İçişleri Bakanı Soylu'dan İmamoğlu'na verilen mahkumiyet kararıyla ilgili açıklama

İçişleri Bakanı Soylu'dan İmamoğlu açıklaması
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında verilen mahkumiyet ve siyasi yasak kararını değerlendirdi.
Soylu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:
"Türkiye'yi Avrupa'da demokrasi ile hukuk ile şikayet ederek suçlayıcı bir dil kullanılıyor. Ben de konuşmamın birinde, 'Türkiye'yi Avrupa'ya şikayet eden ahmak.' dedim. Bunun ardından bana kendisi daha sonra cevap veriyor. Benim sözüm kafasında kalmış olmalı ki daha sonra, 'Asıl seçimi iptal edenler ahmaktır.' dedi. Ben İçişleri Bakanı'yım seçimi ben iptal etmedim ki. (...) Seçim iptal etme şikayetle Yüksek Seçim kurulu tarafından yapılır. Seçim kurulu bu kararı vermiş ve siz onlara ahmak diyorsunuz."
"Dikkat edilmesi gereken böyle bir mahkeme görülüyor ve bu suçun kanunen karşılığı var. Kanundaki kural kişiye özgü değiştirilmiş bir kural değil. Anayasa çok açık bir biçimde yargıya müdahale edilemeyeceğinin altını çiziyor. Bu benim için de geçerli, Adalet Bakanı için de geçerli. Baskı unsuru olarak kullanılamaz. Siz bir mahkeme görülürken mahkeme etrafının miting alanı gibi doldurulduğunu resimlerle süslendiğinizi gözdünüz mü?"
Bakan Soylu, 'Yargıtay ve İstinaf onaylarsa siz görevden alır mısınız?" şeklindeki bir soruya şu cevabı verdi:
"Alırım, yapacak başka bir şeyim yok. Bugüne kadar uygulamalarımızın hepsi böyle. Çünkü artık o Yargıtay'la birlikte kamu görevini yapamaz hale gelmiştir. O kesin karar çıkana kadar ben açığa alırım. O gider Danıştay'a başvurur."
"İstinaf ve Yargı onaylarsa, Yargıtay onayladıktan sonra aslında bir süreci daha var. Yargıtay'ın onaylaması da yetmez. Orada benim onu düşerebilme hakkım da yok ama açığa alabilme hakkım var. Yargı onaylar artık yönetme hükmü ortadan kalkar. Peki bir belediye başkanı nasıl düşer? Danıştay'ın kararı olmadan düşmez. Yani oradan gelen karar bana gelecek, ben Danıştay'a yazacağım. Burada bir de teamüller var. Bu teamüllerle ilgili ortaya çıkan sonuçlar var. Mesela açığa aldıklarımız var ama belediye başkanlığı düşer mi? Belediye başkanlığı düşmez. Çünkü bu seçilmiş. Danıştay karar vermeden benim açığa alma kararı ayrıdır, belediye başkanlığı düşmesi ayrıdır. Çünkü o ceza onandığı anda artık kamu görevi yerine getirilemez."
Bahçeli: İBB Başkanı bir suç işlemişse bunun sonuçlarına katlanmalı
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Henüz mahkeme kararı açıklanmadan halkı Saraçhane'ye davet eden Belediye Başkanı, sonuç açıklanmadan apar topar yola koyulan İP Başkanı, altılı masaya Saraçhane dayatması yapmak ve Kılıçdaroğlu'na operasyon çekmek için harekete geçmişlerdir." dedi.
Bahçeli, adaletin ve hukukun herkese lazım olduğunu, hukuk önünde hiç kimsenin ayrıcalıklı bir konumu bulunmadığını vurgulayarak, şunları kaydetti:
"İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı hakkında 14 Aralık 2022 tarihinde verilmiş kesin olmayan 2 yıl 7 ay 15 günlük hapis kararından sonra Saraçhane tiyatrosu düzenleyenlerin devlete, hükümete ve Türk yargısına saldırması en hafif tabirle fırsatçılıktır. İBB Başkanı bir suç işlemişse bunun sonuçlarına elbette katlanmalıdır. Bu şahsın ne üstünlüğü vardır? Bu şahsın hukuki sorumsuzluğu diye bir şey söz konusu mudur? Henüz mahkeme kararı açıklanmadan halkı Saraçhane'ye davet eden Belediye Başkanı, sonuç açıklanmadan apar topar yola koyulan İP Başkanı, altılı masaya Saraçhane dayatması yapmak ve Kılıçdaroğlu'na operasyon çekmek için harekete geçmişlerdir. Birbirlerine kazık atanların, yargı kararını kucaklaşarak ve sevinç çığlıkları içinde karşılayanların, 'yeni başlıyoruz' diyenlerin gizli kapaklı işler çevirdiğini görmemek için sadece kör değil akli ve zihni melekeleri de kaybetmek lazımdır.
İmamoğlu'nu cumhurbaşkanı adayı olarak sivriltmeye çalışan, Kılıçdaroğlu'na çalım üstüne çalım atmak için her durumdan istifadeye çalışan siyaset bezirganlarının altılı masaya dinamit fırlattığı ayan beyan ortadadır. Bu tipler siyasetin en güvenilmez simalarıdır. Kılıçdaroğlu'nu tuzağa düşürmek amacıyla manevra yapanlara en büyük cevabı CHP'ye oy veren kardeşlerim verecektir. Saraçhane kumpası tutmaz. Sahte mağdurlara, ucuz kahramanlığa, kağıttan kaplanlara, mahkeme salonlarından siyaset çıkarmaya niyetlenen bukalemun siyasetçilere Türk milleti hiçbir şekilde değer veremez, saygı duymaz. Altılı masadaki parti başkanlarının birbirini tekzip eden konuşmalarını hiç kimse kale almaz, nitekim almamıştır. Saraçhane'de yargı kararına sarılıp 'fırsat bu fırsattır' diye meydana dökülen siyasetçilerin alayı birden samimiyetsizdir."
AK Parti Sözcüsü Çelik'ten İmamoğlu açıklaması
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Birileri tutmuş 'Kılıçdaroğlu aday olsun' derken, 'Kılıçdaroğlu aday olmasın' lobisi bu yargı sürecini kendi içlerindeki bir mücadelenin parçası haline getirmeye çalışıyor. Ne yaptığınız bizi ilgilendirmez. Ne yaparsanız yapın ama bu yaptıklarınızla Cumhurbaşkanımızın ismini ve AK Parti'yi asla yan yana getiremezsiniz." dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında verilen yargı kararıyla ilgili Çelik, "Bugün bir yargı kararı üzerinden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ile ilgili henüz yargı süreci devam ederken tutup da Sayın Cumhurbaşkanımızın, AK Parti'nin, birtakım kafalarında kurdukları komploların parçası olarak, kendi projelerinin, siyasi mühendisliklerinin, rekabetinin zemini haline getirilmeye çalışılmasını buradan bir kere daha bütün gücümüzle reddediyoruz, kınıyoruz." diye konuştu.
AK Parti'nin, siyaset meydanlarının, en zor zamanlarda demokrasi mücadelesinden vazgeçmeyenlerin, sandığın "namus" olduğuna inananların partisi olduğunu vurgulayan Çelik, şöyle devam etti:
"Birileri çıkmış, kendi aralarındaki meseleyi bizim üzerimizden tartışmaya çalışıyorlar. Yargı süreci devam ederken ortaya bir yargı kararı çıkmış, altılı masa içerisinde birbirlerine kabul ettiremedikleri şeyleri bu yargı kararı üzerinden fiilen birbirlerine dayatmak için Cumhurbaşkanımızın, partimizin ismini kullanarak siyasi fırsatçılık yapıyorlar. Hiç kimse AK Parti'yi ve Cumhurbaşkanımızı bu komplolarla, siyasi yasakçılıkla asla ve kata bir araya getiremez. Biz Türkiye'deki her türlü yasakla, Türkiye'deki demokrasiye yönelik her türlü suikast teşebbüsü ile Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, bedelini adım adım ödeyerek, mücadele ederken karşımızda olanlar şimdi çıkmışlar bize demokrasiden bahsediyorlar. O demokrasinin nasıl savunulması gerektiğini, millet için ne kadar kıymetli olduğunu size yine biz, Recep Tayyip Erdoğan öğretti, AK Parti öğretti. Bu sayede öğrendiniz. Bu yargı kararı ortaya çıktığı andan itibaren yargı kararı tartışmıyorlar. Birileri tutmuş CHP Genel Merkezi'ni Ankara'dan Saraçhane'ye taşımaya çalışıyor. Birileri tutmuş 'Kılıçdaroğlu aday olsun' derken, 'Kılıçdaroğlu aday olmasın' lobisi bu yargı sürecini kendi içlerindeki bir mücadelenin parçası haline getirmeye çalışıyor. Ne yaptığınız bizi ilgilendirmez. Ne yaparsanız yapın ama bu yaptıklarınızla Cumhurbaşkanımızın ismini ve AK Parti'yi asla yan yana getiremezsiniz."
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığından, Eskişehir'de 6 yaşındaki kız çocuğunun ölümüyle ilgili açıklama
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığınca, Eskişehir'de 6 yaşındaki kız çocuğunun ölümüne ilişkin soruşturma kapsamında başlayan hukuki sürecin yakından takip edildiği bildirildi.
Anne ve babası cezaevinde bulunan üç kardeşten 2016 doğumlu kız çocuğunun 14 Aralık'ta şüpheli ölümü üzerine yürütülen soruşturma neticesinde, 2 erkek kardeşin savcılık talimatıyla Çocuk Koruma İlk Müdahale ve Değerlendirme Birimine teslim edildiği aktarılan açıklamada, şunlar kaydedildi:
"8 ve 12 yaşındaki erkek kardeşler hakkında acil koruma kararı alınmıştır. Halen kuruluş bakımında bulunan ihmal ve istismar mağduru çocukların, yetersiz beslenme ve uygun olmayan koşullarda yaşamaları nedeniyle oluşan gelişimsel problemlerine yönelik sağlık kontrolleri devam etmektedir. İhmal ve istismar mağduru çocuklar ve kız çocuğunun ölümüne ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında hala ve amcanın tutuklanması, firari babaannenin gözaltına alınması ile başlayan hukuki süreç Bakanlığımızca yakından takip edilmektedir."
Basında yer alan haberlerde "işkence gören 6 yaşındaki kız çocuğunun hayatını kaybettigi" belirtilmişti.
Müzik grubu Piiz'in davulcusu Mehmet Dudarık'ı darbeden şüpheli tutuklandı
Ankara Emniyet Müdürlüğünden yapılan yazılı açıklamada, Çankaya'da 15 Aralık'ta bir eğlence mekanında verdikleri konser sonrası Piiz grubu üyesi Mehmet Dudarık'ı, kız arkadaşının ayağına bastığı gerekçesiyle darbeden B.B.K'nin dün yakalandığı belirtildi.
Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen zanlının tutuklandığı bildirilen açıklamada, müzisyen Dudarık'ın hastanedeki tedavisinin sürdüğü bilgisi paylaşıldı.
Öte yandan, grubun sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda, İbni Sina Hastanesinde bulunan Dudarık'ın tedavisinin yoğun bakım servisinde sürdüğü ifade edildi.
Paylaşımda, şunlar kaydedildi:
"Sevgili kardeşimiz, grubumuzun davulcusu Mehmet Dudarık geçtiğimiz çarşamba günü Ankara'da verdiğimiz konser sonrasında, tanımadığı bir şahsın 'ayağa basma' bahanesiyle sataşması sonrasında arkası dönük bir şekilde telefonla konuşurken saldırıya uğramıştır. Kafasına aldığı çok sayıda darbe sonrası hastaneye kaldırılan davulcumuzun hayati tehlikesi devam etmektedir ve halen yoğun bakımda bulunmaktadır. Saldırgan şahıs, kolluk kuvvetleri tarafından yakalanmış ve adli süreç başlatılmıştır. Kamuoyuna ve sevenlerimize üzüntü ile duyururuz."
Sağlık Bakanı Koca, temininde güçlük çekilen ilaçarın ihracatına kısıtlama getirdiklerini açıkladı
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, ilaç temininde yaşanan zorluk giderilene kadar, piyasada az bulunan ilaçların ihracatına bir süre ara verildiğini, temininde zorluk yaşanan ilaçların üretimini artırmak üzere de ilaç üreticileriyle anlaşmaya varıldığını bildirdi.
Bakan Koca, sosyal medya hesabından, ilaç teminindeki sıkıntıların çözümüne yönelik yürütülen çalışmalar hakkında açıklamada bulundu.
Bu çözümün üreticiler için yeni kur düzenlemesi, az bulunan ilaçların ihracatının bir süreliğine durdurulması ve ilaç ham madde alımının güvenilir şartlara kavuşması olarak üç adımdan oluştuğunu aktaran Koca, "Muhtemelen aradığınız ilacı ilk girdiğiniz eczanede bulabileceksiniz." ifadesini kullandı.
Bakan Koca, "hastalarımızın içi rahat olsun" mesajına yer verdiği paylaşımında, şunları kaydetti:
"İlaç temininde yaşanan zorluğu birlikte giderene dek, piyasada halen az bulunan ilaçların ihracatına bir süreliğine ara verdik. Kararımıza saygıları için, ilaç üreticilerimize teşekkür ederim. İlaçta sorun çözülüyor. Temininde zorluk yaşanan ilaçların üretimini artırmak üzere, ilaç üreticileriyle anlaşmaya vardık. Bazı ilaçların temininde zorluk, yurtdışı kaynaklı hammadde sorunundan kaynaklanıyor. İlaç şirketlerimiz, hammadde alımı için harekete geçmeye hazır. İlaç temininde yer yer yaşanan zorluklar bir anda aşılmayacak. Ürün dağıtımı, eczane raflarına konması az da olsa elbette zaman alacak. Doğal olarak, üretimin artması da."
AK Parti Sözcüsü Çelik, "Hiç kimse Cumhurbaşkanımızın adını siyasi yasakçılıkla yan yana yazamaz"
Adana Havalimanı'nda gündeme ilişkin değerlendirmede bulunan AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında verilen yargı kararıyla ilgili tartışmaları izlediklerini söyledi.
Bu konunun bir siyasal tartışma alanına taşındığını net bir şekilde gördüklerini aktaran Çelik, "Peki bu siyasal tartışmada bizi ilgilendiren taraf nedir? O da şu. Bu yargı kararı, yargı süreci henüz kesinleşmeden bir siyasal tartışma haline altılı masadaki bazı taraflar tarafından getirildi. Bunun neticesinde de herkes aslında bunların tartıştığı şeyin yargı süreci ya da yargı kararı olmadığını, altılı masada birbirlerine kabul ettiremedikleri birtakım düşünceleri bu yargı kararı ve yargı süreci üzerinden birbirlerine fiili durum yaratarak dayatmaya çalıştıklarını gördü." diye konuştu.
Ömer Çelik, "Cumhurbaşkanı'mızın ve partimizin herhangi bir şekilde bunların iddia ettiği siyasi kumpaslarla ya da siyasi yasakçılık anlayışıyla yan yana getirilmesi haddini aşan, hiçbir şekilde ortaya konulamayacak, hiçbir şekilde söylenemeyecek eski vesayet artığı bir yaklaşımın neticesidir. Bizim partimizi ve Cumhurbaşkanı'mızı kimse bu kafalarındaki siyasi kumpaslarla bir araya getiremez. Hiç kimse Cumhurbaşkanımızın ve partimizin adını siyasi yasakçılıkla yan yana yazamaz. Biz siyaset meydanlarının partisiyiz." ifadelerini kullandı.
Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dolayısıyla kendi aralarında yürüttükleri adaylık tartışmaları bizi hiçbir şekilde ilgilendirmiyor ama kendi aralarındaki adaylık kavgasının parçası haline Cumhurbaşkanı'mızı ve partimizi getirmeye çalıştıkları zaman bunun dimdik karşısında dururuz. Bunların yürütmeye çalıştığı nefret siyasetine de linç kampanyasına da geçit vermeyiz. Şimdi diyorlar ki 'Ortada bir yargı kararı var. AK Parti kendisini mağdur gibi gösteriyor'. Bir kere şunu söyleyelim; sizin herhangi bir şekilde bizi mağdur edecek bir siyasi kapasiteniz yok. Sadece Cumhurbaşkanı'mızın ve partimizin adını kullanarak siyasi fırsatçılık yapıp istismar siyaseti üretmeye çalışıyorsunuz. Ha birileri CHP Genel Merkezine karşı Saraçhane'ye alternatif hale getirmeye çalışır. Birileri Sayın Kılıçdaroğlu'nun adaylığına karşı CHP içerisinden başkalarını fiili bir durum haline getirmeye çalışır. Hiçbir şekilde bizi ilgilendirmiyor. Onların kendi bileceği iştir. Adı geçen adayları ister üst üste yazsınlar, ister alt alta yazsınlar ister sağdan sola, ister soldan sağa yazsınlar, ister toplasınlar, ister çıkarsınlar, ister bölsünler, ister çarpsınlar. Bizim için fark etmez."
Çelik, kesinleşmemiş yargı kararının propagandaya dönüştürüldüğü işaret ederek şunları aktardı:
"Bu henüz tamamlanmamış yargı kararı çıkar çıkmaz hemen ne yapılmaya çalışıldı, 'Saraçhane'de hemen aday ilan edilsin' diyerek büyük bir propaganda aygıtı çalıştırılmaya başlandı. Dolayısıyla bu konu bizimle ilgili bir konu değil, CHP içerisindeki tartışmayla, CHP Genel Merkezi'ndeki yaklaşımla Saraçhane'de fiilen oluşturulmaya çalışılan yaklaşım arasında, ayrıca altılı masanın kendi içerisindeki dağınıkla alakalı ilgili bir konu. Bu onların gündemi, onların yapması gereken tek şey adaylarını bir an evvel belirleyip meydana çıkmaktır."
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin'den "asgari ücret" açıklaması
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, "Salı günü asgari ücretin müzakeresinde uzlaşmaya varacağız. Emekçilerimizin beklediği, işverenlerimizin de ödeyebileceği bir ücret seviyesinde uzlaşma sağlayacağız." dedi.
Bakan Bilgin, AK Parti Erzurum İl Başkanlığı ziyaretinde, salı günü Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun toplanacağını hatırlattı.
Toplantıda asgari ücretin müzakeresinde uzlaşmaya varacaklarını ifade eden Bilgin, şöyle konuştu:
"Salı günü asgari ücretin müzakeresinde uzlaşmaya varacağız. Emekçilerimizin beklediği, işverenlerimizin de ödeyebileceği bir ücret seviyesinde uzlaşma sağlayacağız. Asgari ücret sosyal devletin çalışanları koruduğu bir ücrettir. Evet asgari ücreti devlet vermez, işverenler verir ama işçilerini koruyacak bir asgari ücret rakamında uzlaşmayı devlet belirler. Bizim de burada temel fonksiyonumuz budur. Birçok sorunu çözdük, bunları da çözeceğiz."
Bakan Bilgin, asgari ücret konusunda salı gününden sonra Türkiye için olumlu bir uzlaşma haberini paylaşacaklarını ümit ettiklerini belirterek, "Emekçilerimizi koruyan, onları tatmin eden onların hayat şartlarını aşmalarına katkı yapacak bir ücret seviyesinde, Türkiye rahat bir nefes alır diye düşünüyorum." diye konuştu
Kur korumalı mevduat ve katılma hesabı açabilmek için süre 1 yıl uzatıldı
Kur korumalı Türk lirası (TL) mevduat ve katılma hesapları, 31 Aralık 2023'e kadar açılabilecek.
"Mevduat ve Katılma Hesaplarının Kur Artışlarına Karşı Desteklenmesine İlişkin Kararda Değişiklik Yapılması Hakkında" Cumhurbaşkanı Kararı, Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Finansal istikrara katkı sağlanması, TL cinsinden tasarrufların özendirilmesi ve TL yatırımcılarının korunması amacını taşıyan uygulamada, Kur korumalı Türk lirası (TL) mevduat ve katılma hesapları açabilmek için son tarih 31 Aralık 2022 olarak belirlenmişti.
Değişiklikle söz konusu hesaplar, 31 Aralık 2023'e kadar açılabilecek.
Bulgaristan'dan Türkiye'ye iade edilen Levent Göktaş tutuklandı
Bulgaristan Filibe Temyiz Mahkemesinin kararıyla Türkiye'ye iade edilen Mustafa Levent Göktaş, İstanbul Havalimanı Mülki İdare Amirliği içerisinde sağlık kontrolünden geçirildi.
Sağlık kontrolünün ardından Gaziosmanpaşa Adliyesi Ek Hizmet Birimi Binasına götürülen Göktaş, Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla Ankara Ağır Ceza Mahkemesince hakkındaki yakalama kararı yüzüne okunarak tutuklandı.
Akademisyen Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu'nun 18 Aralık 2002'deki suikastı zanlısı olarak aranan Göktaş için kırmızı bülten çıkarılmıştı.
Göktaş, Bulgaristan-Türkiye sınırına yakın Svilengrad kentinde rutin trafik polis kontrolü sırasında yapılan incelemede hakkındaki arama kararının tespit edilmesi üzerine Bulgar makamlarınca 1 Eylül'de gözaltına alınmıştı.
Göktaş'ın, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü soruşturma kapsamında "tasarlayarak öldürmek" ve "örgüt kurmak'' suçlarından 5 Eylül 2022'de Bulgaristan'dan iadesi talep edilmişti.