İsrail'in Lübnan'a yönelik hava saldırıları devam ederken, yerinden edilen insanlar yüksek kiralar nedeniyle ev bulmakta güçlük çekiyor.
Ahmed Mansur, Lübnan'ın Kaldeh bölgesinde, bir ailenin ancak sığabileceği bir evi diğer beş aileyle paylaşıyor.
Lübnan'daki amansız İsrail bombardımanından kaçan birçok kişi gibi o da yerinden edilmiş binlerce insandan biriydi ve şimdi fahiş kira fiyatlarıyla yüz yüze.
Euronews'e konuşan 80 yaşındaki Mansur daha önce de evini kaybettiğini söyledi.
Mansur, İsrail ile Hizbullah militanları arasındaki çatışmaların başlamasından bu yana yoğun İsrail bombardımanına maruz kalan sınır kasabası Aytarun'u terk edip Karayeb kasabasına taşındı.
"Ailem ve ben Beyrut'a ulaşana kadar 14 saatimizi yolda geçirdik. Ölümü gözlerimizle gördük. İsrail saldırılarından korunmak için beş aileyle beraber bu evde kalmak zorundayız," dedi.
Özel bakıma muhtaç durumdaki Mansur, yerinden edilmiş insanlarla aynı evde barınmayı beklemiyordu. Fakat her daire sahibi fahiş kiralar ve ağır koşullar talep edince başka çaresi kalmadı.
Bazı ev sahiplerinin iki-üç aylık kirayı, hatta tüm bir yılın kirasını tek seferde istediğine dair söylentiler yayılıyor. Mansur'un yüzleştiği türden bir "sömürü" pek çok ailenin başına gelmiş durumda.
İsrail'in Lübnan'ın güneyi ve doğusundaki köylerine yönelik saldırılarını yoğunlaştırmasından ötürü son günlerde evini terk etmek zorunda kalan insanların sayısında bir artış yaşandı.
Lübnan Çevre Bakanı Nasır Yasin'e göre, 150.000 kişi başka ülkelere iltica etti.
Euronews'e konuşan 30 yaşındaki Maha Farhat, evlerinin İsrail'in Hizbullah'ın üst düzey komutanlarından Fuad Şükür'ün öldürüldüğü binanın yanında olduğunu söylüyor. Daha güvenli bir yere gitmemelerinin sebebi, "çılgın" kira fiyatları.
"Aylık kazancım ancak gıda masraflarımıza yetiyor. Bu yüzden hayati tehlikeye karşın güneydeki mahallelerden çıkamadık," dedi.
Lübnan Emlakçılar Birliği Başkanı Valid Musa Euronews'e yaptığı açıklamada, çatışmalardan kaçan insanların "sömürülmeye" çalışılmasının doğru olmadığını belirtip, Lübnan'daki yasaların mülk sahiplerine "fiyat serbestisi" hakkı tanıdığını söyledi.
Musa'ya göre, insanların sömürülmesi çeşitli şekillerde gerçekleşiyor. Bazı mülk sahipleri, savaşın uzaması halinde kiracıların kira ödemeyeceği endişesiyle evlerini kiraya vermeyi reddediyor. Bazıları da "yeni kiracılar nedeniyle evlerinin İsrail'in hedefi olabileceğini" düşünüyor.
Musa'nın "mantıksız sömürü" dediği fahiş kira artışları ve yıllık kira bedelinin tek seferde istenmesi ayrıca öne çıkıyor. Bu yüzden "savaş gibi istisnai durumlar için ev sahiplerinin kira gaspı yapmasını engelleyecek bir yasa olmalı," diyor.
Diğer taraftan fahiş artışlar sadece konut sektöründe yaşanmıyor. Lübnan'daki tüccarlar, evini kaybetmiş insanların ihtiyaç duyduğu yatak, yastık gibi diğer temel ihtiyaçlara da zam yapıyor.
Çevre Bakanı Yasin'e göre tüm bu nedenlerden ötürü barınaklara sığınan insanların sayısı 50.000'i aştı.
Bununla beraber ülkedeki okullar, üniversiteler, kiliseler, camiler, kapılarını yerinden edilmiş insanlara açarak mezhepsel ve siyasi bölünmeleri aşan ulusal ve insani dayanışma örneği sergiliyor.
Birçok Lübnanlı gönüllü olarak süt, bebek bezi, ilaç, gıda, giysi, hijyen malzemelerini dağıtmak ve bağış toplamak için mücadele ediyor.
Öte yandan İsrail ile Hizbullah militanları arasındaki çatışma halinde bir değişiklik yok. İsrail'in hava saldırılarında, pazartesi gününden bu yana 700'e yakın insanın öldüğü, 1.600'den fazla kişinin yaralandığı bildirildi.