Newsletter Haber Bülteni Events Etkinlikler Podcasts Video Africanews
Loader
Bize Ulaşın
Reklam

İçişleri Bakanı Soylu'dan İmamoğlu'na verilen mahkumiyet kararıyla ilgili açıklama

Gundem
Gundem ©  AA
© AA
By euronews
Yayınlanma Tarihi Son güncelleme
Haberi paylaşın Yorumlar
Haberi paylaşın Close Button

Türkiye gündemine ilişkin önemli gelişmeleri aktardığımız canlı blog sayfası

Canlı anlatım sona erdi

İçişleri Bakanı Soylu'dan İmamoğlu açıklaması

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında verilen mahkumiyet ve siyasi yasak kararını değerlendirdi.


Soylu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:


"Türkiye'yi Avrupa'da demokrasi ile hukuk ile şikayet ederek suçlayıcı bir dil kullanılıyor. Ben de konuşmamın birinde, 'Türkiye'yi Avrupa'ya şikayet eden ahmak.' dedim. Bunun ardından bana kendisi daha sonra cevap veriyor. Benim sözüm kafasında kalmış olmalı ki daha sonra, 'Asıl seçimi iptal edenler ahmaktır.' dedi. Ben İçişleri Bakanı'yım seçimi ben iptal etmedim ki. (...) Seçim iptal etme şikayetle Yüksek Seçim kurulu tarafından yapılır. Seçim kurulu bu kararı vermiş ve siz onlara ahmak diyorsunuz."


"Dikkat edilmesi gereken böyle bir mahkeme görülüyor ve bu suçun kanunen karşılığı var. Kanundaki kural kişiye özgü değiştirilmiş bir kural değil. Anayasa çok açık bir biçimde yargıya müdahale edilemeyeceğinin altını çiziyor. Bu benim için de geçerli, Adalet Bakanı için de geçerli. Baskı unsuru olarak kullanılamaz. Siz bir mahkeme görülürken mahkeme etrafının miting alanı gibi doldurulduğunu resimlerle süslendiğinizi gözdünüz mü?"


Bakan Soylu, 'Yargıtay ve İstinaf onaylarsa siz görevden alır mısınız?" şeklindeki bir soruya şu cevabı verdi:


"Alırım, yapacak başka bir şeyim yok. Bugüne kadar uygulamalarımızın hepsi böyle. Çünkü artık o Yargıtay'la birlikte kamu görevini yapamaz hale gelmiştir. O kesin karar çıkana kadar ben açığa alırım. O gider Danıştay'a başvurur."


"İstinaf ve Yargı onaylarsa, Yargıtay onayladıktan sonra aslında bir süreci daha var. Yargıtay'ın onaylaması da yetmez. Orada benim onu düşerebilme hakkım da yok ama açığa alabilme hakkım var. Yargı onaylar artık yönetme hükmü ortadan kalkar. Peki bir belediye başkanı nasıl düşer? Danıştay'ın kararı olmadan düşmez. Yani oradan gelen karar bana gelecek, ben Danıştay'a yazacağım. Burada bir de teamüller var. Bu teamüllerle ilgili ortaya çıkan sonuçlar var. Mesela açığa aldıklarımız var ama belediye başkanlığı düşer mi? Belediye başkanlığı düşmez. Çünkü bu seçilmiş. Danıştay karar vermeden benim açığa alma kararı ayrıdır, belediye başkanlığı düşmesi ayrıdır. Çünkü o ceza onandığı anda artık kamu görevi yerine getirilemez."


Haberi paylaşın

Bahçeli: İBB Başkanı bir suç işlemişse bunun sonuçlarına katlanmalı

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Henüz mahkeme kararı açıklanmadan halkı Saraçhane'ye davet eden Belediye Başkanı, sonuç açıklanmadan apar topar yola koyulan İP Başkanı, altılı masaya Saraçhane dayatması yapmak ve Kılıçdaroğlu'na operasyon çekmek için harekete geçmişlerdir." dedi.


Bahçeli, adaletin ve hukukun herkese lazım olduğunu, hukuk önünde hiç kimsenin ayrıcalıklı bir konumu bulunmadığını vurgulayarak, şunları kaydetti:


"İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı hakkında 14 Aralık 2022 tarihinde verilmiş kesin olmayan 2 yıl 7 ay 15 günlük hapis kararından sonra Saraçhane tiyatrosu düzenleyenlerin devlete, hükümete ve Türk yargısına saldırması en hafif tabirle fırsatçılıktır. İBB Başkanı bir suç işlemişse bunun sonuçlarına elbette katlanmalıdır. Bu şahsın ne üstünlüğü vardır? Bu şahsın hukuki sorumsuzluğu diye bir şey söz konusu mudur? Henüz mahkeme kararı açıklanmadan halkı Saraçhane'ye davet eden Belediye Başkanı, sonuç açıklanmadan apar topar yola koyulan İP Başkanı, altılı masaya Saraçhane dayatması yapmak ve Kılıçdaroğlu'na operasyon çekmek için harekete geçmişlerdir. Birbirlerine kazık atanların, yargı kararını kucaklaşarak ve sevinç çığlıkları içinde karşılayanların, 'yeni başlıyoruz' diyenlerin gizli kapaklı işler çevirdiğini görmemek için sadece kör değil akli ve zihni melekeleri de kaybetmek lazımdır.


İmamoğlu'nu cumhurbaşkanı adayı olarak sivriltmeye çalışan, Kılıçdaroğlu'na çalım üstüne çalım atmak için her durumdan istifadeye çalışan siyaset bezirganlarının altılı masaya dinamit fırlattığı ayan beyan ortadadır. Bu tipler siyasetin en güvenilmez simalarıdır. Kılıçdaroğlu'nu tuzağa düşürmek amacıyla manevra yapanlara en büyük cevabı CHP'ye oy veren kardeşlerim verecektir. Saraçhane kumpası tutmaz. Sahte mağdurlara, ucuz kahramanlığa, kağıttan kaplanlara, mahkeme salonlarından siyaset çıkarmaya niyetlenen bukalemun siyasetçilere Türk milleti hiçbir şekilde değer veremez, saygı duymaz. Altılı masadaki parti başkanlarının birbirini tekzip eden konuşmalarını hiç kimse kale almaz, nitekim almamıştır. Saraçhane'de yargı kararına sarılıp 'fırsat bu fırsattır' diye meydana dökülen siyasetçilerin alayı birden samimiyetsizdir."


Haberi paylaşın

AK Parti Sözcüsü Çelik'ten İmamoğlu açıklaması

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Birileri tutmuş 'Kılıçdaroğlu aday olsun' derken, 'Kılıçdaroğlu aday olmasın' lobisi bu yargı sürecini kendi içlerindeki bir mücadelenin parçası haline getirmeye çalışıyor. Ne yaptığınız bizi ilgilendirmez. Ne yaparsanız yapın ama bu yaptıklarınızla Cumhurbaşkanımızın ismini ve AK Parti'yi asla yan yana getiremezsiniz." dedi.


İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında verilen yargı kararıyla ilgili Çelik, "Bugün bir yargı kararı üzerinden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ile ilgili henüz yargı süreci devam ederken tutup da Sayın Cumhurbaşkanımızın, AK Parti'nin, birtakım kafalarında kurdukları komploların parçası olarak, kendi projelerinin, siyasi mühendisliklerinin, rekabetinin zemini haline getirilmeye çalışılmasını buradan bir kere daha bütün gücümüzle reddediyoruz, kınıyoruz." diye konuştu.


AK Parti'nin, siyaset meydanlarının, en zor zamanlarda demokrasi mücadelesinden vazgeçmeyenlerin, sandığın "namus" olduğuna inananların partisi olduğunu vurgulayan Çelik, şöyle devam etti:


"Birileri çıkmış, kendi aralarındaki meseleyi bizim üzerimizden tartışmaya çalışıyorlar. Yargı süreci devam ederken ortaya bir yargı kararı çıkmış, altılı masa içerisinde birbirlerine kabul ettiremedikleri şeyleri bu yargı kararı üzerinden fiilen birbirlerine dayatmak için Cumhurbaşkanımızın, partimizin ismini kullanarak siyasi fırsatçılık yapıyorlar. Hiç kimse AK Parti'yi ve Cumhurbaşkanımızı bu komplolarla, siyasi yasakçılıkla asla ve kata bir araya getiremez. Biz Türkiye'deki her türlü yasakla, Türkiye'deki demokrasiye yönelik her türlü suikast teşebbüsü ile Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, bedelini adım adım ödeyerek, mücadele ederken karşımızda olanlar şimdi çıkmışlar bize demokrasiden bahsediyorlar. O demokrasinin nasıl savunulması gerektiğini, millet için ne kadar kıymetli olduğunu size yine biz, Recep Tayyip Erdoğan öğretti, AK Parti öğretti. Bu sayede öğrendiniz. Bu yargı kararı ortaya çıktığı andan itibaren yargı kararı tartışmıyorlar. Birileri tutmuş CHP Genel Merkezi'ni Ankara'dan Saraçhane'ye taşımaya çalışıyor. Birileri tutmuş 'Kılıçdaroğlu aday olsun' derken, 'Kılıçdaroğlu aday olmasın' lobisi bu yargı sürecini kendi içlerindeki bir mücadelenin parçası haline getirmeye çalışıyor. Ne yaptığınız bizi ilgilendirmez. Ne yaparsanız yapın ama bu yaptıklarınızla Cumhurbaşkanımızın ismini ve AK Parti'yi asla yan yana getiremezsiniz."


Haberi paylaşın

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığından, Eskişehir'de 6 yaşındaki kız çocuğunun ölümüyle ilgili açıklama

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığınca, Eskişehir'de 6 yaşındaki kız çocuğunun ölümüne ilişkin soruşturma kapsamında başlayan hukuki sürecin yakından takip edildiği bildirildi.


Anne ve babası cezaevinde bulunan üç kardeşten 2016 doğumlu kız çocuğunun 14 Aralık'ta şüpheli ölümü üzerine yürütülen soruşturma neticesinde, 2 erkek kardeşin savcılık talimatıyla Çocuk Koruma İlk Müdahale ve Değerlendirme Birimine teslim edildiği aktarılan açıklamada, şunlar kaydedildi:


"8 ve 12 yaşındaki erkek kardeşler hakkında acil koruma kararı alınmıştır. Halen kuruluş bakımında bulunan ihmal ve istismar mağduru çocukların, yetersiz beslenme ve uygun olmayan koşullarda yaşamaları nedeniyle oluşan gelişimsel problemlerine yönelik sağlık kontrolleri devam etmektedir. İhmal ve istismar mağduru çocuklar ve kız çocuğunun ölümüne ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında hala ve amcanın tutuklanması, firari babaannenin gözaltına alınması ile başlayan hukuki süreç Bakanlığımızca yakından takip edilmektedir."


Basında yer alan haberlerde "işkence gören 6 yaşındaki kız çocuğunun hayatını kaybettigi" belirtilmişti.


Haberi paylaşın

Müzik grubu Piiz'in davulcusu Mehmet Dudarık'ı darbeden şüpheli tutuklandı

Ankara Emniyet Müdürlüğünden yapılan yazılı açıklamada, Çankaya'da 15 Aralık'ta bir eğlence mekanında verdikleri konser sonrası Piiz grubu üyesi Mehmet Dudarık'ı, kız arkadaşının ayağına bastığı gerekçesiyle darbeden B.B.K'nin dün yakalandığı belirtildi.


Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen zanlının tutuklandığı bildirilen açıklamada, müzisyen Dudarık'ın hastanedeki tedavisinin sürdüğü bilgisi paylaşıldı.


Öte yandan, grubun sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda, İbni Sina Hastanesinde bulunan Dudarık'ın tedavisinin yoğun bakım servisinde sürdüğü ifade edildi.


Paylaşımda, şunlar kaydedildi:


"Sevgili kardeşimiz, grubumuzun davulcusu Mehmet Dudarık geçtiğimiz çarşamba günü Ankara'da verdiğimiz konser sonrasında, tanımadığı bir şahsın 'ayağa basma' bahanesiyle sataşması sonrasında arkası dönük bir şekilde telefonla konuşurken saldırıya uğramıştır. Kafasına aldığı çok sayıda darbe sonrası hastaneye kaldırılan davulcumuzun hayati tehlikesi devam etmektedir ve halen yoğun bakımda bulunmaktadır. Saldırgan şahıs, kolluk kuvvetleri tarafından yakalanmış ve adli süreç başlatılmıştır. Kamuoyuna ve sevenlerimize üzüntü ile duyururuz."


Haberi paylaşın

Sağlık Bakanı Koca, temininde güçlük çekilen ilaçarın ihracatına kısıtlama getirdiklerini açıkladı

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, ilaç temininde yaşanan zorluk giderilene kadar, piyasada az bulunan ilaçların ihracatına bir süre ara verildiğini, temininde zorluk yaşanan ilaçların üretimini artırmak üzere de ilaç üreticileriyle anlaşmaya varıldığını bildirdi.


Bakan Koca, sosyal medya hesabından, ilaç teminindeki sıkıntıların çözümüne yönelik yürütülen çalışmalar hakkında açıklamada bulundu.
Bu çözümün üreticiler için yeni kur düzenlemesi, az bulunan ilaçların ihracatının bir süreliğine durdurulması ve ilaç ham madde alımının güvenilir şartlara kavuşması olarak üç adımdan oluştuğunu aktaran Koca, "Muhtemelen aradığınız ilacı ilk girdiğiniz eczanede bulabileceksiniz." ifadesini kullandı.


Bakan Koca, "hastalarımızın içi rahat olsun" mesajına yer verdiği paylaşımında, şunları kaydetti:


"İlaç temininde yaşanan zorluğu birlikte giderene dek, piyasada halen az bulunan ilaçların ihracatına bir süreliğine ara verdik. Kararımıza saygıları için, ilaç üreticilerimize teşekkür ederim. İlaçta sorun çözülüyor. Temininde zorluk yaşanan ilaçların üretimini artırmak üzere, ilaç üreticileriyle anlaşmaya vardık. Bazı ilaçların temininde zorluk, yurtdışı kaynaklı hammadde sorunundan kaynaklanıyor. İlaç şirketlerimiz, hammadde alımı için harekete geçmeye hazır. İlaç temininde yer yer yaşanan zorluklar bir anda aşılmayacak. Ürün dağıtımı, eczane raflarına konması az da olsa elbette zaman alacak. Doğal olarak, üretimin artması da."


Haberi paylaşın

AK Parti Sözcüsü Çelik, "Hiç kimse Cumhurbaşkanımızın adını siyasi yasakçılıkla yan yana yazamaz"

Adana Havalimanı'nda gündeme ilişkin değerlendirmede bulunan AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında verilen yargı kararıyla ilgili tartışmaları izlediklerini söyledi.


Bu konunun bir siyasal tartışma alanına taşındığını net bir şekilde gördüklerini aktaran Çelik, "Peki bu siyasal tartışmada bizi ilgilendiren taraf nedir? O da şu. Bu yargı kararı, yargı süreci henüz kesinleşmeden bir siyasal tartışma haline altılı masadaki bazı taraflar tarafından getirildi. Bunun neticesinde de herkes aslında bunların tartıştığı şeyin yargı süreci ya da yargı kararı olmadığını, altılı masada birbirlerine kabul ettiremedikleri birtakım düşünceleri bu yargı kararı ve yargı süreci üzerinden birbirlerine fiili durum yaratarak dayatmaya çalıştıklarını gördü." diye konuştu.


Ömer Çelik, "Cumhurbaşkanı'mızın ve partimizin herhangi bir şekilde bunların iddia ettiği siyasi kumpaslarla ya da siyasi yasakçılık anlayışıyla yan yana getirilmesi haddini aşan, hiçbir şekilde ortaya konulamayacak, hiçbir şekilde söylenemeyecek eski vesayet artığı bir yaklaşımın neticesidir. Bizim partimizi ve Cumhurbaşkanı'mızı kimse bu kafalarındaki siyasi kumpaslarla bir araya getiremez. Hiç kimse Cumhurbaşkanımızın ve partimizin adını siyasi yasakçılıkla yan yana yazamaz. Biz siyaset meydanlarının partisiyiz." ifadelerini kullandı.


Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:


"Dolayısıyla kendi aralarında yürüttükleri adaylık tartışmaları bizi hiçbir şekilde ilgilendirmiyor ama kendi aralarındaki adaylık kavgasının parçası haline Cumhurbaşkanı'mızı ve partimizi getirmeye çalıştıkları zaman bunun dimdik karşısında dururuz. Bunların yürütmeye çalıştığı nefret siyasetine de linç kampanyasına da geçit vermeyiz. Şimdi diyorlar ki 'Ortada bir yargı kararı var. AK Parti kendisini mağdur gibi gösteriyor'. Bir kere şunu söyleyelim; sizin herhangi bir şekilde bizi mağdur edecek bir siyasi kapasiteniz yok. Sadece Cumhurbaşkanı'mızın ve partimizin adını kullanarak siyasi fırsatçılık yapıp istismar siyaseti üretmeye çalışıyorsunuz. Ha birileri CHP Genel Merkezine karşı Saraçhane'ye alternatif hale getirmeye çalışır. Birileri Sayın Kılıçdaroğlu'nun adaylığına karşı CHP içerisinden başkalarını fiili bir durum haline getirmeye çalışır. Hiçbir şekilde bizi ilgilendirmiyor. Onların kendi bileceği iştir. Adı geçen adayları ister üst üste yazsınlar, ister alt alta yazsınlar ister sağdan sola, ister soldan sağa yazsınlar, ister toplasınlar, ister çıkarsınlar, ister bölsünler, ister çarpsınlar. Bizim için fark etmez."

Çelik, kesinleşmemiş yargı kararının propagandaya dönüştürüldüğü işaret ederek şunları aktardı:



"Bu henüz tamamlanmamış yargı kararı çıkar çıkmaz hemen ne yapılmaya çalışıldı, 'Saraçhane'de hemen aday ilan edilsin' diyerek büyük bir propaganda aygıtı çalıştırılmaya başlandı. Dolayısıyla bu konu bizimle ilgili bir konu değil, CHP içerisindeki tartışmayla, CHP Genel Merkezi'ndeki yaklaşımla Saraçhane'de fiilen oluşturulmaya çalışılan yaklaşım arasında, ayrıca altılı masanın kendi içerisindeki dağınıkla alakalı ilgili bir konu. Bu onların gündemi, onların yapması gereken tek şey adaylarını bir an evvel belirleyip meydana çıkmaktır."
 


Haberi paylaşın

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin'den "asgari ücret" açıklaması

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, "Salı günü asgari ücretin müzakeresinde uzlaşmaya varacağız. Emekçilerimizin beklediği, işverenlerimizin de ödeyebileceği bir ücret seviyesinde uzlaşma sağlayacağız." dedi.


Bakan Bilgin, AK Parti Erzurum İl Başkanlığı ziyaretinde, salı günü Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun toplanacağını hatırlattı.
Toplantıda asgari ücretin müzakeresinde uzlaşmaya varacaklarını ifade eden Bilgin, şöyle konuştu:


"Salı günü asgari ücretin müzakeresinde uzlaşmaya varacağız. Emekçilerimizin beklediği, işverenlerimizin de ödeyebileceği bir ücret seviyesinde uzlaşma sağlayacağız. Asgari ücret sosyal devletin çalışanları koruduğu bir ücrettir. Evet asgari ücreti devlet vermez, işverenler verir ama işçilerini koruyacak bir asgari ücret rakamında uzlaşmayı devlet belirler. Bizim de burada temel fonksiyonumuz budur. Birçok sorunu çözdük, bunları da çözeceğiz."


Bakan Bilgin, asgari ücret konusunda salı gününden sonra Türkiye için olumlu bir uzlaşma haberini paylaşacaklarını ümit ettiklerini belirterek, "Emekçilerimizi koruyan, onları tatmin eden onların hayat şartlarını aşmalarına katkı yapacak bir ücret seviyesinde, Türkiye rahat bir nefes alır diye düşünüyorum." diye konuştu



Haberi paylaşın

Kur korumalı mevduat ve katılma hesabı açabilmek için süre 1 yıl uzatıldı

Kur korumalı Türk lirası (TL) mevduat ve katılma hesapları, 31 Aralık 2023'e kadar açılabilecek.


"Mevduat ve Katılma Hesaplarının Kur Artışlarına Karşı Desteklenmesine İlişkin Kararda Değişiklik Yapılması Hakkında" Cumhurbaşkanı Kararı, Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi.


Finansal istikrara katkı sağlanması, TL cinsinden tasarrufların özendirilmesi ve TL yatırımcılarının korunması amacını taşıyan uygulamada, Kur korumalı Türk lirası (TL) mevduat ve katılma hesapları açabilmek için son tarih 31 Aralık 2022 olarak belirlenmişti.


Değişiklikle söz konusu hesaplar, 31 Aralık 2023'e kadar açılabilecek.


Haberi paylaşın

Bulgaristan'dan Türkiye'ye iade edilen Levent Göktaş tutuklandı

Bulgaristan Filibe Temyiz Mahkemesinin kararıyla Türkiye'ye iade edilen Mustafa Levent Göktaş, İstanbul Havalimanı Mülki İdare Amirliği içerisinde sağlık kontrolünden geçirildi.


Sağlık kontrolünün ardından Gaziosmanpaşa Adliyesi Ek Hizmet Birimi Binasına götürülen Göktaş, Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla Ankara Ağır Ceza Mahkemesince hakkındaki yakalama kararı yüzüne okunarak tutuklandı.


Akademisyen Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu'nun 18 Aralık 2002'deki suikastı zanlısı olarak aranan Göktaş için kırmızı bülten çıkarılmıştı.


Göktaş, Bulgaristan-Türkiye sınırına yakın Svilengrad kentinde rutin trafik polis kontrolü sırasında yapılan incelemede hakkındaki arama kararının tespit edilmesi üzerine Bulgar makamlarınca 1 Eylül'de gözaltına alınmıştı.


Göktaş'ın, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü soruşturma kapsamında "tasarlayarak öldürmek" ve "örgüt kurmak'' suçlarından 5 Eylül 2022'de Bulgaristan'dan iadesi talep edilmişti.


Haberi paylaşın

AYM Başkanı Arslan: "Bireysel başvurularda inanılmaz bir iş yüküyle karşı karşıya kaldık"


Anayasa Mahkemesi (AYM) Başkanı Zühtü Arslan, bireysel başvurularla ilgili inanılmaz bir iş yüküyle karşı karşıya kaldıklarını belirterek, "Bugün itibarıyla mahkemede yaklaşık 100 bin derdest başvuru bulunmaktadır." dedi.

10 yıllık anayasa şikayeti deneyiminin, ihlallere karşı etkili ve başarılı bir başvuru yolu olduğunu ancak bu yolun gelecekteki başarısının tüm paydaşlara bağlı bulunduğunu belirterek, "Anayasa Mahkemesi basitçe şunu söylüyor; 'ülkedeki her bir ihlali telafi etmeye gücüm yetmez.' Bu nedenle benzer davaları ele alırken, mahkemenin yorumunu takip etmek gibi önleyici tedbirler almak zorundayız." dedi.


Arslan ve beraberindeki heyet, AYM ve Avrupa Konseyi tarafından ortaklaşa yürütülen "Anayasa Mahkemesinin Temel Haklar Alanındaki Kararlarının Etkili Şekilde Uygulanmasının Desteklenmesi Projesi" kapsamında Venedik'e çalışma ziyareti yaptı.


AYM heyeti, düzenlenen çalıştayda, İtalya Anayasa Mahkemesi üyeleri, anayasa ve insan hakları profesörleriyle bir araya geldi.


Toplantılarda, Türkiye ve İtalya başta olmak üzere farklı Avrupa ve Balkan ülkelerindeki uygulamalar ele alındı.


Arslan, AYM'nin 2010'da yürürlüğe giren anayasa şikayeti hakkıyla kamu makamlarını ve yargı kararlarını da anayasal hak ve özgürlüklerini ihlal edip etmedikleri açısından denetlemeye başladığını hatırlatarak, "Anayasa'nın 148. Maddesi açıkça Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne atıfta bulunduğundan, Anayasa Mahkemesi anayasa şikayetlerini karara bağlarken Strazburg Mahkemesinin içtihadını dikkate almaktadır." değerlendirmesinde bulundu.


AYM’nin bireysel başvurunun getirilmesiyle iki temel amaca ulaştığını ifade eden Arslan, "İlk amaç, bireysel hak ve özgürlüklerin korunması ve geliştirilmesine yönelik standartların yükseltilmesiydi. Bireysel başvurunun ikinci ve pratik amacı ise Strazburg Mahkemesi önünde Türkiye aleyhine yapılan başvuruların ve ihlallerin sayısını azaltmaktı." dedi.


Arslan, Türkiye’de anayasa şikayeti sisteminin etkili ve başarılı şekilde uygulanmasının önündeki iki zorlu engelden bahsedebileceklerini belirterek, şöyle devam etti:


"Her şeyden önce en başından beri bireysel başvurularla ilgili inanılmaz bir iş yüküyle karşı karşıya kaldık. Bugün itibarıyla mahkemede yaklaşık 100 bin derdest başvuru bulunmaktadır. Bu iş yükünün yıkıcı etkisi, şu anda 47 farklı taraf devletten yaklaşık 75 bin bekleyen başvuru bulunan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin iş yükü ile karşılaştırılarak daha iyi anlaşılabilir."


İhlal kararlarının etkili şekilde uygulanmasının mahkemenin önündeki ikinci büyük zorluk olduğuna işaret eden Arslan, "Strazburg Mahkemesi gibi Anayasa Mahkemesi de bir başvurunun kitlesel ve tekrarlayan ihlallere yol açan sistematik ve yapısal bir sorunu gündeme getirmesi halinde 'pilot karar usulünü' benimsemiştir." ifadesini kullandı.


"AYM'nin ülkedeki her bir ihlali telafi etmeye gücü yetmez"


Arslan, bazı durumlarda AYM'nin kanun temelinde bir ihlal tespit ettiğini ve belirli bir sürede kanunun değiştirilmesi amacıyla parlamentoyu bilgilendirdiğini kaydetti.


Anayasa Mahkemesi kararlarının etkilerine de değinen Arslan, mahkemenin iptal kararlarının sadece davanın taraflarını değil herkesi bağladığını vurguladı.


Arslan, şunları kaydetti:


"Anayasa Mahkemesi basitçe şunu söylüyor; 'ülkedeki her bir ihlali telafi etmeye gücüm yetmez.' Bu nedenle benzer davaları ele alırken mahkemenin yorumunu takip etmek gibi önleyici tedbirler almak zorundayız. 10 yıllık anayasa şikayeti deneyimi, ihlallere karşı etkili ve başarılı bir başvuru yolu olduğunu kanıtlamıştır. Ancak bu yolun gelecekteki başarısı sadece Anayasa Mahkemesine değil başta diğer mahkemeler olmak üzere tüm paydaşlara bağlıdır."


Haberi paylaşın

Cuma hutbesinin konusu "kız çocuklarının evliliğe zorlanması" ve "çocuk istismarı" oldu


Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, kız çocuklarını, aile kurma sorumluluğuna sahip olmadan evliliğe zorlamanın ve bunu İslam'dan hareketle meşrulaştırmaya çalışmanın büyük günah ve ağır vebal olduğunu belirterek, "Bu yanlış tutum ve söylemin İslam'ın evlilik anlayışıyla hiçbir ilgisi yoktur." dedi.

Diyanet'in "Çocuk: Rabb'imizin Kıymetli Emaneti" konulu hutbesi tüm camilerde irat edildi.


Ali Erbaş, Ahmet Hamdi Akseki Camisi'nde okuduğu hutbenin ardından cuma namazı kıldırdı.


Çocukların Allah'ın bahşettiği kıymetli emanetler olduğunu söyleyen Erbaş, çocukların hayatın neşesi, yuvaların bereketi, ailenin umudu ve geleceğin teminatı olduğunu dile getirdi.


Çocukları sağlıklı aile ortamında, sevgi ve güzel ahlakla yetiştirmenin öncelikli görev olduğunu vurgulayan Erbaş, "Çocukları her türlü ihmal ve istismardan korumak, dini, ahlaki, hukuki ve insani sorumluluğumuzdur." ifadesini kullandı.


"İnsanlık dışı davranışların en büyük mağduru çocuklar oluyor"


Çocuklarla ilgili, vicdanları derinden yaralayan haberlerin öne çıktığı bir gündemin olduğunu belirten Erbaş, "Ne acıdır ki yozlaşmanın, ahlakı ve hukuku kaybetmenin, vicdansızlığın bedelini en fazla çocuklar ödüyor. Bir yanda yaşanan savaşların ve trajedilerin, mülteci kamplarının ve yoksulluğun diğer yanda ihmal, istismar ve insanlık dışı davranışların en büyük mağduru çocuklar oluyor. Bu mağduriyetlerden biri de 'küçük yaşta evlilikler', 'çocuk evlilikleri', 'çocuk gelinler' gibi ifadelerle gündeme gelen aşırılıklardır." dedi.


Kız çocuklarının erken yaşta evlendirilmesine değinen Erbaş, sözlerini şöyle sürdürdü:


"Kız çocuklarını, aile kurma sorumluluğuna sahip olmadan evliliğe zorlamak ve bunu İslam dininden hareketle meşrulaştırmaya çalışmak, büyük bir günah, ağır bir vebaldir. Bu yanlış tutum ve söylemin İslam'ın evlilik anlayışıyla hiçbir ilgisi yoktur. Çocukların emeğinin, bedeninin, geleceğinin istismar edilmesi, insanlığın iflas ettiğinin bir göstergesidir. Nerede, nasıl, ne zaman olursa olsun ve kim tarafından yapılırsa yapılsın, çocukların ihmal ve istismarı, akılla, vicdanla ve ahlakla bağdaşmayan, insanlık dışı bir eylemdir. Çocukları mağdur eden, onların geleceklerini karartan hiçbir söz ve davranışın mazereti ve meşruiyeti olamaz. Bir çocuğun hayatını karartmak, insanlığa ve vicdana karşı işlenebilecek en büyük cürümdür. Hem Yüce Allah hem de insanlık önünde hesabı verilemeyecek ağır bir suçtur."


 "Evlilik, reşit olmayı gerektirir"


Ali Erbaş, "Çocukların küçük yaşta evlendirilmesi ve çocuk istismarı vakalarının yüce dinimiz İslam ile anılması ve Müslüman kimliğinin zedelendiği bir sürece dönüştürülmesi asla kabul edilemez. İslam'a göre kadın ve erkek hem duygusal ve fiziksel hem de ruhsal ve zihinsel olgunluğa erişmeden, aile kurmanın anlam ve sorumluluğunu idrak edecek rüşt yaşına gelmeden evlendirilemez. Zira evlilik için sadece ergen olmak yeterli değildir. Ergenlik biyolojik bir süreçtir. Evlilik ise reşit olmayı gerektirir." değerlendirmesinde bulundu.


Türkiye'de evlilik yaşının asgari sınırının 18 olarak kanunlarla belirlendiğine işaret eden Erbaş, "Başta anne babalar olmak üzere herkesin evlilik yaşıyla ilgili sınırlara riayet etmesi hem dini bakımdan gerekli bir davranış hem de ailede kalıcı huzur ve mutluluğu sağlamanın en temel şartıdır." dedi.


"İnsanlık, çocukların huzurunu temin etmedikçe iyiliğe erişemeyecektir"


Allah'ın emaneti çocukların, vicdan ve merhamet konusunda insan ve toplumun en hassas terazisi olduğunu belirten Erbaş, şunları kaydetti:


"O halde, yarınlarımızın ümidi olan çocuklarımıza karşı sorumluluklarımızın idrakinde olalım. Onların eğitimlerine, psikolojik, sosyal, kültürel gelişimlerine, dini ve ahlaki terbiyelerine özen gösterelim. Çocuklarımıza yönelik her türlü ihmal ve istismara karşı hep birlikte mücadele edelim. Kız çocuklarının küçük yaşlarda evlendirilmesi gibi son derece hassas bir konuyu bireysel olayları bahane ederek bilinçaltı mesajlarla İslam ve Müslümanlarla ilişkilendirmeye çalışanlara karşı da uyanık olalım. Kız çocuklarının küçük yaşlarda evlendirilmesi ve genel olarak çocuklar üzerinde cinsiyetsizleştirme çalışmaları gibi her türlü ihmal ve istismara karşı hep birlikte mücadele edelim. Unutmayalım ki insanlık, çocukların güven ve huzurunu temin etmedikçe asla iyiliğe erişemeyecektir."


Haberi paylaşın

İstanbul'da bir AVM'de yangın çıktı


 İstanbul Şişli'de bir alışveriş merkezinde çıkan yangına itfaiye ekiplerinin müdahalesi sürüyor.


Levent Esentepe Mahallesi Büyükdere Caddesi'ndeki bir alışveriş merkezinde yangın çıktığı ihbarı üzerine olay yerine çok sayıda itfaiye, polis ve sağlık ekibi sevk edildi. Alışveriş merkezinin çatısında çıkan yangının söndürülmesi için ekiplerin müdahalesi sürüyor.


Yoğun dumanın oluştuğu yangın nedeniyle ekipler Bakırköy'den tüp aracı ve diğer ilçelerden de takım desteği istedi.


Yangına, Beşiktaş, Seyrantepe, Şişli, Beyoğlu, Bakırköy ve Sultangazi'den de itfaiye desteği sağlandı.


Ekiplerce, AVM'deki vatandaşlar ve çalışanlar da tahliye ediliyor.


Yangın nedeniyle gökyüzünü kaplayan yoğun duman, çevre ilçelerden ve Anadolu Yakası'ndan da görüldü.


Haberi paylaşın

Diyarbakır'da çevik kuvvet servis aracına saldırı: 9 yaralı


Diyarbakır'da çevik kuvvet polislerini taşıyan servis aracının geçişi sırasında düzenlenen bombalı saldırıda 1 sivil ve 8 polis memuru yaralandı. Olayla ilgili 2 kişi gözaltına alındı.

Diyarbakır Mardin kara yolu Yeşil Vadi Mahallesi Canlı Hayvan Borsası mevkisinde çevik kuvvet polislerini taşıyan servis aracının geçişi sırasında yol kenarına park edilmiş araç patlatıldı.


Durumun bildirilmesi üzerine olay yerine çok sayıda sağlık ve polis ekipleri sevk edildi.


Yaralanan 1 sivil ve 8 polis memuru 112 Acil Sağlık ekiplerince hastanelere kaldırıldı.


Valilikten yapılan açıklamada, saat 05.10 sıralarında göreve giden çevik kuvvet minibüsünün geçişi esnasında yol kenarına park edilmiş araç patlatılmak suretiyle terör saldırısı yapıldığı bildirildi.


Zırhlı polis minibüsü içerisinde bulunan 9 kişinin kontrol amaçlı hastanelere sevk edildiği kaydedilen açıklamada, "Herhangi bir hayati tehlikeleri bulunmamaktadır. Konuyla ilgili 2 kişi gözaltına alınmıştır." denildi.


Bakan Soylu'dan açıklama


 İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Diyarbakır'da çevik kuvvet polislerini taşıyan servis aracının geçişi sırasında meydana gelen patlamada olayın faili olduğu değerlendirilen iki kişinin gözaltına alındığını bildirdi.


Soylu, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, Diyarbakır'da göreve giden polis aracı geçerken saat 05.10'da park halindeki bir araçta patlama meydana geldiğini belirtti.


Yaralanan polislerin tedbiren hastaneye götürüldüklerini ve ayakta tetkiklerinin yapıldığını ifade eden Soylu, olayın faili olduğu değerlendirilen iki kişinin gözaltına alındığını duyurdu.


Haberi paylaşın
Haberi paylaşın

Savcılık, Ekrem İmamoğlu'na verilen 2 yıl 7 aylık hapis cezası kararına itiraz etti 

İmamoğlu'nun avukatı Kemal Polat, müvekkilinin aldığı 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası sonrası Savcı Furkan Okudan'ın "cezayı az bulduğu" gerekçesiyle istinafa götüreceği bildirildi. 




Haberi paylaşın

Kılıçdaroğlu mahkemenin İmamoğlu kararını yorumladı: Bu şekilde sonuçlanacağını tahmin etmiyorduk, beraat bekliyordum


CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında siyasi yasak ve hapis cezası verilmesini, “milli iradeye darbe” olarak nitelendirdi.

CHP lideri Kılılçdaroğlu, Halk TV’de canlı yayında soruları yanıtlayarak İmamoğlu hakkında verilen mahkeme kararını değerlendirdi.


"Bu davanın bu şekilde sonuçlanacağını tahmin etmiyorduk" diyen Kılıçdaroğlu, "Yargıcın tutanaklara geçen; 'bu ifade Soylu’ya söylenmiştir' diye bir ifadesi var. Bunu söyleyen ve duruşma tutanaklarına geçen bu ifade üzerine ne beklersiniz? Beraat beklersiniz. Ertelense de ben beraat çıkacağını düşünüyordum" dedi.


İmamoğlu'nun duruşmaya çıkacağı gün neden Almanya'ya gittiğini de açıklayan CHP lideri, bu gezilerin önceden ayarlanmış belli bir program çerçevesinde gerçekleştirildiğine vurgu yaparak, "Hangi saatte kiminle görüşeceğiniz bellidir. Biz de Almanya’ya bu çerçevede gittik. İngiltere’den sonra vizyon toplantımızı yaptık. Onun bir üçüncü ayağı Almanya vardı. Çünkü Almanya hem bilgiyi hem teknolojiyi bir arada büyüten bir  devlet. Ve biz, buraya gitmek zorundaydık. Artı gerçekten de Türkiye’nin temiz paraya ihtiyacı var. Biz, bu kısır tartışmalardan bağımsız olarak tümüyle enerjimizi nasıl güzel bir Türkiye’yi inşa edebiliriz için bu programları yaptık ve oraya da gittim" dedi.


Ardından, bir kez daha davada beraat beklediğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, “İnadına, inadına demokrasinin bütün kurallarını bu ülkeye getirmek için mücadele edeceğiz. Bu ülkenin halkı demokrasi, yargı bağımsızlığı istiyor” ifadelerini kullandı.


Haberi paylaşın

6 yaşında çocuk istismarı: Baba Yusuf Ziya G. ve Kadir İ. tutuklandı


İstanbul'da küçük yaştaki kız çocuğunun cinsel istismara uğradığı iddialarına ilişkin yargılanan sanıklardan baba Yusuf Ziya G. ile Kadir İ'nin tutuklanmasına karar verildi.


Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesince, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının, müşteki Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile müşteki H.K.G'nin avukatlarının sanıklarla ilgili tutuklama taleplerinin değerlendirilmesinin ardından Kadir İ. (47) ile Yusuf Ziya G. (59) hakkında yakalama emri çıkarıldı.


Bunun üzerine harekete geçen İstanbul Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü görevlilerince Kadir İ. ve Yusuf Ziya G. gözaltına alındı.


Emniyetteki işlemleri tamamlanan Kadir İ. ile Yusuf Ziya G, sağlık kontrolünün ardından polis eşliğinde Kartal'daki İstanbul Anadolu Adalet Sarayı'na getirildi.


Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıkartılan sanıklar Kadir İ. ile Yusuf Ziya G, haklarındaki tutuklama kararları yüzlerine okunmasının ardından cezaevine gönderildi.


 Adliye önünde sanıklara destek açıklaması


Bu arada, adliye önünde toplanan bir grup, baba Yusuf Ziya G. ile Kadir İ'nin, gözaltına alınmalarına tepki gösterdi.


Grup adına açıklama yapan Recep Konuk, "Hocalarımızın derdest edilip tutuklamaya döndürülmesini esefle kınadığımızı buradan arz ediyorum." ifadelerini kullandı.


Yargı sürecindeki bir konuda, iftira atılarak özellikle Yusuf Ziya G'nin tutuklamaya sevk edilmesine anlam veremediklerini dile getiren Konuk, şöyle devam etti:


"Buradan da tüm Türkiye'deki vicdanlara sesleniyoruz. Birtakım iftiralarla, baskılarla olayı bu şekilde 'tarikatlar kötüdür, cemaatler kötüdür', algısını asla kabul etmediğimizi beyan etmek istiyoruz. Kardeşimin de söylediği gibi bu filmi daha önce izlettiler bize. Bir tane kötü yolda olan bir hanıma bir giysi giydirildi ve gerçekmiş gibi Türkiye'ye sunuldu ve bir algı operasyonu oldu. Bunun algı operasyonu olduğunu bizler görüyoruz. İnşallah bu zamanla ortaya çıkacaktır."


Ne olmuştu?


İstanbul'da küçük yaşta kız çocuğuna cinsel istismarda bulunulduğu iddiası üzerine Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma başlatılmıştı.


Soruşturma sonucunda hazırlanan ve Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, sanık Kadir İ'nin "nitelikli cinsel saldırı" ve "çocuğun nitelikli cinsel istismarı" suçlarından 30 yıldan az olmamak üzere, diğer sanıklar Yusuf Ziya G. ve Fatıma G'nin de "çocuğun nitelikli cinsel istismarına iştirak" suçundan 18 yıldan az olmamak üzere hapisle cezalandırılması istenmişti.


Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) Başkanı sıfatıyla, 6 yaşındaki kız çocuğunun cinsel istismarına yönelik iddialarla ilgili 2012'de hukuka aykırı olarak kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verdiği iddia edilen cumhuriyet savcısı hakkında HSK'ye inceleme izni vermişti.


Bunun üzerine savcı hakkında HSK Birinci Dairesince inceleme başlatılmış ve müfettiş görevlendirilmişti.


Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi, 22 Mayıs 2023 olarak belirlenen duruşma tarihinin, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının talebi üzerine 30 Ocak 2023'te yapılmasına karar vermişti.


Haberi paylaşın

Ekrem İmamoğlu: Bu dava Türkiye'de adaletin kalmadığının ispatı

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Yüksek Seçim Kurulu üyelerine hakaret davasında aldığı hapis cezası kararı sonrasında Saraçhane'de halka seslendi. 


Konuşmasında "Bu mahkeme, bu dava Türkiye'de adaletin kalmadığının ispatı." diyen İmamoğlu bu davayı "Devlet biziz, millet biziz, her şeyin sahibi biziz diyen insanların aymaz, utanmaz biçimde süreci etki altına alıp karar verdikleri bir davadır."  diye tanımladı.


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın İstanbul  Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde bir şiiri sebebiyle siyaset yasağı alması sonrasında kullandığı "Görüyoruz ki, yargı gerçekten bağımsız değil. Siyasi rakiplerimiz güç ve çıkar odakları seçim sandıklarında karşımızda duramayacaklarını anlamış olmalılar ki, böyle bir yola başvurdular." cümleleri okuyan İmamoğlu "Bu kararı aldıran zat. Bu sözler senin değil mi? diye seslendi.


Akşener: Bu kararın arkasında büyük bir korku var

Ekrem İmamoğlu'na Saraçhane'deki konuşmasında destek veren İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener ise "Ekrem Başkan için verilen bu kararın arkasında bir büyük korku var" dedi ve bu korkunun millet iradesine ve demokrasiye duyulan korku olduğunu belirtti.


Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın durumuyla yaşanan benzerliğe dikkat çeken Akşener "Yıllar evvel bu meydanda şiir okuduğu için muhtar olamaz denilen bir büyükşehir belediye başkanı vardı. Amma velakin o cumhurbaşkanı oldu. Çünkü millet iradesine el uzatılmıştı." dedi.


Konuşması sırasında atılan "Hükümet istifa" sloganları üzerine Akşener "Onlar istifa etmez" dedi ve halkın sandıkta gereğini yapmasını istedi.


Haberi paylaşın

Yılmaz Tunç: Temyiz yolu açık kararla fırtına koparılıyor

İmamoğlu kararı hakkında AK Parti kanadından ilk yorum Yılmaz Tunç'tan geldi. TBMM AK Parti Grup Başkanvekili istinaf ve temyiz yolunun açık olduğu kararla fırtına koparılmasını mağduriyet algısı olarak tanımladı.


Tunç sosyal medyadan yaptığı açıklamada "İmamoğlu’nun YSK Üyelerine “ahmak” diyerek hakaret suçunu işlediği gerekçesiyle verilen mahkumiyet kararı ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararıdır, istinaf ve temyiz yolu açık olan bir karar üzerinden fırtına kopararak mağduriyet algısı oluşturmanın kimseye faydası yoktur." ifadelerini paylaştı.


İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında YSK üyelerine hakaret davasında 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası ve siyasi yasak kararı alındı.


Haberi paylaşın

İsmailağa Cemaatine bağlı Hiranur Vakfı kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel için tutuklama kararı

İsmailağa Cemaatine bağlı Hiranur Vakfı'nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel'in kızı H.K.G.'yi 6 yaşında iken 29 yaşındaki Kadir İstekli ile evlendirdiği iddiasıyla ilgili soruşturmada şüpheliler hakkında tutuklama kararı çıktı. Baba Yusuf Ziya Gümüşel ve Kadir İstekli hakkında tutuklanmaları talebiyle yakalama kararı çıkarıldı.


6 yaşındaki bir çocuğun cinsel istismara maruz kaldığı iddiasıyla başlatılan soruşturma kapsamında baba Yusuf Ziya Gümüşel ve Kadir İstekli hakkında tutuklanmaları talebiyle yakalama kararı çıkarıldı. Anne Hatice Kübra Gümüşel hakkında ise ruh sağlığının bozulup bozulmadığı yönünde rapor aldırılmasına hükmedildi.


Hiranur Vakfı kurucusunun 6 yaşındaki çocuğunu evlendirerek istismara maruz bırakmasıyla ilgili davada da daha önceden 22 Mayıs olarak belirten duruşma 30 Ocak tarihine çekildi.


Haberi paylaşın

Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun ikinci toplantısı başladı

Asgari Ücret Tespit Komisyonu, yeni yılda geçerli olacak asgari ücret rakamını belirleme çalışmaları kapsamında ikinci toplantısına başladı.


Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının ev sahipliğinde toplanan komisyonda, işveren heyetine TİSK Genel Sekreteri Akansel Koç, işçi heyetine ise TÜRK-İŞ Genel Sekreteri Pevrul Kavlak başkanlık ediyor.


Basına kapalı toplantıda Hazine ve Maliye Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı ve Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) temsilcilerinin ekonomik veri ve raporları komisyonla paylaşması bekleniyor.


Asgari ücret net 5 bin 500 lira

Asgari ücret, bir işçi için aylık brüt 6 bin 471 lira, vergiler ve kesintiler düştüğünde net 5 bin 500 lira 35 kuruş olarak uygulanıyor.


Asgari ücretin işverene toplam maliyeti, bir işçi için 7 bin 603 lira 43 kuruş. Bunun 6 bin 471 lirasını brüt asgari ücret, 1003 lira 1 kuruşunu sosyal güvenlik primi, 129 lira 42 kuruşunu işveren işsizlik sigorta primi oluşturuyor.


Haberi paylaşın

Bekir Bozdağ'dan 6 yaşında çocuğa istismar davası yorumu


Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, 6 yaşında çocuğa istismar davasıyla ilgili kendisine yönelik yapılan eleştirilere cevap verdi. 


Bozdağ, "Ben, Adalet Bakanı'yım, Adalet Bakanı her konuda konuşmaz. Hele hele yargıya intikal konularda konuşmaz" dedi.


Hürriyet'e konuşan Bozdağ, “Bizden görüşülen davalarda tarafgirlik bekleniyor. Benim her sözüm yargıyı etkiler. Şimdi bırakalım yargı görevini yapsın, hukuk işlesin, sonuçta adalet de hak da ortaya çıkacaktır.” değerlendirmesinde bulundu.


Haberi paylaşın

Tıbbi ürünlerin fiyatlandırılmasında euro kurunda yüzde 36,77'lik artış yapıldı

Beşeri Tıbbi Ürünlerin Fiyatlandırılmasına Dair Kararda Değişiklik Yapılması Hakkında Cumhurbaşkanı Kararı, Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlanarak yürürlüğe girdi.


Buna göre, Beşeri Tıbbi Ürünlerin Fiyatlandırılması Hakkında Tebliğin 10'uncu maddesi kapsamında yapılan gerçek kaynak fiyat veya depocuya satış fiyatı değişikliklerinin geçerlilik tarihi bu yıl için kararın yayım tarihi olarak belirlendi.


Böylelikle her yıl şubat ayında yapılan ilaçta fiyat güncellemesi erkene çekilmiş oldu.


Cumhurbaşkanı Kararı kapsamında, beşeri tıbbi ürünlerin fiyatlandırılmasında kullanılacak Türk Lirası cinsinden 1 euro değeri aralık ayında yüzde 36,77 artırıldı.


Söz konusu artış ve yeni barem değerleri, bu kararın yayım tarihinden bir gün sonra geçerli olacak.


- "İlaç bulunamaması probleminin çözümü için ilk adım atıldı"


Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Mecliste dün gazetecilere yaptığı açıklamada, ilaç temini konusunda yaşanan sıkıntının çözümüne yönelik ilk adımın 1-2 gün içinde atılacağını belirterek, bir düzenleme yapılacağının ipucunu vermişti.


Yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı sonrasında sosyal medya hesabından da paylaşımda bulunan Koca, "İlaç bulunamaması probleminin çözümü için ilk adım Sayın Cumhurbaşkanı'mızın imzası ile atıldı. Şubat ayında yapılması gereken fiyat güncellemesi erkene çekildi. Diğer adımlar da yolda. Çözeceğiz kimse endişe etmesin." değerlendirmesinde bulundu.



Haberi paylaşın

TBMM Genel Kurulundaki yumruklu kavga: AK Parti Bursa Milletvekili Zafer Işık 'üzgünüm' dedi


AK Parti Bursa Milletvekili Zafer Işık, 2023 yılı bütçe görüşmelerinde TBMM Genel Kurulundaki yumruklu kavgaya ilişkin, yaşanan rahatsızlık verici gündemden dolayı üzgün olduğunu belirterek "Sayın Hüseyin Örs ile bir araya gelmekten memnun olurum." açıklamasında bulundu.

Işık, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şunları kaydetti:


"Geçtiğimiz günlerde TBMM Genel Kurulunda yaşanan rahatsızlık verici gündemden dolayı üzgünüm. Bugüne kadar basında şahsıma atfen yer alan hiçbir açıklama tarafımdan yapılmamıştır.


Milletvekili arkadaşım sayın Hüseyin Örs'ün hastaneden taburcu olması ve sağlık durumunun iyi olması beni ziyadesiyle mutlu etti. Olaydan kaynaklı istirahat sürem bittikten sonra sayın Örs ile bir araya gelmekten memnun olurum. Ümidim odur ki bundan sonraki Meclis çalışmalarında böyle bir görüntü hiçbir zaman olmasın."


Meclis görüşmeleri sırasında çıkan kavgada başından darbe alan İYİ Parti Milletvekili Hüseyin Örs yoğun bakıma alınarak hayati tehlike atlatmıştı.


Haberi paylaşın

6 yaşındaki kız çocuğunun cinsel istismara uğradığı iddialarına ilişkin dava 30 Ocak 2023'e alındı

Anadolu Ajansı'nın aktardığına göre İstanbul'da 6 yaşındaki kız çocuğunun cinsel istismara uğradığı iddialarına ilişkin davanın duruşması 30 Ocak 2023'e alındı.


NTV canlı yayınında konuşan AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, istismar davasıyla ilgili, ''Dava mümkün olduğu en yakın tarihe çekilmelidir." demişti.


Öte yandan DHA'ya ise göre 6 yaşındaki kız çocuğunun istismarıyla ilgili H.K.G.'nin avukatı, tutuksuz sanıklar Kadir İstekli, Yusuf Ziya Gümüşel ve Fatıma Gümüşel hakkında tutuklama talep etti.


Haberi paylaşın

DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası’nın bağlı olduğu Bekaert fabrikasında işçiler, yasağa rağmen grev kararı aldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşik Metal-İş ve Özçelik-İş sendikalarının Kocaeli'ndeki grev kararlarının "milli güvenliği bozucu nitelikte" görüldüğü için 60 gün süreyle ertelenmesine karar verdi.


Karar bugünkü Resmi Gazete'de yayımlandı.


Erteleme kararına rağmen Bekaert fabrikasında işçiler eylem yapıyor.


Yürüyüş düzenleyen işçiler "İşçiler açken patronlara huzur yok" sloganları attı


Haberi paylaşın

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin'den EYT açıklaması

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, emeklilikte yaşa takılanlara (EYT) yönelik düzenlemeye ilişkin "Aralık ayının sonuna kadar çalışmayı bitirip Meclise götürürüz diye umuyorum." dedi.


Bilgin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında dün Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleşen Kabine Toplantısı sonrası basın mensuplarının sorularını yanıtladı.


"EYT'lilere yönelik düzenlemenin" sorulduğu Bakan Bilgin, "EYT konusunda bizim çalışmamız henüz tamamlanmadı, bitince açıklayacağız. Burada gizli bir şey yok. Mecliste anlattım, EYT ile ilgili sayılar her ay değişiyor. Haziran rakamlarını 1,5 milyon demiştik. Şimdi 1 milyon 800 bin civarı oldu. Bu rakamlar da dahil, bilinen verileri değerlendirip hesabımızı ona göre yapmamız lazım." yanıtını verdi.


Farklı iş yerlerinde çalışmış, hizmet birleştirilmesi yapılmış ya da yapılmamış olanların bulunduğuna dikkati çeken Bilgin, şunları kaydetti:


"EYT gündeme gelince bize müracaat edenler var. Daha önce kayıtlarımızda dijital ortamda yer almayanlar, dosyalarıyla geliyor. İncelenip hizmet birleştirilmesi yapılıyor. Bu teknik bir çalışma. Bütün bu çalışmalar tamamlanacak, ay sonuna kadar bitecek diye düşünüyorum. Aralık ayının sonuna kadar çalışmayı bitirip Meclise götürürüz diye umuyorum. Çünkü çok hızlı çalışıyoruz. Yeni değil, uzun zamandır çalışıyoruz."


"Sendikalaşmanın önündeki engelleri kaldıracağız"


Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Bilgin, "sendikalaşmaya yönelik çalışmaların" sorulması üzerine de işçilerin örgütlenme sürecine ilişkin, sendikalarla sürekli görüştüklerini söyledi.


Bu konuda, yönetmelikte bulunduğu halde uygulanmayan ve değiştirilmesi gereken hususlar olduğunu aktaran Bilgin, şöyle konuştu:


"Biz, iş kolu yönetmeliğinde bir değişiklik yapacağız. Yasal çalışmamız var, onu da Meclis'e götüreceğiz. Mevcut kanunda işveren iş kolunu kendi oluşturuyor, bunu kaldırıyoruz. Yapılan işe göre bakarız, hangi iş koluna giriyorsa, ona göre iş kolunu tayin ederiz. Kanun bize o yetkiyi veriyor. O yetki etkin şekilde kullanılmamış ama şimdi kullanacağız. Sendikalaşmanın önündeki tüm engelleri kaldıracağız."


Haberi paylaşın

Erdoğan, iki metal fabrikasındaki grev kararlarını erteledi

Cumhurbaşkanı kararı ile Birleşik Metal-İş ve Özçelik-İş sendikalarının Kocaeli'ndeki grev kararlarının "milli güvenliği bozucu nitelikte" görüldüğü için 60 gün süreyle ertelenmesine karar verildi.


Resmi Gazete'de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla yayımlanan karara göre, Bekaert İzmit Çelik Kord Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketine ait Kocaeli'nin İzmit ilçesindeki işyerinde Birleşik Metal-İş Sendikası tarafından alınan grev kararı ile Bekaert Kartepe Çelik Kord Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketine ait Kocaeli'nin Kartepe ilçesindeki işyerinde Özçelik-İş Sendikası tarafından alınan grev kararı, "milli güvenliği bozucu nitelikte" görüldüğünden 60 gün süreyle ertelendi.


Söz konusu karar, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 63'üncü maddesi gereğince verildi.


Haberi paylaşın

Erdoğan, 6 yaşında evlendirildiği iddia edilen kız çocuğuyla ilgili konuştu

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 6 yaşındaki çocuğa cinsel istismar iddiasıyla ilgili "Mesele medyada yer alana kadar bakanlıklarımız, kurumlarımız her türlü işlemi bihakkın yerine getirmiştir." dedi


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı'nın ardından açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, üniversite öğrencilerinin kredi ve burs miktarlarının lisansta 1250, yüksek lisansta 2500, doktorada 3750 liraya yükseltildiğini açıkladı.


Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:


  • "Reşit yaşa ulaşmadan evlilik gibi hususlardaki hassasiyetimizi kimseye sorgulatmayız."
  • "(6 yaşındaki çocuğa cinsel istismar iddiası) Mesele medyada yer alana kadar bakanlıklarımız, kurumlarımız her türlü işlemi bihakkın yerine getirmiştir."
  • "13 yaşında nişan, 14 yaşında evlilik gibi durumu kabul edebilmemiz asla mümkün değildir. Hele hele daha küçük yaşlardaki istismar iddiaları tam bir faciadır"
  • "Vatandaşlarımız müsterih olsun. Her türlü haksızlık, hukuksuzluk, vicdansızlık, ahlaksızlık gibi bu konuyu da her seviyede takip edip, neticelendireceğiz."
  • "PKK'nın, annelerinin kucağından kaçırıp dağa götürdüğü, liderlerinin istismarına maruz bıraktığı 12-13 yaşındaki kızlarımız için de aynı tepkiyi bekliyoruz"
  • "Hadiseyi milletimizin inancı ve o inancın temsilcisi kurumlarla irtibatlandırmak ahlaki olmayan bir çarpıtmadır."
  • "Açıkça söylüyorum herkes hesabını 2023'te yüzde 20'ler seviyesinde enflasyona göre yapsın."
  • "Ülkenize güvenin, sahip çıkın, destek verin. Kısa vadeli endişeler ve kazanç kaygılarıyla ülkenin geleceğine zarar verecek her türlü tasarruftan uzak durun"
  • "Yılbaşında her hareketlenmeyi izleyecek, reel ekonomik işleyişe aykırı her gelişmeyi belirleyecek, insanımızın hakkına el uzatanları buna pişman edeceğiz."
Haberi paylaşın

AK Parti kaynaklarından "EYT" açıklaması: "Bütçe takvimi dolayısıyla aralık ayında görüşme imkanı olmayabilir"

Emeklilikte yaşa takılanlara (EYT) yönelik düzenlemenin, aralık ayında görüşülmesi imkanının olmayabileceği bildirildi.


EYT düzenlemesi konusunda Meclis takvimi netleşmeye başladı.


AA'nın aktardığına göre AK Parti kaynaklarından aldığı bilgiye göre, EYT düzenlemesine ilişkin kanun teklifinin, 2023 yılı bütçe takvimi dolayısıyla aralık ayında görüşülmesi imkanının olmayabileceği ifade edildi.


Teklifin, ocak ayında Meclise sunulması bekleniyor.


Haberi paylaşın

AB'den Türkiye'ye sınırların korunması için 220 milyon euro destek

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, Türkiye'nin doğu sınırındaki kontrollerin iyileştirilmesi amacıyla 220 milyon euroluk destekte bulunacağını bildirdi.


AB Komisyonundan yapılan açıklamada, bugün onaylanan 220 milyon euroluk son paketle AB'nin Türkiye'deki sığınmacılar ve sınır yönetimi konusundaki programlarında desteğinin 2022'de 1,2 milyar euroya ulaştığı belirtildi.


Açıklamada, bu fonların 2021-2023 döneminde Türkiye'deki sığınmacılar için AB yardımının Haziran 2021'de duyurulan ilave 3 milyar euroluk paketinin parçası olduğu kaydedildi.


Açıklamada değerlendirmesine yer verilen AB Komisyonunun komşuluk ve genişlemeden sorumlu üyesi Oliver Varhelyi, "Bu yardım paketi, sığınmacılara ev sahipliği yapma ve yasa dışı göç akınlarını ele almada AB'nin Türkiye ile işbirliği yapma taahhüdünü yerine getirmeye devam ettiğinin göstergesidir." ifadesini kullandı.


AB'nin Türkiye ile Mart 2016 tarihli Göç Mutabakatı kapsamındaki işbirliğini devam ettirmek istediğini vurgulayan Varhelyi, 220 milyon euroluk paketle Türkiye'nin doğu sınırlarında düzensiz göçün önlenmesi amacıyla gelişmiş teknolojiye sahip izleme ekipmanı sağlanacağını aktardı.


Türkiye'nin 2015'ten beri dünyada en fazla sığınmacıya ev sahipliği yapan ülke olduğu, 4 milyon civarında sığınmacın Türkiye'de bulunduğu belirtilen açıklamada, Türkiye'nin bu konuda takdire şayan çabalar gösterdiği kaydedildi.


Açıklamada, AB'nin 2015'ten beri Türkiye'deki sığınmacılar ve ev sahibi topluluklar için 9,5 milyar avro yardımı onayladığı belirtildi.


Bunların toplam 6 milyar euroluk kısmının 18 Mart 2016'daki Türkiye-AB mutabakatı kapsamındaki yardımları içerdiği, bugüne kadar 4,9 milyar avronun ödendiği ifade edildi.


Haberi paylaşın

Bozdağ: Kılıçdaroğlu randevu isteseydi verirdim

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun TBMM'den Adalet Bakanlığı'na yürüyüşü ve ardından yaptığı açıklamaya ilişkin, " Eğer randevu istemiş olsaydı kendisine randevu verirdim. Randevusuz geldiği halde görüşmek isteseydi, kendisiyle yine görüşürdüm." değerlendirmesinde bulundu.


Bozdağ, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bu sabah Adalet Bakanlığı'na yürüdüğünü hatırlattı.


"Sayın Kılıçdaroğlu, Adalet Bakanlığından randevu istemedi. Eğer randevu istemiş olsaydı kendisine randevu verirdim. Randevusuz geldiği halde görüşmek isteseydi, kendisiyle yine görüşürdüm." ifadelerini kullanan Bozdağ, şöyle devam etti:


"Sayın Kılıçdaroğlu, Adalet Bakanı ile görüşme yerine basın açıklaması ile yetindi. Canı sağ olsun. Biz, memleketimizin her meselesini Türkiye'nin ikinci büyük partisinin genel başkanıyla her daim görüşmeye ve konuşmaya hazırız.


Adalet Bakanlığı, olan biten hakkında sessiz kalmadı, ama belli ki Sayın Kılıçdaroğlu'na doğru bilgi aktarılmıyor. O yüzden yaptığım açıklamayı bir de buradan yazayım. Çocuğun cinsel istismarı, din, ahlak, hukuk ve kültür dahil ne kadar mukaddes değerimiz varsa hepsini çiğnemektir."


- "Yargılama süreci başlamıştır"


Bozdağ, çocuğun cinsel istismarının, bir insanlık suçu olduğunu vurgulayarak, "Mağdure Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunmuş, Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma açmış, gerekli tahkikatı yapmış, iddianame hazırlamış ve mahkemeye sunmuş, mahkeme iddianameyi kabul etmiş ve yargılama sürecini başlatmıştır." bilgisini verdi.


Yargılama sürecinin, kanunların öngördüğü usulde devam ettiği kaydeden Bozdağ, "Yargılama sonunda maddi hakikat ortaya çıkacaktır. Yargıya güvenelim, yargılama sonucunu bekleyelim. Yargılama sonucunda hak da adalet de yerini bulacaktır." açıklamasında bulundu.



Haberi paylaşın

Kılıçdaroğlu Adalet Bakanlığı önünde açıklama yaptı


CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP’li milletvekilleriyle birlikte Adalet Bakanlığı’na yürüdü.


Adalet Bakanlığı önüne gelen Kılıçdaroğlu, burada bir basın açıklaması yaptı.


"6 yaşındaki bir kızımıza sistematik tecavüz edildi" diyen Kılıçdaroğlu şunları söyledi:


  • Günlerdir kendimize gelemiyoruz. 6 yaşında bir bebeğe sistematik tecavüz edildi. Daha süt kokuyordu evladımız. Aile Bakanı, 2 yıldır meseleyi bildiklerini itiraf etti. Anlıyoruz ki Adalet Bakanlığı, tertibi gördüğü halde operasyon emri vermedi. Bu organize kötülüktür.
  • Bu operasyon yapılmadığı sürece, gerginlik artacak. Kızımıza seslenmek istiyorum: Yanındayız, hepimiz senden yanayız. 84 milyon, genci, yaşlısı, inançlısı, inançsızı, dindarı, ateisti hepimiz senin yanındayız kızım. Başı açığı, kapalısı, tüm gençler seninledir kızım!
  • Bu devlet ayağa kalksın! Yiğit polislerimiz operasyon için emir bekliyor!

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaoğlu, partisinin TBMM Grubu'nu bugün sabah olağanüstü toplantıya çağırmışıt.


Haberi paylaşın

12 Aylık cari açık 43 milyar 454 milyon dolara yükseldi

Türkiye'nin cari işlemler hesabı, ekimde 359 milyon dolar açık verirken, altın ve enerji hariç cari işlemler hesabında 8 milyar 643 milyon dolar fazla oluştu.


Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından açıklanan ödemeler dengesi verilerine göre, ekimde cari işlemler hesabı 359 milyon dolar açık verdi. Bunun sonucunda, ocak-ekim döneminde cari işlemler açığı 38 milyar 176 milyon dolar oldu.


Son 12 aylık cari işlemler açığı da 43 milyar 454 milyon dolar düzeyinde gerçekleşti.


Altın ve enerji hariç cari işlemler hesabı ekimde 8 milyar 643 milyon dolar, ocak-ekim döneminde 43 milyar 41 milyon dolar fazla verdi.


Ödemeler dengesi tanımlı dış ticaret açığı ekimde 6 milyar 463 milyon dolar olurken, hizmetler dengesi kaynaklı girişler 6 milyar 702 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti. Bu kalem altında seyahat kaleminden kaynaklanan net gelirler 5 milyar 184 milyon dolar oldu.


Birincil gelir dengesi kalemi ekimde 652 milyon dolar net çıkış, ikincil gelir dengesi kalemi ise 54 milyon dolar net giriş kaydetti.


Öte yandan, eylül ayına ilişkin cari işlemler açığı 2 milyar 966 milyon dolardan 2 milyar 883 milyon dolara revize edildi.


Doğrudan yatırım 743 milyon dolar

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre, ekim ayında doğrudan yatırımlar kaynaklı 743 milyon dolar, portföy yatırımlarında da 302 milyon dolarlık net giriş gerçekleşti.


Alt kalemler itibarıyla incelendiğinde, ekimde yurt dışı yerleşikler, hisse senedi piyasasında 417 milyon dolarlık ve devlet iç borçlanma senetleri piyasasında 125 milyon dolarlık net satış gerçekleştirdi. Yurt dışındaki tahvil ihraçlarıyla ilgili bankalar 1 milyar 394 milyon dolar net geri ödeme yaparken, Genel Hükümet ve diğer sektörler sırasıyla 2 milyar 500 milyon dolar ve 22 milyon dolar net kullanım gerçekleştirdi.


Yurt içi bankaların yurt dışı muhabirlerindeki efektif ve mevduat varlıkları ekimde 1 milyar 651 milyon dolar net azalış kaydetti. Yurt dışı bankaların yurt içindeki mevduatları, yabancı para cinsinden 935 milyon dolar, Türk lirası cinsinden de 483 milyon dolar olmak üzere toplam 1 milyar 418 milyon dolar arttı.


Bu dönemde yurt dışından sağlanan kredilerle ilgili, bankalar 557 milyon dolar net geri ödeme, Genel Hükümet ve diğer sektörler ise, sırasıyla 93 milyon dolar ve 133 milyon dolar net kullanım gerçekleştirdi.


Resmi rezervler ekimde net 5 milyar 59 milyon dolar arttı.


Haberi paylaşın

TÜİK: Türkiye'de işsizlik oranı ekimde yüzde 10,2'ye yükseldi

Türkiye'de işsizlik oranı, ekimde bir önceki aya göre 0,1 puan artışla yüzde 10,2 oldu. Bu dönemde işsiz sayısı 3 milyon 534 bin kişi olarak belirlendi.


Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), ekim ayına ilişkin iş gücü istatistiklerini açıkladı.


Buna göre, Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaş grubunda işsiz sayısı, ekimde bir önceki aya kıyasla 57 bin kişi artarak 3 milyon 534 bin kişi oldu. İşsizlik oranı 0,1 puanlık artışla yüzde 10,2 olarak hesaplandı. İşsizlik oranı, geçen yılın aynı ayına göre ise 1 puan azaldı.


Söz konusu ayda 15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı, bir önceki aya göre 1,8 puanlık artışla yüzde 21,9 oldu.



İstihdam 229 bin kişi arttı

Türkiye'de istihdam edilenlerin sayısı ekimde aylık bazda 229 bin kişi artarak 31 milyon 200 bin kişiye yükseldi. İstihdam oranı 0,3 puanlık artışla yüzde 48 olarak hesaplandı.


Mevsim etkisinden arındırılmış istihdam edilenlerin sayısı ekimde bir önceki aya kıyasla 229 bin kişi artarak 31 milyon 200 bine çıktı. İstihdam oranı da 0,3 puanlık artışla yüzde 48 oldu. Bu oran erkeklerde yüzde 65,6 iken kadınlarda yüzde 30,8 olarak hesaplandı.


Mevsim etkisinden arındırılmış iş gücü, söz konusu ayda bir önceki aya kıyasla 287 bin kişi artarak 34 milyon 734 bin kişiye yükseldi. İş gücüne katılma oranı ise 0,4 puan arttı ve yüzde 53,5 olarak gerçekleşti. İş gücüne katılma oranı erkeklerde yüzde 71,8 kadınlarda ise yüzde 35,5 olarak belirlendi.


İstihdam edilenlerden referans döneminde iş başında olanların mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi ekimde aylık bazda 0,3 saat artarak 44,3 saat olarak gerçekleşti.


Zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel iş gücü ve işsizlerden oluşan atıl iş gücü oranı ekimde aylık bazda değişim göstermeyerek yüzde 20,3 oldu. Zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı yüzde 14,2 iken potansiyel iş gücü ve işsizlerin bütünleşik oranı yüzde 16,6 olarak tahmin edildi.


Haberi paylaşın
Erişilebilirlik kısayollarına git
Haberi paylaşın Yorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Alkol tüketimi vücuda nasıl zarar veriyor, hangi organları etkiliyor?

Orta Vadeli Program Resmi Gazete’de: Son OVP'ye kıyasla 2025 enflasyon tahmini 11 puan arttı

Temmuz'da yıllık enflasyon: TÜİK yüzde 33,52, ENAG ise yüzde 65,15 açıkladı