Newsletter Haber Bülteni Events Etkinlikler Podcasts Video Africanews
Loader
Bize Ulaşın
Reklam

Ukrayna'nın müzakere bilmecesi: Barış planı nasıl ilerleyebilir?

Bir drone, 24 Ağustos 2022 Çarşamba günü Ukrayna'nın başkenti Kiev'deki Anavatan Anıtı önünde büyük bir ulusal bayrak taşıyor.
Bir drone, 24 Ağustos 2022 Çarşamba günü Ukrayna'nın başkenti Kiev'deki Anavatan Anıtı önünde büyük bir ulusal bayrak taşıyor. ©  AP Photo
© AP Photo
By Sasha Vakulina
Yayınlanma Tarihi
Haberi paylaşın Yorumlar
Haberi paylaşın Close Button

Rusya'nın Ukrayna'yı topyekûn işgali üç yılını doldurmak üzereyken, savaşın sona erebileceğine dair işaretler var. Yeni ABD yönetimi 'barış planı'nda diretiyor, ancak Washington, Kiev ve Moskova 'barışın' neyi temsil edebileceği konusunda farklı görüşlere sahip.

REKLAM

Cuma günü başlayacak 61. Münih Güvenlik Konferansı, Ukrayna ile yeni ABD yönetimi arasındaki ilk görüşme olacak. Volodyimir Zelenskiy'nin ABD Başkan Yardımcısı JD Vance ve Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile Rusya'nın Ukrayna'daki savaşına son verecek müzakerelerin başlangıcı olabilecek bir görüşme yapması bekleniyor.

Asıl soru, bu süreç hangi şartlar ve koşullar altında başlayacak?

Rusya'nın geniş çaplı işgalinin üzerinden neredeyse üç yıl geçmişken Kiev'de beklentiler temkinli. Ukraynalılar kimsenin kendilerinden daha fazla barış istemediğini tekrarlayıp dursa da, bunca kayıp ve fedakarlıktan sonra adalet istiyorlar.

Zelenskiy'nin Halkın Hizmetkarı Partisi'nin parlamento grubu başkan yardımcısı Evheniia Kravchuk, "Rusların yeniden toparlanıp daha fazla tank ve füze inşa etmesiyle beş yıl içinde yeni bir savaşa yol açacak bir ateşkes değil, daha uzun süreli bir barış olmalı," vurgusunu yapıyor.

Rusya'nın Ukrayna ve başkenti Kiev'e yönelik bir başka balistik füze saldırısından birkaç saat sonra Euronews'e konuşan Kravchuk, Putin'in beklentilerinin de değişmediğini savunuyor.

Kravchuk, "Putin dün (ve) bugün Ukraynalıları öldürmeye hazırdı, yarın da Ukraynalıları öldürmeye hazır olacak. Rus tarafında bu saldırı savaşını ve bu cinayetleri sona erdirmeye yönelik herhangi bir niyet görmüyoruz," diye konuşuyor.

Müzakerelerde ateşkes konusunda anlaşmaya varılsa bile Ukrayna'da artık hiç kimse bunun kalıcı olacağına inanmıyor.

Tıpkı 2014'teki ilk işgalden sonra olduğu gibi, Rusya'nın yeniden toparlanacağını ve birkaç yıl içinde "daha fazla tank ve daha fazla füzeyle" geri geleceğini söyleyen Kravchuk, "Çocuklarımın ve diğer Ukraynalıların çocuklarının, Kremlin'de başka bir diktatör ya da işgal için yeterli tank ve uçak varken başka bir savaşa girmesini istemiyorum," diye belirtti.

Bir milyondan fazla Ukraynalı çocuğun işgal altındaki topraklarda kaldığına dikkat çeken Kravchuk, "Dahası, Rusya bir dahaki sefere işgal altındaki topraklardan Ukraynalıları da kendi ülkelerine karşı savaşa gitmeleri için seferber edecektir. Askerileştirildiler, silahlandırıldılar. Ukraynalı kimlikleri siliniyor. Ruslara dönüştürülüyorlar ve temelde 'kendi akrabalarınızla savaşmak zorundasınız' deniyor," yorumunu yaptı.

Olası toprak tavizleri

Ukrayna'nın en büyük kaygılarından biri, Kiev'in Rusya'nın işgali altındaki topraklarından vazgeçmek zorunda kalıp kalmayacağı.

Rusya 2014 yılında Kırım'ı yasa dışı bir şekilde ilhak etti ve Ukrayna'nın doğusundaki bazı bölgeleri işgal etti.

Sekiz yıl sonra Moskova tam ölçekli işgale başladı ve Ukrayna'nın güneyi ile doğusundaki şehirleri ve yerleşim yerlerini dümdüz ederek daha fazla toprak ele geçirdi.

Washington şimdi Ukrayna'yı bu topraklardan tamamen vazgeçmeye zorlamayabilir mi?

Avrupa Politika Analizi Merkezi'nin (CEPA) Transatlantik Savunma ve Güvenlik programından Andrew Novo, "hukuki taviz ile fiili taviz" arasında fark olduğunu söylüyor.

Novo, "Örneğin, Sovyet döneminde Sovyetler Birliği Baltık ülkelerini işgal etti ve bu Baltık ülkeleri fiilen Sovyetler Birliği'nin bir parçasıydı. Hiçbir zaman hukuki olarak Sovyetler Birliği'nin bir parçası olmadılar. ABD ve diğer pek çok ülke de onları hiçbir zaman Sovyetler Birliği'nin bir parçası olarak tanımadı," değerlendirmesini yaptı.

Euronews'e verdiği demeçte Novo, "Sovyetler Birliği çöktüğünde, bu ülkeler Sovyetler Birliği'nden yasal bağımsızlıklarını ve Sovyetler Birliği'nden fiili bağımsızlıklarını kazandılar ya da geri aldılar," sözlerini kullandı.

Ukrayna'nın mevcut koşullar altında bu toprakları fiziksel olarak geri almasının çok zor olacağını da belirten Novo, "Ancak Ukrayna Rusya'ya toprak veren bir hukuki çözümden kaçınabilirse, gelecekte bir noktada bu bölgeyi geri alabilir," diye belirtti.

Bu, bir anlamda, Ukrayna'nın "Baltık ülkelerinde olduğu gibi, işgalle alınan fiziksel toprakların geri alınmasının hâlâ mümkün olduğunu bilerek yeniden inşa edilmesine ve ilerlemesine" yardımcı olacak bir "barış temettüsü" görevi görebilir.

Yine de Novo, Sovyetler Birliği'nden farklı olarak, Rus rejimi ile ilgili sorunun "ne kadar istikrarlı olduğu ve gücünü ülke içinde sürdürme olasılığı ve gücünü uluslararası alanda Ukrayna'ya yansıtma kabiliyeti açısından çok daha farklı bir spekülasyon" olduğunu kabul ediyor.

Novo, "Putin rejiminin beş yılı ya da 20 yılı kaldığını ya da Rusya'da yeni bir hükümetin politikasını değiştireceğini söylemek tamamen spekülasyon olur," değerlendirmesini yaptı.

İşte bu nedenle güvenlik garantileri olası herhangi bir anlaşmanın anahtarı olarak görülüyor.

Ukrayna ve güvenlik garantilerinin tarihi

Ukrayna lideri Zelenskiy geçtiğimiz sonbaharda Batılı müttefiklerini şok ederek Ukrayna için ya NATO ya da nükleer füzelerin söz konusu olduğunu ve üçüncü bir seçeneğin bulunmadığını dile getirdi.

Zelenskiy, "Ya Ukrayna nükleer silahlara sahip olacak ve bu bizim korumamız olacak ya da bir tür ittifaka sahip olmalıyız. Bugün NATO dışında etkili bir ittifak tanımıyoruz," dedi.

Başkanlık ofisi ve Zelenskiy daha sonra Ukrayna'nın nükleer silahlara geri dönmek gibi bir planı olmadığını birçok kez yinelemek zorunda kalarak, "Demek istediğim şu ki bugün bizim için NATO üyeliği dışında daha güçlü bir güvenlik garantisi yok," ifadelerini kullandı.

Zelenskiy ayrıca, İngiltere, ABD ve Rusya gibi büyük nükleer güçlerin güvenlik garantileri karşılığında Ukrayna'nın nükleer cephaneliğinden vazgeçmesini öngören 1994 Budapeşte Memorandumu'na atıfta bulunarak Kiev için durumun ne kadar vahim olduğunu gösterdiğini açıklamak zorunda kaldı.

Ancak Rusya sözünden döndü ve sadece yirmi yıl sonra komşusunu işgal etti.

Bu acı tecrübeye rağmen Ukrayna, 2014'teki ilk işgalin ardından Rusya ile müzakere etmeye çalıştı. Bu girişimler, Moskova'nın saygı göstermediği Minsk 1 ve Minsk 2 anlaşmalarıyla sonuçlandı ve bundan sadece birkaç yıl sonra tam ölçekli işgal gerçekleşti.

'Başka bir Minsk istemiyoruz ama başka bir Budapeşte'ye de ihtiyacımız yok'

Garantilerin sadece AB'den değil ABD'den de gelmesi gerektiğini söyleyen Kravchuk, "Başka bir Minsk istemiyoruz ama başka bir Budapeşte Memorandumu'na da ihtiyacımız yok," dedi.

Euronews'e yaptığı açıklamada Kravchuk, Washington'un Minsk anlaşmalarının bir parçası olmadığına dikkat çekerek, "Bu, ABD başkanının katılımı olmadan sadece Avrupa'nın dahil olduğu bu formatın gerçekten işe yaramadığını kanıtlıyor," yorumunu yaptı.

Avrupa'nın ABD'nin yerine geçip geçemeyeceği sorusuna Novo Euronews'e şu yanıtı verdi: "Açıkçası Avrupa ne siyasi ne de maddi anlamda ABD'nin yerini dolduramaz."

Novo ayrıca müzakereler açısından bakıldığında bunun Ukrayna'nın pazarlık gücünü azalttığını da belirterek, "Eğer Ukrayna arkasında Avrupa ile müzakere ediyorsa, Rusya'dan belli tavizler alabilir ve durumun belli bir şekilde istikrara kavuşmasını sağlayabilir," diye konuştu ve sözlerine şöyle devam etti:

"Eğer Ukrayna ABD olmadan ve sadece Avrupa ile çalışırsa, başlangıç noktası daha düşük olacaktır. Eğer ABD ve Avrupa ile birlikte hareket ederse, daha iyi bir çözüm için Ukrayna açısından daha büyük bir potansiyele sahip olacaktır."

Münih ve müzakerelerin başlaması

ABD Başkanı Donald Trump, müzakerelerin bir an önce başlamasını istediğini ve Münih Güvenlik Konferansı'nın "büyük kayıplara ve yıkıma neden olan anlamsız bir savaşa" son vermek için ilk adım olacağını söyledi.

Hafta sonundaki toplantılardan büyük bir gelişme beklemediğini, ancak bazı fikirlerin ortaya atılacağını kabul eden Novo, "Yeni yönetimin Münih Güvenlik Konferansı'ndaki temsilcileri aracılığıyla en azından müzakereleri nasıl başlatmak istediklerine, Ukrayna'da bir tür barış sürecini nasıl ilerletmek istediklerine dair bazı fikirler ortaya koymalarını bekliyorum," diye belirtti.

Kendisi de Münih'te bulunacak olan Kravchuk, Ukrayna'nın bu yıl farklı bir durumda olduğunu, Kiev'in artık sınırdaki Kursk bölgesinde Rusya'ya ait toprakların bir kısmını kontrol ettiğini ve bunun da olası müzakerelerde Kiev'e daha fazla koz verdiğini belirtiyor.

Ancak savaşı sona erdirmek için en önemli şeyin Ukrayna'nın müttefiklerinin birliği olduğunu söyleyen Novo, "Rusya'nın asıl korktuğu şey de bu. Ortakları birbirinden ayırmak istiyorlar," dedi.

Erişilebilirlik kısayollarına git
Haberi paylaşın Yorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Ukraynalı savaş esiri: Toprakları terk etmek milyonlarca Ukraynalıdan vazgeçmek anlamına gelir

Avrupa ülkeleri, Ukrayna'ya asker gönderme planı üzerinde sessizce çalışıyor

Ukrayna-Rusya barış görüşmelerine kim liderlik edecek?