Newsletter Haber Bülteni Events Etkinlikler Podcasts Video Africanews
Loader
Bize Ulaşın
Reklam

Eski İsrail Cumhurbaşkanı Rivlin: 'Kraliçe Elizabeth bizi terörist olarak görüyordu'

Elizabeth II, 6 Şubat 1952'den 2022'deki ölümüne kadar Birleşik Krallık'ın kraliçesiydi
Elizabeth II, 6 Şubat 1952'den 2022'deki ölümüne kadar Birleşik Krallık'ın kraliçesiydi ©  AP Photo
© AP Photo
By Euronews
Yayınlanma Tarihi
Haberi paylaşın Yorumlar
Haberi paylaşın Close Button

Rivlin, buna karşılık, Kral III. Charles'ın her zaman 'çok arkadaş canlısı' olduğunu dile getirdi.

REKLAM

İsrail'in Eski Cumhurbaşkanı Reuven Rivlin, İngiltere'nin 2022'de hayatını kaybeden Kraliçesi II. Elizabeth'in tüm İsraillileri "terörist" olarak gördüğünü söyledi.

Rivlin, Hayfa'daki Technion Teknoloji Enstitüsü'nün 100. yıl dönümü için İngiltere'nin başkenti Londra'da düzenlenen bir etkinlikte, "Kraliçe Elizabeth ile aramızdaki ilişki biraz zordu, çünkü o hepimizin ya terörist ya da teröristin çocuğu olduğuna inanıyordu," dedi.

"Uluslararası toplantılar dışında hiçbir İsrailli yetkilinin Buckingham Sarayı'na girmesine izin vermedi."

Rivlin, buna karşılık, Kral III. Charles'ın her zaman "çok arkadaş canlısı" olduğunu dile getirdi.

Yankı uyandıran sözleri üzerine Jewish News'ün sorularını yanıtlayan Rivlin, "Bunlar benim sözlerim, söylediğim şeyler," diyerek konuşmasını teyit etti.

Kral Charles, 2020'de resmi bir ziyaret gerçekleştirmeden önce de iki kez gayriresmi olarak İsrail'i ziyaret etmişti. Kraliçe Elizabeth ise 70 yıllık hükümdarlığı döneminde İsrail'e hiç gitmemişti.

Londra'daki etkinlikte 300 katılımcı karşısında konuşma yapan Rivlin, "Umarım yeni ABD başkanı Orta Doğu'da yeni bir dönemi müjdeler. Biz, Araplar ve Arap milletleriyle birlikte birlikte yaşamaya 'mahkum' değiliz, birlikte yaşamak bizim kaderimiz," ifadelerini kullandı.

"Arap ülkeleri bizi kovamaz çünkü gidecek başka yerimiz yok. O yüzden hepimiz devam edelim ve barış içinde birlikte yaşayalım."

Arap dünyasıyla 'normalleşme'nin sonu

Önceki yıllarda İsrail'in bölgedeki Arap devletleriyle başlayan "normalleşme" süreci, geçen yıl Gazze savaşının alevlenmesiyle birlikte durma noktasına geldi.

İsrail ile Gazze Şeridi'ni yöneten Hamas arasındaki çatışmalar, 7 Ekim tarihinde şiddetlenmişti.

İsrail sınırını aşıp baskın yapan Hamas militanları, düzenledikleri saldırıda çoğu sivil olmak üzere yaklaşık 1.200 kişiyi öldürmüş ve 250 kadar kişiyi de rehin almıştı. Bu rehinelerin yaklaşık yarısı, Kasım ayında bir hafta süren ateşkes sırasında İsrail tarafından tutulan Filistinli mahkumlarla takas edilerek serbest bırakılmıştı.

İsrail, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun (BMGK) derhal ateşkes ilan edilmesini öngören kararına rağmen Hamas'ın 7 Ekim'deki saldırısından bu yana Gazze'ye yönelik saldırılarını ve sivil katliamlarını sürdürürken, uluslararası kınamalarla karşı karşıya.

Gazze'deki sağlık yetkililerine göre, 7 Ekim'den beri İsrail'in Gazze'de düzenlediği saldırılarda çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 44.000'den fazla Filistinli öldürüldü ve 100.000'e yakın kişi de yaralandı.

Harabeye dönüşen Gazze'nin pek çok bölgesinde gıdaya, temiz suya ve ilaca ulaşmak hala çok zor.

Güney Afrika'nın açtığı bir dava kapsamında İsrail, Uluslararası Adalet Divanı'nda soykırımla suçlanıyor.

Mahkeme, Başbakan Netanyahu yönetiminin, 6 Mayıs tarihinde işgal edilmeden önce bir milyondan fazla Filistinlinin sığındığı güneydeki Refah kentindeki faaliyetlerini derhal durdurmasına hükmetmişti.

Erişilebilirlik kısayollarına git
Haberi paylaşın Yorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

İsrail uçakları Suriye'yi vururken, Netanyahu yolsuzluk davası kapsamında ilk kez mahkemeye çıktı

Teyit: AB ülkeleri UCM'nin Netanyahu hakkındaki tutuklama emri konusunda ne düşünüyor?

İsrail Başbakanı Netanyahu kabineye Hizbullah ile ateşkese varılmasını önerdi