Newsletter Haber Bülteni Events Etkinlikler Podcasts Video Africanews
Loader
Bize Ulaşın
Reklam

Starmer, Güney Kıbrıs'ı ziyaret etti: Kuzey Kıbrıs'tan 'eşit muamele' eleştirisi

İngiltere Başbakanı Keir Starmer, Kıbrıs adasında yer alan Kraliyet Hava Kuvvetleri (RAF) istasyonuna vardı, 10 Aralık 2024
İngiltere Başbakanı Keir Starmer, Kıbrıs adasında yer alan Kraliyet Hava Kuvvetleri (RAF) istasyonuna vardı, 10 Aralık 2024 ©  Kirsty Wigglesworth/Copyright 2024 The AP. All rights reserved
© Kirsty Wigglesworth/Copyright 2024 The AP. All rights reserved
By Euronews
Yayınlanma Tarihi Son güncelleme
Haberi paylaşın Yorumlar
Haberi paylaşın Close Button

Starmer'ın ziyareti, Kıbrıs sorunun diğer ana tarafı olarak Kıbrıslı Türkleri göz ardı etmesi nedeniyle eleştirildi.

REKLAM

İngiltere Başbakanı Keir Starmer, Salı günü Kıbrıs'taki Kraliyet Hava Kuvvetleri istasyonuna (RAF Base) vardı ve sonrasında adanın Güney Kıbrıs Rum Yönetim (GKRY) tarafını ziyaret etti. Starmer'ın ziyareti, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni (KKTC) kapsamaması ve Kıbrıs sorunun diğer ana tarafı olarak Kıbrıslı Türkleri göz ardı etmesi nedeniyle eleştirildi.

Adada bulunmanın "bir ayrıcalık" olduğunu söyleyen Starmer, günün ilerleyen saatlerinde Güney Kıbrıs Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis ile bir araya geldi.

Adaya en son 1971'de, dönemin İngiltere Başbakanı Edward Heath gelmişti. Starmer'ın ziyareti 53 yıl sonra bir ilki teşkil ediyor.

İngiltere, Türkiye ve Yunanistan'la birlikte Kıbrıs sorununun üç garantör gücünden biri olarak Kıbrıs sorununda rol oynuyor. İngiltere'nin adada hâlâ iki askeri üssü bulunuyor.

Starmer Hristodulidis ile yaptığı görüşmede, Suriye'de, Lübnan'da ve Gazze'de yaşanan son gelişmeleri, Kıbrıs'taki çözüm çabalarını ele aldı ve İngiltere'nin, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ndeki (BMGK) misyonu gereği ada üzerinde garantör ülke olduğunu hatırlattı.

Lefkoşa'daki buluşma sonrası yayınlanan ortak bildiride güvenlik, savunma, eğitim, kültür, ekonomi, yatırımlar, ticaret, enerji ve göç alanlarındaki iş birliklerine de atıf yapıldı.

Hristodulidis metinde, "BM Güvenlik Konseyi kararları temelinde Kıbrıs sorununun çözümü için görüşmelerin yeniden başlatılmasında özel bir rol oynaması gerektiğini" belirtti.

“Bu, savunma, güvenlik, yatırımlar, ticaret, eğitim, teknoloji ve her düzeyde ikili ilişkilerimizi geliştirmek için birlikte çalışma yönündeki güçlü irademizin açık bir kanıtıdır” diye ekledi.

Kuzey Kıbrıs'tan eleştiri

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanlığı'nın resmi internet sitesi üzerinden yayınlanan açıklamada, İngiltere Başbakanı Keir Starmer'ın ziyaretine "eşit muamele" eleştirisi yapıldı.

"Ziyaretin, BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs konusunda İngiltere'nin de temsil edileceği daha geniş kapsamlı gayrı resmi bir toplantıya ev sahipliği yapacağı bir zamanda gerçekleştiriliyor olmasına rağmen, garantör güçlerden biri olarak İngiltere'nin iki tarafa eşit muamele etme yükümlülüğü bulunmaktadır," denildi.

Açıklama, "Kıbrıs Türk halkının varlığını görmezden gelmek ve taraflardan sadece biriyle görüşmek, taraflar arasında güven inşa etme çabalarını ve farklı alanlarda anlamlı bir işbirliğinin önünü açma yollarını baltalayacaktır," şeklindeki sözlerle devam etti.

Son bölümde, Keir Starmer'ın KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile de görüşmeyi kabul etmesi istendi:

"Bu anlayışla, sağduyunun üstün gelerek Birleşik Krallık Başbakanı Sir Keir Starmer'ın Ada'yı ziyareti sırasında Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile görüşmeyi kabul etmesini ve Birleşik Krallık'ın iki tarafı doğuştan eşit olarak kabul ettiğini ve sürdürülebilir bir gelecek için her iki tarafı da teşvik etmek istediğini sadece sözle değil eylemle de göstermesini bekliyoruz."

Arka plan

Türkiye'de "Kıbrıs Barış Harekâtı," Yunanistan'da "Kıbrıs Türk İstilası" olarak bilinen ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nin "Atilla Harekâtı" koduyla düzenlediği askeri operasyon, 20 Temmuz 1974'te, o dönemki CHP - Milli Selamet Partisi (MSP) koalisyonunun kurduğu 37'nci hükümette Başbakan olarak görev yapan Bülent Ecevit'in emriyle gerçekleşti.

Birleşmiş Milletler (BM) ve Avrupa Konseyi'nin (Council of Europe - CoE) "işgal" olarak tanımladığı harekâta gerekçe olarak Ankara, İngiltere, Türkiye ve Yunanistan'ın taraf olduğu Zürih ve Londra Antlaşmasını gösteriyordu.

"Garanti Antlaşması" olarak da bilinen metinde, Rum ve Türk toplumlarının birbirlerine baskı kuramayacağı, bu gibi durumlarda garantör devletlerin engellemede bulunabileceği belirtiliyor.

15 Temmuz 1974'te, Yunanistan'ın desteğiyle yapılan Kıbrıs Darbesi'nden hemen sonra harekâtın ilk ayağı, 14 Ağustos'ta da ikinci ayağı düzenlendi. Silahlar sustuğunda Lefkoşa'nın kuzeyi dahil adanın yüzde 37'si Türklerin kontrolündeydi.

Harekat sona erdiğinde Türk tarafının kaybı 3.841, Rum ve Yunan tarafınınki de 16.000 dolaylarındaydı. Bu süreçte 270 sivilin öldüğü, 803'ünün kaybolduğu ve 1.000'in üzerinde insanın yaralandığı biliniyor.

Türk ve Rum toplumları arasındaki gerginliğin bir sonucu olan Kıbrıs Harekatı nedeniyle 140.000 ila 200.000 Rum, 42.000 ila 65.000 Türk zorunlu olarak adada yer değiştirdi.

Erişilebilirlik kısayollarına git
Haberi paylaşın Yorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Kıbrıs'taki BM Barış Gücü'nün görev süresi bir yıl daha uzatıldı

Türkiye ve Yunanistan, Kıbrıs ve deniz anlaşmazlıklarına çözüm arıyor

Beş taraflı Kıbrıs zirvesi: Anlaşma yok ama görüşmeler sürecek