu: Tamamen izole olmuş durumdasınız