Newsletter Haber Bülteni Events Etkinlikler Podcasts Video Africanews
Loader
Bize Ulaşın
Reklam

Papa Francis’in ardından: Emmanuel Macron ile karmaşık bir ilişkinin hikayesi

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Vatikan'daki özel görüşmelerin sonunda Papa Francis'e sarılırken, 26 Haziran 2018
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Vatikan'daki özel görüşmelerin sonunda Papa Francis'e sarılırken, 26 Haziran 2018 ©  Alessandra Tarantino/Copyright 2018 The AP. All rights reserved.
© Alessandra Tarantino/Copyright 2018 The AP. All rights reserved.
By Sophia Khatsenkova
Yayınlanma Tarihi
Haberi paylaşın Yorumlar
Haberi paylaşın Close Button

Papa Francis görev süresi boyunca üç kez Fransa’yı ziyaret etti, ancak hiçbir zaman Paris’e resmi bir devlet ziyareti gerçekleştirmedi.

REKLAM

Papa’nın ölümünün ertesi günü, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Cumartesi günü Vatikan’da yapılacak cenaze törenine katılmak için Mauritius’a yapacağı geziyi iptal ettiğini açıkladı.

Ancak Fransa ile Vatikan arasındaki ilişkiler hiçbir zaman düz bir çizgide ilerlemedi. Zaman zaman sıcak bir diyalog kurulsa da, ilişkiler çoğu zaman gerginliklerle örülüydü.

Cizvit tarikatından gelen Papa ile aynı tarikata bağlı bir okulda eğitim almış olan Macron arasındaki ilişki dönem dönem samimi bir havadaydı. 2018’de Vatikan’da gerçekleşen bir görüşmede Macron, Papa’yı yanağından öpmüş, ikili birbirine ilk adlarıyla hitap etmişti.

Ancak fikir ayrılıkları da yok değildi. Papa Francis, Fransa’nın geçen yıl kürtaj hakkını anayasa ile güvence altına almasına ve ötenazi ilgili süren yasal tartışmalara açıkça karşı çıktı. Bu başlıklar, Katolik Kilisesi ile Fransız hükümeti arasında derin bir görüş ayrılığını ortaya koydu.

Papa'nın Fransa’ya karşı mesafeli olduğu sıkça söylense de, 12 yıllık papalığı boyunca ülkeye üç ziyaret gerçekleştirdi - bu, herhangi bir ülkeye yaptığı en fazla ziyaret sayısıydı.

Ne var ki, bu ziyaretlerin her biri bir şekilde yanlış anlaşılmalara ya da politik mesajlara sahne oldu. Bu da, “Papa ile Fransa’nın ilişkisi gerçekten dostane mi?” sorusunu akıllara getirdi.

“Marsilya’ya gidiyorum, Fransa’ya değil”

Papa Francis’in Fransa’ya yaptığı ilk ziyaret, 2014 yılında Strazburg’a olmuştu. Ancak bu ziyaret, Avrupa Konseyi ve Avrupa Parlamentosu’na hitap etmek üzere yapılmış resmi bir Avrupa gezisi olarak geçiyordu. Strazburg’un simgesi olan büyük katedrale uğramaması, eleştirilere yol açmıştı.

2023 yılında ise, Akdeniz’de yaşanan göçmen facialarına dikkat çekmek amacıyla Marsilya’yı ziyaret etti. Ancak bu geziden önce kurduğu şu cümle, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı:

“Marsilya'ya gidiyorum, Fransa'ya değil.”

Bu ifade, Papa’nın Fransa hükümetine yönelik mesafesini korumaya çalıştığı yönünde yorumlandı.

Marsilya’daki Velodrome Stadyumu’nda 60.000 kişinin karşısına çıkan Papa, göçmenler için daha fazla insani duyarlılık çağrısında bulundu. Bu çıkış, Macron’un göç politikalarına dolaylı bir eleştiri olarak değerlendirildi.

Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noël Barrot, Franceinfo’ya verdiği röportajda şöyle dedi:

“İki lider arasında oldukça açık ve doğrudan görüşmeler oldu ama herkes kendi pozisyonunu korudu.”

Son yolculuk ve eksik bir davet

İki taraf arasındaki belki de en sembolik kırılma, Aralık 2024’te yaşandı. Paris’teki Notre-Dame Katedrali, 2019’da geçirdiği büyük yangının ardından uzun bir restorasyon süreci sonunda yeniden açıldı. Ancak Papa Francis bu görkemli açılışa katılmadı.

Sadece bir hafta sonra ise Korsika'ya bir ziyaret gerçekleştirdi. Bu gezi, onun papalık görevindeki son yurt dışı ziyareti olacaktı.

Bazı gözlemciler bu kararı, Fransa’ya karşı bilinçli bir mesafe koyma biçimi olarak yorumladı. Ancak Katolik tarihçisi Martin Dumont farklı düşünüyor:

“Papa, kenarda kalmış topluluklara ulaşmayı tercih etti. Doğrudan inananlarla bir araya gelmek istiyordu. Devlet protokolü ve gösterişli törenler onu ilgilendirmiyordu.”

Nitekim Papa Francis, papalığı boyunca Avrupa’ya mesafeli bir duruş sergiledi. Almanya, İspanya ve İngiltere gibi Katolik çoğunluklu ülkelere resmi bir ziyarette bulunmadı.

Bunun yerine Asya, Afrika, savaş bölgeleri ya da ekonomik olarak daha az gelişmiş ülkelere odaklandı. Bu tutum, onun kilisenin merkezinden ziyade “çevrelerine” seslenme arzusunun bir yansımasıydı.

Erişilebilirlik kısayollarına git
Haberi paylaşın Yorumlar

Bu haberler de ilginizi çekebilir

Papa'nın ölümünün ardından Oscar ödüllü 'Conclave' filminin izlenme oranı yükseldi

‘Gönüllüler Koalisyonu’ Ukrayna’ya hava devriyeleri ve denizde mayın temizleme desteği sağlamaya hazırlanıyor

Fransa’da hükümet krizi: Melenchon, Macron’u hedef aldı