Yılın başından bu yana bir milyondan fazla Suriyeli mülteci ülkesine döndü. Bu sayı, 2011'de Suriye savaşının başlamasından bu yana görülmemiş bir rekor.
2025 yılı, insani ve siyasi manzarada dikkat çekici bir değişimi yansıtan bir manzaraya sahne oldu: yıllarca zorla yerinden edilen Suriyeli mültecilerin ülkelerine dönüşünde eşi benzeri görülmemiş bir artış yaşandı.
Bu kitlesel dönüş, Beşar Esad’ın iktidardan düşmesinin ardından gerçekleşti ve ülkenin güvenlik açısından istikrar kazanmasına ve uluslararası yeniden inşa çabalarının hızlanmasına yol açtı.
Suriye’den ayrılan mültecilerin 2025 yılındaki dönüşleri ile Esad rejimi altındaki geri dönüşler karşılaştırıldığında, motivasyonlar ve koşullar açısından köklü farklar ortaya çıkıyor.
Yeni bir umut
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin (UNHCR) açıkladığı rakamlara göre, Esad rejiminin düşmesinden bu yana bir milyondan fazla Suriyeli mülteci ülkesine döndü – bu, Suriye savaşının başladığı 2011’den bu yana görülmemiş bir rekor.
BM’nin Suriye Daimi ve İnsani Yardım Koordinatörü Adam Abdelmoula’ya göre, bu rakama 885.000 ülke içinde yerinden edilmiş kişi (IDP) ve 302.000 mülteci dahil.
UNHCR, bu yıl toplam 3,5 milyon mülteci ve yerinden edilmiş kişinin ülkesine dönebileceğini öngörüyor. Abdelmoula, "Bu durum, toparlanma ve yeniden entegrasyon desteğine yönelik acil yatırımların gerekliliğini vurguluyor" dedi.
Ancak aktif çatışmaların kuzey, güney ve kıyı bölgelerinin bazı kesimlerinde hâlâ devam ettiğini ve bunun binlerce insanın yerinden edilmesine ve insani yardım erişiminin engellenmesine yol açtığını ekledi.
Esad döneminde geri dönüş: Baskı ve korku
2025’in siyasi atmosferiyle keskin bir tezat oluşturan Esad yönetimi döneminde Suriye'ye dönüşler tamamen farklı bir karakter taşıyordu.
Savaşın son yıllarında Esad yönetimi, mülteciler için "güvenli dönüş" fikrini pazarlamaya çalışsa da, bu sloganın çoğu zaman siyasi bir manipülasyon aracı olarak kullanıldığı yönünde suçlamalarla karşılaştı.
Bu dönemde ülkelerine dönmeye çalışan birçok mülteci tutuklandı veya zorla orduya alındı, bu da yurtdışındaki Suriyeliler arasında yaygın bir korkuya neden oldu.
Ayrıca, Esad döneminde yeniden inşa süreci de oldukça sınırlıydı. Tahrip olmuş bölgelerde evlerini onarmak isteyenler ağır güvenlik baskısı ile karşı karşıya kaldı. Bu durum, mülteciler ile rejim arasındaki güvensizliği artırarak geri dönüşleri ciddi ölçüde azalttı.
Uluslararası rol ve yeniden inşa çabaları
2025'te Suriyeli mültecilerin geri dönüşünü tanımlayan en önemli unsurlardan biri, uluslararası toplumun ülkenin yeniden inşasına yönelik aktif desteği oldu.
Yıllarca süren siyasi tıkanıklığın ardından, diplomatik çabalar Suriye'ye insani yardım ve destek sağlanması konusunda uluslararası bir uzlaşı sağlanmasını başardı.
Türkiye, Lübnan ve Ürdün gibi büyük mülteci nüfusuna ev sahipliği yapan ülkeler, dönüş sürecinin kolaylaştırılmasında önemli bir rol oynadı. Bu ülkeler, Suriyeli mültecilere mesleki eğitim programları ve geçici iş fırsatları gibi ekonomik ve sosyal teşvikler sundu.
Önümüzdeki zorluklar
Dönen mültecileri bekleyen önemli zorluklar hâlâ mevcut: sağlık ve eğitim hizmetlerindeki eksiklikler, bazı bölgelerde devam eden güvenlik tehditleri ve yüksek işsizlik oranları ciddi endişe kaynağı olmaya devam ediyor. Aynı zamanda, geçmişteki insan hakları ihlallerinin tekrarlanmasını önlemek için uluslararası baskının devam etmesi büyük önem taşıyor.
BM Mülteciler Yüksek Komiseri Filippo Grandi, Brüksel’de düzenlenen Suriye konulu bir konferansta, birçok Suriyelinin şimdiden geri dönmeye başladığını vurguladı. Ancak en büyük ve en acil sorunun bu dönüşü sürdürülebilir hale getirmek olduğunu söyledi.
Grandi, “İnsanlar topluluklarına geri döndüğünde temel ihtiyaçlarının karşılandığından nasıl emin olabiliriz? Barınma, elektrik, su, sanitasyon, eğitim, istihdam... Kısacası, kendi ülkelerinde kendileri ve aileleri için bir gelecek inşa edebilmeleri için onlara nasıl fırsatlar sunabiliriz? Ve en önemlisi, güvenliklerini ve haklarına saygıyı nasıl garanti altına alabiliriz? Çünkü güvenlik olmadan fırsat da olmaz,” dedi.
2025 yılında Suriyeli mültecilerin dönüşü, 21. yüzyılın en kötü insani krizlerinden birinin sona ermesine doğru atılmış önemli bir adımı temsil ediyor. Ancak tüm Suriyeli vatandaşların haklarını korumak ve garanti altına almak için kapsamlı ve sürdürülebilir reformlara duyulan ihtiyaç devam ediyor.