Newsletter Haber Bülteni Events Etkinlikler Podcasts Video Africanews
Loader
Bize Ulaşın
Reklam

Avrupa Komisyonu Başkanı Leyen, Cumhurbaşkanı Erdoğan'la Suriye'deki son gelişmeleri görüştü

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Avrupa Parlamentosu'nda üyelere sesleniyor, 26 Nisan 2021
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Avrupa Parlamentosu'nda üyelere sesleniyor, 26 Nisan 2021 ©  Olivier Matthys/Copyright 2021 The AP. All rights reserved
© Olivier Matthys/Copyright 2021 The AP. All rights reserved
By Euronews
Yayınlanma Tarihi
Haberi paylaşın Yorumlar
Haberi paylaşın Close Button

Leyen, önümüzdeki hafta Türkiye'de, 'Erdoğan ile bir araya geleceğini' açıkladı.

REKLAM

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Suriye'de Devlet Başkanı Beşar Esad'ın devrilmesiyle sonuçlanan muhalif militanların eylemlerine yönelik Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Salı günü bir görüşme gerçekleştirdiklerini duyurdu.

"Suriye'nin toprak bütünlüğü ve azınlıkların korunması" gerekliliğine vurgu yapan von der Leyen, "Suriye'deki durum hakkında Recep Tayyip Erdoğan ile kapsamlı bir görüşme gerçekleştirdim," diye yazdı.

Ayrıca, "Bu gelişmenin bölge ve ötesi için ne anlama geldiğini tartışmak üzere gelecek hafta başında Türkiye'de bir araya geleceğiz" notunu düştü.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye'de istikrarın sağlanmasıyla birlikte gönüllü geri dönüşlerin artacağını belirterek, kalabalığı azaltmak için üçüncü bir sınır kapısını yeniden açmayı planladığını duyurdu.

Erdoğan, "Suriye istikrara kavuştukça inşallah gönüllü, güvenli ve onurlu geri dönüşler artacaktır," dedi.

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya da yaptığı açıklamada, Suriye'ye geri dönüşlerin günlük 300-350 civarında olduğunu ancak Esad yönetiminin devrilmesinin ardından bu sayının 1,5-2 katına çıktığını belirtti.

"Bizim sınır kapılarımızda gönüllü, güvenli ve onurlu geri dönüşler için günlük kapasitemiz 3.000 civarındaydı. Günlük 350-400 kişi geçtiği için bu kapasite yeterliydi. Ancak geçiş sayıları artabileceği için bunu şimdi 15.000-20.000 kapasiteye çıkardık," diyen Yerlikaya, 2016'dan şu ana dek 737.000 geçici koruma altındaki Suriyelinin ülkelerine geri döndüğünü de sözlerine ekledi.

"Şu an ülkemizde geçici koruma altındaki Suriyelilerin sayısı 2,9 milyon. Hepsinin adres güncellemeleri yapıldı."

"Suriye'de yaşananları anbean takip ediyoruz. 13 yıllık aradan sonra Suriyelilerin ülkelerine geri dönme hayallerinin olduğunu görüyoruz. Geçici koruma altında bulunan 1,2 milyon Halepli var," diyen Bakan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sadece İçişleri Bakanlığı olarak değil, diğer bakanlıklarımızla da koordineli olarak çalışıyoruz. Gönüllü, güvenli ve onurlu geri dönüşü kolaylaştırıcı neler yapabileceğimizin üzerinde çalışıyoruz. Bunları da zamanı gelince açıklayacağız."

Suriye'de iç savaşın başladığı 2011 yılında Türkiye yüzbinlerce Suriyeli mülteciyi kabul etmişti. Ancak ekonomik sıkıntıların yaşandığı bir ortamda kamuoyunun mültecilere yönelik bakış açısı kısa sürede değişti ve Erdoğan hükümetini mültecilerin güvenli ve gönüllü geri dönüşleri için tedbirler aramaya sevk etti.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Türkiye'nin Suriye'nin yeniden inşası ve güvenli geri dönüşlerin sağlanması konusundaki kararlılığını bir kez daha teyit etti.

Fidan, "Suriyelilerin güvenli ve gönüllü geri dönüşlerini sağlamak ve ülkeyi yeniden inşa etmek için çabalarımızı sürdüreceğiz," dedi.

Cilvegözü'nde yetkililer, sadece uygun belgelere sahip olanların kapıya yaklaşmasına izin verdi.

Türkiye'ye 2019 yılında gelen 31 yaşındaki Zekeriya Mori el-Şami de ailesiyle birlikte sınırı geçmek için bekleyenler arasındaydı. Halep'te yıkılan evini yeniden inşa etmeyi planladığını belirtti.

Hama'dan gelen inşaat işçisi Sami Abdel-Latif de ailesine kavuşmayı umuyor. Belirsizliği kabullenmekle birlikte, "Her şey Beşar'dan iyidir" diyor.

Şam'a dönmeye hazırlanan Malak Matar da yenilenme fırsatından söz etti.

"Kendinizi psikolojik olarak özgür hissediyorsunuz - kendinizi ifade edebiliyorsunuz" diyen Matar, insanların 14 yıldır bu anı beklediğine işaret etti.

"Suriyeliler iyi organize olmuş ve ülkelerine sahip çıkan bir devlet yaratmak zorundalar. Bu yeni bir aşama."

Öte yandan Avrupa Birliği (AB), Suriye'de Devlet Başkanı Beşar Esad rejimini deviren saldırıya öncülük eden muhalif militanların oluşturduğu Heyet Tahrir Şam (HTŞ) ile doğrudan temas halinde değil ancak iktidarın el değiştirmesi sonucunda mevcut pozisyonunu gözden geçirmeye hazır.

Avrupa Birliği Dış İlişkiler Servisi'nden (EEAS) bir sözcü pazartesi günü yaptığı açıklamada, "Avrupa Birliği şu anda HTŞ'yle ya da lider kadrosuyla temas halinde değil. Nokta," dedi.

Sözcü, "HTŞ daha büyük sorumluluklar üstlendikçe, sadece sözlerini değil eylemlerini de değerlendirmemiz gerekecek," diye ekledi.

AB'nin politika şefi Kaja Kallas, Suriye içindeki tüm "yapıcı ortaklarla" temas halinde olduklarını söyledi, ancak hangileri olduğunu belirtmedi. Diplomatik temasların şimdilik gizli kalacağı belirtiliyor.

Kallas pazartesi günü yaptığı açıklamada, "Tüm aktörleri daha fazla şiddetten kaçınmaya, sivillerin korunmasını sağlamaya ve uluslararası insancıl hukuk da dâhil olmak üzere uluslararası hukuka riayet etmeye çağırıyoruz. Özellikle tüm azınlık mensuplarının korunmasını istiyoruz," dedi.

"Düzenli, barışçıl ve kapsayıcı bir geçişin sağlanabilmesi için tüm paydaşların, tüm kilit konularda Suriye'nin öncülüğünde ve Suriye'nin sahipliğinde kapsayıcı bir diyaloğa girmesi zorunludur."

Sahadaki durum gelişmeye devam ederken Brüksel, Esad güçlerinin muhalif gruplara yönelik acımasız baskısı nedeniyle Mayıs 2011'den bu yana resmi ilişkilerinin bulunmadığı Suriye ile nasıl başa çıkılacağı gibi kritik bir soruyla karşı karşıya.

Kallas, AB'nin Suriye'ye yönelik uzun süredir devam eden politikasında yaptırımlar gibi acil bir değişiklik yapılacağını duyurmadı. İlk tartışma 16 Aralık'ta AB dışişleri bakanlarının Brüksel'de Kallas ile bir araya gelmesiyle başlayacak.

Ne olmuştu?

Suriye'de 13 yıldır devam eden iç savaş, HTŞ ve diğer muhalif grupların son 12 günlük operasyonunun ardından Esad ailesinin 54, Baas Partisi'nin 61 yıllık iktidarının bitişiyle sonuçlandı.

Ülkenin kuzeybatısında, İdlib'de konumlanmış ve yaklaşık 4 milyonluk bir nüfusu idare ettiği belirtilen HTŞ tarafı, 27 Kasım Çarşamba günü sabahı Türkiye'nin de desteklediği Suriye Milli Ordusu'nun (SMO) yardımıyla, Şam'daki Suriye hükümetine ve ordusuna karşı "Saldırganlığı Caydırma - Rad'ul Udvan" operasyonunu başlattı.

Hızla ilerleyen muhalifler 28 Kasım'da Halep'i Şam'a bağlayan otoyolu kesti, aynı gün 46. Alay Üssü’nü ve en az 8 köyü ele geçirdi.

29-30 Kasım tarihlerinde ülkenin en büyük ikinci kenti Halep, muhaliflerin elindeydi. Bu gelişme sonrası Rus ve Suriyeli savaş uçakları, 2016'dan bu yana ilk kez, 2024'te muhaliflerin ele geçirdiği düşünülen mevzileri bombaladı.

HTŞ'nin kontrolündeki muhalif gruplar 4 Aralık'ta Hama, 7 Aralık'ta Humus ve 8 Aralık'ta Esad'ın ülkeyi yönettiği Şam'ı ele geçirdi.

Bu gelişmelerden sonra Esad, Rusya'nın "insani gerekçelerle" tanıdığı sığınma hakkı kapsamında ailesiyle beraber Moskova'ya uçtu.

HTŞ lideri Colani veya gerçek adıyla Ahmed Hüseyin el-Şara ise aynı gün Suriye devlet televizyonunda Esad'ı devirdiklerini açıkladı.

Erişilebilirlik kısayollarına git
Haberi paylaşın Yorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

İsrail uçakları Suriye'yi vururken, Netanyahu yolsuzluk davası kapsamında ilk kez mahkemeye çıktı

Dışişleri Bakanlığı, İsrail'in Suriye'ye yönelik müdahalesini kınadı

Özgür Özel kayyum kararı sonrası Zeytinburnu'nda: 'Erdoğan bir korkak, peşinden daha fazla gitmeyin'