Darbe girişimi sonrası öğretmenlikten KHK ile ihraç edilen Ercan Demirci, yaşadığı süreci euronews'e anlattı.
REKLAMDarbe girişimi sonrasında OHAL sürecinde Kanun Hükmünde Kararname ile bir gecede işini kaybeden Ercan Demircik, bu sözle özetliyor yaşadıklarını.
17 yıllık makine öğretmenliği süresince tek bir soruşturma geçirmeyen Ercan Demircik, 2016’da, 672 sayılı KHK ile mesleğinden ihraç edildi.
İhracın gerekçeleri ise Bank Asya’da birikiminin olması, oğlunun dershaneden dönüştürülen devlet destekli bir kolejde okuması ve son olarak Milli Eğitim Bakanlığı’nın üyelerinin katkı payını ödediği bir sendikada yer alması…
Tüm bunları 'terörist' ilan edilmesi için yeterli bulmuyor. O nedenle de ihracının hemen sonrasında hukuki mücadelesine başlıyor. Hakkındaki suçlamalarla ilgili şimdiye kadar adli tatbikat soruşturması geçirmediğine dikkat çeken KHK’li Demircik, ilerleyen zamanlarda OHAL Komisyonu’na da başvuruyor ancak red kararı çıkıyor. Şimdilerde pek umutlu olmasa da gözü kulağı İdare Mahkemesi’ne yaptığı başvurunun sonucunda.
'Bazı işyerlerinde KHK'lı olduğum için mobinge maruz kaldım'
Bir yandan hukuki mücadelesini sürdürürken, diğer yandan da geçim telaşına giriyor Ercan Demircik. Son üç yılda hiç bilmediği yani tecrübesinin olmadığı 10’a yakın işte çalışıyor. Kiminden kendi isteği ile ayrılırken, kiminden de KHK’li olduğu için atılıyor. Hatta iddiasına göre bazı işyerlerinde KHK'li olduğu için mobinge maruz kalıyor.
Makine öğretmenliğinin yanısıra iş güvenliği uzmanı olması bir süre sonra ona para kazandırmaya başlıyor. Şimdilerde beş firma için kısmi zamanlı iş güvenliği uzmanı olarak çalışırken aynı zamanda da başka işler de kovalıyor.
Ercan Demircik ile söyleşi için sözleştiğimiz yer ise İstanbul Esenyurt’ta tornacı olarak çalıştığı bir atölye oldu. Hafta sonuydu, atölyede ondan başka kimse yoktu. Ütülenmiş kıyafetlerini çıkarıp işçi elbiselerini giydiğinde artık on saat çalışmaya hazırdı.
Tek tek tüm makineleri çalıştırıyor. Artık üzerinde bir sakinlik var. İlk zamanlar pek böyle değilmiş, zamanla öğreniyor makinelerin dilini. Fakat işe her ne kadar alıştım dese de zorluğunu anlatmayı ihmal etmiyor. İzinsiz ve uzun çalışma koşullarının kendisini yorduğu aşikar ama inatla devam ediyor. Çünkü öğretmenliğe geri döneceğine dair bir beklenti içerisinde değil artık. Ve mesleğine olan özlemini de bu nedenle bastırıyor aslında. Bu süreç her ne kadar yaşamını kötü etkilese de çalışmaktan ve geçimini sağlayabilmekten mutlu 17 yıllık öğretmen.
Tüm bu zaman dilimde yaşadıklarından çıkardığı dersler de var elbette.
Sohbetimizde yaşadığı bu sürecin kendisine kattıklarından bahsederken özellikle vicdan ve adaletin ne kadar önemli olduğunu öğrendiğini dile getiriyor.
Ona göre bu süreçte KHK’lerle yüzbinlerce insana ‘’soykırım’’ uygulandı. Ve kendi ifadesiyle devlet bu yanlıştan kolay kolay dönemez.