Newsletter Haber Bülteni Events Etkinlikler Podcasts Video Africanews
Loader
Bize Ulaşın
Reklam

Erdoğan: 'İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmemizin kadına şiddetle mücadeleye bir etkisi olmadı'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın TBMM'de ağırlandığı gün Türk-Filistin bayraklarının yer aldığı bir atkı giymişti, 15 Ağustos 2024
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın TBMM'de ağırlandığı gün Türk-Filistin bayraklarının yer aldığı bir atkı giymişti, 15 Ağustos 2024 ©  Ali Unal/Copyright 2024 The AP. All rights reserved
© Ali Unal/Copyright 2024 The AP. All rights reserved
By Euronews
Yayınlanma Tarihi Son güncelleme
Haberi paylaşın Yorumlar
Haberi paylaşın Close Button

Cumhurbaşkanı'nın gündeminde kadına şiddet, yargı düzenlemesi, TBMM'deki normalleşme adımları ve ana muhalefet CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in açıklamaları vardı.

REKLAM

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çarşamba günü Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Grup Toplantısı'nda kürsüde yaptığı konuşmada İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme hamlesinin "kadın cinayetleriyle mücadeleye bir etkisi olmadığını" öne sürdü.

Erdoğan, Türkiye'nin 1 Temmuz 2021'de çekildiği sözleşmeye ve yargı düzenlemesine atıfta bulunurken, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin TBMM'nin üçüncü yasama yılının açılışında Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) sıralarıyla selamlaşmasından övgüyle bahsedip, ana muhalefet Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel'in 'kapalı oturum' açıklamalarını "Esefle karşıladık," şeklinde yorumladı.

İstanbul Sözleşmesi

Erdoğan, Türkiye'nin 2011'de imzalayıp taraf olduğu, 2021'de de ayrıldığı İstanbul Sözleşmesi için, "Çekilmemizin, kadın hakları ve kadınlara yönelik şiddetle mücadeleye en ufak bir menfi etkisi olmamıştır. Kadına ve çocuğa yönelik şiddette zafiyet görüntüsüne asla izin vermeyecek, 'şiddete sıfır tolerans' ilkesiyle mücadelemizi devam ettireceğiz," dedi.

"Kadın hakları konusunda bize ders verecek hiçbir muhalefet partisi yoktur. Kadının statüsünün güçlendirilmesinde elimize su dökecek kimse de yoktur," diye konuştu.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 8 Ekim'de, partisinin grup toplantısında İstanbul Sözleşmesi kararı hakkında, "Bu iktidar, kadınlarımızı ve çocuklarımızı koruyamadığı gibi olumlu adımlardan da geri adım atıyor. AKP'nin kadınları hedef alan politikalarının en somut örneği, 2021 yılında İstanbul Sözleşmesi'nden bir gece yarısı tek imzayla çıkmasıdır," ifadelerini kullanmıştı.

Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden ayrıldığı 2021 yılında 433 kadın, cinayete kurban gitti. Bu sayı 2022'de 409, 2023'te 419, ve 2024'ün 10 aylık diliminde 297 olarak ölçüldü.

İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddetle mücadeleyi amaçlayan uluslararası bir anlaşmadır.

Resmi adı, "Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi"dir.

2011 yılında İstanbul'da imzaya açıldığı için bu isimle anılmaktadır. Avrupa Konseyi tarafından hazırlanan sözleşme, 1 Ağustos 2014 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

'Cezasızlık algısı'

Erdoğan, Türkiye'de son dönemde artan şiddet olaylarına ilişkin, "İnsanlarımızın sokakta, evinde, iş yerinde hiçbir endişe duymadan hayatını güvenle sürdürebilmesini sağlamak için ne gerekiyorsa yapacağız," vurgusunda bulundu.

"Belirli suçlarda infaz hükümlerinin, alınan cezanın yüzde 10'u cezaevinde geçirildikten sonra işlemeye başlaması sağlanacaktır. Mesela beş suç kaydı olan birinin, diğer davalarının bitip sabıka kaydına işlenmesi beklenmeden tutuklu yargılanmasının önü açılacak," diyen Erdoğan, açıklamalarını şöyle sürdürdü: "Tutukluluk süresi, kişinin işlediği suçlar ve alacağı cezalarla orantılı belirlenecek. Bu husus, toplum vicdanını yaralayan belirli suçlar için geçerli olacak. Kanunların suçlu lehine işlemesi çarpıklığını düzeltecek ilk adım kurumsal düzenleme, ikisi seri suç işleyenlerin tutuklanmasının kolaylaştırılmasına yönelik."

Cumhurbaşkanı son olarak, "Cezasızlık algısını ortadan kaldırmak, toplumun güvenlik ve adalet konusundaki  kaygılarını süratle gidermek boynumuzun borcudur," dedi.

Kapalı oturum

Dün Numan Kurtulmuş başkanlığında TBMM'de "İsrail" ve "Orta Doğu'daki gelişmelerle" ilgili bir kapalı oturum düzenlenmişti.

Alınan karar gereği oturumda konuşulanlar 10 yıl süreyle devlet sırrı olarak saklı tutulacaktı.

Toplantı öncesi Genel Kurul'un yakınlarındaki odalar kilitlenirken, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile Savunma Bakanı Yaşar Güler milletvekillerine bilgilendirmede bulundu.

Salı günü akşamı kapalı oturuma ilişkin açıklamalarda bulunan Özgür Özel, "Türk milleti emin olsun. Anlattıklarının bütünü şu; Türkiye, Erdoğan'ın söylediği sözden endişe etmesin, altını dolduracak bir kelime yok. Bilmediğiniz bir şey yok. Bugünden yarına Türkiye'ye saldıracaklarına dair hiçbir şey yok," dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ise, her iki bakanın "detaylı bilgi" verdiğini belirtip, Özel'e cevap olarak, "Toplantı sonrası CHP Genel Başkanı'nın yaptığı açıklamaları esefle karşıladık. Tüm bölgemiz bir ateş çemberinden geçiyor ama bakıyorsunuz CHP Genel Başkanı ucuz polemik peşinde koşuyor. Açıkçası Sayın Özel'den ülke güvenliğine dair meselelerde daha olgun bir tavır beklerdik," ifadelerini kullandı.

Bahçeli'ye övgü

Erdoğan'ın gündeminde, üçüncü yasama yılının açılışında DEM Partililerle ve diğer muhalefet partili vekillerle el sıkışan Devlet Bahçeli'nin açıklamaları da vardı.

Cumhurbaşkanı, "MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'nin gerek Meclis'in ilk günü, gerekse dün yaptığı açıklamaları takdirle karşılıyor, Türk demokrasisi ve 85 milyonun kardeşliği adına çok kıymetli buluyoruz," vurgusunda bulundu.

"Cumhur İttifakı'nın uzattığı elin değerinin muhatapları tarafından da layıkıyla anlaşılmasını ümit ediyoruz. Beklentimiz, hiçbir ayrım yapmadan Meclis'teki tüm siyasi partilerin de bu anlayış içinde hareket etmeleridir" diye devam etti.

Bahçeli, DEM Partililerle el sıkışması hakkında "Uzattığım el, milli birlik ve kardeşliğimizin mesajıdır. Uzattığım el, İlk Meclis'in ve Sayın Cumhurbaşkanı'mızın isabetli sözlerinin meşale gibi yanan aydınlığıdır" demişti.

Euronews Türkçe'ye konuşan DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Koçyiğit, "Dünkü (1 Ekim Salı) tokalaşmanın siyasetin doğası gereği olduğunu ifade etmemiz gerekiyor. Şimdiye kadar olmaması zaten yanlıştı," yorumunu yaptı.

Toplumun sorunlarını çözmek ve istişarede bulunmak için TBMM'nin temel zeminlerden biri olduğunu söyleyen Koçyiğit, "Bu anlamıyla mecliste merhabalaşmak ve konuşmaktan daha doğal bir şey olamaz. Aslında bunun geçmişte olmamasının sorunlu bir yaklaşım olduğunu, meclisteki siyasi partilerin diyalogsuzluğunun aslında ülkedeki sorunların çözümünün önünde engel oluşturduğunu görmemiz gerekiyor" ifadelerini dile getirdi.

MHP lideri Devlet Bahçeli, aralarında DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, DEM Parti Van Milletvekili Pervin Buldan ve DEM Parti Ağrı Milletvekili Sırrı Sakık ile el sıkışmıştı.

Erişilebilirlik kısayollarına git
Haberi paylaşın Yorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Erdoğan'dan kadın cinayetlerine tepki: 'Gençlerimizi modern popüler kültürün insafına terk edemeyiz'

Şamil Tayyar'dan seçim hukuku uyarısı: 2017 referandumunun mühürsüz oy kararı kaldırılırsa ne olur?

İl kongresi iptal edildi: CHP İstanbul İl Yönetimi görevden alındı