İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı toplamda 13 kişinin gözaltına alınması için emir verdi ama 12 kişi yakalanabildi, bir şüphelinin yakalanması için çalışmalar ise sürüyor.
İzmir ve Mersin’de Gülen yapılanmasına yönelik operasyonda tamamı ihraç edilmiş emniyet personelinden oluştuğu öğrenilen 12 şüpheli gözaltına alındı.
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu'nun yürüttüğü soruşturma kapsamında gözaltına alınan kişilerin haklarında örgüt üyesi oldukları yönünde beyan ve ele geçirilen dijital materyallerde de kayıt bulunduğu belirtildi.
Demirören Haber Ajansı'nın (DHA) haberine göre, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı toplamda 13 kişinin gözaltına alınması için emir verdi ama 12 kişi yakalanabildi.
İzmir'in Menemen, Bergama ve Torbalı ilçeleri ile Mersin’de 13 adresee eş zamanlı operasyon düzenlendi.
Diğer şüphelinin yakalanması için çalışmaların sürdüğü bildirildi.
Ankara'nın 2016'daki başarısız darbe girişimi nedeniyle suçladığı Fethullah Gülen geçen ay, ikamet ettiği Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD) 83 yaşında ölmüştü.
Aralarında Gülen'in yeğenlerinin de bulunduğu Gülen yapılanması bağlantılı hesaplar, Gülen'in kalp ve damar rahatsızlığı nedeniyle yaşamını yitirdiğini belirten paylaşımlar yapmıştı.
Fetullah Gülen kimdir?
Fetullah Gülen, 27 Nisan 1941 Erzurum'un Pasinler ilçesinde doğmuş olan bir vaiz ve imamdı.
1999 yılından bu yana ABD'de yaşayan Gülen'in yönettiği yapılanma, Türkiye'de "Fetullahçı Terör Örgütü / Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY)" olarak tanımlanıyor.
Şeffaflık konusunda ilk günden beri pek çok eleştirinin hedefinde olan Gülen yapılanması, Türk hükümeti içinde bir "paralel yapı" kurmakla, sınav sorularını çalmakla, yapılanmaya sert eleştiriler yönelten Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu'nu öldürmekle, Yarbay Ali Tatar'ın intihar etmesine neden olan Ergenekon, Balyoz, Poyrazköy ve Askeri Casusluk gibi "kumpas davaları" düzenlemekle, Hrant Dink suikastini gerçekleştirmekle, 15 Temmuz 2016 darbe girişimini organize etmekle ve pek çok diğer kriminal eylemle suçlanıyor.
Grubun lideri Gülen, bütün bu suçlamaları reddediyor. Bununla beraber, Nurettin Veren'den Gülen'in öz yeğeni Ebuseleme Gülen'e kadar pek çok itirafçı yapılanmayı eleştiriyor ve bu suçlamalarda doğruluk payı olduğunu belirtiyor.
Yapılanma hakkındaki ilk dava 1999 yılında açılmıştı. Savcı, hazırladığı iddianamede mensupların ve yapılanmanın lideri konumundaki Gülen'in "anayasal sistemi değiştirerek yerine İslami esaslara dayalı devlet kurmak amacıyla yasadışı örgüt kurup, bu amaç doğrultusunda faaliyetlerde bulunduğu" gerekçesiyle hapis istemi ile dava açmıştı.
2013 yılında iktidar Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AK Parti) Gülen yapılanmasıyla ilişkilerinin bozulmasının ve bilhassa 15 Temmuz 2016 darbe girişiminin ardından yapıya karşı açılan davalarda çok sayıda kişi cezaevine gönderildi.
Gülen yapılanmasına yakınlığı ile bilinen bazı milyarder iş insanlarının cezaevine girmemesine karşılık alt düzey mensupların cezaevine girmesi ve olağanüstü hal döneminde Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) yoluyla işlerinden edilmesi de sıkça eleştirilere konu oldu.
Konuyla alakalı eski AK Parti milletvekili Şamil Tayyar, bir "FETÖ borsası" olduğunu ve yeterli miktarda rüşveti veren iş insanlarının cezaevine girmediğini iddia etmişti.
Tayyar, "Milyon dolarlar dönüyor. Ben bunu söylüyorum. Evet. İtirafçı adı altında işadamlarını serbest bırakıyorlar. Türkiye’nin birçok yerinde var bu," demişti.